Pazar Haziran 16, 2024

Yel Değirmenlerine Karşı Savaşa Katıl; Akıma kapılma:Atomu Parçalayacağız!-2



Yel Degirmenlerine Karsi Savasa Katil; Akima kapilma:Atomu Parcalayacagiz-2

DHF Cevresindeki arkadaslarin 'Cok Partili Sosyalizm' tartismalarina bir katki olarak yayinladigimiz makaleminizin ikinci kismini yayinliyoruz 


''Bu sentezin bağlantılı bir parçası olarak Bob Avakian, komünist hareket içerisindeki entelektüellere yönelik var olan – onları sadece bir problem olarak gören ve entelektüellerin bu zengin sürece katkıda bulunabilmelerinin yollarını (ki bu yolla bir bütün toplumdaki insanlar gerçeği daha derin olarak anlamaya ve komünizm güzergahında gerçeği dönüştürmek noktasındaki giderek bilinçli bir mücadeleyi sürdürme yeteneğini elde etmeye başlayacaklar) tam anlamıyla tanımayı başaramayan – tek yanlı anlayışı eleştirdi.''

Bob Avaikan, Yeni Sentez


Avaikan -ki kendisi de bir aydindir- Sosyalizmde bireyin-aydinlarin Sosyalizmin ideolojik ufkunda genislemeye yol acacagini, ona ozel bir yer ve onem verilmesini savunuyor....

Bu gorus Sosyalizmin liberalize edilmesinin onun acan tehlikeli bir gorustur...

Evet,onderimiz Marks ve Engelsde bir aydindi...Marksizm o beyinlerden cikti...Bu dogaldir da felsefe ilkonce egitimli beyinlerin sorunudur; en azindan bilimsel felsefe soz konusu ise...

Ama Avikanin gormedigi ve Maoda yanlis kavradigi ve aslinda Maoda olana karsi ciktigi nokta; aydin beyninin iki siinifin etkisi altinda oldugu ve marks ozgulunde proleterya ureten beyinden, daha cok olarak; sinifli toplumun bir gercegi olarak, aydin beyni daha yaygin olarak burjuvazi de uretmektedir....

Bu bir paradokstur...Hem aydinlara ihtiyac duyma, hem de aydinlardan cekinme celiskisidir bu...

Meseleye genel bir aydin kavrami ile bakmak sorunludur. Aydin kavrami sorunlu bir kavramdir. Neye gore aydin, kime gore aydin sorulariyla birlikte bakmayip, soyut bir aydin tanimi ile bu meseleye yaklasmak, cizgimize  her turlu oportunizmin sizmasi tehlikesine yol acacaktir.

Bir aydin Komunizmin Programini benimsemisse, Proleteryanin saflarindaysa, artik zaten o bir aydin degil, bir komunisttir. Komunist Hareket, uyelerinin isci ya da aydin kokenli olmasina bakarak bir tanimlama getirmez. Ideolojik ve politik olarak sinif mucadelesi icinde durdugu yer ile ele alinir bireyler. Ornegin Marks, Engels aydin kokenli olmalarina ragmen bir Komunist, ve hatta Komunist ideolojinin ogretmenleri, yaraticilaridir.

O halde aydin tanimi ve birey sorunu, tam da Proleter ideolojinin disinda duran, sinif mucadelesinde Proleteryanin saflarinda degil, burjuvazinin saflarinda duran, aydin beyninin burjuvaziden etkilenmis durumlari icin dusunulen ve ele alinmasi gereken bir kavramdir.

Aydin tanimina bu sinifsal pencereden bakilmazsa, aydin olmaya sinif mucadelesinin her stratejik asamasinda, Devrimin her temel donemecinde aldigi somut rol, canli hayat icindeki konumu ile birlikte dusunulmezse, bir donem icin aydin olanin, devrimin bir sonraki donemi icin neden gerici, hatta gericiligin cisimlestigi en berrak rol oldugu konusu anlasilmaz.

Ornegin Rus Demokratik Devriminde , ozu bir Aydin Sosyalizmi olan Mensevizm;  Burjuva Demokrat, Burjuva Reformist cizgisiyle sinirli da olsa bir aydin tavrinin cisimlesmis bicimidir. Mensevikler Teorik Sosyalizmin, ama Pratik Karsi-Devrimin, Sosyalizme sinirli burjuva aydin ufku ile yaklasimin berrak bir ifadesidir...Demokratik Devrimde sinirli da olsa-Yeni Tipteki Proleter Devrimin bu ilk asamasinda- oynadigi ilerici rol ile burjuva aydinlanmaci Sosyalizm kafasi; ama cok zaman gecmeden bu kez Ekim Devrimi ve Isci Iktidarina karsi, elde silah Carin Beyaz Muhafizlarina katilmaktan da geri durmadilar.

Demek ki bir donemi icin, Cara-Monarsiye karsi sinirli da olsa, goreli ilerici bir rol oynayan Aydin Sosyalizmi, cok gecmeden, bir sonraki donem icin-Isci Iktidarina karsi tam ve acik tarzda Karsi-Devrimci bir rol oynayabilmektedir.

O halde aydin kavramina sinifsal icerigi ve her donem aldigi rol ile somut pratigi icinde yaklasmaz da, genel ve soyut bir aydin kavrami ile yaklastigimizda, Komunizm Programinin uygulanmasinda, ozellikle Sosyalist Insaa sonrasi surecte sekillenen Yeni Burjuvazinin nerde ve ne sekilde cisimlestigi konusunda hem bir fikrimiz olmaz, hem de ona karsi mucadele bilincimizde eksilme olur.

Dikkat edin!...Stalin sonrasi Kruscev-Brejnev Modern Revizyonizm surecinde, Parti ve Devlet Burokrasisi ile catisir gozuken aydin ideolojisi, aslinda Burokrat Burjuvazi ile Liberal birey burjuvazisi arasindaki celiskidir...Bunlarin sinifsal ozu ayni olmasina ragmen-Burjuvazi-aralarindaki mesele; Burjuva cizginin daha Liberalize edilmesi ya da daha kati devletci tarzda uygulanmasi celiskisiydi...Ama oz olarak her iki burjuva cizgide Sosyalizmin tasfiyesi uzerine oturmustu...Yani Sosyal-Fasizme karsi, Liberalizasyon; Burokrat Burjuvazi ile Liberal Burjuvazi arasindaki celiskidir ortada olan...Burda Burokrat Burjuvaziyi gormek, ama Liberal Burjuvaziyi gormemek; Sosyal-Fasizmi gormek, ama acik Liberal Kapitalist cizgiyi gormemek; ya da sinifsal konumlanisimizi bu her iki gericilikten birinin yani olarak tanimlamak Komunizm Programindan ve Proleterya siyasetinden tam bir kopustur...Cunku ortada olan kavga tamda devlet ve parti iktidarini ele gecirmis Burokrat-aydin cizgi ile, Liberal-birey aydin arasindaki bir liberalizasyon kavgasidir...Mensevizmdir ortada kavga eden; Mensevizmin resmi ve svil gucleri arasindaki bir kavgadir; Proleterya ile Revizyonizm arasindaki kavga degil.


Bu acidan aydin dedigimizde, tamda beyinde burjuva cizginin hakim oldugu bir entellektuelizmi tarif ettigimizi unutur ve Sosyalizmde burjuva-aydina yer acmak kavramini, bu sinifsal temeli disinda dusunursek, yapacagimiz sey ,aslinda Mensevizme, Mensevik bireye yer acmak olacaktir.

Oysa Maoizm bunun tam tersine dayanmaktir.


Mao da ornegin meshur ''yuz cicek acsin yuz fikir akimi yarissin' felsefesi, avikanin savundugu temelde degil; ama tersine; 'yuz cicek acsin ki halk zehirli otlarin ayrimina varsin' temelinde dogmus bir felsefedir..

Yani aydinlara yer acma, onlari one cikarma, ve onlara dayanmak degil; tersine kitlelere dayanma, iscilere dayanma, ve kucuk burjuva aydinlarla acik bir hesaplasma ve mucadele cagrisidir yuz cicek acsin felsefesi....

Cunku sosyalist insaadan sonra aslinda esas savas, zihindeki burjuvazi ile, aydin zihni ile,kucuk uretimin yarattigi kucuk uretim zihniyle mucadeleye dayanmaktadir..

Avaikan aydinda ileri olani goruyor,ama onda gerici olani gormuyor...sinifa-kitlelere dayanmayi degil; aydinlara dayanmayi esas aliyor..bu ise marksizmden bir kopus noktasidir avikan icin...

Elbette bu sapma, kendini gelistirdiginde sosyalist ufkun gelismesi adina; aydinlara ozel bir statu ve hatta cok partili sosyalizm gibi mensevik felsefenin gelismesine yol acacaktir..

Her ne kadar avikan bugun cok siddetli temelde cok partili sosyalizm anlayislarinin revizyonizm oldugunu savunsa da; kendi su andaki sapmasinin, gelismis halinin cok partili sosyalizmin felsefi temeli oldugunu goremiyor,ya da goruyor,ama bugun geri cekilerek,cok partili sosyalizme giden yolun felsefi temelini MLM cizgide acmaya calisiyor...

Avaikan'in Sosyalist insaa sureci ile, Sosyalizmin ust asamasi surecini birbirine karistiriyor.

Ozellik Sosyalist Ekonominin canlanmasi surecinde, Kapitalizme zorunlu-taktik-sinirli geri donme politikasi olarak NEP sureci, tam da Avaikan'in aydin-bireye, onun entellektuel bilincine Sosyalizmde yer acmanin somut bir donemidir. Lenin onderliginde baslatilan bu cok sinirli-taktik Kapitalizme yer acmak politikasi, tam da Avaikan'in Sosyalist ufkun, somut olarak Sosyalist Ekonominin gelisip guclenmesinde aydinlara, entellektuellere, teknik uzmanliga dayanmak surecidir...Ama bunu SOSYALIST INSAA surecinin, taktik, cok sinirli bir donem icin siyaseti olarak ele almak yerine.....Genellestirmek, bir starteji haline getirmek...ve de...SOSYALIST INSAANIN TAMAMLANDIGI, SOSYALIZMIN UST ASAMASININ Politikasi haline getirirsek; o zaman bu Komunizm Programinin tum sureclerini ve onun tum politikalarini birbirine karistirmak; yeni bir Revizyonizmi MLM cizgiye sokmak olur.

Cunku zaten bizzatihi Sosyalizm doneminin basat politikas;i Parti, Devlet ve halk icinde gizlenmis Liberal birey-aydin ve burokrat yeni burjuvaziye karsi bir zihin, bir kultur, bir yeni sinif devriminin ana akim oldugu bir donemdir.

Aydinlarin teknik zekalari, entellektuel zekalarindan Komunizm Programinin uygulanmasi icin yararlanmak ile; Sosyalizmin kurdu birey-aydin Liberalizmine parti ve sinif icinde yer acmak, ona statu kazandirmak arasinda devasa bir fark vardir...Burda tartisilan aydin zaten Komunizm Programinin uygulanmasina teknik, entellektuel zekasiyla katkida bulunan, ufkumuzu gelistiren aydinsa; dedigimiz gibi, o zaten bir aydin degil, Komunizmin bir savascisidir...Ama burjuva-aydin olarak, aydin kavramini ele almaz ve bireyin rolune bu temelde yaklasmazsak, o zaman ne 'Yuz cicek politikasi'ndan, ne de Kultur Devrimlerinden birsey anlamamis oluruz....Cunku Kultur Devrimi hem burokrat yeni Parti ve Devlet Burjuvazisine, hem de Halk icinde gizlenen Liberal birey-aydin ideolojisne karsi Proleter Devrimler zincirinin ilk adimidir...Bunu gormemek, sadece Burokrat Burjuvaziyi gormek, Kultur Devrimlerinden birsey anlamamaktir....Unutmayin "Yuz cicek acsin ki Halk zehirli otlarin farkina varsin'' Politikasidir Maoizmde olan; Yuz cicek acsin gul gibi gecinsinler degil!!!....Var olan bir sinif savasidir; sinif uzlasmasi degil!

Aydin kokenli bir felsefeci, komunist bir yoldasin sozlerini ekleyerek bitirelim;...''Avakian'ın yeni diye ortaya koyduğu herşey 60'ların Fransız sol felsefe modalarından, özellikle de Althusser'den alıntı gibi görünüyor. Althussercilikle paralel görüşleri izleyerek proletaryanın öncülüğünü de çaktırmadan buharlaştırıyor''...

 

Devam edecek bu yazi dizisi.

 

http://dino-ibrahim.blogspot.nl/

97357

İbrahim Dinç

Site yazarlarımızdan olup teorik ve politik yazılar yazmaktadır.

İbrahim Dinç

Ermenistan’da Tavuş Hareketi Üzerine

Ermenistan Apostolik Kilisesi Tavuş İdari Başpiskopos’u Bagrad Galstanian önderliğinde başlatılan sivil itaatsizlik gösterileri, halkın yoğun katılımı ile devam ediyor. Ermenistan’a ait dört köyün, Azerbaycan’a iade edilmesi bardağı taşıran son damla oldu. Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın derhal istifa etmesi isteniyor. 4 Mayıs’ta başlayan gösteriler, yol güzergahı üstünde bulunan Lori, Sevan, Geğarhunik… şehirlerinden halkın yoğun katılımı ile Yerevan’da sonlandırıldı. 26 Mayıs’ta Cumhuriyet Meydan’ında düzenlenen miting ile yüz binlere ulaştı.

“CHP’yi demokrasi cephesıne katılmaya zorlama” yaklaşımları üzerine - 2

Sol-sosyalizm adına adeta akıllara durgunluk veren yaklaşım örnekleri bu saptama ve belirlemeler. Yani sanki de CHP işbirlikçi tekelci burjuvazinin temsilcilerinden ve T.C Devleti’nin koruyucu-kollayıcı ana güçlerinden olan bir sosyal demokrat parti değil de sol, sosyalist veya halkçı bir partiymiş gibi tenkit ve değerlendirme konusu yapılıyor. Hal böyle olunca da burada kusur, varlık nedeni gereğince davranan bir sosyal demokrat partinin değil; sosyal demokrat partiye, sahip olmadığı/olamayacağı payeleri yükleyen yaklaşımların olur doğallığıyla.

İdeolojik Netlik ve Örgütlülük

Günümüzde özgür bir geleceğe doğru yapılacak her hamle, sınıf bilinçli bir duruşu ve buna uygun bir örgütlülüğü zorunlu kılar. Tüm bunlar da yoğun bir emeği ve fedakarlığı gerektirir. Sınıf bilincinden yoksun, kendiliğinden hareketlerle köklü değişimlerin-tarihsel kopuşların yaratıcısı olunamaz. Proleter ideolojiyle donanmış partilerin tarihsel misyonu tam da burada ortaya çıkıyor. Yine partisiz-örgütsüz bir duruşla özgür bir geleceğe dair hesaplar yapılmaz.

AKP-MHP FAŞİST DİKTATÖRLÜĞÜNÜN K. KÜRDİSTAN’DA FİİLİ OLARAK UYGULADIĞI, SÖMÜRGE SİYASETİDİR.

Sömürge siyasetinin en belirgin özelliği, yerel halkın iradesinin gasp edilerek, yok sayılmasıdır. Bunun yerine, sömürgeci merkezi yönetimin doğrudan kendi memurlarını oraya yönetici olarak atamasıdır. Bunun adı bir dönem OHAL Valisi, sıkıyönetim komutanı, bölge müsteşarı oluyorken; bugün de Kayyum belediye başkanı, muhtar vs. vs. oluyor.

Günümüz koşullarında sömürge veya ezilen bağımlı uluslara, azınlıklara, baskı altındaki inançlara ve ezilen cinse karşısömürge siyasetinin aldığı biçim; aleni bir şekilde, koyu faşizmden başka bir şey değildir.

Piroğlu Ecevit (Nubar Ozanyan)

Özgürlük uğruna bedeni ölüme yatırarak bir mevsim aç kalmak… Onurlu ve özgür bir yaşam için kendisine ait olan her şeyi feda etmek. Budur, özgürlük mahkumlarının hikayesi! Dünya ve ülkemizin zindan direniş tarihi buna fazlasıyla tanıktır. Amed zindanından Metris zindanına uzanan direniş tarihi fazlasıyla buna tanıktır. Kolay mı saatlere günlere aldırmadan her gün herkesin gözü önünde santim santim erimek; yaşamın nimetlerine dokunmadan açlığa yatmak… 120 günden daha fazla süren bir direnişi sürdürmek; düşünmek ve hayal etmek bile insanı ürkütüyor.

ABRÜST - leylekler getirdi kız... leylekler...

"Sol Kal Sol Yaşa"

Sol tatile  gitmişken...

Toplumsal yapı da; bir an bile parlamentarizmi savunmakta vazgeçmediğini ilan eden her insan ve siyasi yapı da ağır  saldırılara maruz kalıyorken...

seçimlerle  siyaset yapmak istiyen  devrimcilerde proletaryaların her geçen  gün ağırlaşarak hissettiği  solcusuzluğa  karşı da proletaryanın karşısına umut olma uğruna olsa da "Sol Kal Sol Yaşa" diyerekte çıkamıyorken...

fırsatta buyken... fırsatta buyken... 

yazın gitsin kız... yazın gitsin...

abrüst... falan filan...

sanat da diyin gitsin.

Zap’a bomba Colemerg’e kayyum (Nubar Ozanyan)

Türk patronlarının ve generallerinin Kürt ve emek düşmanlığı kapsamlı ve planlıdır. Sınırlı bir zaman ve belli bir dönemle sınırlı değildir. Süreğendir. Demokrasiyi gerçekte değil sözde bilir. Uygulamada değil yasalarında yazılı haliyle tanır. Ki bunu bile kaale almaz. Tarihten günümüze dek en iyi yaptığı şey işgal ve Türk olmayan halkların canını almaktır. Emek ve topraklara konmaktır. En iyi bildiği ise “Yakma-Yıkma-Çökme”dir. İkiyüzlü ve sahtekâr olduğu kadar kinci ve intikamcıdır.

Devrimci Pratik ve Militanlaşma

Günlük, üretkenlikten yoksun, kendini tekrarlayan faaliyetler militanlaşma anlamında bir gelişmeyi tetiklemez. Yine devrimci pratiği zayıf bir özne, her şeyden önce geçmiş olumsuz alışkanlıklarıyla devrimci bir tarzda hesaplaşmaya girmez. Yani düşünsel ve pratik olarak küçük burjuva düşünüş ve yaşam tarzından militanca bir kopuş sürecine yönelmez. Çünkü devrimci militanlaşma proleter düşünüş tarzına aykırı olan her türlü burjuva anlayışla hesaplaşma düzeyine bağlıdır. Sade bir dille ifade edecek olursak; köklü bir kopuş, çok yönlü ve kapsamlı bir hesaplaşmayla mümkündür.

“CHP’yi demokrasi cephesıne katılmaya zorlama” yaklaşımları üzerine - I

Toplumda ve doğada yaşanan her değişim, dönüşüm ve gelişmeye koşut olarak, her olgu ve kavram gibi, CHP de elbette ki tartışmalar konusu olabilir, olmalıdır da. Bunda herhangi bir anormallik olmasa gerek. Hayatta, ortaya çıktığı o ilk andaki haliyle, değişmeden kalan/kalabilen hiçbir şey olamayacağına göre; CHP’de de bu kural gereği, el mecbur, bazı değişim ve dönüşümler yaşanacaktır. Bunu yadsımak, hayatın diyalektiğini yadsımakla eşanlamlıdır.

Tutuculuk,dogmatizm ve tabela devrimciliği devrime vardırmaz!

Kısa bir süre önce, “Bu Kendi Kendimizi Kandırmamız Daha Ne Zamana Kadar Sürecek Acaba?” başlıklı, kısa-özlü bir yazı kaleme alıp, bloğumda paylaşmıştım.

Yazıda Türkiye ve K. Kürdistan Devrimci Hareketinin içinde bulunduğu olumsuz durum ve açmazları özetlenmiş, kendi kendine yapageldiği ajitasyona ve kafasını kuma gömme hallerine dikkat çekilmiş ve son paragraf olarak da şu soru sorulmuştu:

Tehlikenin farkında mıyız?

"Türkiye yüzyılı maarif modeli" ile hedeflenen şey; Devlet eliyle "dindar ve kindar nesil" yetiştirmek ve tedrici geçişle din esaslı bir rejim inşa etmektir,

Öncelikle ve de tereddütsüzce idrakinde olunmalı ki bu konuda yapılmak istenenin tümü, ‘toplumsal mühendislik’ yöntemleriyle, zamana yayılı olarak tamamen Erdoğan’ın ‘gizli ajandasının’ şu son derece aleni ideolojik tercihlerini hayata geçirmek maksadıyla yapılmaktadır. Yani asla ‘masumane’ ve de spontane şeyler değil bunlar. Örneğin şöyle diyordu fiiliyatta kendisine İslâm halifesi misyonu yüklemiş olan Erdoğan:

Sayfalar