Cuma Nisan 26, 2024

Mala Êzdiya Başkanı Aslan Kızılhan’la Röportaj-Hülya Yetişen

kaypakkaya-partizan
Hülya Yetişen arkadaşımız, Şengal’de Kürd Êzidilerine yönelik jenosit uygulamalarının devreye konulduğu bir süreçte cevap bekleyen birçok sorunun cevabını araştırdı. Din, cemaat ve topluluk olarak Êzidiliğin ne olduğunu, toplumsal ve tarihsel gelişim evrelerini, Êzidilerin nerede ve nasıl yaşadıklarını ve güncel durumları hakkında bize bilgiler sunuyor.Röportajı ilgiyle okuyacağınızı umuyoruz. Kürdçe Çevirisi de yarın bu sayfada yayınlanacaktır.Çeviriyi Yapan Nizamettin Arkadaşa teşekkür ediyoruz.

 

Aslan Kızılhan kimdir?

Aslan Kızılhan 1963’te Batman/Beşiri/ Kuşçukuru - Kelhok Köyünde doğdu.

İlköğrenimine köyde başlayan Kızılhan ailesinin 1973’te işçi olarak Almanya’ya göç etmesi üzerine eğitimine Almanya’da devam etti.

Gençlik yıllarında Êzidiler içinde birçok alanda sosyal çalışma yürüttü. Sosyal çalışmalar yürüttüğü süre içinde değişik Kürdistani siyasetlerle tanıştı ve politik çalışmalar yürüttü.

Sosyal ve siyasal çalışmaları yanında sportif faaliyetlerle de uğraşan Kızılhan aynı zamanda bir futbol takımını da kurdu.

1984’te Bielefeld'te Üniversiteye başlayan Kızılhan Bilgisayar Mühendisi olarak eğitimini tamamladı. Kızılhan aynı yıl iş hayatına atıldı.

İş hayatına başlaması ile birlikte geniş bir çevre edinen Kızılhan, 1992’den sonra Avrupa genelinde dağınık bulunan Êzidi toplumunun birbiriyle tanışması ve dayanışması için çeşitli şehirlerde Êzidi derneklerinin kurulmasına öncülük etti.

1993 Yılında Bielefeld‘te ilk "Mala Êzdiya" derneğini arkadaşlarıyla birlikte kurup bu derneğin başkanlığını yaptı.

Kızılhan,şu anda sosyal-siyasal çalışmalarının yanı sıra eşiyle birlikte 50 dilde çeviri yapan bir tercümanlık şirketi ile inşaat alanında faaliyet yürüten şirketlerin de üst düzey yöneticiliğini yapmaktadır.

Hülya Yetişen: Êzidilik bir din mi, etnik bir topluluk mu? Siz Êzidiliği ve Êzidi toplumunu nasıl tanımlıyorsunuz?

Aslan Kızılhan- Êzidilik hem din hem de etnik bir topluluktur.

Êzidilik Allah’ın birliğine inanan bir inançtır. Êzidilikte Xweda, “Xwe” kendini, “da” yaratan, Ezda, “Ez” ben(i) “da” yaratan kelimeler Allah ve insan bağlantısını belirleyen kelimelerdir.

Êzidi dinine göre, Allah Tawisi Meleki Yaratmış ve ona dünyayı yaratması emrini vermiştir. Tawisi Melek diğer meleklerle dünyayı yaratmış. Dünya su halinde kalmış ve katılaşmaya direnmiş. Nisan‘ın 13.cü gününde Lâleş’e yerleşmiş. O günden itibaren dünya sertleşmiş ve hayata izin vermiş. Nisanda her yerde yeşillik olmuş.

Êzidilikte Tawisi Melek Allah’ın elçisidir. Elçiliği ancak bir Melek alabilir. İnsan Allah’ın vekili ve elçisi olamaz. Êzidilik’te su, hava, toprak ve ateş kutsal elementler olarak bilinir. Êzidilik inanışında Güneş çok önemli bir yer alır.

Êzidiler her sabah ayakta güneşe bakarak ve ellerini açarak dua ederler. Dualarında ilk önce Allah’ın tüm milletlere ve kavimlere barış ve huzur getirmesini dilerler. Ondan sonra da kendileri için dua ederler. Güne ve güncel işlerine böyle başlarlar.

Güneşin batmasından önce tekrar güneşe doğru yönelir ve dualarını söylerler. Dualarında günün onlara verdikleri için şükranlarını dile getirirler ve Allah’ın tüm halkları korumasını rica ederler.

Şeyh Adi 1100’lü yallarda Ezidi dinini reforme etmiş ve Şeyh sistemi kurmuştur. Ezidi toplumunda Şeyh, Pir ve Murid olmak üzere üç sınıf ve katman var.

Şeyhlerin görevi duaları, bilgi ve âdetleri öğretmektir.. Tüm bilgiler sözlü verilerdir. Erkek çocukların saçlarını 9. veya 11. ayda keserler. Bu kesim işine “Bisk” diyoruz. Toplumdaki kavgaları çözerler ve barışı sağlarlar. Nikâh kıyarlar, cenazeleri yıkar ve cenaze törenlerinde dua okurlar.

Pirler, dini törenlerde Şeyhlere yardım eder.

Müridler en alt kast sayılır. Ezidi kurallarına göre,  Şeyhler şeyhlerle, pirler pirlerle ve müridler müridlerle evlenebilir. Buna bir çeşit kast demek de mümkün.

 Hülya Yetişen: Zerdüştlük, Zerdüşt Peygamber ve Êzidilik arasında nasıl bir bağ var?

 Aslan Kızılhan- Zerdüştlükte iki gücün, iyi güç ve kötü güç olduğuna ve onların arasında sürekli savaş olduğuna inanılır. Êzidilikte iyilik ve kötülük hep Allah’tan gelir. Her varlığın bir kaynaktan geldiğini ve Allah’ın birliğine inanılır. Eğer kötülüğü yaratan bir güç var ise, Allah’ın her şeyin yaratıcısı olmadığını ifade eder. Ondan dolayı bu tezi ret ederler. Êzidiliğe göre Allah kendini yaratmış ve ondan sonra da bizi yaratmıştır. Yaratan ve yaratılan arasında maddi ve manevi bir bağlantı var.

Yaratıcı yaratılana her iki gücü vermiştir. Yaratılan kendisi de kendi içinde her iki gücü yaratabiliyor. Akıl, mantık ve yürek bu güçleri canlandırıyor. Zerdüştlerde ve Êzidilerde pir “kast”ı var. Bunu bir akrabalığın var olduğu bir dış görüntüsü olarak görüyorum. Benzerlikler bazı konularda var. Meselenin kökünde birbirine çok zıt teorileri de görmek gerekir.

 Hülya Yetişen: Êzidilik felsefesinin ve dininin temel ilkeleri nedir?

 Aslan Kızılhan- Êzidiliğin temel felsefesi, yaratıcının kendini yarattığı ve yaratana da aynı sıfatı verdiği ve yaratanın  her an kendini yaratmak zorunda olmasıdır..

Yaratan, yaratmasını bahis ettiğimiz her iki gücün arasında zaman içerisinde bir hareket, bir gelişme veya bir değişme olarak geliştiriyor. Bir fikirler ve madde arasındaki yolu bir mesafe olarak görmek lazım.

 Kainattan önce zihin ve maddenin bir olduğu veya yaratıcının her şeyi bildiğini ve maddenin eksikliğinden dolayı her şeyi hissedemediğine inanıyorum.

Bu inanışa göre güvercin sırtında 40.000 sene bir inciyi taşımış. Kırk bin seneden sonra inci patlamış ve beraberinde kainatı yaratmıştır. Yaratıcı olan Allah’ın sıfatından yaratıldığımız için bizler de her an ve her dakika yaratıcı olarak yaratmaktayız. Ölüm nihai son bir durak değil. İnsan öldüğü zaman, her şey bittiğine inanmıyoruz. Ölümden sonra da yeni bir evre başlıyor.

Êzidilikte Cennet ve Cehennem yoktur. İnsan öldüğü zaman, kişinin giyim değiştirdiğini söylüyoruz.. Ruhun ölümsüz olduğunu ve "giyim" değiştirdikten sonra değişik varlık olarak dünyaya geldiğine inanıyoruz.

Hülya Yetişen: Tarihte Êzidilere yönelik 73 katliam yapılmış. Bu katliamlar hangi tarihsel süreçte ve kimler tarafından yapılmış?

 Aslan Kızılhan- İslam’ın çıkışından itibaren Êzidelere katliamlar yapılmıştır. İslam dini Yezidi dinini din olarak tanımıyor. İslam’a göre, Yezidiler Şeytana tapıyorlar ve onları kâfir olarak görüyorlar. Bu nedenlerden dolayı bir Müslüman’a göre bir Yezidi‘nin katli her zaman helâldir.

Bundan dolayı Yezidiler tarihlerinde hep kaçmak ve kendilerini dağlarda saklamak zorunda kalmış ve tarihlerini yazamamışlardır. Tarihteki önemli olayları sözlü olarak kaydetmişler. Osmanlılar, Kürdistan’a geldikten sonra kendi bakışlarına göre tarihi olayları kaleme almışlar, yazdıkları kitaplarda Êzidileri nasıl katlettiklerini açık bir şekilde dile getirmişlerdir.

Bu katliamlarda Müslüman Kürt ağaları da yer almıştır.

 Tarihteki bu katliamlar şunlardır:

1254 tarihinde Musul‘da oturan Paşa Badr al-Din Lulu ve Şengal arasında bir Savaş çıkıyor. Êzidilerin direnişini kırıyorlar, Şeyh Hasani’yi esir alıyorlar ve Musul‘da asıyorlar. Devam eden savaşta Şeyh Hasan‘ın oğlu Sherfedini’yi de öldürüyorlar. Bu savaşta on binlerce Êzidi de katlediliyor.  

Osmanlı İmparatorluğu döneminde de bu katliamlar aralıksız devam etmiştir.

1832 ve 1840 tarihlerinde Rewandüzlu Mohamed Paşa ve Bedrixan Beg Êzidilere karşı acımasız katliamlar yapıyor. Ancak her ne hikmetse bu sefer Osmanlılar Müslüman Kürdlere karşı 1849’da  iki kere Êzidileri koruma altına alıyor….  

1876’dan sonra Osmanlılar nezdinde Êzidilerin durumu tekrar kötüleşiyor, baskılar fazlalaşıyor, zoraki askerlik yürürlüğe giriyor ve zorla Êzidileri zorla Müslümanlaştırmaya çalışıyorlar. Êzidiler bu zulme karşı direniyor ve yine vahşi katliamlardan geçiriliyor.  

1893, 1894 Yıllarında Ermeni ve Hıristiyan katliamlarında binlerce Êzidi de katlediliyor.

Bu aşamadan sonra Asimilasyon politikaları devreye konuluyor. 1940, 1950’e kadar çok sayıda Êzidi Müslümanlaştırılıyor. Müslümanlığı kabul etmeyenler, mallarını mülklerini, topraklarını geride bırakarak kaçmak zorunda kalıyor.

1960 – 1980 arasında Şark Islahat Planı çerçevesinde devreye konulan baskı, zulüm ve asimilasyona karşı direnemeyen Êzidiler Türkiye‘yi terk ederek değişik ülkelere sığınıyor.  

1965’lerde Irak rejimi, 400 Ezidi Köyü imha ediyor, Êzidileri toplu olarak köylere yerleştiriyor, buna karşı çıkanı da öldürüyorlar.

 2007 Nisan ayında İslamcı bir grup bir Ezidi köyüne baskın yaparak, kendilerini havaya uçurmuşlardır.. Bu patlamanın sonucunda köy tümden imha oluyor. Çoğunluğunu çocuk ve kadınların oluşturduğu köydeki 700 kişi parçalanarak ve yanarak can veriyor.  

Ve katliamlar hâlâ devam ediyor.…

Hülya Yetişen: Êzidi ve Yezidi kavramları arasındaki fark nedir?

Aslan Kızılhan- Êzidi kavramı Kürdçe de “beni yaratan” anlamına geliyor. Yezidi kelimesi tarihsel bir yanlışlıktır. Bilerek Êzidilere Êzidilerin düşmanları tarafından verilen bir isimdir. Bu isimle Êzidilerin, Sultan Yezidi‘nin kavmiyeti olduğunu söyleyerek, Êzidileri hedef ve düşman olarak göstermek istemişlerdir. Yezidilik ile Êzidiliğin dinsel, tarihsel herhangi bir bağlantısı yoktur.

 Hülya Yetişen: Êzidiler, Kürdistan ve dünyada hangi bölge ve şehirlerde yaşıyorlar, nüfusları nedir?

 Aslan Kızılhan- Êzidiler en çok Şengal ve Şêxan bölgesinde yaşıyor. Güney Kürdistan’da tahminen 600 ve 700.000 arasında Ezidi yaşıyor/du. Rojava Kürdistanında da 10. bine yakın Êzidinin yaşadığını biliyoruz. Suriye’deki savaş nedeniyle bu sayı yarı yarıya düşmüş durumda.

Aslında en büyük topluluk olarak Êzidiler en fazla Almanya‘da yaşıyor. Almanya‘nın Celle, Bremen, Oldenburg, Bielefeld, Wesel, Emmerich, Kleve, Giessen, Saarbrücken kentlerinde daha yoğun olarak yaşıyorlar. En kalabalık toplum Celle ve Bielefel‘de bulunuyor.

Hülya Yetişen: Şengal’de bir Êzidi katliamı yaşanacağına ilişkin öngörüleriniz ve çalışmalarınız var mıydı?

Aslan Kızılhan- Şengal‘in durumunun vahim olduğunu ve bu bölgenin Kürdistan bölgesinin içerisine alınması ve savunulması gerektiğini sürekli söylüyorduk. Ne var ki, Kürdistan Hükümeti, Êzidilere gereken desteği vermedi. Êzidiler kendi kendine bırakıldı ve kaldıkları bölgeye hiç bir yatırım yapılmadı. Jenosit(soykırım)‘ten önce bizim arkadaşlarımız TV. Röportajlarında IŞID’ın tehditleriyle ilgili durumun tehlikesine sürekli olarak dikkat çekmişlerdi.

 Hülya Yetişen: 10 Haziran Musul işgali ile 2 Ağustos Şengal işgali arasındaki süre içinde bölgede neler oldu? Bu olaylara ilişkin olarak uluslararası alanda ve Kürd partileri nezdinde bir girişiminiz oldu mu?

Aslan Kızılhan- Bu konuya ilişkin birçok Êzidi şahsiyet, kurum ve kuruluşlar Kürdistan Yerel Hükümeti‘ne başvurmuş, Êzidilerin tehlikede olduğunu söyleyerek, yardım talebinde bulunmuşlardır. Onlar ise, Pêşmergelerin çok güçlü olduğunu ve sonuna kadar Êzidileri savunacaklarını söylemişlerdi…..  Amerikan askerleri oradan çekildikten sonra Bölge, yerel güçlere bırakıldı ve Êzidiler savunmasız bırakıldı.  

Hülya Yetişen: Şengal nasıl işgal edildi? Pêşmerge güçleri neden ve nasıl geri çekildi?

Aslan Kızılhan- KDP içindeki Êzidi Peşmerge komutanları, IŞID’ın Musul‘u ele geçirmelerinden sonra Kurdistan yerel yönetiminden yardım özellikle de silah istediler. Ancak Pêşmerge komutanları onlara silah vereceğine milletin elindeki silahları da toplamış. Peşmerge Komutanları “kaygı duymayın. Pêşmerge Êzidileri koruyacak” diye telkinlerde bulunmuş.

Ancak IŞID çeteleri daha Şengal’e gelmeden bu Pêşmerge komutanları kaçmış. Halkı yalnız bırakmışlar. Halk savunmasız kaldığı için dağlara sığınmış. Bazıları da kaçmaya fırsat bulamamış.

 

Şimdi bu komutanlar görevden alınmış. Bu yetersiz bir girişimdir. Bizi yalnız bırakan ve binlerce insanın katledilmesine neden olan Peşmerge komutanları yargılansın istiyoruz.

Hülya Yetişen: Şengal’in işgalinden sonra Kürd parti ve örgütleri 74. Êzidi katliamının yaşanmaması için ne yaptılar?

Aslan Kızılhan- Şengal‘in işgalinden sonra Kürd TV ve basının yalan-Propagandalarına maruz kaldık. Kimin doğru, kimin yalan söylediğini çıkarmak çok zordu. Diğer taraftan IŞID çeteleri Şengal’de yaptıkları katliamın fotoğraflarını sosyal medya aracılığı ile dünyaya yayıyordu.

Yayınlanan bu görüntüler Êzidi ve Kürd dünyası üzerinde şok etkisi yarattı. Basın yoluyla bizlere Pêşmergelerin Şengal’de olduğu, halkın güvenliğe alındığı söylenirken, Şengal dağına kaçanlar telefon üzeri bize “alanda tek bir Pêşmerge yoktur. Şengali IŞID çeteleri işgal etmiştir” diyorlardı.

On binlerce Êzidi, çoluk, çocuk, yaşlı Şengal dağlarına kaçarken, IŞID onları ablukaya alıyordu. Dağda ne su, ne yemek ne de gölge vardı. Gündüz 45-50 derece sıcaklığın altında adeta pişiyorlardı. Binlerce çocuk, yaşlı susuzluktan öldü.

Ancak Rojava ‘da YPG güçleri, bir Koridor açarak, 30.000 fazla Êzidiyi kurtardı. Bu kurtarma çalışmalarında 17 şehit vererek bize ulaştılar.

Avrupa‘da tüm Êzidi dernek, Kurum ve şahısları hızla harekete geçtiler ve tüm dünyaya haykırdılar. Eylem üzerine eylem yapıldı ve halen de etkinlikler devam ediyor. Bu eylemlikler büyük bir yankı buldu. Batı Avrupa ülkeleri bunun üzerine harekete geçti.  

Hülya Yetişen: Şengal’in işgali ve sonrasında ne kadar Êzidi nerelere göç etti, yurdundan edinen Êzidilerin sayısı nedir?

Aslan Kızalhan- Şengal işgali sonrasında elimizde tam bir rakam yoktur. Tahmin ettiğimize göre 20-30.000 arasında Ezidi Rojava‘ya kaçmış. Newroz Kampı‘na yerleştirilmişler.

Türkiye‘ye 10.000 yakın kişi kaçmış. Onlar da Êzidi köylerine sığınmış.

 

Güney Kürdistan‘da 200.000’ne yakın Êzidi, köylerini terk etmiş.  Dohuk, Zaxo ve diğer kentlere sığınmışlar.

Ölülerin sayısı kesin olarak bilinmiyor, 20.000 yakın bir sayıdan bahsediliyor.

 Hülya Yetişen: Kadınların, çocukların kaçırılıp cariye ve köle olarak satılması, erkeklerin de diri olarak gömüldüğüne ilişkin basında haberler yayınlandı. Bu konuda elinizdeki gerçek veriler nedir?

Aslan Kızılhan- Bu konu ile ilgili ölülerin altında hayatta kalan ve kaçan kişilerin anlattıkları var. Bunlar bu olayları kendi gözleriyle görmüşler. Diğer tarafta IŞID’ın eline düşen Kadınlar ve kızlar Almanya‘da yaşayan ailelerine telefon açıp konuşmuşlar. İslamcılar “kızınızı-karınızı ben nikâh edeceğim ve Müslüman doğuracak” türünden sözler edip telefonu kapatmışlar. Erkeklerin kafalarını kesip ailelerine vermişler. Bunu tüm ailelerin gözü önünde yapmışlar.

Hülya Yetişen: Şengal’dan göç edenlere yardımlar ulaşıyor mu? Yardım etmek isteyenler nerelere başvurabilir? Bu konuda oluşturulan bir organizasyon/komite var mı? (Banka Hesap no vb..)

Aslan Kızılhan- Tüm Ezidi dernek, Kurum ve güvenilen Kişiler yardım topluyorlar. Çok kişi de direk ailelerine gönderiyorlar. Maalesef merkezi bir şekilde bu iş yapılmıyor. Diğer taraftan Êzidi Dernekler Federasyonu, Ezidi Meclisi, Ezidi Akademisyen Kurumu ve diğer dernekler bir komisyon oluşturmuşlar. Toplanan yardımlar bu komisyon aracılığıyla gönderiliyor.

Hülya Yetişen: Bu katliam karşısında neyi haykırmak istiyorsunuz?

Aslan Kızılhan- Bu katliama 74.cü katliam diyoruz. Bu katliamdan çıkardığımız tek bir ders var.Irak‘ta Êzidiler ve diğer azınlıklar için Şengal için artık otonom bir statü vazgeçilmez bir haktır. Bu Otonom Bölgede yaşayan azınlıklar kendi kendilerini savunma ve idare etme hakkına sahip olmalıdırlar.

Hülya Yetişen: Şu an itibariyle Şengal'de ve Şengal'den göç ettirilenlerin durumu nedir?

Aslan Kızılhan:Bölgede doktor olarak çalışan ve düşen helikopterde yaralanan bir arkadaşımız Almanya‘ya geldi.Onun anlatımlarına göre;  Şengal Direniş Birlikleri KomutanıKasım Şeşo  YPG güçleriyle birlikte Şengal dağlarında savaşıyorlar. Orada Yekineyen Berxwedana Şengale birlikleri kurulmuştur ve İŞİD'e karşı savaşmaktadırlar.

1553

Son Haberler