Pazar Haziran 2, 2024

Partizan: Filistin halkı yalnız değildir/الشعبالفلسطينيليسوحده

ABD’nin çeşitli inanç ve milliyetlerden Filistin halkına dönük bu savaş ilanı, Siyonist İsrail’in özellikle Suriye eksenli giderek genişleyen coğrafi alanını meşrulaştırmaya yöneliktir. İsrail ile girişilen bu mutabakat sadece Filistin halkını değil bütün Ortadoğu’daki ezilen halkları ilgilendirmektedir.

Bu saldırı en başta Lübnan, Suriye ve Filistin halkına yönelik olup geniş bir alanı kapsayan bir işgalin ve tarihsel haksızlığın ilanıdır. Çizilen sınırları, emperyalistlerin imtiyazlarının ürettiği açıktır.

Şurası bir gerçek ki; tarihsel açıdan Kudüs, bölgedeki birçok inanç açısından kutsal sayılmaktadır. Ancak mesele sadece Kudüs değildir.  Meselenin ezilen ulus sorunu olduğunu yadsıyacak düşünce ve algılayışlar mevcuttur. Bu noktada gerek ülkemizde gerekse birçok ülkede siyasal İslami hareketler sorunu sadece Kudüs meselesine indirgeyerek gerçeğin üzerini örtmekte ve bu noktada ezilen ulus çelişkisini örtbas etmektedir.  Kitlelerin mücadele ve direniş bilincini bir inanç ekseninde örgütleyerek ulusların kendi kaderini tayin hakkını mistik bir göreve dönüştüren bu hareketler gerçek kurtuluşu da zillete düşürmektedir. AKP başta olmak üzere birçok siyasal İslamcı parti ve örgütlenme, bu durumu propagandaya dönüştürmektedir. Ülkemizde Kürt ulusuna yönelik imha ve inkâr politikalarını hayata geçiren faşist Türk devletinin postu farklı ciğeri aynı bir modeli olan İsrail de, Filistin’in kendi kaderini engellemekte her türlü imha ve inkârı hayata geçirmektedir. Kürt ulusunun kaderi ile benzer ortaklığı paylaşan Filistin’in bugün bu saldırıya karşı büyüttüğü direnişe ses olmak bizlerin tarihsel ve sınıfsal görevidir. “ dedi.

ABD, bölgesel savaşı tırmandırmak istiyor!

“ABD, bölgesel savaşı tırmandırmak istiyor!” diyen Partizan  ABD’nin bölgede savaşı tırmandırarak kendi imtiyazlarını ürettiğini etti.  Açıklamada bu duruma ilişkin “ABD emperyalizmi Ortadoğu’da süregelen savaştan nemalanmaya devam etmek ve petro-doların bölge üzerindeki değerini diri tutmak için kaosu tırmandırmak istemektedir. ABD’nin bu politikası aynı zamanda Avrasya’nın sömürüsü konusunda da adımların genişletilmesi anlamına gelmektedir. ABD’nin politikaları böyleyken bir yandan da Rusya ve Çin de bölgede çeşitli asimetrik örgütlenmeler yaratmakta veya bunları destekleyerek pazar dalaşında alan elde etmek istemektedir. Suriye’ye dair planları tutmayan ABD, bölgede nüfuzunu artırmaya başlayan Rusya ve İran’a karşı yeni hamlelerin peşindedir. Kudüs’ü açıktan başkent ilan eden ABD, bölgede açıktan bir provokasyonun peşindedir. Buradaki amacı ise İsrail üzerinden İran’ı ve onun bölgede desteklediği Hizbullah’ı savaşa çekmektir. Suudi Arabistan eliyle Hariri’nin istifası kapsamında başlattığı Lübnan provokasyonunu Filistin üzerinden derinleştirmek istenmektedir.” denildi.  

ABD’nin politik krizi ve prestij tazeleme operasyonu sürüyor

Trump sonrası ABD'nin iç ve dış politikada bir krize girdiğini kaydeden Partizan’ın açıklaması şu şekilde son buluyor;

Tüm bu gelişmelerin önemli ve dikkat çekici bir diğer yanı da ABD’nin iç politikada yaşadığı krizdir. Trump’ın seçimlerin ardından açıkladığı Ortadoğu politikası, ABD içinde de ciddi krizleri açığa çıkarmıştır. ABD’nin güvenliği eksenli bir tartışma olan bu değişiklik, Trump etrafında toplanan sermaye lobisinin dağılmasına neden olmuştur. ABD emperyalizminin imtiyazları eksenli bu kriz, ilkin Suriye rejimini hedef alan Shayt Hava Üssü’ne yönelik hava saldırısı ile giderilmeye çalışılmıştır. Bugün ise bu tazeleme operasyonu, ABD’nin iç politikada yaşadığı krizin dış politikadaki yansımasıdır. Kuzey Kore’nin ABD’nin askeri tehditlerini yok saymaya devam etmesi ve konvansiyonel ve nükleer caydırıcılığını tam olarak geliştirip ABD’nin tehditlerini geçersiz kılmaya çalışması, ABD’nin iç yapısındaki siyasal krizleri tetiklemektedir. Tüm bu krizlerin bedeli Ortadoğu halklarına ödetilmek istenmektedir.

Çabalar nafile, direnen halklar kazanacak!

ABD’nin bölgede siyasi istikrarsızlığı derinleştirme çabalarına Filistin halkı kurban edilmek istenmektedir. İsrail’in güvenliğini kendi güvenliği ilan eden ABD, Kudüs’ü işgali, esas olarak Filistin’in işgalidir. Filistin halkının intifadası da bölge halklarının intifadasıdır. Emperyalizme ve onun bölgesel politikalarını hayata geçiren taşeronlarına karşı bir başkaldırıdır. Bu başkaldırı halkların kurtuluşunun, özleminin ve geleceğinin nişanesidir. Bu nişane ise ödenecek bedeller üzerinden yükseleceği kadar ödetilecek bedelleri de içinde kendini yaratacaktır.

Yaşasın Filistin halkının ulusal kurtuluş mücadelesi!

Yaşasın Filistin halkının intifadası!

Kahrolsun Emperyalizm!

Kahrolsun Siyonizm!

Filistin halkı yalnız değildir!/  الشعبالفلسطينيليسوحده

PARTİZAN

8 Aralık 2017 

45064

KÜRDİSTAN ULUSAL KONGRESİ VE BDP’NİN TÜRKİYELİLEŞME SİYASETİ

Herşeyin içinin boşaltılarak hızla tüketildiği bir çağda yaşıyoruz. Post-modern bir cehalet her yanımızda. Düşüncelerimizin, yaşamlarımızın, ilişkilerimizin, eğitimlerimizin hatta gıdalarımızın içi boşaltılmış ve global ekonomik sistemin ihtiyacına göre yeniden düzenlenmiş durumda. Wachowski Kardeşlerin unutulmaz filmi Matrix’te anlatılan insanı metalaştıran sanal düzenin bir benzeri hepimize dayatılmış.

ANNEME İnci Taneme

“Bu akşam, annem kamerada seninle konuşmak istiyor” diye mesaj geldi erkek kardeşim Nuri’den. Bir arkadaşa misafirliğe gidecektik. Erteledik. Bilgisayarın başındaki yerimizi aldık.  Ben, Nuran ve Ezgi… Ekranın gerisinde annem ve kardeşlerim… Selamlaşıyoruz. Annemin gözlerindeki mutluluk tarif edilir gibi değil. Yüzünde bir çocuk sevinci.  

“Nasılsın anne, nasılsın babaanne?”

Haksiz emperyalist savaslara karsi, halklarimizin hakli ozgurluk ve bagimsizlik savasinin yaninda olalim!!! Hasan Aksu

Haksiz emperyalist savaslara karsi, halklarimizin hakli ozgurluk ve bagimsizlik savasinin yaninda olalim!!!

OLASI BİR YAĞMA SAVAŞI ve “ÜÇ VAKTE KADAR”

 

6/7 Eylül 1955 kan-gözyaşı ve ölüm

               Ermeni soykırımı tarihinin ilk evresi, Osmanlı imparatorluğu hakimiyeti altında yaşayan Ermenilere karşı Abdülhamit döneminde uygulanan katliam ve baskılar ile başlamaktadır.1896 yılına kadar birçok vilayette yapılan katliamlarda yüzbinlerce insan öldürülmüştür.Bir ulusun yok edilmesinin ikinci evresi 1915 yılında İttihat-Terakki hükümetinin 1,5 milyon insanın ölümüne sebep olan yeni bir yüzyılın başlangıcında ilk SOYKIRIM olayıdır.Üçüncü ve son devresi ise Ulus devleti inşasında kurulan TC,yani Kemalist Türkiye'sinde azınlıklara karşı uygulanan politikalar sonunda  b

İzzettin Doğan asimilasyoncu bir düşkündür

 

Fethullah Gülen’le hangi menfaatler ve çıkarlar karşılığında olduğu belli olmayan bir ortaklığa soyunup, aynı arazi üzerinde Cami, Cemevi ve Aşevi yapılması işbirliğini gururla anlatan, asimilasyonun gönüllü bir neferi olan İzzettin Doğan bir düşkündür. 

Kapitalizmin Sosyalizmi İçerden Ele Geçirme Çizgisi Olarak Modern-Revizyonizm Ve Dust Bowl Sendromu

 
 

 

 

 

PİR SULTAN ABDAL'IN SUÇU?

 

1. Pir Sultan, dinsizdir, namaz kılmaz, ramazan orucu tutmaz.

 2- Şeriata aykırı söz söylüyor ve davranış sergiliyor.

 3- Müslümanlara Yezit diyor ve şarap içiyor.

 4-Ayin-i Cem adında gizli toplantılar yapıyor.

 5- Safevi taraftarı ve Kızılbaş taifesinden, Devlet-i Ali düşmanıdır.

 6- Rafızi kitaplar bulunduruyor, okuyor ve okutuyor.

BARIŞ NE YANA DÜŞER USTA ...

 

Emperyalist ABD haydudu ve beraberindeki kan emiciler, Suriye’ye saldırı hazırlığı içindeyken, "barış”tan söz etmek abesle iştigaldir. Etrafin emperyalist ve kapitalist haydut devletlerle sarılmış ve kan emici kapitalist sistem yaşatılmaya devam edilirken, "kardeşlikten", "barıştan" söz etmek büyük bir aldatmacadır. Emperyalist ve gericiliğin vahşi saldırılarıyla içiçe yaşayan, kitlesel katliamlara uğrayan ezilen halklar ile dalga geçmek demektir.

Emperyalist Saldırıya da, Savaşa da Hayır!

Bu ülkenin Başbakanı önceleri ismi “Büyük Ortadoğu Projesi (BOP)” olan ve daha sonra hedefi, kapsamı, amacı genişletilerek adı “Geniş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi(1)” olarak değiştirilen emperyalist paylaşımcı projenin Eşbaşkanlarından birisidir ve dolayısıyla da ABD emperyalizminin en başta gelen işbirlikçilerindendir. 

Yaşadığımız bu son süreçte bu projenin bir aşaması gerçekleştirilmek isteniyor.

Nasıl mı? Suriye’ye savaş ilan edilerek.

Gerekçe? O da hazır. “Kimyasal silah kullanıldı” 

Ermeni Sorunu’nun Doğuşu ve Osmanlı Bankası Baskını

 

19.yüz yılın sonunda 500 yıldır hüküm süren Osmanlı İmparatorluğu artık son evresine gelmiş yok olmakla karşı karşıya bulunuyordu. Avrupa'da kapitalizmin gelişmesi, ulusal uyanışlar, bağımsızlık hareketleri,1789 Fransız devriminin yankıları, Balkanlarda ulusal kopuşlar Anadolu'da yaşayan Ermeni ve Rum toplumlarında da oluşmaya başlamıştır.

Osmanlı, iktidarı altında yaşayan Ermenilere, azınlıklara ibadet özgürlüğü, mülklerinin güvence altına alınması, reformlar, yasa önünde, vergi alanında eşitlik vaat ediyordu.

Sayfalar