Pazartesi Haziran 17, 2024

TKP-ML Ortadoğu Parti Komitesi;Ölümsüzlüğünün 2. yılında daha fazla savaş, daha fazla “Ozanyanlaş”

Partimiz TKP-ML’nin üyesi, ordumuz TİKKO’nun Rojava Komutanı Nubar Ozanyan yoldaşı ölümsüzlüğünün ikinci yılında ideallerine ve savaş kararlılığına bağlı kalacağımız sözümüzü yineleyerek anıyoruz.

Nubar yoldaş yaklaşık yarım asrını Partiye ve devrime adamış bir komünist olarak nerede zulüm varsa orada konumlanmış, Partimiz nerede ihtiyaç duyduysa hiç tereddütsüz en önde orada yer almıştır. Partinin ve devrimin ihtiyaçlarını çok iyi kavramış bir yoldaş olarak Filistin kamplarından Ermenistan’a, Avrupa’ya, Dersim’e oradan Irak Kürdistanı’na Rojava’ya uzanan bir devrim köprüsü olmuştur. Ait olduğu Ermeni milliyetinin fedai geleneğinin çağdaş devamcısı olmuş, komünizmin örnek kişiliğini kendisinde yaşatmıştır.

Onda bahane ve gerekçe yoktur, “yapamam” sözcüğü yoktur. Her zaman önünde duran tüm engelleri aşarak, “nasıl yapabilirim”in arayış ve çabası içerisinde olmuştur. İleri yaşına rağmen hiçbir dışsal nedeni kendisine engel yapmadan dağın zorlu yaşamını en iyi yaşayan ve dokunduğu herkeste derin izler bırakan bir devrimci olmuştur.

Yine Kürt, Arap, Türkmen ve Hristiyan halkların eşit ve özgürce yaşayabilecekleri, bu olanakların yaratıldığı devrimin topraklarına Rojava’ya giderek, DAİŞ çeteleriyle girilen çatışmalarda kahramanca savaşmış, gösterdiği direnişle onlarca genç yoldaşın yüreğinde büyük bir yer açmıştır.

Partimiz TKP-ML, gerçekleştirdiği 1. Kongresini Nubar Ozanyan yoldaşa atfederek, “Ozanyanlaşmak” şiarını öne çıkarmış, tüm militan ve kadrolarımıza komünist bir kişiliğin nasıl olması gerektiğini ve yaşadığımızın zorlu süreçleri nasıl aşacağımızı göstermiştir.

Nubar Ozanyan yoldaş, Partimizin içerisinden çıkan darbeci tasfiyeciliğe karşı en başından itibaren en kararlı tavrı almıştır. Özellikle Rojava Devrimi’ne yönelik her türden sosyal şoven anlayışlara karşı devrimciliğe sınır konulamayacağı anlayışıyla Rojava halkının yanında yer almış ve savaşmıştır.

Faşist AKP iktidarı başta işçiler, emekçiler, kadınlar, LBGTİ+’lar, Kürtler ve her kesimden ezilenlere yönelik terörünü sürdürmekte, yaşadığı ekonomik ve siyasi krizi aşmanın bir yolu olarak “terörle mücadele” yalanı üzerinden kendisini yaşatmaya çalışmaktadır. Irak Kürdistanı’na yönelik işgal operasyonları sürerken, Rojava’ya yönelik işgal tehditleri de devam etmektedir. Bugün her zamankinden daha fazla savaşmaya, daha fazla “Ozanyanlaşma”ya ihtiyacımız vardır. Bugün yapamamanın gerekçelerinden, bahanelerimizden kurtulup, yapmaya çabalamaya ihtiyacımız vardır.

Türkiye Devrimci Hareketi’nden sayısız öncü önder komutanları şehit verdiğimiz, on binlerce şehidin kanıyla harç yapılmış, halkların büyük emek ve fedakarlığıyla yoğrulan Rojava Devrimi’ni her türlü saldırıya karşı korumak Nubar Ozanyan, Ulaş Bayraktaroğlu, Bayram Namaz gibi on binlerce özgürlük sevdalısı siperdaşımızın ve komutanımızın ideallerine sahip çıkmaktır. Faşist TC devletinin Türkiye ve Türkiye Kürdistanı’nda emekçi halkımıza yönelik saldırılarına cevap olmalı, HBDH’yi büyüterek birleşik mücadeleyi ilerletmeli ve şehit yoldaşlarımızın ideallerini gerçekleştirmeliyiz.

Şan Olsun Ölümsüzlerimize, Şan Olsun Komutan Nubar Yoldaşa!

Partimizle Birlikte Daha Fazla Savaş, Daha Fazla “Ozanyanlaş”!

Şan Olsun Partimiz TKP-ML’ye, Önderimiz Kaypakkaya Yoldaşa!

Yaşasın Partimiz TKP-ML, TİKKO, KKB, TMLGB!

TKP-ML Ortadoğu Parti Komitesi                                                        

14 Ağustos 2019

3641

Proletarya Partisi

 Proleterya Partisi'nden gundeme iliskin yazilar

Son Haberler

Sayfalar

Proletarya Partisi

Tehlikenin farkında mıyız?

"Türkiye yüzyılı maarif modeli" ile hedeflenen şey; Devlet eliyle "dindar ve kindar nesil" yetiştirmek ve tedrici geçişle din esaslı bir rejim inşa etmektir,

Öncelikle ve de tereddütsüzce idrakinde olunmalı ki bu konuda yapılmak istenenin tümü, ‘toplumsal mühendislik’ yöntemleriyle, zamana yayılı olarak tamamen Erdoğan’ın ‘gizli ajandasının’ şu son derece aleni ideolojik tercihlerini hayata geçirmek maksadıyla yapılmaktadır. Yani asla ‘masumane’ ve de spontane şeyler değil bunlar. Örneğin şöyle diyordu fiiliyatta kendisine İslâm halifesi misyonu yüklemiş olan Erdoğan:

Bugün Galatasaray Meydanında bariyerler bir genişledi ve arkasından geri daraldı.

Meydana gelmeden meydana açılan her yol denetim altına alınmış, polis denetiminden ve üst aramasından sonra meydana girdik... Arkasından heykelin olduğu yere geldim, orası da bariyer ile çevrilmişti, ön taraftan giriş yerine yan taraftan giriş açılmıştı, oradan da üst aramasından geçip oturma eyleminin olacağı heykel çevresine geldik. Heykel, cumhuriyetin 50. Yıl heykeli. 100. Yıl heykeli yapıldı mı bir yerlerde bilmiyorum...

Bariyer içinde bariyer ve onun içinde izin verilen sınırlar içinde acılarımızı haykırmak!

Disiplin anlayışımıza eleştirel bir bakış – II

II.Bölüm:

Laz Nihat’ın başında bulunduğu ekip, öylesine şuursuzca bir gözü kapalılıkla kontraya tabi hareket etmekteydi ki düşünün, düşman operasyonlarının sürmekte olduğu bir arazide, başta ben olmak üzere, kendilerinden yana tavır almayacaklarına kanaat getirdikleri bir grup gerillayı silahsızlandırarak, öylece araziye terk etmeyi bile göze alabildiler… 

Disiplin anlayışımıza eleştirel bir bakış – I

Aslında bu konuyu yıllar önce kaleme aldığım “Dersim Dağlarında” ve “Mao Zedung Değerlendirmeleri” isimli kitaplarımda, yaşanan somut örnekler üzerinden irdeleyip, kendimce, genel yaklaşımın ne olması gerektiğini, özlü bir perspektif olarak ortaya koymuştum. Ancak ne var ki bu kitaplarda ki tüm diğer konular olduğu gibi, bu konu da ‘meşru muhatapları’ olması gereken kişi ve yapılarca; ‘üç maymun’ seçeneğiyle karşılanmaya devam ediyor.

TKP-ML Merkez Komite: Pratiğimizde Bilinç, Bilincimizde Rehberdir İbrahim Kaypakkaya!

Coğrafyamız komünist önderi ve Demokratik Halk Devrimi’nin sönmez meşalesi İbrahim Kaypakkaya yoldaşın Amed Hapishanesi’nde katledilmesinin 51. yılındayız. Önder yoldaşımızın 18 Mayıs 1973’te katledilmesinden sonraki yarım asırlık zaman diliminde Türkiye ve Türkiye Kürdistanı toplumsal mücadeleleri tarihinin gelişim seyri, İbrahim Kaypakkaya’nın görüşlerini sadece doğrulamakla kalmamış aynı zamanda güncel kılmıştır.

Selahattin Demirtaş'a ve bütün tutsaklara...

"YÜREĞİN UMUT ETTİĞİ O ADRESTE" "LI DILÊ KU DIL HÊVÎ DIKE"

Düşkünlüğün, alçaklığın, düzenbazlığın, bağnazlığın, ırkçılığın, sefilliğin, çürümüşlüğün, bencilliğin, rezilliğin ve vurdumduymazlığın rağbet gördüğü bu topraklar sana göre değil dostum.

Yıllardır tanırım seni.

Hani, yüz yüze görüşmüşlüğümüz olmasa da, beraber oturup bir bardak çay içmemiş, tek kelime sohbet etmemiş olsak da, sen hep aşinaydın bana.

Bir aralar bu aşinalığa bir isim bulayım dedim ama inan hiçbir yere oturtamadım.

Akraba desem, değil.

Komşu desem, hiç değil.

TKP-ML MK Siyasi Büro Üyesiyle Röportaj: “Partimiz 53. Mücadele Yılında Faşizme Karşı Savaşını Kararlılıkla Sürdürecektir”

” Kitlelerin hakim sınıfların siyasetinden bağımsız, kendi siyasetini örgütlenmesi ve dahası bir güç olarak ortaya çıkmasını önemsiyoruz. Bu anlamıyla başta İstanbul 1 Mayıs Taksim alanı olmak üzere, işçi sınıfının, emekçilerin, kadınların ve halk gençliğinin 1 Mayıs’ta Alanlara çağrısını değerli ve anlamlı buluyoruz.”

– Öncelikle kendinizi tanıtır mısınız?

– İsmim Özgür Aren. TKP-ML MK, Siyasi Büro üyesiyim.

Tayyip'i, tayyip'e olan güvende yendi

Ah... kuzucuğum ah...

Ne oldu bize böyle.

Ne oldu.

Her şey tıkırında giderken...

Neler yaşadık böyle.

Bu seferde kediler chp'nin lehine mi trafoya girdi ne

Veyahut da.... veyahut da...

"Sizin siyasetçiler bizim sermayeden bir kaç kişiyi yemeye niyetlenirde  bizde hemide hala iktidardayken sizlerden daha fazlasını ham... ham... etmeyiz mi ha..." demenin yarattığı korku uzlaşısı dolu komplo teorileriyle mi  bundan sonraki seçimleri açıklayacağız.

Yoksa... yoksa...

Daha dün bir; bu gün iki

1 Mayıs'ı Taksim'e Mahkum Etmek!

1 Mayıs; sıradan bir gün değil, sınıfın ortaya çıkışından bu yana, ulusal ve evrensel düzeyde, burjuvaziye karşı verdiği mücadele deneyiminin toplam deneyim ve birikimlerini içeren ve onu yaşatmak için ortaya koyduğu kavganın adıdır. Bu nedenle de 1 Mayıs Uluslararası işçi sınıfının mücadele ve dayanışma günüdür.

"Legal parti sorunu" Üzerine

Legal parti sorunu, aslında hem Uluslararası Komünist Hareket ve hem de Türkiye ve K. Kürdistan Devrimci Hareketi açısından hiçte yeni ya da ‘bakir’ bir sorun sayılmazken; ama nedense devrimci hareketin ‘radikal sol’ olarak addedilebilecek kimi kesim ve yazarlarınca, böyleymiş gibi sunulmaya çalışılmakta.

Emperyalizm Üzerine Notlar -2

“Motor Üretimi Yoksa, Emperyalizm De Yoktur”

Soru: 2 -Türkiye'nin kendi tekniği (gelişmiş sanayisinin) yoktur. Örneğin bir motor bile yapamamaktadır. (Marksist Teori'nin Almanya-Frankfur'da 24 Şubat 2024"de düzenlediği "Lenin Dünyaya Bakmak" Sempozyumu tartışmalarından)

Sayfalar