Salı Mayıs 7, 2024

Adalet yürüyüşü

MİT tırları davasında CHP milletvekili Enis Berberoğlu’na 25 yıl ceza verilerek tutuklanması karşısında CHP genel başkanı Kılıçdaroğlu ''adalet'' talebi ile Ankara’dan İstanbul a bir yürüyüş başlattı. Bugün yürüyüşün 5. günü.

 

      HDP milletvekillerinin dokunulmazlıkları kaldırılınca ve tutuklanırken, dokunulmazlıkların kaldırılmasına ''anayasaya aykırı olmasına rağmen oy vereceğiz'' diyen CHP bugün tutuklanmalarla ilgili sıra kendilerine gelince feryadı figan etmeye başladılar.

 

      Kılıçdaroğlu ''adalet herkese lazımdır. Adalet için bedel ödenmesi gerekirse bu bedeli ödemeye hazırım'' diyor. Kılıçdaroğlu’nun unuttuğu bir şeyler var bu ülkede. Bu ülkede adalet için bedel ödeyenler var, hem de çok. İşçiler, emekçiler, devrimciler, Kürtler yıllardır adalet için bedel ödüyorlar. Sokaklarda kurşunlanıyorlar, işkencelerde katlediliyorlar... İdam sehpalarında korkusuzca sloganlarını haykırarak tekmeyi vuruyorlar.

 

      TC kurulduğundan bu yana komünistler, emekçiler, Kürtler, kadınlar bedel ödüyorlar... Adalet için, özgürlük için, insanca yaşamak için... Hem de TC’nin ilk kuruluş yıllarında Türk hakim sınıflarının temsilcisi CHP iktidarına 50’li yıllardan sonra da bugünkü AKP’nin önceli olanlara, bugün de AKP’nin ve onun başı olan RTE’ye karşı adalet, özgürlüğü, eşitliği savunup bedel ödemeye devam ediyorlar.

 

      TC’nin adaleti geçmişte kışla, bugün de cami kökenlidir.

 

      Türk hâkim sınıflarının iki kanadı/temsilcisi devletin bekası söz konusu olduğunda bir araya gelmeyi çok iyi bilirler. Kürt ulusal sorununda, işçi sınıfının eylem, grev, fabrika işgallerinde hemen kenetleniverirler.

 

      Vatan, millet, Sakarya edebiyatı hemen başlar...

 

      Vatanın bölünmez bütünlüğü söylemleriyle... TV ekranlarında birlikte görünmeye, birlik, beraberlik türküleri söylemeye bayılırlar. En son hepsi birlikte Yenikapı'da birlik nutukları atmışlardı.

 

      Parlamentoda dokunulmazlıkların kaldırılmasında rol kapan CHP’liler, HDP eşbaşkanları F. Yüksekdağ ve S. Demirtaş ve HDP’li vekillerin hapishanelere doldurulmasında sessiz kaldılar. Sıranın kendilerine gelmesiyle ''adalet'' akıllarına geldi. Yürümeye başladılar...

 

      Cumartesi Anneleri yıllardır adalet arıyorlar...

 

      İtilip, kakılmaya, gözaltına alınmaya, işkencelere rağmen hiç ara vermeden yıllardır ''adalet'' arıyorlar. Çocuklarının, eşlerinin, babalarının akıbetini öğrenmek ve kemiklerini alarak bir mezara kavuşturmak için... Esasta da bu kayıpların, katliamların sorumlularının açığa çıkarılarak yargılanması için Galatasaray da her cumartesi bir araya geliyorlar.

 

       CHP’nin başındaki Kılıçdaroğlu’na sormak gerekiyor. Bugüne kadar yıllardır adalet arayan Cumartesi Annelerinin yanına uğramak aklınıza geldi mi?

 

      28 Aralık 2011’de Roboski’de kuyruğunda TC bayrağı olan F16’lar tarafından katledilen 34 Kürt genci için adalet arandığında bırakalım yürüyüşü CHP’liler ortalıkta yoktu.

 

      Sur, Cizre, Nusaybin, Şırnak... tank ateşleriyle yerle bir edilirken...

 

      Van’da Ekin Wan adlı kadın gerilla öldürüldükten sonra çırılçıplak soyulup teşhir edilirken...

 

      Hacı Lokman Birlik in cenazesi zırhlı araca bağlanıp çekilirken...

 

      Sur’da, Cizre’de onlarca insan bodrumlarda diri diri yakılırken...

 

      KHK’larla işinden atılan Nuriye Gülmen, Semih Özakça ''işimi geri istiyorum'' diye direnirken tutuklanıp açlık grevinin 100. gününü tamamlarken, ölüme her an adım adım yaklaşırken...

 

      Adaletsizliğin ucu CHP’li vekillere dokununca ''adalet''Kılıçdaroğlu’nun aklına geldi. CHP’nin bu noktaya gelmesinin temel etkeni hiç kuşkusuz adaletsizliğin kendilerine dokunmasıdır.

 

      CHP’nin devleti kuran, devleti yıllarca yöneten bir parti olarak şimdi sokaktan medet umar duruma gelmesi, sokağın gücüne inanmaya başlaması önemlidir.

 

      Ama gerçekler bu mudur? diye bir soru takılıyor insanın aklına!

 

Yoksa

Türk hâkim sınıflarının iktidardaki temsilcilerinin AKP ve RTE’nin yaptıklarıyla, uygulamalarıyla artık sınırları aştığı ve emperyalist efendileri tarafından çöpe atılmasının zamanının geldiği mi? CHP’lilerin kulaklarına fısıldandı...

 

       Son günlerde Katar’a yönelik startı verilen ayardan sonra sıradaki hedefin Türkiye yönetimi, AKP ve RTE  olacağı ve emperyalist efendiler tarafından gözden çıkarıldığı bilgileri mi paylaşılmaya başladı!!!

 

       CHP milletvekili Enis Berberoğlu’nun tutuklanmasının hemen ardından CHP Başkan Yardımcısı Engin Altay’ın yaptığı ''Cumhurbaşkanı RTE savaş suçlusu olarak yargılanacak'' diye beyanat vermesi öyle kolay söylenecek , dillendirilecek bir şey olmasa gerek!!!

 

        Son olarak:

 

        Bugüne değin demokrasi ve özgürlükler konusunda iyi bir sınav vermemiş olan CHP’nin bugün tek adam diktatörlüğüne karşı adalet pankartlarıyla sokağa çıkması demokrasi güçleri açısından iyi olanaklar yaratabilir. Olumlu sonuçlar ortaya çıkabilir...

43909

Çetin Çetin

Çetin Çetin sitemizin köşe yazarıdır. Teorik ve politik konularda yazılar yazmaktadır.

Son Haberler

Sayfalar

Çetin Çetin

Bir Sol Liberal Aydının Ezilen Ulus Milliyetçiliği Temelinde Ulus Sorununa Yaklaşımının Eleştirisi

Giriş:

Uluslar kapitalizmin şafağında ortaya çıkmıştır. Ancak, kapitalizmin emperyalizme evrilmesiyle de ulusal sorunlar çözülebilmiş değildir. Hala ezilen uluslar ve bunların kendi kaderlerini özgürce tayin etme mücadeleleri sürmektedir. Özellikle emperyalizmin ortaya çıkmasıyla birlikte, ezilen ulus sorununun çözümü doğrudan proleter devrimlere bağlanmıştır.

Dağın Sara’sı (Sakine Cansız), Nubar Ozanyan

Aradan yıllar geçse de direngenliğin hikayesini yazan Sara (Sakine Cansız), unutulmadan konuşulup anılıyorsa bu onun istisna bir kişilik olduğunu gösterir. Unutulmayacak kadar değerli çalışmalar yürüten, her dönem geride okunacak notlar bırakan Sara, Kürt Özgürlük Hareketi’nin öncü soluğu olmayı başarmış bir devrimcidir.

Cüret edip özneleşelim, kurtuluş için örgütlenelim ve hep birlikte devrimle özgürleşelim!

– Merhaba, kendinizi tanıtır mısınız?

– Merhabalar, ben Rosa Avesta, TKP-ML Komünist Kadınlar Birliği (KKB) temsilcisiyim.

– TKP-ML KKB olarak 5 Mayıs 2023 tarihinde yaptığınız açıklamada 1. Kongrenizi yaptığınızı açıkladınız. Bu Kongreye gelinceye kadar geçen süreci özetleyebilir misiniz?

Sosyalizm Bayrağının Arkasına Saklanan Sosyal Şovenizm!

Yerel seçim süreci, egemen sınıflar arasındaki kapışmanın yeni adresi olarak giderek ısınan bir gündem olarak karşımıza çıkıyor.

2023 Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinde AKP-MHP faşist ittifakı ve merkezinde CHP’nin yer aldığı “Millet İttifakı” arasındaki mücadeleden ilki ezici bir üstünlükle galip çıktı. Daha doğrusu, devlet aklı, önümüzdeki dönem için yola “CHP’nin de onayıyla” Türk-İslam senteziyle, gerici ve faşist bir ittifakla devam etme kararı aldı.

Vahşet ve zulümle biten yıllar (Nubar OZANYAN)

Yeni yıl ezilen halklara yenilik adına bir şey getirmedi. Zulmün bir devamı, vahşetin bir tekrarı yeniden yaşatılıyor. Dünyanın muktedirleri, sermayenin generalleri Orta Doğu’yu yeniden paylaşmak, hegemonyalarını pekiştirmek için her gün daha fazla sayıda savaş gemisini denizlere sürüyorlar. En kıyıcı silahlarını yeni bir paylaşım savaşı ve çatışmaları için hazırlıyorlar. Filistin, Kurdistan, Ukrayna savaşın ve çatışmaların en sert ve en tahripkar geçtiği ülkeler olma gerçekliğini korumaya devam ediyor.

Roza Luxsemburg ve Karl Liebknecht Yaşıyor, Lenin Yol Göstermeye Devam Ediyor!

 

Roza Luxsemburg ve Karl Liebknecht bundan 105 yıl önce dönemin SPD hükümetinin Freikorsp (Gönüllüler Alayı) askerleri tarafından kurşuna dizilerek katledildiler.

Birinci emperyalist paylaşım savaşının ufukta görünmeye başladığı 1907 yılında toplanan İkinci Enternasyonal çıkması muhtemel savaşa karşı “hazır olunması” ve “savaş bütçelerine hayır” denmesi çağrısında bulundu.

Gerici Zorun Panzehiri, Devrimci Zordur

Görsel ve yazılı basında her gün çürümüş, kokuşmuş sistemin icraatlarına tanıklık ediyoruz. Artık uyuşturucu baronlarına, çetelere dair haberler “sıradan” vakalar haline gelmiş durumda. Tabi ki, bizim işimiz bunların çetelesini tutmak değildir.

“Mücadele, İsyan, Örgüt ve Ezilenlerin Savaşına Doğru…”

Oldukça sarsıcı bir yılı geride bıraktık. Artsakh’da, Rojava’da, Gazze’de işgal saldırıları sürerken Afganistan’da halk Taliban zulmüne katlanmak zorunda kaldı.

Yeni ticaret anlaşmaları ve pazar paylaşım savaşları nedeniyle Ortadoğu halkları Kafkaslar’dan Arap Yarımadası’na zulme uğramaya, göçe zorlanmaya, açlığa ve yoksulluğa hapsedildi. Şimdi yeni bir yıla girerken bu emperyalist ve gerici saldırıları direniş ile karşılayan Ortadoğu halkları zaferlere muktedir…

 Bölgede tırmandırılan savaş

AKP veya CHP’ye Kaybettirmek mi? 3. Yol mu?

Devrimci mücadelenin gerilediği, devrimci-komünist ve yurtsever hareketlerin kitleler üzerindeki etkisinin önemli oranda azaldığı bir sürecin içinden geçiyoruz.

“Ateş Hırsızları”nın Felsefesi, Filozofları[*]

“Diyalektik felsefe karşısında

hiçbir şey sonal,
mutlak, kutsal değildir.”[1]
 
Felsefe “Öldü” mü? Öncelikle belirtmeliyim ki, böyle düşünen insanlar olsa da, yaşam devam ettiği sürece felsefe nihayete ermez; onu “gereksiz” bir şeymiş gibi sunmaya kalkışanlar ise yanılıyor!
Felsefeye yabancılaşan bir çürüme/ çöküş labirentindeysek de; o, insan(lık)ın aptallaştırılmaması için vardır.

Marks'ın Hatalı Olmasını Ne Kadar İsterdik

Proletaryalarla sohbet.

Ah... ah...  kaçımız ama kaçımız marks'ın hatalı olmasını istemezdik ki.

Hemi de kaçımız.

Heledeki sömürgecilik sosyo ekonomik yapıyı değiştirmez derken.

Heledeki yıllardır da sömürgeciliğin değiştirdiği sosyo ekonomik yapıda politika yaptığımızı da kabullenmişken.

Kaçımız ve kaçımız marks'ın hatalı olmasını istemezdik ki.

Belki de... sadece   bu konularda da değil.

Başka  konularda da marks'ın hatalı olmasını isterdik.

Sayfalar