Perşembe Mayıs 9, 2024

Bİr Partizan Asla Ölmez !

Vive la solidarite Enternasyonal , ( Yaşasın Enternasyonal devrimci Dayanışma ) sloganının gerçeklik kazandığı Rojava topraklarından özgürlük savaşçıları ile Enternasyonalist devrimcilerin her geçen gün gelen şehadet haberleri ile sarsılıyoruz.Lorenzo Orsetti’yi henüz son yolculuğuna uğurlarken kaybettiğimiz Alman Enternasyonalist savaşçı Sarah Handelmann ( Sara Dorşin ) Türk devleti’nin kanlı hava saldırılarında şehit düştü.Her bir karış toprak parçasında,özgürlük ve bağımsızlık mücadelesinde bugüne kadar kaybettiğimiz 11 000 şehit, onbinlerce gazilerden oluşan Arap,Kürt,Alman,İngiliz,Fransız Ermeni,ispanyol ve İtalyan devrimcilerinin kanları vardır.

Hele hele kendi ülkesinin Özgürlük ve Bağımsızlık mücadelesini bir başka ülkede dayanışma içerisinde faşizme,emperyalizme ve işgale karşı mücadelede şehit düşmek ayrıca çok derin anlam ve önem taşımaktadır.Ulaşılması en yüce mertebedir.Arjantin’li devrimci Ernesto Che Guevera Küba devriminden sonra yine bir başka ülkede Bolvya’da mücadele ederken Amerikan kontraları tarafından infaz edildi.İsviçre’nin Zürih şehrinden Partizan mücadelesine gelip katılarak Dersim’de şehit düşen,Dersim’in kızıl gülü Barbara Anna Kistler halkımızın gönlünde taht kurmuştur.Misak Manuşyan bugün savaşın bütün acımasızlığı ile devam ettiği Suriye,Lübnan’da çocukluğunda soykırımın en barbarlığına tanıklık etti.Annesi ve tüm ailesini kaybetti.Yetim kaldı.Ama Fransa’nın Nazi işgaline karşı mücadelesinde, direniş örgütlenmesinde efsaneleşti.FKP saflarında mücadele ederek,Fransa için kurşuna dizildi.

18 mart 2019 tarihinde Dera Zor ‘ un Baxoz köyünün özgürleştirme hamlesinde kaybettiğimiz Enternasyonal savaşçı Lorenzo Orsetti ( Tekoşer Biling ) yoldaş işte bu geleneğin son mohekanıdır.Kaypakkaya geleneğinin Enternasyonal devrimci savaşçılarından İsviçreli Barbara Anna Kistler ile başlayan Nubar Ozanyan ile devam eden son olarak Lorenzo yoldaş ile süren güçlü geleneğimiz kendini Rojava topraklarında Kürt özgürlük mücadelesinde,Kürt halkının en zor gününde saflarında yerini alarak ,gerek içerden gelen kuşatma gerek dışarıdan gelen düşman saldırılarına rağmen hangi cephede yer alacağını belirlemiş oldu.

Enternasyonal savaşçı olarak 2017 yılında Rojava’ya gelerek silahlı direnişe katılan Lorenzo bir süre Enternasyonal taburlarda savaşa katıldıktan sonra bir gurup savaşçıyla birlikte kaypakkayacıların sevgili dostu oldu .İtalyan iç savaşında Partizan’ların faşizme karşı mücadelesini kendine örnek alarak bugün TC ve destekli İşid çetelerine karşı savaşmanın gerekli olduğunun bilinciyle hareket ederek Rojava Kürdistan’ına gitmeye karar verdi.İtalyan halkının yiğit evladı İtalyan Partizan direnişini kendine rehber aldı.

Erdoğan’ın sonu da Mussolini’den farklı olmayacak !

1922 yılında İtalya’da iktidara gelen faşist Ulusal partisi ,yönetimi kontrol altına aldıktan sonra,komünistlere,işçi ve köylülerin sendikal örgütlenmelerine tüm basını kontrol altına alarak halka karşı baskı uygulamaya koyuldu.Kendine uygun örgütlenmeler oluşturarak tüm toplum düzenini kontrol altına aldı.Yüzlerce binlerce komünist ve muhalifler tutuklanarak cezaevlerine dolduruldu.faşist Mussoli’ni bununla kalmayıp İspanya iç savaşında partizan direnişini bastırmak için Franco’ya destek olarak asker gönderdi.Yahudi halkına karşı baskı ve terör inanılmaz boyutlara ulaştı.

Faşist diktatörlüğe karşı her cephede örgütlenerek karşı çıkan komünistler,ilericiler Mussolini hükümetini alaşağı etse de imdadına Nazi’ler yetişerek Mussoli’niyi yeniden iktidara taşıdılar.Başta komünistlerin önderliğinde başlayan Partizan direnişi karşısında yıkıma uğrayan Mussoli’ni çareyi kaçmakta buldu.28 Nisan 1945 ‘ de Almanya’ya kaçarken Partizan’lar tarafından yakalandı.Serbest bırakılması için üzerinde bulunan tonlarca altını vererek kurtulacağını zannetti.Ama Partizan’ların akibetinden kurtulamadı.Ayaklarından asıldı.

İnsanlık ve ezilen halkların düşmanı olan faşizme karşı geçmişte verilen şanlı mücadele gibi bugün de Erdoğan ve çetelerine karşı suçları sadece kendi özgür vatan topraklarını savunmak olan Kürt özgürlük hareketi yürütmüş olduğu haklı meşru aynı zamanda dünya halkları nezdinde sempati ile karşılanması birçok Enternasyonal savaşçıyı Rojava’ya çekmiştir.Hakikat savaşında Kaybettiğimiz savaşçılardan

Jack Klebs ( ABD )

Alina Sanchez ( Arjantin )

Anna Campbell ( İngiliz )

Haukur Hilmarson ( İzlanda )

Samuel Prada Leon ( Fransa )

Olivier Françoıs Jean ( İspanya )

Sjoerd Heeger ( Hollanda )

İvana Hoffman ( Almanya )

Jac Holmes ( İngiltere )

Oliver Hall ( İngiltere )

Ryan Logic ( İngiltere )

Robert Gradt ( ABD )

Sono Zinar ( İNgiltere )

Luke Ruttler ( İngiltere )

Paolo Todd ( ABD )

Michael Isroel ( ABD )

Anton Leschek ( Almanya )

Antonıo Cassun ( Canada )

Ramon Maria Rull Linhoff ( İspanya )

Levi Jonathan Shirley ( ABD )

Nubar Ozanyan ( Armenıa )

Barbara Anna Kıstler ( İsvicre )

Giovanni Francesco Asperti ( İtalya )‘lerden sonra en son olarak kaybettiğimiz Lorenzo Orsetti’nin şehit düşmesi soykırım tehdidi altında olan Kürt halkı ve ezilen halklarda derin üzüntüye yol açmıştır.

 

Ji ber ku ez şervanım , Çünkü ben savaşçıyım

İtalya’da dünyaya gelen Lorenzo yoldaş çalışkan,dürüst çevresinde hep iyi yönleriyle tanınan birisiydi.İtalyan Partizan’larının marşında dediği gibi ‘’ beni de al götür dağlarına ‘’ sözü gerçeklik kazandı.Faşist Türk devletinin Rojava Kürdiatanın da Efrin ‘i işgal yağma ve talan girişimlerine karşı bir an olsun tereddüt etmeden Kürt halkının en zor gününde yanında olmak Kürt halkının kazanımlarını korumak,kadınların özgürleşmesi ve TC destekli İşid çetelerine karşı savaşmak için Rojava’ya geldi.Dünyanın değişik ülkelerinden İşid çetelerine karşı savaşta kaybettiğimiz Enternasyonal savaşçıların bayrağını devraldı.Ve şehit düştüğü son ana kadar başarıyla dalgalandırdı.

TC ‘nin Zeytin Dalı adı altında yürüttüğü soykırım harekatına karşı cepheye savaşmak için ilk önce gidenlerin arasında yer aldı.Yine TC Barışın simgesi zeytin dalı adını kirleterek zorla adam kaçırma fidye alma,zorla müslümanlaştırma,efrin’in doğal zenginliklerini çalarak gerçek yüzünü gösterdi.İlk defa Raco tarafında çetelere karşı savaştı.Bir çok çatışmalardan başarıyla çıktı.Düşmana vurulan bütün darbelerin içinde korkusuzca yer alıyordu.Israrla operasyonlara katılmaya,ön cepheye gitmeye devam etmek istiyordu.Her çatışma onu daha fazla motive ediyordu.Moralini daha yüksek tutuyordu.

Bir çatışmada tek başına hem şehit arkadaşı taşımış,hem de yaralı bir arkadaşı çetelerin arasından çıkarmıştı.Artık bütün cephe hattı onu tanıyor her yerde Tekoşer yoldaş konuşuluyordu.Tekoşer adı gibi mücadeleci yoldaştı.Savaşta bir Piling ( kaplan ) gibiydi.karşısında durup onu düşürebilecek bir düşman henüz yoktu.Düşmanın yoğun hava saldırılarına rağmen hiç bir şekilde geri adım atmıyordu.

Çok iyi kullandığı kleşini hiç bir şekilde yanından ayırmıyor,her zaman düşmana karşı savaşmak için hazır vaziyette bekliyordu.O etrafındaki savaşçıları sürekli şaşırtan ve onlar üzerinde hayranlık uyandıran bir pratiğe sahipti.Savaşa bu denli kilitlenen bir enternasyonalist savaşçı karşısında Heval’ler ona ‘’ Neden bu kadar çok savaşmak istiyorsun heval ‘’ diye sorduklarında,bu soruyu her defasında yüzünden eksik olmayan gülüşüyle ‘’ Ji ber ku ez şervanım ‘’ ( Çünkü ben savaşçıyım ) diye cevaplıyordu.

İşid çetelerine öldürücü darbenin vurulduğu ve tarihin çöplüğüne atılan son Cizire hamlesinde bir yandan savaşırken,bir yandan da savaşçı kimliğini gizlemeden İtalya’da çıkarılan Yabancı savaşçıların cezalandırılması yasalarına karşı çıkarak video konferansları yolu ile burjuvaziye savaş açtı.’’ Biz buradayız sonuna kadar kalacağız ‘’,’’ Şu anda geri dönmeyi düşünmüyoruz ‘’,’’ Suriye’de yaptığımla gurur duyuyorum,sonuçları üstlenmeye hazırım ‘’’’ Türkiye,erdoğan İşid’lileri destekliyor,aynı zamanda tüm Ortadoğu için tehdittir ‘’ ‘’ vicdanen rahatım ‘’ dedi.

Şehitlere Zaferi müjdeliyoruz ! Çeteler Diz çöktü ! Rahat uyuyun !

Rojava’nın özgürleştirilme hamlesinde bugüne kadar kaybettiğimiz 11 000 şehit’ten birisi olan Lorenzo yoldaş son mektubunda ‘’ Bütün fırtınalar küçük bir damla ile başlar,siz de bu damla olmaya çalışın ..’’ diyerek tarihe önemli not düşerek şehit oldu.

Artık siz tüm şehitler rahat uyuyunuz,TC destekli tüm çeteler tarihin çöplüğüne gitti.zaferi müjdeliyoruz.Hiç görmedikleri yenilgiyle hepsi özgürlük mücadelesi karşısında diz çöktüler.

O, bizim için komutan Nubar Ozanyan ‘ dan sonra yaşadığımız en büyük kayıplardan birisidir.

O, sadece bir enternasyonalist savaşçı değil,savaşı ve yaşamı devrimci tarzda iyi kavramış komutanlık yapmaya aday adeta savaş için yaratılmış bir anarşist yoldaştı.

O,kısa ama onurlu hayatını ezilen halkların mücadelesine adadı.

O, enternasyonalist bilinci ve dayanışmayı bir kez daha savaş ve devrimci yaşam pratiğiyle gösterdi.

O, bedenen aramızda olmasa dahi savaş bilinci ve sayısız savaş pratikleriyle sürekli belleğimizde yer alacaktır.Ve bizim için bir savaş ve direnç çizgisi olarak yaşayacaktır.

O’nun enternasyonalist savaş çizgisinde yürüyeceğimize söz veriyoruz !

Güle güle Efrin ‘ in aslanı Tekoşer yoldaş !

Güle güle enternasyonalizmin korkusuz yiğit Partizan ‘ ı Piling yoldaş !

 

6957

Agop Ekmekciyan

Özellikle azınlıklar üzerine yazdığı yazılarıyla tanıdığımız yazarımız,diğer birçok konuda da makaleleriyle tanınmaktadır.

agop@kaypakkaya-partizan.net(Hazırlanıyor)

Agop Ekmekciyan

“Bu bir çıkmaz sokak. 3.Dünya savaşı yaklaşıyor.” Mu gerçekten de?

Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Medvedev, 11-12 Temmuz 2023 tarihlerinde Vilnius’ta gerçekleşen NATO Liderler Zirvesi’nde Ukrayna’ya yapıla gelen silah yardımlarının daha da arttırılması kararına ilişkin olarak şu değerlendirmede bulunmuş:

“Çıldırmış olan Batı, başka bir şey düşünemez oldu. Aptallık noktasına kadar en yüksek düzeyde öngörülebilirlik içerisindeler. Bu bir çıkmaz sokak. 3.Dünya Savaşı yaklaşıyor.” (1)

“Kim Daha Kötü Kaypakkaya’cı?”

Halkın günlüğü gazetesinde yayımlanan bu makaleyi yerinde ve doğru tespitlerinden ayrıca Kaypakkaya'yı anlama ve algılama yönünden değerli bir yazı olması sebebiyle okumanızı tavsiye ederiz.

“Kim Daha Kötü Kaypakkaya’cı?”

Kaypakkaya’yı sevmek (Deniz Faruk Zeren)

Kim, ne zaman onun ismini ansa devletin en katı, en soğuk, en acımasız yüzüyle karşı karşıya kalıyor!

Kim ne zaman onun fotoğrafını assa, taşısa, devletin sorgularıyla, kelepçesiyle, zındanlarıyla tanışıyor!

Kim, ne zaman onu sevdiğini, izinde yürüdüğünü söylese vay haline!

Bu dünyada, bu ülkede sevilmesi suç olan kaç insan var?

On yıllar önce katledilmiş, katilleri açığa çıkarılmak bir yana korunup gizlenmiş, mezarına giden yollara bile karakollar kurulmuş, adına yazılan şarkılar yasaklanmış bu insan güzeli, İbrahim Kaypakkaya’yı sevmek neden suç?

“Özgür yaşa ya da öl” (Nubar Ozanyan)

Sömürgecilik pratiği ve politikası hemen her yerde ve anda benzerlikler taşımaktadır. Amerika’dan Fransa’ya, Hollanda’dan Portekiz-İspanya’ya uzanan sömürgeci tarihin işgal ve yıkıma dayalı ayak izleri hep aynıdır. Sözde yoksul ve geri kalmış ülkelere medeniyet götüren uygar ülkeler(!) sömürgeci tarihlerini kolonyal çıkarlarına göre yazarlarken yerli halklar ise tarihi direniş ve isyanla yazmaktadır. Bu hikaye, yeni biçim ve kodlarda sürdürülse de özü ve gerçekliği hep aynı kalmaktadır.

Kaypakkaya ardılı hareketin bölünme ve ‘birlik” sorunu üzerine

  1. Çok parçalılık, bölünme/kopuşma ve ayrışma sorunu.

‘Yakın tarih’ olarak, 1968 süreci ve 1970 başlarında ortaya çıkışı itibariyle ele alındığında görülecektir ki Türkiye ve K. Kürdistan Devrimci Hareketi (TKKDH), sınıflı toplum gerçekliğinin doğal bir gereği olarak da zaten parçalı/çok bölüklü olarak tarih sahnesine çıkmıştır. Bu, elbette anlaşılır ve kabul edilebilir bir durumdur.

Sınıf Savaşımı Uzun Bir Yürüyüştür

Bugün karşı karşıya olduğumuz yoksulluk tablosu, kapitalist gelişmenin ve sermaye birikiminin kaçınılmaz sonucudur. Yaratılan zenginlikler bir tarafta birikirken diğer tarafta ise yoksullaşma ve yıkım büyümektedir. Bu, kapitalizmin genel yasasıdır. Proletaryanın yoksullaşması, bir avuç egemen sınıfın ise zenginliğine zenginlik katmasıdır.

KATLİAMININ 30. YILINDA MADIMAK VE ES GEÇİLEN BAŞBAĞLAR.

Sözüm öncelikle komünist ve sol- sosyalist kesime: Ne zaman gerçek anlamıyla adil olmayı ve çifte sıtandartçı yaklaşımları terk etmeyi başaracağız acaba? Ne zaman 'bizim cenah' dediğimiz kesimlerce de  halka karşı işlenmiş ağır  suçları tereddütsüzce kınayacağız acaba?

Çok genelleme yaparak, üzerinde durmak istediğim esas konuyu bunun gölgesinde silikleştirmek  istemiyorum.

Her 2 Temmuz'da Madımak katliamı kınanırken; Başbağlar katliamı neden sessizce es geçiliyor acaba?

Komünistlerin Birliği Çağrılarına Dair

MKP’li arkadaşlar, arada kısa molalar vermekle birlikte, uzunca bir süreden beridir ki komünistlerin birleşmesi gerektiğine dair çağrılar yapmaktalar. Ve mütemadiyen yakınıp durmaktalar: "Muhataplarımızdan yanıt alamıyoruz" diye. 

Evet, görüldüğü kadarıyla muhatapları bu çağrılara ilgisiz olmalılar ki, yanıt vermiyorlar. MKP’li arkadaşlar da kendilerince bir basınç oluşturma adına; adeta Temcit pilavı misali, her fırsatta bu çağrılarını yinelemekte ve muhataplarını kamuoyuna şikâyet edip durmaktalar.

Aşka ve Hayata Dair Tutkulu Dizeler

“Şiirsiz toplum eksiktir.

Şiirsiz insan yalnızdır.”[1]

 

İzmir’in Şakran 2. Nolu T-Tipi Zindanı’nda yatan Hasan Şeker’in, ‘İki Acı Esinti’[2] başlıklı şiir kitabı; aşka ve hayata dair tutkulu dizeleriyle çıkageldi postadan…

Avrupa da İbrahim olmak!

18 Mayıs 1973‘den bugüne Kaypakkaya yoldaşın işkencede katledilişinin ellinci yılı.

50 yıldır söndürülemeyen meşaledir İbrahim Kaypakkaya!! Bu yazının amacı İbrahim Kaypakkaya‘yı anlatmak değil, Onu anlatan onlarca yazı yayınlandı bu yazı da başlıktan da anlaşılacağı üzere İbrahim Kaypakkaya‘yı Avrupa‘da anan ardıllarının pratik, teorik düzlemde, Kaypakkaya‘yı nasıl andıkları? Neyi, nasıl, ne kadar anladıklarını  irdelemek  bu yazının amacı.

“Devrimci Eylem Birliği” ve “Kaypakkayacı Güçlerin Birliği” Meselesi

Türk hakim sınıfları cumhuriyetlerinin ikinci yüzyılına hazırlanırken kendilerini yeniden örgütlüyorlar. Coğrafyamız komünist hareketinin önderi İbrahim Kaypakkaya yoldaşın Amed zindanında 18 Mayıs 1973 tarihinde katledilmesinin 50. yılında sınıf düşmanlarımız ikinci yüzyıllarına hazırlanıyor.

Sayfalar