Pazartesi Mayıs 6, 2024

Bunlar sana, bana, düşünen insana düşman sevgili…H.GÜRER

 

İnsan”; çirkini ve güzeli, kötüyü ve iyiyi bildi.

Doğru yerde durmasını bilmedi!

Dostu da düşmanı da bildi, ama dost olmasını bilmedi.

Ortak düşmana karşı birlik olmayı, bu davranıştan, ‘dostluk’ çıkarmayı öğrendi.

Kurduğu dostluğu, çıkarları için bozmasını da…

Güzeli ‘sevdi’ ama onu ve düşüncesini önemsemedi

Çıkarları uğruna, âşık olduğunu ve sevdiğini sömürecek kadar amipleşti

O’nu öldürmesini bilecek kadar katil olmasını da öğrendi.

Bu yüzden bunlar aşka, sevgiye, güzele düşman sevgili…

 

“İnsan”; İyi, mert, dürüst ve doğru olmanın öneminden bahsetti,

Bu erdemlerden uzak durulmasından da…

Ormanı, yeşili, gökyüzünü, denizleri ve maviyi sevdiğini söyledi

Renkli dünyaya siyah beyaz bakışlarla bakanda…

Dünyayı, renksiz, soluksuz, donuk ve gri bir küle çeviren kendisi oldu

Yaşamı soluksuz-nefessiz bırakanda…

Bunlar doğaya, yaşama, renklere ve hayata düşman sevgili…

 

“İnsan”; ellerinin içi nasırlı olanı sevdi, bilinçleneni, bilinci nasırlananı sevmedi.

İnanana saygıyı, düşünene özgürlüğü söyledi,

İnananı, düşüneni öldürmeyi hiç ihmal etmedi…

İnanmak düşünmekten kolay geldi, düşünmekten çok inanmayı seçti!

Bunun için düşüneni sevmedi…

Gerçekleri söyleyen dilleri kesmeyi,

Düşünen beyinleri vurmayı, yazan kalemleri kırmayı

Sarkı söyleyen dilleri ise yakmayı kendilerine  ‘hak’ bildiler.

İnsanlığa kan kusturan silahlarıyla, kalem tutan ellere kurşun sıktılar

Bunlar düşünene, üretene, umuda düşman sevgili…

 

Geleceği vurdular… Her yaştan çocukları da…

Yüzlerdeki, özgürlük rengi gülüşleri kurşunladılar

Bunlar geleceğin, yarınların düşmanı sevgili…

 

Korkaktılar… ‘Yüce’ tanrılarının ardına gizlenerek geldiler!

Ortaçağ karanlığını sembolize eden “siyah bayraklarıyla”!

Korkunç karanlıkların siluetleriydiler, günleri gecelere hapsetmek için geldiler…

Yüreklerinde özgürlüğü, alınlarında geleceği taşıyan; kara yağız, rüzgâr bakışlı,

Ay tenli delikanlıları vurdular, kafalarını kestiler

Yaşamı var eden güzeli, köle pazarlarına düşürdü/zincire vurdular

Bunlar güzelin, emeğin, yiğidin düşmanı sevgili…

 

Aşk’ın başkentinde, şarap tadında ki düşleri katlettiler

Koca bir gece yarattılar şimdi, uzun, çok uzun, korkunç, zifiri karanlık bir gece…

Şimdi, sessiz, soluksuz ve bir başına kaldı sokaklar,

Katran karası içinde siyahlara boğulmuş düşler,

Birde boynu bükük ve öksüz Charlie Hebdo!

 

Anlamazlar sevgili,

Güneşin toprakla; yıldızların ve rüzgârın insanla konuşmasını,

Mavi göğün sularla öpüşmesini, yoncaların gölgesindeki tırtıl larvasının şirinliğini,

Uçan kuşun kanadının kırılmazlığını, çekirgenin gözünden dünyaya bakmayı,

Topal bir karıncanın, serçenin gamzesindeki suya hasretliğini bilmezler…

Bu yüzden kalpleri kör, akılları sapkınlık, fikriyatları sahtelikle dolu

Bu yüzden öldürürler güzeli, düşüneni ve kurşunlarlar geleceği

Bunlar insana düşman sevgili…

 

Suisse/Genève

12 Janvier, 2015

 

 

75717

Misafir yazarlar

Güncele iliskin yazilariyla sitemize katki sunan yazar dostlarimiza ait bölüm

Misafir yazarlar

Halka Nasıl Yaklaşacağız?

Milyonlar açlık ve yoksulluk içinde, demokratik haklardan yoksun, özgürlük kırıntılarına bile muhtaç bir durumda yaşıyor. Haksızlık, hukuksuzluk ve adaletsizlik karşısında kitleler ya seslerini yeterince yükseltememekte ya da sınırlı sayıda insanla zulüm karşısında direnmeye çalışmaktadır. Birbirinden bağımsız, sınırlı direniş güçlerinin mücadele ettiği süreci yaşıyoruz. Damlaların derelere, derelerin nehirlere, nehirlerin bendlerini yıkacak duruma gelme ihtiyacı var.

“Kuruluşunun 100. Yılında TC’nin Diğer Yüzü Türkiye’de Ulusal Azınlıklar Sorunu”*

Türkiye’de ulusal sorun ve azınlıklar meselesini incelerken nasıl bir ülkede yaşadığımız, ülkeyi hangi sınıfların yönettiği, ulusların hangi tarihi koşullarda ortaya çıktığı, ulusal sorunun ekonomik ve politik nedenlerini açıklamak durumundayız.

Ulus, tarihsel olarak meydana gelmiş, ortak bir dil, ortak bir pazar, ortak bir kültür birliği ve ortak bir ruhi şekillenmende ifadesini bulan istikrarlı bir insan topluluğudur. Ulus, sadece tarihi bir kategori değil bir çağın, yükselen kapitalizm çağının ortaya çıkardığı bir olgudur.

Yüz yıllık çakma Türk devleti (Nubar Ozanyan)

Aradan bir asır geçmesine, tarihin yaprakları değişmesine karşın Türkiye Cumhuriyeti temelde bir değişime gitmeden dün olduğu gibi imha ve inkar zihniyetiyle yaşamaya, Orta Çağ’ın karanlığında kalmaya devam ediyor.

Fetih ve işgallerden, zulüm ve soykırımdan başka övünülecek bir tarihi, Hitler faşizmine örnek olmaktan başka bir başarısı olmayan TC, ceberut devlet olma niteliğinden hiçbir şey kaybetmeden yüzüncü yılını kutluyor.

Aşk Her Şeyi Affeder mi - Partiler Neden Diktatör / ERGÜN ASLAN

Klasik emperyalizmle modern emperyalizm arasında çeşitli proletaryaların ve (komprador) sınıfların olduğu bir memlekette modern proletaryaların partisinin birliğinin ve özgürlüğünün yegane (ve yegane) güvencesinin yerel yönetimlerin özerkliğe varabilecek kadar geniş demokratik haklara sahip olmaları olduğu bilgisini kim inkar edebilir ki.

Üüüü.... üüüü....

Ya.... ya...

Bir insan aldığı görevden başka her şeyi konuşur mu.

Hom... hom.. hom...

Bunlar... bunlar... daha çok....

 Filelerin sultanlarını karşımıza çıkarırlar.

 Daha çok...

Rojava, Filistin, Karabağ: İşgal, Yıkım ve Direniş (Yorum)

Ortadoğu tarihi boyunca yer küremizin en çatışmalı bölgelerinden biri olmuştur. Bölgenin stratejik konumu, uygarlığın gelişim düzeyi, baskıya, sömürüye dayalı dış müdahaleler için güçlü zeminler sunmuştur. Kuşkusuz bölgedeki iç çelişkiler ve çatışmalar da her zaman dış müdahaleleri kolaylaştırmıştır. Özellikle dinsel ve mezhepsel çatışmalar hem çağdaş temelde toplumsal gelişmeleri frenlemiştir hem de bölgeyi dış saldırılara açık hale getirmiştir. Bu nesnel zemin üzerinde toplumsal çürümeler, işbirlikçi ilişkiler ve itaat kültürü bir yaşam tarzına dönüştürülmüştür.

“Hamas-İsrail Çatışmasında” İtidal Çağrısı Yapmak…(Polemik)

Filistinli 14 direniş örgütünün, 7 Ekim günü “Aksa Tufanı” adıyla İsrail devletine yönelik operasyonu, başta Ortadoğu olmak üzere tüm dünyada büyük bir yankı uyandırdı. Hamas gibi İslamcı örgütlerin yanısıra ve de Filistin Halk Kurtuluş Cephesi, Filistin Demokratik Halk Kurtuluş Cephesi gibi Marksist eğilimli hareketlerin de yer aldığı hamle, Siyonist İsrail’in tarihi boyunca aldığı en büyük darbelerden biri olarak kayıtlara geçti. Sözkonusu direniş, kısa sürede dünyanın dört bir yanında devrimci, ilerici güçler nezdinde çok ciddi saflaşmaları da beraberinde getirdi.

“Çizgimiz Nubar Ozanyan’dır!” (Deniz Aras)

7 Ekim sabahı Filistin Ulusal Direnişi’nin Siyonist İsrail işgalciliğine ve zulmüne karşı “Aksa Tufanı Operasyonu” başlatması başta siyonizm olmak üzere bölge gerici devletleri ve siyonizme koşulsuz destek veren emperyalistlerde şok etkisi yarattı.

Hamas öncülüğünde başlatılan ve aralarında Filistin Ulusal Hareketi’nin tarihsel öznelerinden Filistin Halk Kurtuluş Cephesi gibi devrimci örgütlerin de yer aldığı “Operasyon Odası” tarafından yönetildiği açıklanan bu hamle, tüm dünyada olduğu gibi coğrafyamızda da tartışmalara yol açtı.

Yerini Bulan Her Vuruş Acı Verir!

Komünist partileri yaptıkları eylemleri kamuoyuna açıkladıkları gibi, yanlış yaptıkları eylemleri de kamuoyuna açıklar ve özeleştirisini yaparlar. Yanlış eylemlerin özeleştirisinin yapılması, o partinin dürüstlüğünü gösterir ve bu tür özeleştiriler kitlelere ve parti kamuoyuna güven verir.

Arif Alıç, 1978 yılında Hıdır Aykır ile Bayrampaşa  Hapishanesinden kaçtı. Parti tarafından kırsal (Dersim) alana gönderildi. 1981 yılının ortalarında, TKP/ML üyesi bir kişi tarafından öldürüldü.

Bu makaleyi, yazarken ölüm haberini aldığım, sevgili yoldaşım Turan Talay'ın anısına adıyorum.

Türk Tekelleri Afrika'yı Çok Çooook Sevdi!

TKP-ML Ortadoğu Parti Komitesi:Faşizm Ve Siyonizm Kaybedecek, Filistin ve Rojava Kazanacak!

Ortadoğu ezilen halklarının ezeli düşmanları olan Faşist T.C. ve Siyonist İsrail devletlerinin halklara yönelik saldırıları ile ezilen Rojava ve Filistin halklarının direnişine şahit oluyoruz. Bu gerici güçler, tüm teknolojik üstünlük ve emperyalist devletlerden tam destek görmelerine rağmen, Filistin ve Rojava halklarının direncini, mücadele kararlılığını kıramıyorlar. Egemenlerin tüm saldırılarına rağmen belirleyici olan yine halkın öz direnişi ve kararlılığı oluyor. Filistin ve Kürdistan halkları; İsrail Siyonizmine, T.C.

Arstahk: “Biz Beyaz Bayrak Kaldırmayız!”

Ermeni halkının soykırım ve tehcir tarihine bir yenisi daha eklendi. 1915 bitmedi. Bu kez TC destekli Azeri faşizmi eliyle utanç dolu katliam gerçekleşti. 19 Eylül günü Karabağ’ın (Arstahk) Başkenti Istepanagerd başta olmak üzere Karabağ’ın dört bir yanına saldırılar başlatan Azeri işgalcileri, saldırının birinci günü tamamlanmadan aralarında kadın ve çocukların da olduğu 35 kişiyi öldürüp yüzlerce sivil insanı yaraladı.

Sayfalar