Cumartesi Haziran 1, 2024

Müslüm Elma’dan Mektup

TKP/ML yöneticisi olma iddiası ile Nisan 2015’den beri tutuklu bulunan Müslüm Elma, yoldaşları tarafından gönderilen Duvar Gazetesine cevap mektubu yolladı. Müslüm Elmanın yolladığı ve elimize ulaşan mektubu olduğu gibi yayınlıyoruz:

Sevgili yoldaşlar,

Ortak bir emeğin ürünü,sevgi ve renklerin karışımı olan yoldaşlık belgelerinizi aldım. Belge diyorum çünkü; mektubun sınırlarını aşmış Güneşle renkler karışmış ve kelimelerin umut yüklü olması güneş ışınlarının resimlere yansıması dönemin karanlığına gönderilen ışık yüklü mesajlardır. Bunları çoğaltmalıyız. Hepimizin yüreğinde yatan koca bir umut var. Onu uyandırmalıyız. Hani derler ya ‘’umut insanın yakıtıdır’’. İşte onu yakmanın vaktidir.

Renkli belgeye yansıyanlar, beni geçmişe götürdü. Hatırlıyorum; köyde yaşlılarımız, güneşin doğuşunu dualarla karşılıyordu. Öyle ya, Güneş doğanın canlılığına, doğurganlığına vesile olur. Tıpkı su gibi, hava gibi. Güneş aynı zamanda umududa doğurur. Çünkü aydınlıktır. Ve bundan dolayı diyorum, doğanın bereketi üzerimizden olsunki; umutlarımız hep canlı ve sımsıcak kalsın. Yani demek istiyorum ki:

Sevgi karışınca renklere

acep ne olur

bilmiyorum

ama umut karışınca umutsuzluğa

gök gürler

biliyorum

ve bulutlar ağlar

dökülür gözyaşları toprağa

işte o zaman

derelerin isyanını anlıyorum

unutmayın her zaman umut

umutsuzluğu vurur

ve Güneş umudu doğurur.

Elbetteki şu gerçekleri kabul etmeliyiz. Yaşadığımız coğrafya-bölge ateş topuna dönüşmüş durumda Bu tablonun sorumluları belli. Acı çekenleri, göç yollarında toprağa düşenleride belli. Olması gerektiği gibi olmayan bu tablonun yaratıcılarına karşı oluşması gereken direniş hattıdır. Hiç şüphesiz bu karanlık dalgaya karşı canbedeli direnenler var. Ki bunların başında kürtler geliyor. Tarihte bunu kaydediyor.

Her fırsatta ‘’Somut koşulların somut tahlilinde’’n söz edip ama pratikte tam tersi bir istikamette yol almak gerçeklere yabancılaşmaktır. Bu hastalığın en tipik özelliği, gerçekleri nesnel olgularda değil, hayal dünyasında aramaktır. Hayalsiz yaşam olmaz. Ama hayaller gerçeklerle çatışmaya girerse, kaybetmekte kaçınılmaz. Bu nedenle somutla ilgilenmek, dönemi anlama bakımında olmazsa olmazdır. Sözgelimi herhangi bir meseleyi çözebilmek için, önce ona yol açan nedenleri anlamak gerekir. Çünkü; anlama eylemi çözme eyleminden bağımsız değildir. Kimi arkadaşlarımız tarafından yazılan mektuplara bakınca, sanki farklı dünyalarda yaşıyoruz. Sanki ilk karşılaşıyoruz. Aynı şeyleri izledik, ama farklı şeyler görmüşüz. Tabiki bu göz probleminden kaynaklanan bir durum değildir. Bu tamı tamına gerçeklere yabancılaşmanın bir sonucudur. Yani ana problem düşünüş tarzında. Burada hasar olunca, görme, yorumlama eylemleride sakatlanır.

Sevgili yoldaşlar, bu kadar kelam yeter. Koşullar ne kadar ağır olursa olsun, eğer yüreklerimizde yatan koca umudu uyandırırsak, koca bir güç oluruz. İşte o zaman engelleri aşmak bizim için sıradan bir iş olur. Bu duygu ve düşüncelerle hepinize selamlarımı ve sevgilerimi yolluyorum. Ve umutla yüklenmenin vaktidir diyorum.

M. Elma“ 

44441

Misafir yazarlar

Güncele iliskin yazilariyla sitemize katki sunan yazar dostlarimiza ait bölüm

Son Haberler

Sayfalar

Misafir yazarlar

Cüret edip özneleşelim, kurtuluş için örgütlenelim ve hep birlikte devrimle özgürleşelim!

– Merhaba, kendinizi tanıtır mısınız?

– Merhabalar, ben Rosa Avesta, TKP-ML Komünist Kadınlar Birliği (KKB) temsilcisiyim.

– TKP-ML KKB olarak 5 Mayıs 2023 tarihinde yaptığınız açıklamada 1. Kongrenizi yaptığınızı açıkladınız. Bu Kongreye gelinceye kadar geçen süreci özetleyebilir misiniz?

Sosyalizm Bayrağının Arkasına Saklanan Sosyal Şovenizm!

Yerel seçim süreci, egemen sınıflar arasındaki kapışmanın yeni adresi olarak giderek ısınan bir gündem olarak karşımıza çıkıyor.

2023 Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinde AKP-MHP faşist ittifakı ve merkezinde CHP’nin yer aldığı “Millet İttifakı” arasındaki mücadeleden ilki ezici bir üstünlükle galip çıktı. Daha doğrusu, devlet aklı, önümüzdeki dönem için yola “CHP’nin de onayıyla” Türk-İslam senteziyle, gerici ve faşist bir ittifakla devam etme kararı aldı.

Vahşet ve zulümle biten yıllar (Nubar OZANYAN)

Yeni yıl ezilen halklara yenilik adına bir şey getirmedi. Zulmün bir devamı, vahşetin bir tekrarı yeniden yaşatılıyor. Dünyanın muktedirleri, sermayenin generalleri Orta Doğu’yu yeniden paylaşmak, hegemonyalarını pekiştirmek için her gün daha fazla sayıda savaş gemisini denizlere sürüyorlar. En kıyıcı silahlarını yeni bir paylaşım savaşı ve çatışmaları için hazırlıyorlar. Filistin, Kurdistan, Ukrayna savaşın ve çatışmaların en sert ve en tahripkar geçtiği ülkeler olma gerçekliğini korumaya devam ediyor.

Roza Luxsemburg ve Karl Liebknecht Yaşıyor, Lenin Yol Göstermeye Devam Ediyor!

 

Roza Luxsemburg ve Karl Liebknecht bundan 105 yıl önce dönemin SPD hükümetinin Freikorsp (Gönüllüler Alayı) askerleri tarafından kurşuna dizilerek katledildiler.

Birinci emperyalist paylaşım savaşının ufukta görünmeye başladığı 1907 yılında toplanan İkinci Enternasyonal çıkması muhtemel savaşa karşı “hazır olunması” ve “savaş bütçelerine hayır” denmesi çağrısında bulundu.

Gerici Zorun Panzehiri, Devrimci Zordur

Görsel ve yazılı basında her gün çürümüş, kokuşmuş sistemin icraatlarına tanıklık ediyoruz. Artık uyuşturucu baronlarına, çetelere dair haberler “sıradan” vakalar haline gelmiş durumda. Tabi ki, bizim işimiz bunların çetelesini tutmak değildir.

“Mücadele, İsyan, Örgüt ve Ezilenlerin Savaşına Doğru…”

Oldukça sarsıcı bir yılı geride bıraktık. Artsakh’da, Rojava’da, Gazze’de işgal saldırıları sürerken Afganistan’da halk Taliban zulmüne katlanmak zorunda kaldı.

Yeni ticaret anlaşmaları ve pazar paylaşım savaşları nedeniyle Ortadoğu halkları Kafkaslar’dan Arap Yarımadası’na zulme uğramaya, göçe zorlanmaya, açlığa ve yoksulluğa hapsedildi. Şimdi yeni bir yıla girerken bu emperyalist ve gerici saldırıları direniş ile karşılayan Ortadoğu halkları zaferlere muktedir…

 Bölgede tırmandırılan savaş

AKP veya CHP’ye Kaybettirmek mi? 3. Yol mu?

Devrimci mücadelenin gerilediği, devrimci-komünist ve yurtsever hareketlerin kitleler üzerindeki etkisinin önemli oranda azaldığı bir sürecin içinden geçiyoruz.

“Ateş Hırsızları”nın Felsefesi, Filozofları[*]

“Diyalektik felsefe karşısında

hiçbir şey sonal,
mutlak, kutsal değildir.”[1]
 
Felsefe “Öldü” mü? Öncelikle belirtmeliyim ki, böyle düşünen insanlar olsa da, yaşam devam ettiği sürece felsefe nihayete ermez; onu “gereksiz” bir şeymiş gibi sunmaya kalkışanlar ise yanılıyor!
Felsefeye yabancılaşan bir çürüme/ çöküş labirentindeysek de; o, insan(lık)ın aptallaştırılmaması için vardır.

Marks'ın Hatalı Olmasını Ne Kadar İsterdik

Proletaryalarla sohbet.

Ah... ah...  kaçımız ama kaçımız marks'ın hatalı olmasını istemezdik ki.

Hemi de kaçımız.

Heledeki sömürgecilik sosyo ekonomik yapıyı değiştirmez derken.

Heledeki yıllardır da sömürgeciliğin değiştirdiği sosyo ekonomik yapıda politika yaptığımızı da kabullenmişken.

Kaçımız ve kaçımız marks'ın hatalı olmasını istemezdik ki.

Belki de... sadece   bu konularda da değil.

Başka  konularda da marks'ın hatalı olmasını isterdik.

Bir Devrim Yapmalıyız!

Emperyalist dünya sistemi tam bir kaos içinde. Dünyaya egemenler ama dünyayı yönetemiyorlar. Soygun, sömürü ve savaş düzenleri her yönde çatırdamaya başaldı. Bir türlü azami karlarını istedikleri düzeye çıkaramıyorlar. Emperyalist sistem SOS veriyor. Ücretli kölelik üzerine kurulu aşırı kar ve aşırı üretim sistemi yürümüyor. Dünyanın toplam GSYH 105 Trilyon dolar iken, toplam borçları 310 trilyon doları geçmiş durumdadır. Bir taraftan devasa sermaye büyüklüğü, bir taraftan ise, muzzam bir yoksullaşma, yoksunlaştırma ve çürüme at başı gidiyor.

T.C.nin 100 Yıllık Tarihi ve Faşizme Karşı Sınıf Mücadelesi

 

Giriş:

Komünist Parti Manifestosu’nun giriş cümlesi “bugüne kadarki tüm toplum tarihi sınıf mücadelesi tarihidir” diye başlar. Bu belirleme o güne kadarki -ve elbette sonrası için de- tüm toplumların nasıl bir evrim izlediklerini gayet net ve anlaşılır bir şekilde özetlemektedir.

Sayfalar