Pazartesi Haziran 17, 2024

ŞİMDİ HEPİMİZ ATİK’LİYİZ!

ATİK’e yönelik tutuklamaları protesto etmek için Almanya merkezli yürüyüş düzenleniyor. Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu, Avrupa’nın bir çok şehrinde yapılacak yürüyüşlere çağrı yaptı. 25 Nisan 2015 tarihinde Frankfurt’ta yapılacak Almanya merkezli yürüyüşe güçlü katılım çağrısı yapan ATİK’in çağrı metni şöyle;

Çünkü; Devrimci Mücadele Her Yerde Meşrudur!

15 Nisan günü, saat 17:30 sularında, Almanya’nın 4 eyaletinde, eşgüdümlü olarak, Federal Yargıtay’ın acil tutuklama kararına dayanılarak, Federal Kriminal Daire‘sine bağlı özel timler tarafından 7 ATİK üyesi ve aktivisti haksız yere tutuklandılar. Ayrıca özel timlerin bu operasyonunda bir çok ev arandı, kapı ve pencereler kırıldı, evler darmadağan edildi ve tutsak yakınları taciz edildiler ve korkutuldular.

Aynı zamanda benzer bir operasyon İsviçre Bern’de yapıldı ve bir kişi tutuklandı. 15 Nisan ve 18 Nisan’da Yunanistan/Atina’da iki ayrı operasyonda 3 kişi daha tutsak alındı. Ve yine 18 Nisan günü Fransa’nın Rems kentinde 1 kişi tutuklandı. Almanya dışında tutuklananlar Almanya’ya iade edilme tehlikesiyle karşı karşıya bulunmaktalar.

Bütün tutsaklar, Almanya Ceza Hukukunun (anti-terör yasası) 129. Paragrafındaki a ve b bendine bianen ‘‘Türkiye Komunist Partisi/Marksist-Leninist‘‘in üyesi ve yöneticisi olmakla suçlanmaktalar ve yargılanmak istenmekteler. Tutsakların hepsi izolasyon hücrelerinde ağır koşullarda bulunmaktalar. Özgürlük tutsaklarından bazıları geçmişte Türkiye zindanlarında çok ağır işkence muamelesine maruz kalmış olmasına rağmen devrimci direniş örnekleri sergileyen ve bu onurlu tavırlarından dolayı devrimci hareketler nezdinde büyük saygınlığı olan fakat gelinen aşamada ölümcül hastalıkları olan ve düzenli tedaviye ihtiyaç duyan insanlardır.

Almanya’daki Türkiyeli ve Kürdistanlı devrimcilere karşı başlatılan bu son baskı ve saldırganlık örneği, Alman devleti ve şimdiki hükümeti içindeki derin anti-komunist tutumun ve yine faşist AKP hükümeti üzerinden TC rejimiyle kurduğu sıkı işbirliğinin dolaysız bir ürünüdür. Bu nedenledirki; TC devletine ve hükümetlerine karşı takındıkları aktif devrimci tutumlarından ve aynı zamanda yurtdışında yaşayan işçilerin, kadınların ve göçmenlerin sosyal/siyasal kurtuluş mücadelelerine öncülük etmelerinden kaynaklı olarak Alman Devletinin baskı ve şiddetine maruz kalmaktalar. ATİK’in HDP çatısı altında Kürtlerle, Alevilerle, Gayri-Müslim toplumlarla,LGBTİ’lerle ve diğer devrimci sosyalistlerle seçim çalışmalarında aktif olarak yer alacağını açıklamasından sonraki süreçte gelişmesi de, yapılan bu operasyonu manidar kılmaktadır.

Bizler, devrimci ve muhalif insanların haklarının gasp edilmesine, devlet şiddetine ve kapsamlı politik baskılara maruz kalmasına kesinkes karşı çıkıyoruz. Bizler, uluslararası kamuoyunu özgürlük tutsaklarını sahiplenmeye, onların derhal serbest bırakılması talebini yükseltmeye çağırıyoruz. Bu bağlamda demokrat, ilerici ve devrimci örgütleri ve şahısları düzenleyeceğimiz kitlesel yürüyüşe katılmaya ve hep birlikte politik tutsaklara özgürlük talebini haykırmaya davet ediyoruz.

Yaşasın Enternasyonal Dayanışma!

Bütün Politik Tutsaklara Özgürlük!

#ATİKYalnızDegildir!

Yürüyüş: 25 Nisan 2015 Cumartesi, Saat 13:00

Kaisersack, Frankfurt (Merkez Gar önü)

 

51131

Gezi'den Cikan Dersler Ve Dertler

Gezi'den Cikan Dersler Ve Dertler

Olgularla gençlik ve gelecek(sizlik)[1]

 

“Gençliğe, yaşlılıktan çok hürmet etmeliyiz.”[2]

Søren Kiergegaard’ın, “Hayatı ileriye dönük yaşar, geriye dönük anlarız,” uyarısının altını çizerek ekleyelim: “Gençlik ve Gelecek(sizlik)” meselesi, sürdürülemez kapitalizm koşullarında çürümenin diyalektiğinden bağışık ele alınamaz.

“Çürümenin Diyalektiği”ne gelince onu da Hilmi Yavuz’un, ‘Yara Şiirleri’ndeki dizelerinden şöyle aktarabiliriz:

“her şey akıyor

her şey akıyor, panta rei ve irin

akıyor kalbimize, senin ve benim;

yazdıkları taş levha üstüne, kirle

Mücadele boyu bir yasam : Schafik Jorge Handal [*]

“Hayır, hiç yenilmedik, çekildik yalnız Ve şimdi olduğumuz yerde Ve ayaktayız Diyorlar ki elbette doğru Kim katılmak istemez onlara.”[1]

Kentin merkezindeki küçücük meydanda kurulan derme çatma kürsüden, çevresinden kendisine laf atanlara, soru soranlara söz yetiştirirken, esprileriyle çevresindekileri kahkahalara boğarken, ona “gerilla komutanı” demeye bin şahit isterdi. Ama öyleydi işte…

Şefik Handal… Ya da El Salvador’daki adıyla Schafik Jorge Handal… 

Haklarını Tavizsiz Savunan Dirençle Karşılaştığımda - 2

 

Elimdeki egemenliği son kırıntısına kadar korumak, sürdürmek isteğini arzusunu daha da hırsla taşımaktayım.

Şimdi bazı hemcinslerim beni eleştirecekler, yargılayacaklar, belki de bu ne saçmalama, yolunu şaşırmış ya da olamaz diyecekler. Varsın desinler. Çünkü gerçekler görülmedikçe, kavranmadıkça bu sorunlarımız daha da artarak devam edecektir. İktidara karşı savaş halindeyken kendi iç dünyamızdaki benzer iktidar zaafını farkında olarak ya da olmayarak süregelen tutsaklık devam edecektir.

Yine ve yeniden geldik; BURADAYIZ![1]

“Durgunsa ya da suskunsa insan,

mutlak bir nedeni vardır.

Suskunluğa aldanma,

herşeyin bir zamanı var!”[2]

 

Zorbalığın zulmüyle insan(lar)ın yıldırılmaya, sömürülmeye çalışıldığı her yerde teslim alınamayanlar, diz çökmeyenler, başkaldıranlar hep vardı, var oldu, var olacaktır…

Ayakta alkışlanmayı hak eden Gezi/ Kızılay/ Gündoğdu (vd’leri) gerçeği bunu kanıtladı…

SÖYLEŞİ: Okuryazarlik üzerine[1]

“Bir yazarı okumak, yalnızca

neler söylediğini öğrenmek değildir;

onunla birlikte yollara düşmek,

onun eşliğinde yolculuğa çıkmaktır.”[2]

 

Yel Değirmenlerine Karşı Savaşa Katıl; Akıma kapılma:Atomu Parçalayacağız!-2



Yel Degirmenlerine Karsi Savasa Katil; Akima kapilma:Atomu Parcalayacagiz-2

DHF Cevresindeki arkadaslarin 'Cok Partili Sosyalizm' tartismalarina bir katki olarak yayinladigimiz makaleminizin ikinci kismini yayinliyoruz 

Bir kez daha, “Terör” mü?[1]

“Dünyayı fethetmek zorunda değiliz. Bize onu baştan yaratmak yeter.”[2]

Onlar düşlerinin büyüklüğü kadar özgürdür ![1]

“Ji bo bi çav li hev

nihêrtina bi mirovekî re,

divê ku ew meriv be.”[2]

 

Çoğunu tanıyorum; kucaklaştık; aynı ekmeği paylaşıp birlikte umutlandık…

İnebolu (Kastamonu) M Tipi Kapalı Hapishanesi’nden Murat Kur, Hıdır Yıldız ve Deniz Kırbağ’ı…

Sincan (Ankara) F Tipi Kadın Hapishanesi’nden Evrim Konak’ı…

Elbistan (Maraş) E Tipi Hapishanesi’nden Tuğçe Özgül’ü…

Malatya E Tipi Hapishanesi’nden Ali Mükan’ı…

Kürkçüler (Adana) F Tipi Kapalı Hapishanesi’nden Emrah Kalkan, İsa Uğur Erdoğan ve Özer İnal’ı…

Yel Değirmenlerine Karşı Savaşa Katıl; Akıma kapılma:Atomu Parçalayacağız!-1


DHF ve MKP cevresinden arkadaslar "cok partili sosyalizmi' tartisiyorlarmis...

Yeni Hınzır Paşalara Geçit Yok!

Bir kez daha asimilasyon ve Hınzır paşalar konusunda hem Alevi toplumuna, hem de Alevi örgüt yöneticilerine seslenmeyi, Aleviliğe yönelik asimilasyon operasyonunun bizzat devlet eliyle güçlü bir şekilde devam ettirilmesinden ötürü bir gereklilik olarak hissediyorum.   

Sayfalar