Cuma Mayıs 31, 2024

“Kürdü Ya Ezeceğiz Ya da Türkleştireceğiz!” –Dursun Ali Küçük

*Türk İçişleri bakanı Süleyman Soylu; “Ya ezeceğiz ya Türkleştireceğiz” sözünü hiddetlenerek söyledi.
İşte size Türk devlet politikası...
Evirmeden ve kıvırmadan, kelime oyunları yapmadan söyledi.
TC aynen böyle düşünüyor ve bütün resmi partileri bu politikayı uyguluyor.
Hiç tartışmasız Kürtlere ve ötekilere karşı devlet poltikası budur.
Ezdiğini ezecek, geri kalanı ise devşirerek Türkleştirecek...

*Bu söylem bütün Kürtlere bir hakarettir. Bütün Kürtleri düşmanlaştımak poltikasıdır. Ve bu poltikayı açığa vurmaktır..
Hani seçimler var.
Herkes yüksek perdeden atıyor.
Şu “demokrasi güçlerimizden” hiçbiri çıkıp bu söyleme karşı durmadı.
Kürtlerden kimileri üstüne almıyor...
“Hadi camım HDP’ye karşı söylemiştir..”
Veya KCK-PKK’ye karşı söylemiştir aymazlığına kaçabilir..
Hayır, Hayır...
Çok açık ve net bu söylem ve politika bütün Kürtlere ve öteki halklara karşıdır.
Hadi anladık, PKK’yi ezecek.. Buna bir kısmınız ne olacak, olsun. Hatta bıyık altında gülenleriniz bile vardır...
Ya Kürtleri Türkleştireceğiz ne demek...
Bunu da aymazlığa verip PKK veya KCK’nin üstüne atamazsınız...

*Gururumuzu ve onurumuzu ve anadan doğma temel haklarımıza saldırıyor..
Yüksek sesle karşı çıkamıyoruz.
Bu söylem başka bi ulusa ve halka karşı söylense kıyamet kopar..
Avrupa gibi demokrasinin olduğu ülkelerde söylense faşist ve ırkçı söylem ve poltikadır diye cezalandırırlar..
Kürtler ve öteki halklara karşı açıkça ırkçılık yapılıyor..
Demokrasi söylemini dilinden düşürmeyen resmi Türk partilerinden çıt yok..
Hani bir yandanda “Soylu içimizdekini söyledi” atla gitsin modundalar..
Kürt İslamcısıyım diyenler dilini yutmuş...
Solcuyum diyenler demokrasilik ve insan hakları oyunu oynuyor...
Hani bu demokrasi cephesi ve ittifakı nerede?
Bu pitikaya karşı çıkmyacakta neye karşı çıkacak?..
Yazık yani... ne günlere düştük..

*Diktatör Erdoğan: “Kayumları geri alacağız diyorlar. Yine kayyum atarız”.. yani seçime girmeniz birşeyi değiştirmeyecek diyor..
Öte yandan ise ciddi muhalafet ve demokrasi olmadığı için “sen istediğin kadar yasal yollan seçil, biz bunu takmayız” diyor...
Çoğu kesimin hiç umurunda değil. Nasıl olsa Kürtlere karşı konuşuyor..CHP ve İyi partiye vb söylemiyor...
“Kayumları geri alacağız” ne söylem... yeni yerler kazanacağız demek lazım. Seçim böyle yürütülür. Kayumları şutlarız, yeni yerleride alırız demek lazım.
İşin doğrusu beni Kürdistan ve Kürt şehirlerindeki seçimler yakından ilgilendiriyor.
Erdoğan , AKP ve MHP şutlansa iyidir. Hani şu millet ittifakından hiç bir beklentiniz olmasın. Kürtler ve öteki halklar sözkonusu oldumu hepsi aynı maldandır.
Millet ittifakı; CHP ve İyi Parti ciddi muhalefet yaptığı için değil, halk Cumhur ittifakından bıkmışsa buna dayalı birşeyler olabilir. Millet İttifakı yeni bir söylem ve yeni birkumaş pazara sunmuş değildir. Devlet içi hesaplaşma ve çekişmenin adresleridir. Onlarda MUKTEDİR den ızdıraptır. Bütün mesele bu..

*Diktatör yine döktürüyor..
Sadece Kuzey Kürtlerine değil, her yerdeki Kürtlere düşmanlık yapıyorlar.
Açıkça gelip orada da “gömeceğiz” diyor.. Kürtlerin hiç bir hak almasını istemiyorlar...
Bu çok açık...
Soylu Türkleştireceğiz diyor, Diktaör bozuntusu “gömeceğiz” diyor..
Türkiye’de aklı başında kimseler çıkıp diyemiyor: “ Sen kimi gömüyorsun”..
Aynı İŞİD mantığı ve politikası..
Ecdadın bütün eşleri hep Hrıstiyanlardandı. Hiç birinin anası Türk değil. Ecdad devşirmecilikte ustalamıştı.
Ah çırak Ecdat kendiside devşirme, eşi Emine’de devşirme.
Ecdad gibi Türkiye yöneticileride devşirmedir, olmayanlarda devşirme kafalıdır.
Herkesi bir kalıba dökmek istiyorlar..
Tek farkla...
Türke Türkün propagandasını yaparak. Güçten ve öldürmeden ve ezmeden bahsederek...
Hadi ordan ne demokratik seçimler.
bu seçimler zorbalık üzerine kurulmuştur.
Oda yetmiyor, “beka sorunu” diyorlar..
Devlet bakası nı hep kafamıza çaldınız...
Eskiden devletin bakası Padişahın bekasıydı.
Sonra cumhuriyetin bekası oldu.
Bunlarla birlikte....
Şimdi diktatörün bekası...
Bahçeli Başbuğ Türkeş’ini bulmuş ona sarılıyor.
O’da MHP lileşti, Bahçeliye sarılıyor..
Bu sefer parti bekaları ve Türk usulü Hakan başkanın bekası ve bunun üzerinde savrulan tehditler, asmalar, kesmeler, Kürtleri Türkleştirmeler, “Kürtleri gömeriz” lafları gündemde...
*En son Ecdad Ulu Hakan buyur du ki; Kürdistan diyorsanız. Kuzey Irak yani Güney Kürdistan’a gidiniz.
Bir konuda haklısınız...
Siz plınızı pıtınızı toplayıp Orta Asya'ya dönerseniz, hani kavga olmasın diye bizde Güney Kürdistan’a gideriz.Bu kavgada biter ve ebediyen barış olur..
Türkiye diye bir devletin geçmişi yüzyıldır. Anadolu, Kürdistan ve Rumeliye gelişiniz 1000 yıl olmadı. Dağdan gelip bağdakini kovmak buna denir.
Be utanmaz adam bir çok lafını ettiğin ecdadına bak: Onlar Kürdistan ve Kürt beyliklerini hep atamışlar ve sadece kuzey değil, Kuzey ve Güneyin hepsine Kürdistan diyorlar. TBMM tutanaklarına bak...
Hani sende bir ara Kürdistan demiştin.
Ne çabuk unutuyorsun..
Be illet adam..
Madem Kürdistan yok...
Ozaman ne diye bizi Türkleştiriyorsunuz..
Bu kadar kirli savaşı kime karşı ve niye veriyorsun..
Çiller ve o zaman Meral da vardı. Çok gürlediler. "Çakıl taşı vermeyiz" dediler.
O zamandan bu yana Güney Kürdistan kuruldu.
Kuzeyde Kürtler epey mücadele verdiler yol aldılar..
Rojava-Batı Kürdistan için şimdiye kadar çok gürledin.
Ama hala fiilen Kürtlerin statüsü orda var...
Seni ve senin gibiler uğurlanacak....
Gerektiği yerlere gidersiniz.
Unutmayın Kürtler ve Kürdistan kalacak ve kazanacak...
Yeni gelişmeler gördükçe hiddetinden zehir içeceksin..

*
Durum ortada...
Adamlar hep gömeceğiz ve türkleştireceğiz diyorlar...
Bari bu adamları seçimde gömünüz...
Hesaplaşmanın önü açılsın...
İslamcı ve ümmet Kürtleri, Türklerin islam ipine sarılmayın.
Tanrı bütün kavimleri eşit yaratmışsa kendi kavminizi koruyarak Tanrının ipine sarılınız.
Irkçı ve faşit tipler ve devlet adına bunun özetini söyleyenleri Kürtler artık sırtında taşımasın...
Kürtler bunlara karşı birleşiniz.
Alişer bir şairdir. Koçgiri ve Dersim’de Türk barbarlığına karşı mücadele etti.
Hasan Hayri Dersim mebusu idi. Kemalistleri ve ittihat Terakicileri tuttu.
O zaman Ali Şer’in Hasan Hayriye söylediği şu söz kulağımıza küpe olsun:

“Alişer ile Hasan Hayri karşılaşması:
“Doğan Munzuroğlu Alişer ve eşi Zarife’nin anısına adadığı ‘Dağlara Şeçere Yazan Adam adlı kitabında Alişer’in Dersim mebusu Hasan Hayri Bey’le karşılaşmasını ve ona söylediklerini şöyle anlatır. Dersim mebusu Hasan Hayri Bey bu görüşmeden 5 yıl sonra sonra idam edilir.Alişer haklı çıkmıştır.
Alişer şöyle der:
Ağalar! demir tavında dövülür. Osmanlı hanedanlığından birçok milli devlet çıktı. Çağ milli ayaklanmalar çağıdır. Kürdler milli benliğine sahip değil de Türkler çok mu sahip? Allah’ın izni keremiyle, biz de akıllı davranırsak, bağımsız bir devlet olarak çıkarız. Siyasette acımak yoktur, akıl vardır. Biz kimseden bir şey almıyoruz, her milletin hak telakki ettiğini talep ediyoruz. Hasan Hayri Efendi’nin söylediği belki başka bir toplum için doğrudur. Ama İttihad ve Terakki’nin mirasçılarıyla çuvala girilmez. Hayri Efendi’nin Cumhuriyete bunca hizmetinden sonra korkarım ki benim gibi bir asiyle Hayri Efendi’nin sonu aynı olsun. Bunlar için en iyi kürd, ölü Kürdtür….’( Aktaran M.Bayrak-a.g.e-sayfa 75)” Hülya yetişen roportajından

Dursun Ali Küçük-3.1.2019 

16493

Proletaryasız Burjuva Çağı Hayali(!)

 

Telaşlı diplomasi ve açık savaş hazırlığı Nijer: Afrika'da akut savaş tehlikesi!(Rote Fahne (Kizil Bayrak)

26-27 Temmuz gecesi, yaklaşık 26 milyon nüfusa sahip Batı Afrika ülkesi Nijer'de ordu bir darbe düzenledi. Bir önceki başkan Bazoum'u devirdi ve anayasayı askıya aldı.

Frankfurter Rundschau'ya göre Bazoum döneminde Nijer, "İslamcı teröristlerin Sahel'deki ilerleyişine karşı mücadelede Batı'nın son stratejik ortaklarından biriydi".

“En Önde” Durmak, “En Önde” Savaşmak (Dengê Azadî )

Lozan’daki tarihsel haksızlığın 100. yıldönümünde gerilla alanlarına yönelik işgal saldırıları sürüyor. Emperyalist devletlerle İttihatçı Kemalistler arasında imzalanan ve TC devletinin emperyalistlerce kabul edilmesinin resmileştiği tarih olarak 24 Temmuz 1923 Lozan Antlaşması’nın üzerinden yüz yıl geçti.

Kalbim Zap’ta çarpar! (Nubar Ozanyan)

Yeni bir yüzyıl direnenlerin hikayeleri ve isimleriyle yazılmalıdır. Zalimlerin yazdığı yüz yıllık faşist tarihi parçalamanın zamanı çoktan gelmiştir. Soykırımcılar, teknolojinin üstünlüğüne her gün yenilerini ekleyerek kıyıcı ve yok edici silahlar üreterek Kurdistan’ın en ışıldayan direniş parçalarına saldırsa da, 26 gün abluka ve bombardıman altında yaralı olduğu halde “teslim ol” çağrılarına direnen gerillanın karşısında çoktan yenilmiştir!

Çoktan yenilmiştir, Osmanlı’nın İttihatçı subay ve askerleri, Türk ordusunun işkenceci generalleri!

“Halkın aslanları: HBDH milisleri” (Ziya Ulusoy)

Bahsetmek istediğimiz HBDH militanları. Yaklaşık 7 yıldır Erdoğan faşizminin acımasız  saldırı ve zulmüne karşı mücadele ediyorlar. Şimdiye değin yüzlerce eyleme imza attılar.

Mücadele koşulları çok ağır. Faşizmin saldırgan ve devasa miktardaki polis aygıtı, yüksek gözetleme ve takip tekniğini de kullanarak, hareket imkanını çok daraltıyor. Az güçle ve bu duruma rağmen, HBDH militanları eylem yapabiliyor. Biribirinden çok uzak kentlerde de, değişik bölgelerde de, aynı kentin değişik semtlerinde de Erdoğan faşizmine karşı eylem yapabiliyorlar.

Dedikoducu Modacılar

Amann... sanki kendileri de proletaryalarda karşılık bulsalardı chp ve hdp'lilerde taban, oy (veyahut da boykotçu) almış olmayacaklardı.

Neysee...

Nerede kalmıştık.

Maltepe'de bir mayıs.

Yolun bir tarafında tip'liler bir tarafında hdp'liler.

Yolun sağına, soluna... gölgesine de sıkışmış... tip'çilerin giyimlerini kuşamlarını ... diğer kortejlerdeki insanlarla kıyaslayan benim gibi de dedikocu modacılar.

Bu keşmekeşliğin içerisinde de..

Tip'çilerin gözleri  hdp'lilere... hdp'lilerinki de tip'çilere kayıyor.

Bizim devrim! (Nubar Ozanyan)

Rojava’nın haritadaki yeri sorulduğunda Kürtlerin bir kısmının dışında kimsenin doğru dürüst yanıt veremeyeceği bir süreçten geçilerek gelindi bugünlere. Büyük riskler göze alındı. Ağır bedeller ödenerek kazanımlar elde edildi. Bu sayede Rojava, özgürlüğüne kavuştu. Ortaya konan devrimsel hamleler, sayısız çaba sonucu Rojava halkları daha ileri ve gelişkin bir sürece geldi. 

DİK DURUP BOYUN EĞMEYENLER[*]

 

 

“Yol daima ayaklarınızın altında,

rüzgâr daima arkanızda olsun.”[1]

 

“Bu bir çıkmaz sokak. 3.Dünya savaşı yaklaşıyor.” Mu gerçekten de?

Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Medvedev, 11-12 Temmuz 2023 tarihlerinde Vilnius’ta gerçekleşen NATO Liderler Zirvesi’nde Ukrayna’ya yapıla gelen silah yardımlarının daha da arttırılması kararına ilişkin olarak şu değerlendirmede bulunmuş:

“Çıldırmış olan Batı, başka bir şey düşünemez oldu. Aptallık noktasına kadar en yüksek düzeyde öngörülebilirlik içerisindeler. Bu bir çıkmaz sokak. 3.Dünya Savaşı yaklaşıyor.” (1)

“Kim Daha Kötü Kaypakkaya’cı?”

Halkın günlüğü gazetesinde yayımlanan bu makaleyi yerinde ve doğru tespitlerinden ayrıca Kaypakkaya'yı anlama ve algılama yönünden değerli bir yazı olması sebebiyle okumanızı tavsiye ederiz.

“Kim Daha Kötü Kaypakkaya’cı?”

Kaypakkaya’yı sevmek (Deniz Faruk Zeren)

Kim, ne zaman onun ismini ansa devletin en katı, en soğuk, en acımasız yüzüyle karşı karşıya kalıyor!

Kim ne zaman onun fotoğrafını assa, taşısa, devletin sorgularıyla, kelepçesiyle, zındanlarıyla tanışıyor!

Kim, ne zaman onu sevdiğini, izinde yürüdüğünü söylese vay haline!

Bu dünyada, bu ülkede sevilmesi suç olan kaç insan var?

On yıllar önce katledilmiş, katilleri açığa çıkarılmak bir yana korunup gizlenmiş, mezarına giden yollara bile karakollar kurulmuş, adına yazılan şarkılar yasaklanmış bu insan güzeli, İbrahim Kaypakkaya’yı sevmek neden suç?

Sayfalar