Cumartesi Mayıs 25, 2024

Hangi kitapta yazar, cenaze taşlamak cenaze evi kurşunlamak? Tamer Çilingir

kaypakkaya-partizan

Yüz yıl sonra Giresun yeni bir utancı yaşıyor.
İstanbul’da Çağlayan Adliyesi’nde Berkin Elvan davasına bakan savcının rehin alınması eyleminin ardından katledilen Şafak Yayla’nın cenazesi, ailesinin de yaşadığı, memleketi Giresun’da toprağa verilirken bir kaç faşistin taşlı saldırısına maruz kaldı. Bugün ise arabalarla Şafak Yayla’nın ailesinin evine silahlı saldırı yapıldı, ev kurşunlandı.
Ve kimse bu duruma şaşırmadı!
’’Karadeniz’dir, normaldir’’ dediler.
Oysa şaşırılacak bir durum olmalıdır, bu Karadeniz’de NORMAL OLMAMALIDIR!
Bu, ’’ne hale geldik, ne hale getirildik?’’ sorusunu sordurtmalıdır bize!


M.Ö 350 yılında kurulan Kerasus (Giresun), o günden bugüne Pontoslu Rumların yaşadığı önemli yerleşim merkezlerinden biridir.  İki bin yılı aşkın tarihindeki  kara sayfalar ise 1914 ile 1923 tarihleri arasında yaşananlardır.Giresun’da  Pontos Rumlarına karşı iki etapta yürütülen soykırımın (1.Jöntürk dönemi İttihatçılarca, 2.Jöntürk dönemi Kemalistlerce) her iki döneminde de öne çıkan en önemli isim Topal Osman’dır. Daha sonra Hitler’in de esinleneceği vahşetlere imza atan Topal Osman, Mustafa Kemal’in İngiliz vizesiyle Samsun’a çıktığında ilk görüştüğü çete reisidir.


Mustafa Kemal’den aldığı emirler doğrultusunda Pontos Rumlarına yönelik daha önce Teşkilat-ı Mahsusa adına yürüttüğü saldırıları bu kez  tümden imha amaçlı sürdürmüştür.
Mağaralarda dumanla boğularak, okullarda, kiliselerde diri diri yakılarak binlerce Rum katledildi. Katledilen partizanların cenazelerine işkence edilirken, atların arkasında köy köy gezdirilirken, kimi zaman kesilen partizan kafaları ’’ibret-i alem’’ amacıyla köy meydanlarında sergilendi. Pontoslu Rum partizanların geride kalan ailelerine, kadınlarına kızlarına tecavüz edildi.


Topal Osman’ın hiç bir dine, düşünceye sığmayan Rum partizan cenazelerine yönelik saldırıları, cumhuriyet tarihi boyunca devletin muhaliflerine karşı uyguladığı en yaygın yöntem olarak kullanıldı.
İşte Giresun ve Giresunlular açısından tarihte yaşanmış olan bu vahşet utançtır.
Bu utancı duyan Giresunlular Topal Osman’ın adını ağızlarına almazlar. Ancak bu vahşeti savunanlar da vardır. En başta bu topraklarda kanla beslenen egemen sınıflar ve onların temsilcileri bu vahşeti ve Topal Osman’ı sahiplenirler.


Ancak unutulmaması gereken bir başka yan ise, yüz yıl önce yaşanan soykırımı ve ardından mübadele adı altında yapılan zorunlu sürgünde kendisine Rum diyen tüm ortodokslar binlerce yıllık topraklarını terkettiler.Ama geride kalanlar bu kimliklerin vazgeçenlerdi ve onlar da ‘’en Müslüman’’, ‘’en Türk’’ olduklarını ispat etmek için didindiler. Ve ne yazık ki ortaya böyle bir tablo çıktı.
İşte Topal Osman’ın torunları, insanlık adına yeni bir kara sayfa yazıyorlar şimdi Giresun’da.

Yüz yıl sonra Giresun yeni den bir utancı yaşıyor; bu utancı duymalıdır Giresunlular ve hepimiz.
Hangi kitapta yazar, cenaze taşlamak?


İnsanlık tarihi boyunca yaşanmış tüm savaşlarda hayatını kaybeden savaşçılara  düşmanları tarafından kılıç kalkmaz, söz dahi edilmez iken bu nasıl bir ahlaktır ki, Giresun’da cenaze evi kurşunlanır.
İnsanlığın bittiği noktadır burası artık ve bu hepimizin utancıdır.


Topal Osman’ın yaptığı vahşete rahmet okutan bu ahlaksızlığı yapanlarla aynı havayı soluyor olmak hepimizin utancıdır.


Kuşkusuz bu saldırının arkasında devletin kurumları vardır ama bunu yapmayı kendine yakıştıracak insanlıktan çıkmışları insanlaştırma adına, kurtarma adına yapılabilecek bir şey kalmamıştır artık.
Başta Giresunlular olmak üzere insan olan herkesin üzerine düşen görev bu alçalmanın, namussuzluğun, ahlaksızlığın hesabını sormaktır. Ve en önemlisi tarihte yaşanmış olan bizden gizlenenleri öğrenmek, resmi tarihin yalanlarıyla yaşamamak.
Sorun, tarihin karanlıklar sayfalarını aydınlatabilirsek çözülebilecektir ancak.


1746

Son Haberler