Cuma Mayıs 3, 2024

ATİK Operasyonuna Karşı Mevzileri Güçlendirelim!

Almanya’nın ATİK’e (Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu)yönelik operasyonuna karşı sağlam, örgütlenmiş, ciddiyet isteyen, tahkim edilmiş, kendi cephesini en geniş kesimlerle kurmuş bir barikat oluşturmak içinden geçilen kesitte önemlidir. Çünkü bu sömürüye, zulme, haksızlığa karşı devrimin, demokrasinin ve özgürlüğün alanını genişletecek bir mücadeleyi içermektedir. Bu operasyonun merkezindeki Avrupa demokrasisi karşısında da böyledir, operasyonun kaynağı ve yönlendiricisi faşist TC’ye karşı da. Bu süreçte yürütülecek siyasi ve hukuki mücadele ile elde edilecek başarı aynı zamanda tüm demokratik, devrimci ve özgürlükten yana olan örgütlü güçlerin ve geniş halk yığınlarının örgütlenme ve mücadele kazanımı olacaktır. Çünkü meşru, haklı devrimci ve demokratik mücadele hedefe konmaktadır.

Örgütlemede Planlı, Yönelimde Berrak, Hedefe Kilitlenmede Netlik!

Bunun için sürecin her aşaması bir planlama ile öncelikli ve esasa yönelen hedefler belirlenerek yapılmalıdır. Baştan savma bir ele alış bu eksende örgütlenecek mücadeleyi başından sabote eder, sürecin ciddiyetini zedeler ve en önemlisi mevzi genişletme ve örgütlenme alanını daraltır. Tüm dost demokratik, ilerici, devrimci ve konuya duyarlı kesimler bu soruna asgari düzeyde duyarlı hale getirilmeden, onlar sürece etkin ve aktif bir şekilde örgütlenerek dahil edilmeden daha geniş kesimlere ulaşmak hem zor olacaktır hem de bu kesimlere ulaşmakta başından sıkıntılar doğacaktır.

Sendikalar, meslek örgütleri, insan hakları örgütleri, uluslararası dayanışma örgütleri, yöre dernekleri, çevre örgütleri, kadın hareketleri vs. bu eksende ulaşılması zor kurumlar haline gelecektir. Bu sürecin her bir aşaması kendi içinde yapılandırılmalı ve hangi kurumların, hangi araç ve yöntemlerle sürece dahil edilebileceği içerden dışarı doğru tartışarak ele alınmalıdır. En duyarlı ve yakın olandan en uzak olana kadar bütün olanaklar zorlanmalı, kendi içinde örgütlenerek sürece duyarlılık oluşturulmalıdır. Ancak bu sürecin her aşaması örgütlenmeyi, ikna etmeyi, demokratik işleyişle planlamalar yapmayı, esnemeyi, hedefe kilitlenmeyi zorunlu kılmaktadır.

Sürecin kazandıracaklarına dair bir kafa açıklığı, netlik ve politize edilmiş bir hassasiyet sağlandığı oranda bu, meseleyi ele alışa da yansıyacaktır. Bu yaklaşım olmaz denileni başarmayı, zor olanı aşmayı, daraltılan alanı genişletmeyi, karmaşık olanın özünü yakalamayı getirecektir. ATİK operasyonuna karşı henüz sürecin başında ciddi kazanım sayılacak ve kampanya da kaldıraç rolü oynayacak gelişmeler söz konusudur. Deyim yerindeyse operasyona karşı ilk gedik açılmış ve demokratik, devrimci mücadelenin alanını genişletecek kazanım sağlanmıştır. Yunanistan’da gerçekleşen tutuklamada Almanya’nın iade talebini görüşen mahkeme hem siyasi hem de hukuki açıdan yapılan operasyonun altını boşaltacak bir karar şekillendirmiştir. Bu hukuki kazanım aynı zamanda siyasi boyutları genişleten bir özelliğe sahiptir.

Yunanistan mahkemesi Almanya’nın iade talebini ret ederken iki temel gerekçe ortaya koymuştur. Alman savcılığının hazırladığı iddianame üzerinden yapılan inceleme sonucu birinci olarak, ortaya konulan iddiaların somut bir delile dayanmadığı, meşru ve demokratik çerçevede değerlendirilmesi gereken faaliyetlerin “terör” kapsamına sokulamayacağı belirtilmiştir. Bu bağlamda Alman savcısının ortaya koyduğu iddiaların soyut, delilden yoksun ve mesnetsiz olduğu belirtilmiştir. İkincisi ise bu türden suçlamaların Türk devleti tarafından sıklıkla dile getirildiği, bu bağlamda ortaya konulan iddiaların adeta Türk devlet anlayışının bir ürünü olduğu ifade edilmiştir.

Bu, özet olarak iki temel sebepten iadenin mümkün olmadığı, doğru olmadığı belirtilerek adeta bir nevi beraat kararı şekillenmiştir. Bu durum Yunanistan sınırları içinde siyasi mültecilerin hak ve özgürlüğünü genişleten, siyasi çalışmaların sınırlan- masına karşı duran bir karaktere sahiptir. Daha da önemlisi Almanya’da görülecek davaya karşı emsal niteliği taşıyacak bir özelliğe sahiptir. Aynı şekilde Fransa ve İsviçre gibi ülkelerde iade davalarına referans olacak ve buralarda görülecek davalara hukuki destek niteliği olacak bir karaktere sahiptir.

İadeleri Durdurmanın ve Hastaları Serbest Bıraktırmanın Önemi!

Yunanistan’da elde edilen bu kazanımın hem siyasi hem de hukuki açıdan yürütülecek faaliyete, siyasal alanı genişletme mücadelesine doğrudan katkısı ve katacağı bir ivme vardır. Çalışmalar bu moral destekle ve kazanımla kendini örgütlemeli ve Almanya merkezli davanın siyasi hedefi ve hukuki temeli boşa çıkarılmalıdır.

Dava bütünlüklü ele alınırken zayıf halkalarına yönelik özel, odaklanmış bir yoğunlaşma sağlanmalıdır. Süreçte öne çıkarılarak yoğunlaştırılması gereken iki husus vardır. Birincisi Fransa ve İsviçre’de yürüyen iade davalarıdır. İkincisi ise ölüm oruçlarından dolayı oluşmuş Wernicke Korsakoff hastası olan tutukluların uluslararası standartlarda hapis yatamayacaklarına dair anlayışın uygulanmasını sağlamaktır. Bu uzun erimli politik faaliyetin ve kampanyanın özelde yoğunlaştırılmış ve kısa vadeli hedefleri olarak belirlenmelidir.

Bu bağlamda Fransa ve İsviçre’de halihazırda yürüyen iade davalarına karşı geniş kesimleri harekete geçirecek yoğunlaştırılmış bir eylemsel ve diplomatik çalışma örgütlenmelidir. Yine aynı şekilde Yunanistan kararı emsal alınarak hukuki cephede soruna vakıf, konuya duyarlı avukatların harekete geçirilmesi sağlanarak ciddi bir hazırlık yapılmalıdır. Fransa ve İsviçre örgütlülükleri bu eksende özel bir odaklanma içinde olmalıdır. Kamuoyu oluşturma, sürecin esas halkalarından birisidir. Kamuoyu oluşturma dağınık ve gerçeklikten kopuk olmamalıdır. Öncelikle konuya duyarlı kamuoyu hedeflenmelidir. İlerici, demokratik, devrimci yerel kurumlarla ve göçmen örgütleriyle hızla bir program etrafında birleşecek bir örgütlenme yaratılmalıdır. Bildiri, broşür, afişler konuya odaklı hazırlanarak yine konuya duyarlı, demokratik, ilerici, devrimci kamuoyu öncelikle bilgilendirilmelidir.

Bu kesimlerin katıldığı eylemler, şenlikler, festivaller ve tüm etkinlikler esas çalışma alanları olarak kullanılmalıdır. Yine geniş kamuoyunu bilgilendirecek tüm iletişim araçları zorlanarak olanak açılması sağlanmalıdır. Yaygın ve odaklı eylemler örgütlenmeli bu yolla ilgili hükümetler ve mahkemeler basınç altına alınmalıdır. Bu ülkeler dışındaki faaliyetler özellikle o ülkenin elçiliklerini basınç altına alacak faaliyetlere odaklanmalıdır. Elçilikler önünde eylemler, özgürlük talep eden mektuplar-fakslar-emailler yoğun şekilde kullanılmalıdır. Yine mümkün olduğu oranda geniş heyetler oluşturularak ilgili ülkenin büyük elçileri ve konsoloslarıyla randevular alınarak talepler anlatılmalı ve baskı bu şekilde yoğunlaştırılmalıdır.

Hasta olan tutsaklar için özellikle Almanya’daki hekim örgütleri ile görüşmeler yapılmalı ve konuya dair duyarlılık talep edilmelidir. Türkiye’deki ve diğer ülkelerdeki hekim örgütleri de aynı şekilde soruna duyarlı kılınmalıdır. Uluslararası hekim örgütleri bu vesileyle harekete çağrılmalı, Alman devletinin bu tutsakları hapishanede tutmasına karşı tavır oluşturması istenmelidir. Konuyla ilgili tutsaklara verilmiş raporlar ve hastalıkla ilgili yazılmış bilimsel makaleler dosya haline getirilip özelde hekim örgütleriyle ve genelde geniş kamuoyu ile paylaşılmalıdır. Wernicke Korsakoff hastalığına dair raporlar yazmış, çalışmalar örgütlemiş tüm demokratik kitle örgütleri ve kişiler ziyaret edilmeli, destek çağrısı yapılmalı. Bu konuda hazırlanmış metinler kullanılacağı gibi bizzat bu kurumların görüş ve önerilerini içeren imzalı metinler, belgeler edinilmelidir.  Aynı şekilde konu özgülünde geniş kesimlerin destek ve dayanışmasını sağlayacak ortak imzalı çalışmalar hızla örgütlenmelidir.

Bu odaklanmış ve özgülenmiş çalışmalar aynı zamanda ATİK operasyonun amaç ve hedeflerini anlatmaya, en geniş kesimleri bu eksende bilgilendirmeye ve davanın siyasi saiklerinin altını boşaltmaya hizmet edecek bütünlükle olmalıdır. Parça bütünden koparılmadan ATİK operasyonun siyasi amaçları boşa çıkarılacak ve demokratik-devrimci mevziinin genişlemesini sağlayacak şekilde örgütlenme ve çalışmalar yürütülmelidir. Kazanımları artmış, örgütlenme alanı yaygınlaşmış, mücadele direnci gelişmiş, politik kavrayışı zenginleşmiş, ideolojik olarak kararlaşmış bir süreci örgütleyerek ancak bu saldırı püskürtülebilir. İyi ve yoğunlaşmış bir faaliyet ise bunu olanaklı kılacaktır.

 

47699

Misafir yazarlar

Güncele iliskin yazilariyla sitemize katki sunan yazar dostlarimiza ait bölüm

Son Haberler

Sayfalar

Misafir yazarlar

Emperyalizm Üzerine Notlar -2

“Motor Üretimi Yoksa, Emperyalizm De Yoktur”

Soru: 2 -Türkiye'nin kendi tekniği (gelişmiş sanayisinin) yoktur. Örneğin bir motor bile yapamamaktadır. (Marksist Teori'nin Almanya-Frankfur'da 24 Şubat 2024"de düzenlediği "Lenin Dünyaya Bakmak" Sempozyumu tartışmalarından)

TKP-ML TİKKO Genel Komutanlığı: Partimiz Savaşımızı Aydınlatmaya Devam Ediyor: Ona Omuz Ver! Güç Kat!

Ailevi sorunlar, geçim derdi, gelecek kaygısı, hayaller, yaşanmışlıklar, günden güne ömrün tükenmesi ve sonuç olarak hiçbir şey yaşamadığını farkettiğin ve yüreğine bir acının gelip oturduğu an... bunu ikimize kendime armağan ediyorum. Dost varmı ki şu zaman da derdini alıp vuracak sırtına ..ve biz nelerden uzak kalmışız haberimiz yok...şimdi ki dostluklarda ne duman ne tüten var

TKP-ML MK: TKP-ML, 52 YAŞINDA!

“Daha Sıkı, Daha Sağlam, Daha Kararlı Bir Savaş” İçin Israr ve Sebatla!

Mao Zedung yoldaşın önderliğindeki Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin dünyayı sarsan fırtınaları içinde, coğrafyamız sınıflar mücadelesinin bir ürünü olarak doğan partimiz TKP-ML, 52 yaşında!

Emperyalizm Üzerine Notlar

Uzun bir zamandan beri emperyalizm üzerine makaleler yazıyorum, konferanslar veriyor, panellere katılıyorum. Bir de „Emperyalist Türkiye“ adlı kitabım yayınlandı. Bu kitapta'da Türk devletinin emperyalistleştiğini ve emperyalist bir devlet haline geldiğini; ekonomik, siyasi ve askeri olarak değerlendiriyorum.

Katıldığım seminer, panel, konferans ve çeşitli konuşma ortamlarında, yeni emperyalist ülkeler konusunda bana bir çok sorular soruldu, benim tezlerime karşı karşı tezler ileri sürüldü. Bir çoğu tezlerimi onaylarken, çoğunluk tezlerimi reddetti.

Patika, Politika mı Arıyor Yoksa..

"Başkası olma kendin ol

Böyle çok daha güzelsin"

Anasının kuzusu

Ciğerimin köşesi"

Marifet  solun sağıyla başarılı olmak değil ki.

Afyon, antalya, istanbul, ankara...

İmamoğulları, yavaşlar, böcekler... falanlar filanlar.

Sanki seçimleri kaybettiren  sol gibiymiş gibi

Sanki seçimleri kaybettiren de parlamentizm gibiymiş gibi

Hiç kimse zafer kazanan solun sağı karşısında solu ve parlamentizmi dahil ağzına almıyor.

Proletarya chp'nin sağını satın almış gibi.

Lenin’in Ölümünün 100. Yılı Anısına: Lenin’de Kararlılık ve İki Çizgi Mücadelesi SBKP’de İki Çizgi Mücadelesi*

Rusya’da Marksist gruplar ortaya çıkamadan önce “devrimci” çalışmayı Narodikler yürütüyordu. Narodniklerin Çar’a karşı verdikleri mücadelede temel aldıkları sınıf köylülerdi. Rusya’da kapitalizm geliştikçe işçi sınıfı da gelişip büyümesine rağmen Narodnikler işçi sınıfını değil köylülüğün temel alınmasını savunuyor ve ancak köylülüğün Çar’ı ve toprak ağalarını devirebileceğini savunuyorlardı. Narodnikler bireysel “terörü” savunuyor ve bunun geniş halk yığınları üzerinde büyük etkiler yaratacağını düşünüyorlardı. İşçi sınıfının partisinin kurulmasına karşı çıkıyorlardı.

Hepimiz Mazlum’a borçluyuz:Garabet Demirci

 

Devrimciliği Yaşam Tarzına Dönüştürelim

Bizim gücümüz, haklılığımız ve meşruluğumuzda; olayları, olguları diyalektik- materyalist bakış açısıyla ele almamızda yatıyor.

TKP-ML Merkez Komitesi : Newroz Piroz Be!

İmha, İnkar ve Asimilasyona; İşgal ve İlhaka; Sömürüye, Açlığa, Yoksulluğa, ve Faşizme Karşı

İsyan, Direniş, Serhildan!

Newroz, coğrafyamızda binlerce yıllık sınıflı toplumlar tarihinde sömürülen, ezilen, baskı gören halkların zalimlere, sömürücülere karşı isyanının simgesidir. Günümüzde de başta Kürt halkı olmak üzere bütün ezilen halkların, zalimin zulmüne karşı isyan ve direnişinin, Demirci Kawa’nın isyanının zalim ve katliamcı Dehaklar karşısında yükseltilmesinin, isyan ateşlerinin dört bir yanda yakılmasının adı olmuştur.

Oylar SADET'E.... Oylar DEVA'YA... Oylar İYİ PARTİ'ye....

"Bindik bir alamete gideyoz kıyamete."

Aklımızın sınırlarının zorlandığı günlerde geçiyoruz.

İlemde bir partiye oy verecekseniz....

Sanki iyi parti sizi öldürüyorda chp sizi öldürmüyorsa(?)...

Niye oy verdiğiniz millet ittifakı'nın parlamentizmden vaz geçmemiş paydaşlarından biri de olmaya.

Ve Bakırhan buyurdu: " İstanbul'da kent uzlaşısı sağladık" diye

Ve Sakık buyurdu: "CHP'ye oy yok." diye.

Ve ..

Kadınlar ve İşçiler

Kadınlar neden, niçin ve nasıl eziliyor, neden cinsiyet ayrımcılığın en temel ve en tepe noktasında yer alıyor, neden öldürülüyor neden erkek baskısı kadın üzerinde şiddetleniyor vb. soruların yanıtı ile; işçiler neden, niçin ve nasıl sömürülüyorsa verilecek yanıtlar aynı yerde arandığında, kadının kurtuluşu sorununa, daha genel anlamda ise işçi sınıfı ve emekçilerin kurtuluş sorununa daha doğru yaklaşılmış olacaktır.

Sayfalar