Pazar Mayıs 26, 2024

AFRİN DİRENİŞİ

Saray sahibi RTE'nin fiilen başladığını duyurduğu Afrin operasyonunda Türk savaş uçaklarının Suriye tarafına geçtiği Afrin ve köylerini bombaladığı duyuruldu.

    Operasyonun adı 'zeytin dalı'

    Faşist Türk Devleti tarihi boyunca gerçekleştirdiği saldırıları, katliamları örtbas etmek, gerçekliği ters yüz etmek için her seferinde gerçekle ilgisi olmayan isimlendirmeler kullanmıştır.

    19 aralıkta 20 hapishaneye yönelik operasyonda 28 devrimci tutsak katledilmişti,Ama Faşist Türk devleti bu operasyona 'Hayata Dönüş' adını koymuştu.

    Yine Kıbrıs'ı işgal ettiği operasyona 'Kıbrıs Barış Harekatı' adını koymuştu. Evet bu konuda hiç kimse Faşist Türk devletinin akıldaneleriyle yarışamaz/ellerine su dökemez.

    Faşist Türk devletinin savaş uçaklarıyla gerçekleştirdiği bombardımanın ardından 'zeytin dalı' operasyonu için Türkiye sınırları içerisinde silahlı eğitimden geçirilen 'zeytin taneleri' otobüslerle Afrin'e geçirilerek savaşa sürüldüler.

    Saray sahibi RTE'nin Afrin'e yönelik saldırısının milli çıkarlarımız uğruna yapıldığı bahane.Esas mesele  içeride milliyetçiliği kışkırtıp 2019 seçimlerini garantiye alma, tek adam yönetimini sağlamlaştırma hesabı yatmaktadır.

    Afrin saldırısında elde edilen başarıyla! bir savaş kazanmış komutan edasıyla 2019'a girmek.

    Afrin saldırısı öncesi Moskova ile Ankara arasında çok büyük ve sıkı bir pazarlığın yapıldığı görülüyor.Operasyonun hemen öncesinde Türkiye'nin MİT müsteşarı ve Genelkurmay başkanı Moskova'yı ziyaret ederek görüşmeler yaptılar.Bu pazarlığın odağında da İDLİB ve AFRİN'in olduğu bir gerçek. Tabi bunun yanında bir yığın da anlaşmalar/rüşvetler!

    Rusya epey uzun bir süredir Türkiye'yi NATO'dan koparıp kendine bağlamak için çabalıyor.İşte bu tavizler/anlaşmalar gereği olsa Suriye hava sahası Türk savaş uçaklarına açıldı.Bunun karşılığında da RTE İdlib'in güneyindeki -denetiminde bulunan-cihatçı çeteleri Afrin'e doğru çekmeye başladı.Tıpkı daha önce de Halep'te yaptıkları gibi.Oradaki cihatçılar otobüslere doldurulup İdlib'e taşıdıkları böylece Ruslar'ın şehri almasına izin verdiği gibi. Şimdi de İdlib'e karşı Afrin pazarlığı yapıldığı aşikar.Evet orta doğu'da emperyalistler 'benim kontrol alanım ne kadar geniş olacak'anlayışıyla hareket ediyorlar.

        Gelelim içteki muhalefet cephesine,

      CHP'nin genel başkanı Kılıçdaroğlu basına yaptığı açıklamada 'operasyona desteğimiz tam,Allah milletimize,askerimize yardımcı olsun' dedi. Kılıçdaroğlu'nun yaptığı bu açıklamalar ırkçı açıklamalardır.Savaş kışkırtıcısı açıklamalardır.Bu anlayışı teşhir etmek gerekir. Bu kendine devrimciyim, demokratım diyen herkes için görevdir.

      Bunlar Kürt düşmanıdır, Ermeni, Arap halklarının düşmanıdırlar.Savaşa Hayır ! demek neden zor geliyor sizlere diye sormak gerekiyor  bu yöneticilere...Hele bir de HAKSIZ savaşlara...

    Faşist Türk devletinin Afrin saldırısında savaş uçaklarından bırakılan bombalarla sivillerin, çocukların ölümünden yalnızca Türk devleti değil başta ABD ve RUS  emperyalistleri olmak üzere Türk devletine her türlü desteği veren AB li emperyalistler de sorumludur.

    Avrupa'da bir delinin Polonya'ya saldırısıyla başlayan 2. emperyalist paylaşım savaşında on milyonlarca insan yaşamını yitirirken bir o kadarı da sakat kaldı. Bugün de Türkiye'deki bir delinin Afrin'e yönelik başlattığı saldırı girişimi orta doğu'da bir savaşı genişletebilir.Binlerce insanın yaşamını yitirmesine, on binlercesinin sakatlanmasına yol açacak bir durumdur.Bunun da ötesinde emperyalistler arası anlaşmazlıkları da   tetikleyip bölgesel savaşın da ötesinde çatışmalara, savaşlara yol açabilir.

    Bu deliyi e l ele hep birlikte durduralım!!

 

    Bir gerçeği daha belirterek sonlandıralım.

    ABD emperyalistlerinin bir projesi olarak orta doğu'da ortaya sürülen, Türkiye, S.Arabistan ve Katar tarafından finanse edilen, silahlandırılan İŞID'i  Stalingrad direniş gerçekliğiyle  KOBANİ 'de ve başkenti Rakka'da yenilgiye uğrattıysa  Afrin'deki Kürtler,Araplar ve devrimci dostları ikinci bir Kobani direnişi yaratarak faşist Türk devletini yenilgiye uğratacaklardır.  

50668

Çetin Çetin

Çetin Çetin sitemizin köşe yazarıdır. Teorik ve politik konularda yazılar yazmaktadır.

Son Haberler

Sayfalar

Çetin Çetin

Vahşet ve zulümle biten yıllar (Nubar OZANYAN)

Yeni yıl ezilen halklara yenilik adına bir şey getirmedi. Zulmün bir devamı, vahşetin bir tekrarı yeniden yaşatılıyor. Dünyanın muktedirleri, sermayenin generalleri Orta Doğu’yu yeniden paylaşmak, hegemonyalarını pekiştirmek için her gün daha fazla sayıda savaş gemisini denizlere sürüyorlar. En kıyıcı silahlarını yeni bir paylaşım savaşı ve çatışmaları için hazırlıyorlar. Filistin, Kurdistan, Ukrayna savaşın ve çatışmaların en sert ve en tahripkar geçtiği ülkeler olma gerçekliğini korumaya devam ediyor.

Roza Luxsemburg ve Karl Liebknecht Yaşıyor, Lenin Yol Göstermeye Devam Ediyor!

 

Roza Luxsemburg ve Karl Liebknecht bundan 105 yıl önce dönemin SPD hükümetinin Freikorsp (Gönüllüler Alayı) askerleri tarafından kurşuna dizilerek katledildiler.

Birinci emperyalist paylaşım savaşının ufukta görünmeye başladığı 1907 yılında toplanan İkinci Enternasyonal çıkması muhtemel savaşa karşı “hazır olunması” ve “savaş bütçelerine hayır” denmesi çağrısında bulundu.

Gerici Zorun Panzehiri, Devrimci Zordur

Görsel ve yazılı basında her gün çürümüş, kokuşmuş sistemin icraatlarına tanıklık ediyoruz. Artık uyuşturucu baronlarına, çetelere dair haberler “sıradan” vakalar haline gelmiş durumda. Tabi ki, bizim işimiz bunların çetelesini tutmak değildir.

“Mücadele, İsyan, Örgüt ve Ezilenlerin Savaşına Doğru…”

Oldukça sarsıcı bir yılı geride bıraktık. Artsakh’da, Rojava’da, Gazze’de işgal saldırıları sürerken Afganistan’da halk Taliban zulmüne katlanmak zorunda kaldı.

Yeni ticaret anlaşmaları ve pazar paylaşım savaşları nedeniyle Ortadoğu halkları Kafkaslar’dan Arap Yarımadası’na zulme uğramaya, göçe zorlanmaya, açlığa ve yoksulluğa hapsedildi. Şimdi yeni bir yıla girerken bu emperyalist ve gerici saldırıları direniş ile karşılayan Ortadoğu halkları zaferlere muktedir…

 Bölgede tırmandırılan savaş

AKP veya CHP’ye Kaybettirmek mi? 3. Yol mu?

Devrimci mücadelenin gerilediği, devrimci-komünist ve yurtsever hareketlerin kitleler üzerindeki etkisinin önemli oranda azaldığı bir sürecin içinden geçiyoruz.

“Ateş Hırsızları”nın Felsefesi, Filozofları[*]

“Diyalektik felsefe karşısında

hiçbir şey sonal,
mutlak, kutsal değildir.”[1]
 
Felsefe “Öldü” mü? Öncelikle belirtmeliyim ki, böyle düşünen insanlar olsa da, yaşam devam ettiği sürece felsefe nihayete ermez; onu “gereksiz” bir şeymiş gibi sunmaya kalkışanlar ise yanılıyor!
Felsefeye yabancılaşan bir çürüme/ çöküş labirentindeysek de; o, insan(lık)ın aptallaştırılmaması için vardır.

Marks'ın Hatalı Olmasını Ne Kadar İsterdik

Proletaryalarla sohbet.

Ah... ah...  kaçımız ama kaçımız marks'ın hatalı olmasını istemezdik ki.

Hemi de kaçımız.

Heledeki sömürgecilik sosyo ekonomik yapıyı değiştirmez derken.

Heledeki yıllardır da sömürgeciliğin değiştirdiği sosyo ekonomik yapıda politika yaptığımızı da kabullenmişken.

Kaçımız ve kaçımız marks'ın hatalı olmasını istemezdik ki.

Belki de... sadece   bu konularda da değil.

Başka  konularda da marks'ın hatalı olmasını isterdik.

Bir Devrim Yapmalıyız!

Emperyalist dünya sistemi tam bir kaos içinde. Dünyaya egemenler ama dünyayı yönetemiyorlar. Soygun, sömürü ve savaş düzenleri her yönde çatırdamaya başaldı. Bir türlü azami karlarını istedikleri düzeye çıkaramıyorlar. Emperyalist sistem SOS veriyor. Ücretli kölelik üzerine kurulu aşırı kar ve aşırı üretim sistemi yürümüyor. Dünyanın toplam GSYH 105 Trilyon dolar iken, toplam borçları 310 trilyon doları geçmiş durumdadır. Bir taraftan devasa sermaye büyüklüğü, bir taraftan ise, muzzam bir yoksullaşma, yoksunlaştırma ve çürüme at başı gidiyor.

T.C.nin 100 Yıllık Tarihi ve Faşizme Karşı Sınıf Mücadelesi

 

Giriş:

Komünist Parti Manifestosu’nun giriş cümlesi “bugüne kadarki tüm toplum tarihi sınıf mücadelesi tarihidir” diye başlar. Bu belirleme o güne kadarki -ve elbette sonrası için de- tüm toplumların nasıl bir evrim izlediklerini gayet net ve anlaşılır bir şekilde özetlemektedir.

İyi Yahudiler de Var!

 

 

"1980'de başka bir operasyonda yakalanıp hapishaneye gittiğimde Yuda amcayla tanıştım. Satranç oynamayı bana o öğretti. Kültürlü bir insandı. Müthiş bir kitap okuma tutkusu vardı. Haftada mutlaka bir kitap okurdu. Şeker hastası olduğu için her yemeği yiyemezdi. Ona elimizden geldiğince yiyebileceği yemekler yapmaya çalışırdık"

Türk Devletinin Kuruluşundan Günümüze Ulus ve Azınlıklara Uyguladığı Baskı

Ülkemizde var olan ve yaşanan ulusal ve azınlıklar sorunun temelinde gerçekleşmemiş olan demokratik halk devrimi yatmaktadır. Demokratik halk devrimi gerçekleşmeden temel hak ve özgürlükler sorunun önemli parçası olan ulus ve azınlıklar sorunu asla çözüme kavuşamaz. 

Sayfalar