Pazartesi Mayıs 20, 2024

“Kürdü Ya Ezeceğiz Ya da Türkleştireceğiz!” –Dursun Ali Küçük

*Türk İçişleri bakanı Süleyman Soylu; “Ya ezeceğiz ya Türkleştireceğiz” sözünü hiddetlenerek söyledi.
İşte size Türk devlet politikası...
Evirmeden ve kıvırmadan, kelime oyunları yapmadan söyledi.
TC aynen böyle düşünüyor ve bütün resmi partileri bu politikayı uyguluyor.
Hiç tartışmasız Kürtlere ve ötekilere karşı devlet poltikası budur.
Ezdiğini ezecek, geri kalanı ise devşirerek Türkleştirecek...

*Bu söylem bütün Kürtlere bir hakarettir. Bütün Kürtleri düşmanlaştımak poltikasıdır. Ve bu poltikayı açığa vurmaktır..
Hani seçimler var.
Herkes yüksek perdeden atıyor.
Şu “demokrasi güçlerimizden” hiçbiri çıkıp bu söyleme karşı durmadı.
Kürtlerden kimileri üstüne almıyor...
“Hadi camım HDP’ye karşı söylemiştir..”
Veya KCK-PKK’ye karşı söylemiştir aymazlığına kaçabilir..
Hayır, Hayır...
Çok açık ve net bu söylem ve politika bütün Kürtlere ve öteki halklara karşıdır.
Hadi anladık, PKK’yi ezecek.. Buna bir kısmınız ne olacak, olsun. Hatta bıyık altında gülenleriniz bile vardır...
Ya Kürtleri Türkleştireceğiz ne demek...
Bunu da aymazlığa verip PKK veya KCK’nin üstüne atamazsınız...

*Gururumuzu ve onurumuzu ve anadan doğma temel haklarımıza saldırıyor..
Yüksek sesle karşı çıkamıyoruz.
Bu söylem başka bi ulusa ve halka karşı söylense kıyamet kopar..
Avrupa gibi demokrasinin olduğu ülkelerde söylense faşist ve ırkçı söylem ve poltikadır diye cezalandırırlar..
Kürtler ve öteki halklara karşı açıkça ırkçılık yapılıyor..
Demokrasi söylemini dilinden düşürmeyen resmi Türk partilerinden çıt yok..
Hani bir yandanda “Soylu içimizdekini söyledi” atla gitsin modundalar..
Kürt İslamcısıyım diyenler dilini yutmuş...
Solcuyum diyenler demokrasilik ve insan hakları oyunu oynuyor...
Hani bu demokrasi cephesi ve ittifakı nerede?
Bu pitikaya karşı çıkmyacakta neye karşı çıkacak?..
Yazık yani... ne günlere düştük..

*Diktatör Erdoğan: “Kayumları geri alacağız diyorlar. Yine kayyum atarız”.. yani seçime girmeniz birşeyi değiştirmeyecek diyor..
Öte yandan ise ciddi muhalafet ve demokrasi olmadığı için “sen istediğin kadar yasal yollan seçil, biz bunu takmayız” diyor...
Çoğu kesimin hiç umurunda değil. Nasıl olsa Kürtlere karşı konuşuyor..CHP ve İyi partiye vb söylemiyor...
“Kayumları geri alacağız” ne söylem... yeni yerler kazanacağız demek lazım. Seçim böyle yürütülür. Kayumları şutlarız, yeni yerleride alırız demek lazım.
İşin doğrusu beni Kürdistan ve Kürt şehirlerindeki seçimler yakından ilgilendiriyor.
Erdoğan , AKP ve MHP şutlansa iyidir. Hani şu millet ittifakından hiç bir beklentiniz olmasın. Kürtler ve öteki halklar sözkonusu oldumu hepsi aynı maldandır.
Millet ittifakı; CHP ve İyi Parti ciddi muhalefet yaptığı için değil, halk Cumhur ittifakından bıkmışsa buna dayalı birşeyler olabilir. Millet İttifakı yeni bir söylem ve yeni birkumaş pazara sunmuş değildir. Devlet içi hesaplaşma ve çekişmenin adresleridir. Onlarda MUKTEDİR den ızdıraptır. Bütün mesele bu..

*Diktatör yine döktürüyor..
Sadece Kuzey Kürtlerine değil, her yerdeki Kürtlere düşmanlık yapıyorlar.
Açıkça gelip orada da “gömeceğiz” diyor.. Kürtlerin hiç bir hak almasını istemiyorlar...
Bu çok açık...
Soylu Türkleştireceğiz diyor, Diktaör bozuntusu “gömeceğiz” diyor..
Türkiye’de aklı başında kimseler çıkıp diyemiyor: “ Sen kimi gömüyorsun”..
Aynı İŞİD mantığı ve politikası..
Ecdadın bütün eşleri hep Hrıstiyanlardandı. Hiç birinin anası Türk değil. Ecdad devşirmecilikte ustalamıştı.
Ah çırak Ecdat kendiside devşirme, eşi Emine’de devşirme.
Ecdad gibi Türkiye yöneticileride devşirmedir, olmayanlarda devşirme kafalıdır.
Herkesi bir kalıba dökmek istiyorlar..
Tek farkla...
Türke Türkün propagandasını yaparak. Güçten ve öldürmeden ve ezmeden bahsederek...
Hadi ordan ne demokratik seçimler.
bu seçimler zorbalık üzerine kurulmuştur.
Oda yetmiyor, “beka sorunu” diyorlar..
Devlet bakası nı hep kafamıza çaldınız...
Eskiden devletin bakası Padişahın bekasıydı.
Sonra cumhuriyetin bekası oldu.
Bunlarla birlikte....
Şimdi diktatörün bekası...
Bahçeli Başbuğ Türkeş’ini bulmuş ona sarılıyor.
O’da MHP lileşti, Bahçeliye sarılıyor..
Bu sefer parti bekaları ve Türk usulü Hakan başkanın bekası ve bunun üzerinde savrulan tehditler, asmalar, kesmeler, Kürtleri Türkleştirmeler, “Kürtleri gömeriz” lafları gündemde...
*En son Ecdad Ulu Hakan buyur du ki; Kürdistan diyorsanız. Kuzey Irak yani Güney Kürdistan’a gidiniz.
Bir konuda haklısınız...
Siz plınızı pıtınızı toplayıp Orta Asya'ya dönerseniz, hani kavga olmasın diye bizde Güney Kürdistan’a gideriz.Bu kavgada biter ve ebediyen barış olur..
Türkiye diye bir devletin geçmişi yüzyıldır. Anadolu, Kürdistan ve Rumeliye gelişiniz 1000 yıl olmadı. Dağdan gelip bağdakini kovmak buna denir.
Be utanmaz adam bir çok lafını ettiğin ecdadına bak: Onlar Kürdistan ve Kürt beyliklerini hep atamışlar ve sadece kuzey değil, Kuzey ve Güneyin hepsine Kürdistan diyorlar. TBMM tutanaklarına bak...
Hani sende bir ara Kürdistan demiştin.
Ne çabuk unutuyorsun..
Be illet adam..
Madem Kürdistan yok...
Ozaman ne diye bizi Türkleştiriyorsunuz..
Bu kadar kirli savaşı kime karşı ve niye veriyorsun..
Çiller ve o zaman Meral da vardı. Çok gürlediler. "Çakıl taşı vermeyiz" dediler.
O zamandan bu yana Güney Kürdistan kuruldu.
Kuzeyde Kürtler epey mücadele verdiler yol aldılar..
Rojava-Batı Kürdistan için şimdiye kadar çok gürledin.
Ama hala fiilen Kürtlerin statüsü orda var...
Seni ve senin gibiler uğurlanacak....
Gerektiği yerlere gidersiniz.
Unutmayın Kürtler ve Kürdistan kalacak ve kazanacak...
Yeni gelişmeler gördükçe hiddetinden zehir içeceksin..

*
Durum ortada...
Adamlar hep gömeceğiz ve türkleştireceğiz diyorlar...
Bari bu adamları seçimde gömünüz...
Hesaplaşmanın önü açılsın...
İslamcı ve ümmet Kürtleri, Türklerin islam ipine sarılmayın.
Tanrı bütün kavimleri eşit yaratmışsa kendi kavminizi koruyarak Tanrının ipine sarılınız.
Irkçı ve faşit tipler ve devlet adına bunun özetini söyleyenleri Kürtler artık sırtında taşımasın...
Kürtler bunlara karşı birleşiniz.
Alişer bir şairdir. Koçgiri ve Dersim’de Türk barbarlığına karşı mücadele etti.
Hasan Hayri Dersim mebusu idi. Kemalistleri ve ittihat Terakicileri tuttu.
O zaman Ali Şer’in Hasan Hayriye söylediği şu söz kulağımıza küpe olsun:

“Alişer ile Hasan Hayri karşılaşması:
“Doğan Munzuroğlu Alişer ve eşi Zarife’nin anısına adadığı ‘Dağlara Şeçere Yazan Adam adlı kitabında Alişer’in Dersim mebusu Hasan Hayri Bey’le karşılaşmasını ve ona söylediklerini şöyle anlatır. Dersim mebusu Hasan Hayri Bey bu görüşmeden 5 yıl sonra sonra idam edilir.Alişer haklı çıkmıştır.
Alişer şöyle der:
Ağalar! demir tavında dövülür. Osmanlı hanedanlığından birçok milli devlet çıktı. Çağ milli ayaklanmalar çağıdır. Kürdler milli benliğine sahip değil de Türkler çok mu sahip? Allah’ın izni keremiyle, biz de akıllı davranırsak, bağımsız bir devlet olarak çıkarız. Siyasette acımak yoktur, akıl vardır. Biz kimseden bir şey almıyoruz, her milletin hak telakki ettiğini talep ediyoruz. Hasan Hayri Efendi’nin söylediği belki başka bir toplum için doğrudur. Ama İttihad ve Terakki’nin mirasçılarıyla çuvala girilmez. Hayri Efendi’nin Cumhuriyete bunca hizmetinden sonra korkarım ki benim gibi bir asiyle Hayri Efendi’nin sonu aynı olsun. Bunlar için en iyi kürd, ölü Kürdtür….’( Aktaran M.Bayrak-a.g.e-sayfa 75)” Hülya yetişen roportajından

Dursun Ali Küçük-3.1.2019 

16389

Misafir yazarlar

Güncele iliskin yazilariyla sitemize katki sunan yazar dostlarimiza ait bölüm

Son Haberler

Misafir yazarlar

“Hamas-İsrail Çatışmasında” İtidal Çağrısı Yapmak…(Polemik)

Filistinli 14 direniş örgütünün, 7 Ekim günü “Aksa Tufanı” adıyla İsrail devletine yönelik operasyonu, başta Ortadoğu olmak üzere tüm dünyada büyük bir yankı uyandırdı. Hamas gibi İslamcı örgütlerin yanısıra ve de Filistin Halk Kurtuluş Cephesi, Filistin Demokratik Halk Kurtuluş Cephesi gibi Marksist eğilimli hareketlerin de yer aldığı hamle, Siyonist İsrail’in tarihi boyunca aldığı en büyük darbelerden biri olarak kayıtlara geçti. Sözkonusu direniş, kısa sürede dünyanın dört bir yanında devrimci, ilerici güçler nezdinde çok ciddi saflaşmaları da beraberinde getirdi.

“Çizgimiz Nubar Ozanyan’dır!” (Deniz Aras)

7 Ekim sabahı Filistin Ulusal Direnişi’nin Siyonist İsrail işgalciliğine ve zulmüne karşı “Aksa Tufanı Operasyonu” başlatması başta siyonizm olmak üzere bölge gerici devletleri ve siyonizme koşulsuz destek veren emperyalistlerde şok etkisi yarattı.

Hamas öncülüğünde başlatılan ve aralarında Filistin Ulusal Hareketi’nin tarihsel öznelerinden Filistin Halk Kurtuluş Cephesi gibi devrimci örgütlerin de yer aldığı “Operasyon Odası” tarafından yönetildiği açıklanan bu hamle, tüm dünyada olduğu gibi coğrafyamızda da tartışmalara yol açtı.

Yerini Bulan Her Vuruş Acı Verir!

Komünist partileri yaptıkları eylemleri kamuoyuna açıkladıkları gibi, yanlış yaptıkları eylemleri de kamuoyuna açıklar ve özeleştirisini yaparlar. Yanlış eylemlerin özeleştirisinin yapılması, o partinin dürüstlüğünü gösterir ve bu tür özeleştiriler kitlelere ve parti kamuoyuna güven verir.

Arif Alıç, 1978 yılında Hıdır Aykır ile Bayrampaşa  Hapishanesinden kaçtı. Parti tarafından kırsal (Dersim) alana gönderildi. 1981 yılının ortalarında, TKP/ML üyesi bir kişi tarafından öldürüldü.

Bu makaleyi, yazarken ölüm haberini aldığım, sevgili yoldaşım Turan Talay'ın anısına adıyorum.

Türk Tekelleri Afrika'yı Çok Çooook Sevdi!

TKP-ML Ortadoğu Parti Komitesi:Faşizm Ve Siyonizm Kaybedecek, Filistin ve Rojava Kazanacak!

Ortadoğu ezilen halklarının ezeli düşmanları olan Faşist T.C. ve Siyonist İsrail devletlerinin halklara yönelik saldırıları ile ezilen Rojava ve Filistin halklarının direnişine şahit oluyoruz. Bu gerici güçler, tüm teknolojik üstünlük ve emperyalist devletlerden tam destek görmelerine rağmen, Filistin ve Rojava halklarının direncini, mücadele kararlılığını kıramıyorlar. Egemenlerin tüm saldırılarına rağmen belirleyici olan yine halkın öz direnişi ve kararlılığı oluyor. Filistin ve Kürdistan halkları; İsrail Siyonizmine, T.C.

Arstahk: “Biz Beyaz Bayrak Kaldırmayız!”

Ermeni halkının soykırım ve tehcir tarihine bir yenisi daha eklendi. 1915 bitmedi. Bu kez TC destekli Azeri faşizmi eliyle utanç dolu katliam gerçekleşti. 19 Eylül günü Karabağ’ın (Arstahk) Başkenti Istepanagerd başta olmak üzere Karabağ’ın dört bir yanına saldırılar başlatan Azeri işgalcileri, saldırının birinci günü tamamlanmadan aralarında kadın ve çocukların da olduğu 35 kişiyi öldürüp yüzlerce sivil insanı yaraladı.

Vurun Abalıya - Çaresizsen Güneşe Bak... Cızz....

Proletaryalarda öğren proletaryalara öğret.

Nolurrr.... nolurrr.... bir kez de kabahati....

Fakirlik güzel şey... fakirlik güzel şey..

Hele de birde seni deniz kampına götüren, yanacam diye de çakma (yoğurt) yağlarıyla, insanın midesini bulandıracak bir şekilde,  orasını burasını yakan o... fakir...  insanları bırakıpta deniz manzaralı villalarda sabah kahvaltısı yapabilecek dostlarınız varsa... gerçekten fakirlik güzel şey.... gerçekten fakirlik güzel şey...

Kılıçdaroğlu sadece Kılıçdaroğlu değildir! -2-

Burjuva-feodal politika yapmanın bazı “incelikleri”!

II. ABDÜLHAMİD MEVZUU[*]

 

“Gerçeği bilmeniz gerekiyor,

gerçeği aramanız gerekiyor.

Gerçek sizi özgür kılacak.”[1]

 

“ÖZELEŞTİRİ”NİN ELEŞTİRİSİ[*]

 

SİBEL ÖZBUDUN-TEMEL DEMİRER

 

“Sende, ben, imkânsızlığı seviyorum, 

fakat aslâ ümitsizliği değil.”[1]

 

Anlama/ ve kavramanın dünyayı değiştirmek için mücadele edenler için eleştirel bir “olmazsa olmaz” olması yanında; “Netlik [de] insanın en büyük gücüdür.”[2] Bu bir.

Kılıçdaroğlu sadece Kılıçdaroğlu değildir! (1ci bölüm)

Açıklama: Bu yazı, Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin Genel Başkanlığına getirildiği dönemde, 2010 tarihli Partizan’ın 72. Sayısında yayımlanmıştır. Yazı eski olsa da, yazılanlar eski sayılmaz. Zira Mayıs 2023 seçimlerinde “halkın umudu” olarak önümüze konan Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP’sinin burjuva-feodal sistemde oynadığı rol, özellikle de seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından açık bir şekilde ortaya çıkmıştır. Ve ortaya çıkan bu gerçeklikler, Partizan makalesinde dikkat çekilen ve tespitleri yapılan gerçekliklerle uyumludur.

Sayfalar