Perşembe Mayıs 9, 2024

Sakine-Fidan ve Leyla’nın Hesabını Doğru Sormak-Dursun Ali Küçük

Sakine, Leyla ve Fidan'ın hesabını kim verecek?

3 Kürdistanlı kadın Paris'in ortasında vuruldu.
Ben, o zaman da kendi sezgilerime ve gelişmelere dayanarak daha ilk günde TC ve doğrudan MİT'in yaptığına işaret ettim. (http://kurdistan-post.eu/tr/bir-sakine-vardi-efsane)

Çoğu kesim Sakineyi barışa kurban etti. Yazdığım bir makalemde ise "siz barışın kurbanınımısınız" diye işaret ettim.
(http://kurdistan-post.eu/tr/sakine-sizler-baris-dilencisi-misiniz)

Çoğu kalemşörler, Kongra gelciler, KCK gladyo, "barışa sıkılan kurşun", "barış sürecini engeleyenler yaptı". İran işi, Suriye işi diyenler oldu, emperyalizm teorilerini yuvarlayanlar oldu.
Oldu da oldu.
Hepsi boştu....
Dolayısyla MİT ve TC aklanıyordu.
Oysa Güneye talimat yazanların ıslak belgesi ve imzalarıda ortaya çıktı. Belgede imzası bulunanlardan biri(ikisi de olabilir) Öcalan'la barış görüşmelerini sürdürenlerden di.
Şimdi Sakine veya üç fidanın katillerini saptıranlar Sakine'lere karşı özür dilemekle karşı karşıyadılar.

Öyle ucuzundan hesap soracağız deyip geçmek yok.

O zaman Sakineleri sürece kurban edenler sürecin yürümediğini, hiç bir ciddi adımın atılmadığını gördüler.
Kandildeki eski arkadaşlarım, ayrılan ve tanınan arkadaşlarım, şahsi olarak ön plana çıkan şahsiyetler kendinize dikkat ediniz.
Tedbirlerinizi elden bırakmayın.
İŞİD'i Kürdistan'ın başına salanlardan herşey beklenir.

Sakinelere sahip çıkmak bağımsız, demokratik Kürdistan, demokratik ve özgür ülke ve toplum yaratmaktan geçer.
Bunun mücadelesini veren her Kürdistanlıya, peşmergeye, gerillaya ne mutlu insanlar diyorum.
Üç fidanı sevdik sevmeye devam edeceğiz.
****
Paris’te üç Fidan’ın  katledilmesinden önce TC uçakla Kandil deki KCK konseyine yönelik bir nokta operasyonu ve bombalaması düzenlendi.
KCK konseyi daha sonra bu açıklamayı doğruladı ve açıklama yaptı. Kandile bir grup barış görüşmeleri için Konseyden Cemil Bayık, Murat Karayılan, Mustafa Karasu ile görüşmeye gelir. Görüşme bittikten hemen sonra TC ye  ait bir uçak görüşmenin yapıldığı yere nokta hedefi yapar. Görüşülen yeri vurur. Konseyin güvenliğine bakan sanırım beş gerilla yaşamını yitirir, şehit düşerler.


Konseydekiler kıl payı kurtarır. Belirtilene göre Karasu saniyeler veya bir dakikayla kurtarır.
Aynı süreçten hemen sonra Kandil de Botan gile yönelik vurdurtma teşebbüsünde bulunur.
Burada Kandil kendisine karşı suikast düzenlemesi yapıldığı halde hemen açıklamada bulunmaz. Çok sonraları Sakine gillerin katliamından daha sonra açıklama yapar.
Seni yok ediyorlar, sen halen süreç diyorsun. Sakine gillerin katliamından sonra topu gladyoya atıyorsun.
Sakine giller vurulduktan sonra İmralıya giden heyet KCK lideri Öcalan’a “MİT in bu işi yaptığını söyleyenlerde var” dediler.
KCK lideri ise, görüşmede bulunan veya takip eden MİT yetkilerinin huzurunda “sanmıyorum” dedi. Bu durumda belgelere ve heyetin açıklamalarına yansıdı.
BDP ve DTK vblerinin açıklamaları ise tam faciadan ibaretti.
******
Sakine gillerin kanı üzerinde TC ve KCK , İmralı yeni bir “barış” havası yarattı.
Kongra gel den Zubeyir Aydar ise “barışa sıkılan kurşun” türünden açıklamalarda bulundu.

Ömer Güney’in Avrupa daki yapının içine kadar gitmesine yollar açılmıştı. Böyleleri belki halada varlar. Sızmalar olabilir, sorun bu değil. Ama bunu aşan durumları Türkiye ve Kürdistan’dada görüyoruz.
İŞİ yapan Hakan Fidan olmasına rağmen Erdoğan paris katliamını “paralel yapı” nın üstüne yıkmaya çalışarak kurtulmaya çalışıyor.
******
TC , Erdoğan ve AKP İŞİD’i Kürdistan federasyonu ve Rojava Kürdistan’ının başına saldı. İki yeride düşürmek istedi. Hesapları tutmadı.
Daha dün Erdoğan yaptığı açıklamada üç kantonun birleşmesini TC için tehdit olarak gördüklerini belirtti. Bu günkü bir açıklamasında ise; “batı Kürdistan’ın birleşmesi ve devletleşmesini istemediklerini ve tehlike olarak gördüklerinin altını bir kez daha çizdi.


Batı Kürdistan’ın federasyonlaşmasına karşı çıkan Erdoğan ve AKP’den Türkiye ve Kuzey Kürdistan için bir çözüme yöneleceğini beklemek saflık olur.
Ben baştan beri “çözüm süreci” nin bir oyalama olduğunu ve sürece yaydırılarak KCK ve taraftarlarının ruhunu boşaltmak, tasfiyeyi etmek ve sadece dağdan gerillayı indirmek olduğunu belirtiyor ve yazıyorum.
Hükümettin kurduğu “çözüm kurulu” ancak kendisi çalar ve kendisi oynar. Geriye kalanlar oraya endekslenmek zorunda kalırlar.
****
Barış savunusu olunuz ama asla barışın dilencisi olmayınız.
Katliamları ve sindirmeleri, suikastleri, devletin kirli işlerini barış diye halkımıza yutturmaya kalkmayınız.
Gerçek ve adaletli bir barışı savunmayan namerttir.mesele sadece gerillayı dağdan indirmek ve salt KCK nin savaşına son vermekse bizi işin içine katmayınız. KCK ve KCK lideri adına ne pazarlık yapıyorsanız yapınız. Yapılan aşağı-yukarı bu eksende dönüyor. Kandil isteksiz kabulleniyor. Politika bunun hiç bir önemi yoktur. Politika açık yapılır. Herkes yapılan açıklamalara bakar. Atılan adımları takip eder. Görüşme ve müzakere yöntemleriniz yanlış. Baltayı kendi ayağınıza vuruyorsunuz.


Seçimleri kurtarmaya bakıyorlar. Sonrasında –aslında şimdide- kendinize dikkat etmeniz gerekiyor.
Ayrılan ve tanınan kişiler içinde bu geçerlidir.
TC, milislerini yaratıyor ve örgütlüyor. AKP ve Erdoğan bunları hazırlıyor.Türkler ve Kürtlerin içinde islamcı geçinen çeteleri yarın daha çok halkın ve Kürdistan mücadelesinin üzerine süreceklerdir. Bundan hiç kuşku duymamak gerekiyor.
Kirli savaş aygıtları güçlendiriliyor.
Sakine gilleri kendi şehidiniz olarak görüyorsunuz, propagandada bundan yararlanıyorsunuz.
Ama hesap sormak şimdiye kadar yapılan gibi olamaz.


Sizi vuruyorlar; siz kalkıp diyorsunuz “bunu barışa karşı yaptılar”, “süreci baltalamak için yaptılar”. Devlet vuruyor, sindiriyor; buna çoğu kişi “provakasyon” deyip geçiştiriyor. Üstelik devlet ve Erdoğan da “provakasyon” diyor.
Yani el insaf! Bu kadarda olur mu?
*****
Sakine, Fidan ve Leyla sizler rahat uyuyunuz, Kürdistanın kurtuluşu için mücadele devam edecektir. Yeni ve özgür bir ülke kurarak sizin katliamınıza cevap verilecektir.
Sizi sevdik ve hep seveceğiz.
Toprağınız bol olsun...
Sizi saygı ve sevgiyle anıyorum.
dursunalikucuk@11hotmailcom
Dursun Ali Küçük-9 Ocak 2015

69258

KADINLARIN BİRLİĞİ | Halk Okulu Devrimcilik Adı Altında LGBTİ+ Düşmanlığı Yapmaya Devam Ediyor!

Bir süredir Halk Okulu’nda LGBTİ+lar ve LGBTİ+ mücadelesi üzerinden genelde ilerici, devrimci harekete özelde proletarya partisine yönelik “değerlendirme”lerde bulunulmaktadır.

Bu “değerlendirmelerin” temel anlayışına ve üslubuna, devrimci kamuoyu da bizler de aşinayız.

Martager (Nubar Ozanyan)

Yaşamı Fakir, savaşımı Martager olan komutan, sert yaşadı. Bir derviş gibi Kafkaslar’ı, Ortadoğu’yu dolaştı. Mazlumların yaşamından gürültü yapmadan kopup giderken geride derin izler ve unutulmaz anılar bıraktı. Yaşadığı her toprak parçasında eski ve köhnemiş olan her şeye meydan okudu. Yaşarken Ararat’a, düşerken Cudi’ye bakarak “Elveda” dedi.

Devrimci Bir Çıkış İçin Örgütlen-Örgütle

“…Komünist Enternasyonale bağlı tüm partiler, ‘Kitlenin daha derinlerine!’, ‘Kitlelerle daha sıkı temas!’ şiarlarını ne pahasına olursa olsun pratiğe geçirmelidirler; kitleler sözünden anlaşılması gereken emekçilerin ve sermaye tarafından sömürülenlerin, özellikle de en örgütsüz ve en bilinçsiz, en fazla ezilen ve örgütsel olarak kapsanması en zor olanların tümüdür.”(1)

Proletaryasız Burjuva Çağı Hayali(!)

 

Telaşlı diplomasi ve açık savaş hazırlığı Nijer: Afrika'da akut savaş tehlikesi!(Rote Fahne (Kizil Bayrak)

26-27 Temmuz gecesi, yaklaşık 26 milyon nüfusa sahip Batı Afrika ülkesi Nijer'de ordu bir darbe düzenledi. Bir önceki başkan Bazoum'u devirdi ve anayasayı askıya aldı.

Frankfurter Rundschau'ya göre Bazoum döneminde Nijer, "İslamcı teröristlerin Sahel'deki ilerleyişine karşı mücadelede Batı'nın son stratejik ortaklarından biriydi".

“En Önde” Durmak, “En Önde” Savaşmak (Dengê Azadî )

Lozan’daki tarihsel haksızlığın 100. yıldönümünde gerilla alanlarına yönelik işgal saldırıları sürüyor. Emperyalist devletlerle İttihatçı Kemalistler arasında imzalanan ve TC devletinin emperyalistlerce kabul edilmesinin resmileştiği tarih olarak 24 Temmuz 1923 Lozan Antlaşması’nın üzerinden yüz yıl geçti.

Kalbim Zap’ta çarpar! (Nubar Ozanyan)

Yeni bir yüzyıl direnenlerin hikayeleri ve isimleriyle yazılmalıdır. Zalimlerin yazdığı yüz yıllık faşist tarihi parçalamanın zamanı çoktan gelmiştir. Soykırımcılar, teknolojinin üstünlüğüne her gün yenilerini ekleyerek kıyıcı ve yok edici silahlar üreterek Kurdistan’ın en ışıldayan direniş parçalarına saldırsa da, 26 gün abluka ve bombardıman altında yaralı olduğu halde “teslim ol” çağrılarına direnen gerillanın karşısında çoktan yenilmiştir!

Çoktan yenilmiştir, Osmanlı’nın İttihatçı subay ve askerleri, Türk ordusunun işkenceci generalleri!

“Halkın aslanları: HBDH milisleri” (Ziya Ulusoy)

Bahsetmek istediğimiz HBDH militanları. Yaklaşık 7 yıldır Erdoğan faşizminin acımasız  saldırı ve zulmüne karşı mücadele ediyorlar. Şimdiye değin yüzlerce eyleme imza attılar.

Mücadele koşulları çok ağır. Faşizmin saldırgan ve devasa miktardaki polis aygıtı, yüksek gözetleme ve takip tekniğini de kullanarak, hareket imkanını çok daraltıyor. Az güçle ve bu duruma rağmen, HBDH militanları eylem yapabiliyor. Biribirinden çok uzak kentlerde de, değişik bölgelerde de, aynı kentin değişik semtlerinde de Erdoğan faşizmine karşı eylem yapabiliyorlar.

Dedikoducu Modacılar

Amann... sanki kendileri de proletaryalarda karşılık bulsalardı chp ve hdp'lilerde taban, oy (veyahut da boykotçu) almış olmayacaklardı.

Neysee...

Nerede kalmıştık.

Maltepe'de bir mayıs.

Yolun bir tarafında tip'liler bir tarafında hdp'liler.

Yolun sağına, soluna... gölgesine de sıkışmış... tip'çilerin giyimlerini kuşamlarını ... diğer kortejlerdeki insanlarla kıyaslayan benim gibi de dedikocu modacılar.

Bu keşmekeşliğin içerisinde de..

Tip'çilerin gözleri  hdp'lilere... hdp'lilerinki de tip'çilere kayıyor.

Bizim devrim! (Nubar Ozanyan)

Rojava’nın haritadaki yeri sorulduğunda Kürtlerin bir kısmının dışında kimsenin doğru dürüst yanıt veremeyeceği bir süreçten geçilerek gelindi bugünlere. Büyük riskler göze alındı. Ağır bedeller ödenerek kazanımlar elde edildi. Bu sayede Rojava, özgürlüğüne kavuştu. Ortaya konan devrimsel hamleler, sayısız çaba sonucu Rojava halkları daha ileri ve gelişkin bir sürece geldi. 

DİK DURUP BOYUN EĞMEYENLER[*]

 

 

“Yol daima ayaklarınızın altında,

rüzgâr daima arkanızda olsun.”[1]

 

Sayfalar