Cumartesi Temmuz 27, 2024

TKP-ML Merkez Komitesi : Newroz Piroz Be!

İmha, İnkar ve Asimilasyona; İşgal ve İlhaka; Sömürüye, Açlığa, Yoksulluğa, ve Faşizme Karşı

İsyan, Direniş, Serhildan!

Newroz, coğrafyamızda binlerce yıllık sınıflı toplumlar tarihinde sömürülen, ezilen, baskı gören halkların zalimlere, sömürücülere karşı isyanının simgesidir. Günümüzde de başta Kürt halkı olmak üzere bütün ezilen halkların, zalimin zulmüne karşı isyan ve direnişinin, Demirci Kawa’nın isyanının zalim ve katliamcı Dehaklar karşısında yükseltilmesinin, isyan ateşlerinin dört bir yanda yakılmasının adı olmuştur.

Uluslararası alanda ve coğrafyamızda zalim Dehakların saldırı, katliamlarının arttığı bir süreçte karşılıyoruz Newroz’u. Yeni bir emperyalist paylaşım savaşının koşullarının olgunlaştığı ve buna dair hazırlıkların yapıldığı bir süreçteyiz. Emperyalist burjuvazinin artan rekabeti bölgesel düzeyde çatışma ve işgalleri tetikliyor. Emperyalist bloklar arasında sadece rekabet ve “ticaret savaşları” yaşanmıyor. Doğrudan askeri çatışma olasılığı da artıyor. Rusya’nın Ukrayna’yı işgal savaşıyla doğrudan emperyalist kamplar arasında yaşanan savaş, “uzatmalı bir savaş”a evrildikçe burjuvazinin bazı sözcüleri “savaşa hazır olmalıyız” açıklamaları yapıyor.

Emperyalist tekeller arasında rekabetin artması, coğrafyamızdaki gerici güçlerin saldırganlığını daha da artırıyor. Yaşanan krizden kendi çıkarları için yararlanma, hakimiyet alanlarını genişletme ve mevzi tutmak için kaldırıyorlar başlarını. Azerbaycan gericiliğinin Artsakh-Dağlık Karabağ işgalinden sonra İsrail Siyonizmi’nin Filistin ulusal direnişinin 7 Ekim Tufanı’nı gerekçe göstererek başlattığı saldırılar soykırıma dönüştü. Ezilen Filistin halkı, yeni bir Nakba (Felaket) ile karşı karşıya bırakıldı.

Coğrafyamızın en gerici güçlerinden TC devleti ise Kürt ulusuna yönelik saldırganlığını Kuzeydoğu Suriye Özerk Yönetimi-Rojava topraklarına yönelik günlük terör saldırılarını ve Irak Kürdistanı’na yönelik işgal saldırılarıyla birlikte sürdürüyor. Rojava Devrimi’nin kazanımlarını tasfiye etmek ve Irak Kürdistanı’nda yaşadığı ağır askeri kayıpları gidermek için kapsamlı bir işgal saldırısına hazırlanıyor. TC devleti, Kürt Ulusal Özgürlük Hareketi’nin kazanımlarını tasfiye ederken bölgede işgal ve sonra da ilhak hedefi içerisindedir. Yüzyıllık “Misak-ı Milli” hedefini, emperyalistlerden onay alıp, bölgede kendi işbirlikçisi gerici çizgilerle birlikte hayata geçirmek istemektedir.

Bu amaç için bölge gerici güçleriyle yapılan görüşmelerin ardından ABD emperyalizminin kapısında pazarlığa oturulmuştur. Faşist TC’nin “emperyalist kamplar arasındaki çelişkilerden yararlanma” geleneksel siyaseti, bir kez daha devrededir. Bir kez daha başta Kürt halkı olmak üzere coğrafyamız ezilen halklarına yönelik saldırı hazırlıkları yapılmaktadır. Bunun için başta Kürt Ulusal Özgürlük Hareketi’nin önderi Abdullah Öcalan başta olmak üzere devrimci ve yurtsever tutsaklar üzerinde tecrit politikası uygulanmaktadır. Diğer yandan devrimcilere yönelik baskı ve tutuklama saldırıları sürdürülmektedir.

TC faşizminin bu saldırganlığının nedeni içinde bulunduğu durumdan bağımsız değildir. Yüzyıllık baskı, sömürü ve zulüm rejimi, başta ekonomi olmak üzere tam bir iflas tablosu içindedir. 6 Şubat depremlerinde de tanık olduğumuz gibi on binlerce insan enkaz altında yardım beklerken hiçbir şey yapmayan, yardıma gidenleri engelleyen halk düşmanı bir rejim gerçekliğiyle karşı karşıyayız. Halkın yardım çağrısına bizzat R.T.Erdoğan’ın ağzından “Be ahlâksız, be adi, be namussuz” küfürleriyle cevap veren iktidar; gelinen aşamada bir kez daha halktan oy istemektedir. Genel seçimler, hakim sınıfların krizini çözmemiş, hatta ötelemeyi bile başaramamıştır. Gelinen aşamada bu kez de yerel seçimler vesilesiyle bir kez daha rant paylaşımı mücadelesi vermektedirler.

Hakim sınıflar kendi içlerinde rant ve klik dalaşını sürdürürken, işçi ve emekçilerin yoksulluğu daha da artmaktadır. Gün aşırı yaşanan iş cinayetlerinde onlarca işçi katledilmektedir. Kadınlara ve farklı cinsel kimliklere yönelik katliam ve nefret suçlarında artış vardır. Kapitalist rant ve yağma uğruna doğa ve çevre katliamları tüm hızıyla sürmektedir. Başta Kürt ulusu olmak üzere, ezilen milliyet ve inançlara yönelik imha, inkar, asimilasyon ve baskı politikası devam ettirilmektedir. Faşizmin iktidarını sürdürmek için uyguladığı politikalar, sokak hayvanlarına yönelik işkenceli katliamların yapıldığı bir toplumsal cinnet hali ortaya çıkarmış durumdadır.

TC faşizmi, iktidarıyla muhalefetiyle yaratmış olduğu bu tablo karşısında en iyi bildiği şeyi yapmakta ırkçılığı ve şovenizmi körüklemekte, “toplumsal değerler” adı altında “kendisi gibi olmayana” gerçekte ise kendisine biat etmeyen tüm kesimlere yönelik faşist baskılarını artırmaktadır. TC faşizminin hakim inancı olan Sünni İslam, farklı inançlar üzerinde baskı kurmanın aracı olarak ve işçi ve emekçi halkın içine düşürüldükleri açlık ve yoksulluk koşullarına isyan etmemesi için kullanılmaktadır. “Filistin’e Dua, İsrail’e Gemi” politikası kararlılıkla sürdürülürken, başlarını öne eğmeyenlere yönelik faşist saldırganlık sürdürülmektedir.

Günümüzün zalim Dehakları işbaşındadır. Kendi servet ve zenginlikleri için başta ülkemiz halkı olmak üzere, bölge haklarına yönelik soygun, gasp ve katliamlarını sürdürmektedirler. Yolsuzluk ve hırsızlık üzerine inşa ettikleri rejimlerinin bekası için yeni işgal ve saldırı hazırlıkları içindedirler. Ne var ki, zalim Dehakların karşısında her zaman Demirci Kawalar vardır ve olacaktır.

Zalim Dehaklara karşı Demirci Kawa olmanın zamanıdır. Şimdi direnmenin ve mücadele etmenin zamanıdır. Şimdi zalimlere karşı ayağa kalkmanın zamanıdır.

İmha, İnkar ve Asimilasyona; İşgal ve İlhaka; Sömürüye, Açlığa, Yoksulluğa ve Faşizme Karşı Parolamız Newroz’dur.

Faşizme Karşı Ayağa Kalk, Newroz Ateşini Her Yere Yay!

Newroz Piroz Be!

Türkiye Komünist Partisi Marksist-Leninist (TKP-ML)

Merkez Komitesi Mart 2024

3123

Proletarya Partisi

 Proleterya Partisi'nden gundeme iliskin yazilar

Proletarya Partisi

Küçük bir damla ile fırtınayı başlatanlar (Nubar Ozanyan)

Aradan 12 yıl geçti. Etki gücü Ortadoğu’ya yayılan 12 yaşında genç bir devrim yaşıyor adına Rojava denilen topraklarda. Derin yoksulluk, bitmeyen zulümle terbiye edilip cehenneme çevrilen Ortadoğu’da Rojava, bir özgürlük adası gibi duruyor.

Türk Faşizmi EURO 2024’te Sahaya İndi

İki yılda bir Avrupa Futbol Federasyonları Birliği (UEFA) tarafından organize edilen Avrupa Futbol Şampiyonası, bu yıl EURO 2024 olarak Almanya’da düzenlendi.

Kapitalist Toplumsal Bir Kırılma ve Yeniden Tarihi Yeni Bir Toplumsal Süreç

Kapitalist emperyalist sistem, önceki bunalım ve çelişmelerinden farklı olarak,, kendisinin taşıyamayacağı ve çözemeyeceği sistem içi   yapısal ekonomik ve siyasal çelişmeler ile karşı karşıya kaldığı bir sürecin içine girmiştir. Bir taraftan yeni emperyalist ülkelerin ortaya çıkışıyla (ki, bu; kapitalizmin ala bildiğine gelişmesi, genişlemesi, üretimin ve sermayenin alabildiğine temerküzü ve de mülksüzleştirenlerin mülksüzleştirilmesi sürecinin de ilerlediği anlamına gelir) kendini yeniden üretemez olan bir sürecin içine girmiştir.

Bunların neler olduğunu kısa olarak açalım:

Prof. Dr. Korkut Boratav CHP’den Sermaye Sınıfıyla Hesaplaşmasını İstiyor...

Marksist iktisat Profesörü Korkut Boratav, gazeteci İrfan Aktan’a verdiği mülakatta, sürece ilişkin gerçekten de çok değerli ve devrimci sol-sosyalist ve komünist politik öznelerce dikkate alınması gereken çok önemli siyasi ve iktisadi analizler yapıyor, saptamalarda bulunuyor. 

Örneğin kendisine sorulan şu soruya verdiği yanıtta olduğu gibi:

Yoksulların, alt sınıfların bu kadar derin bir kriz yaşadığı dönemde nasıl oluyor da ideolojik hegemonyayı yine de iktidar sağlayabiliyor ve buna karşı güçlü bir sol alternatif çıkmıyor?” (abç)

Yağma ve Talan Cumhuriyeti (Analiz)

Geçtiğimiz haftalarda Kayseri’deki pogrom girişimiyle başlayan ırkçı ve mülteci düşmanı saldırılar Antalya, Antep, Urfa, Hatay, Bursa, İstanbul gibi şehirlerde de kendisini göstererek göçmenlere ait işyerlerinin ve malların yağmalanmasına, yakılmasına ve çok sayıda göçmenin yaralanmasına, hatta Antalya’da göçmen bir gencin öldürülmesine neden olmuştur.

Bir çeşit günah keçisine dönüştürülen göçmenlere karşı yükselen bu dalga görünen o ki daha çok olaya ve şiddete gebe bir yerdedir.

Somut Duruma Dair Bazı Gerçekler

Gerek uluslararası planda ve gerekse yaşadığımız coğrafyada devrimci ve komünist hareket emperyalizm ve dünya gericiliğine karşı mücadelede geniş emekçi yığınların desteğine sahip değildir. Yine kendiliğinden gelişen kitle hareketlerini örgütlemede ve uluslararası dayanışmayı geliştirip büyütmede de yetersizdir.

Diktatör 'Reis' çıkış arıyor ..

Malum olduğu üzere T.C.

NATO, SAVAŞ KIŞKIRTICISI BİR ODAKTIR; DERHAL DAĞITILMALIDIR!

Başını ABD’nin çektiği, emperyalist bir saldırganlık paktı olarak kurulan ve icraatlarıyla bunun gereğince davranan NATO’nun 75. Kuruluş yıl dönümü vesilesiyle gerçekleştirilen zirvede, ABD Başkanı Biden, NATO’nun: “Saldırganlığa ve saldırganlık korkusuna karşı bir kalkan yaratma umuduyla kurulduğunu” söylüyorsa da ama tarihsel gerçekler bunun külliyen kaba bir yalandan ve de arsızca bir manipüle edişten ibaret olduğunu kolayca gözler önüne serer.

Bozkurt’un anlamı (Nubar Ozanyan)

Yoksullar ve ötekiler için her yer ölüm kokan mayın tarlasına döndü. Türk olmayanların, -ötekilerin- Türkiye’de soluk alması ve yaşaması zulme dönüştü. Öteki olarak yaşamak, çalışmak, kendi ana dilinde Kürtçe, Arapça konuşmak, şarkı söylemek, yasak ve suç olan bir ülkede demokrasiden, özgürlükten, insan haklarından bahsedilebilir mi?

Seçimler ve siyasi parti konusunda proletaryalarla sohbet

İstanbul'u kazanan türkiye'yi kazanır.

Nedir bu tayyip'in sözleriyle vücut bulan yaklaşım.

Bir hayel mi yoksa bir gerçeklik mi?

Veyahut da burjuvaların içerisinde bir insanın söyledikleri hala dört nala giden atlarıyla şehirlerin surlarını yıkabileceğini düşünen bizim insanların söylediklerinden daha gerçekçi sözler mi?

Gerçekten noelibarel politikaların en yoğun olarak hissedildiği şehirleri kazanmak türkiye'yi kazanmak mı demek?

Peki bunu böyle kabul etmek kolay mı?

DEVRİMCİ SİYASAL MÜCADELEYİ ANIN SOMUT GÜNCEL TOPLUMSAL SORUNLARI ÜZERİNDEN ÖRGÜTLEMEK.

Temel hedefleri, mevcut kurulu düzeni devrimci bir kitlesel kalkışmayla tasfiye edip, yerine sosyalist bir sistem kurmak olan devrimci sol-sosyalist ve komünist güç ve yapıların, devrimi gerçekleştirebilmeleri esasen, devrim öncesi süreci, devrimi örgütleyebilme hedefiyle ele almalarına ve bundaki performans ve başarılarına bağlıdır.

Sayfalar