Salı Mayıs 7, 2024

Bunlar sana, bana, düşünen insana düşman sevgili…H.GÜRER

 

İnsan”; çirkini ve güzeli, kötüyü ve iyiyi bildi.

Doğru yerde durmasını bilmedi!

Dostu da düşmanı da bildi, ama dost olmasını bilmedi.

Ortak düşmana karşı birlik olmayı, bu davranıştan, ‘dostluk’ çıkarmayı öğrendi.

Kurduğu dostluğu, çıkarları için bozmasını da…

Güzeli ‘sevdi’ ama onu ve düşüncesini önemsemedi

Çıkarları uğruna, âşık olduğunu ve sevdiğini sömürecek kadar amipleşti

O’nu öldürmesini bilecek kadar katil olmasını da öğrendi.

Bu yüzden bunlar aşka, sevgiye, güzele düşman sevgili…

 

“İnsan”; İyi, mert, dürüst ve doğru olmanın öneminden bahsetti,

Bu erdemlerden uzak durulmasından da…

Ormanı, yeşili, gökyüzünü, denizleri ve maviyi sevdiğini söyledi

Renkli dünyaya siyah beyaz bakışlarla bakanda…

Dünyayı, renksiz, soluksuz, donuk ve gri bir küle çeviren kendisi oldu

Yaşamı soluksuz-nefessiz bırakanda…

Bunlar doğaya, yaşama, renklere ve hayata düşman sevgili…

 

“İnsan”; ellerinin içi nasırlı olanı sevdi, bilinçleneni, bilinci nasırlananı sevmedi.

İnanana saygıyı, düşünene özgürlüğü söyledi,

İnananı, düşüneni öldürmeyi hiç ihmal etmedi…

İnanmak düşünmekten kolay geldi, düşünmekten çok inanmayı seçti!

Bunun için düşüneni sevmedi…

Gerçekleri söyleyen dilleri kesmeyi,

Düşünen beyinleri vurmayı, yazan kalemleri kırmayı

Sarkı söyleyen dilleri ise yakmayı kendilerine  ‘hak’ bildiler.

İnsanlığa kan kusturan silahlarıyla, kalem tutan ellere kurşun sıktılar

Bunlar düşünene, üretene, umuda düşman sevgili…

 

Geleceği vurdular… Her yaştan çocukları da…

Yüzlerdeki, özgürlük rengi gülüşleri kurşunladılar

Bunlar geleceğin, yarınların düşmanı sevgili…

 

Korkaktılar… ‘Yüce’ tanrılarının ardına gizlenerek geldiler!

Ortaçağ karanlığını sembolize eden “siyah bayraklarıyla”!

Korkunç karanlıkların siluetleriydiler, günleri gecelere hapsetmek için geldiler…

Yüreklerinde özgürlüğü, alınlarında geleceği taşıyan; kara yağız, rüzgâr bakışlı,

Ay tenli delikanlıları vurdular, kafalarını kestiler

Yaşamı var eden güzeli, köle pazarlarına düşürdü/zincire vurdular

Bunlar güzelin, emeğin, yiğidin düşmanı sevgili…

 

Aşk’ın başkentinde, şarap tadında ki düşleri katlettiler

Koca bir gece yarattılar şimdi, uzun, çok uzun, korkunç, zifiri karanlık bir gece…

Şimdi, sessiz, soluksuz ve bir başına kaldı sokaklar,

Katran karası içinde siyahlara boğulmuş düşler,

Birde boynu bükük ve öksüz Charlie Hebdo!

 

Anlamazlar sevgili,

Güneşin toprakla; yıldızların ve rüzgârın insanla konuşmasını,

Mavi göğün sularla öpüşmesini, yoncaların gölgesindeki tırtıl larvasının şirinliğini,

Uçan kuşun kanadının kırılmazlığını, çekirgenin gözünden dünyaya bakmayı,

Topal bir karıncanın, serçenin gamzesindeki suya hasretliğini bilmezler…

Bu yüzden kalpleri kör, akılları sapkınlık, fikriyatları sahtelikle dolu

Bu yüzden öldürürler güzeli, düşüneni ve kurşunlarlar geleceği

Bunlar insana düşman sevgili…

 

Suisse/Genève

12 Janvier, 2015

 

 

75718

Misafir yazarlar

Güncele iliskin yazilariyla sitemize katki sunan yazar dostlarimiza ait bölüm

Son Haberler

Sayfalar

Misafir yazarlar

Bir Sol Liberal Aydının Ezilen Ulus Milliyetçiliği Temelinde Ulus Sorununa Yaklaşımının Eleştirisi

Giriş:

Uluslar kapitalizmin şafağında ortaya çıkmıştır. Ancak, kapitalizmin emperyalizme evrilmesiyle de ulusal sorunlar çözülebilmiş değildir. Hala ezilen uluslar ve bunların kendi kaderlerini özgürce tayin etme mücadeleleri sürmektedir. Özellikle emperyalizmin ortaya çıkmasıyla birlikte, ezilen ulus sorununun çözümü doğrudan proleter devrimlere bağlanmıştır.

Dağın Sara’sı (Sakine Cansız), Nubar Ozanyan

Aradan yıllar geçse de direngenliğin hikayesini yazan Sara (Sakine Cansız), unutulmadan konuşulup anılıyorsa bu onun istisna bir kişilik olduğunu gösterir. Unutulmayacak kadar değerli çalışmalar yürüten, her dönem geride okunacak notlar bırakan Sara, Kürt Özgürlük Hareketi’nin öncü soluğu olmayı başarmış bir devrimcidir.

Cüret edip özneleşelim, kurtuluş için örgütlenelim ve hep birlikte devrimle özgürleşelim!

– Merhaba, kendinizi tanıtır mısınız?

– Merhabalar, ben Rosa Avesta, TKP-ML Komünist Kadınlar Birliği (KKB) temsilcisiyim.

– TKP-ML KKB olarak 5 Mayıs 2023 tarihinde yaptığınız açıklamada 1. Kongrenizi yaptığınızı açıkladınız. Bu Kongreye gelinceye kadar geçen süreci özetleyebilir misiniz?

Sosyalizm Bayrağının Arkasına Saklanan Sosyal Şovenizm!

Yerel seçim süreci, egemen sınıflar arasındaki kapışmanın yeni adresi olarak giderek ısınan bir gündem olarak karşımıza çıkıyor.

2023 Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinde AKP-MHP faşist ittifakı ve merkezinde CHP’nin yer aldığı “Millet İttifakı” arasındaki mücadeleden ilki ezici bir üstünlükle galip çıktı. Daha doğrusu, devlet aklı, önümüzdeki dönem için yola “CHP’nin de onayıyla” Türk-İslam senteziyle, gerici ve faşist bir ittifakla devam etme kararı aldı.

Vahşet ve zulümle biten yıllar (Nubar OZANYAN)

Yeni yıl ezilen halklara yenilik adına bir şey getirmedi. Zulmün bir devamı, vahşetin bir tekrarı yeniden yaşatılıyor. Dünyanın muktedirleri, sermayenin generalleri Orta Doğu’yu yeniden paylaşmak, hegemonyalarını pekiştirmek için her gün daha fazla sayıda savaş gemisini denizlere sürüyorlar. En kıyıcı silahlarını yeni bir paylaşım savaşı ve çatışmaları için hazırlıyorlar. Filistin, Kurdistan, Ukrayna savaşın ve çatışmaların en sert ve en tahripkar geçtiği ülkeler olma gerçekliğini korumaya devam ediyor.

Roza Luxsemburg ve Karl Liebknecht Yaşıyor, Lenin Yol Göstermeye Devam Ediyor!

 

Roza Luxsemburg ve Karl Liebknecht bundan 105 yıl önce dönemin SPD hükümetinin Freikorsp (Gönüllüler Alayı) askerleri tarafından kurşuna dizilerek katledildiler.

Birinci emperyalist paylaşım savaşının ufukta görünmeye başladığı 1907 yılında toplanan İkinci Enternasyonal çıkması muhtemel savaşa karşı “hazır olunması” ve “savaş bütçelerine hayır” denmesi çağrısında bulundu.

Gerici Zorun Panzehiri, Devrimci Zordur

Görsel ve yazılı basında her gün çürümüş, kokuşmuş sistemin icraatlarına tanıklık ediyoruz. Artık uyuşturucu baronlarına, çetelere dair haberler “sıradan” vakalar haline gelmiş durumda. Tabi ki, bizim işimiz bunların çetelesini tutmak değildir.

“Mücadele, İsyan, Örgüt ve Ezilenlerin Savaşına Doğru…”

Oldukça sarsıcı bir yılı geride bıraktık. Artsakh’da, Rojava’da, Gazze’de işgal saldırıları sürerken Afganistan’da halk Taliban zulmüne katlanmak zorunda kaldı.

Yeni ticaret anlaşmaları ve pazar paylaşım savaşları nedeniyle Ortadoğu halkları Kafkaslar’dan Arap Yarımadası’na zulme uğramaya, göçe zorlanmaya, açlığa ve yoksulluğa hapsedildi. Şimdi yeni bir yıla girerken bu emperyalist ve gerici saldırıları direniş ile karşılayan Ortadoğu halkları zaferlere muktedir…

 Bölgede tırmandırılan savaş

AKP veya CHP’ye Kaybettirmek mi? 3. Yol mu?

Devrimci mücadelenin gerilediği, devrimci-komünist ve yurtsever hareketlerin kitleler üzerindeki etkisinin önemli oranda azaldığı bir sürecin içinden geçiyoruz.

“Ateş Hırsızları”nın Felsefesi, Filozofları[*]

“Diyalektik felsefe karşısında

hiçbir şey sonal,
mutlak, kutsal değildir.”[1]
 
Felsefe “Öldü” mü? Öncelikle belirtmeliyim ki, böyle düşünen insanlar olsa da, yaşam devam ettiği sürece felsefe nihayete ermez; onu “gereksiz” bir şeymiş gibi sunmaya kalkışanlar ise yanılıyor!
Felsefeye yabancılaşan bir çürüme/ çöküş labirentindeysek de; o, insan(lık)ın aptallaştırılmaması için vardır.

Marks'ın Hatalı Olmasını Ne Kadar İsterdik

Proletaryalarla sohbet.

Ah... ah...  kaçımız ama kaçımız marks'ın hatalı olmasını istemezdik ki.

Hemi de kaçımız.

Heledeki sömürgecilik sosyo ekonomik yapıyı değiştirmez derken.

Heledeki yıllardır da sömürgeciliğin değiştirdiği sosyo ekonomik yapıda politika yaptığımızı da kabullenmişken.

Kaçımız ve kaçımız marks'ın hatalı olmasını istemezdik ki.

Belki de... sadece   bu konularda da değil.

Başka  konularda da marks'ın hatalı olmasını isterdik.

Sayfalar