Cumartesi Mayıs 25, 2024

’’Yüce Türk ulusu adına' Tecavüz:Leyla Poyraz

Türkiye Cumhuriyeti  Devleti’nin mahkemelerinde kararlar açıklanırken, ”YÜCE TÜRK ULUSU ADINA…’’ başlığını kullanılır, ’’Yüce Türk adaletinin savunucusu’’ yargıçlarca… Onlar bu kararları alırken, ’’yüce Türk ulusu adaletinin’’ onlara verdiği yetkilere dayanarak bazı indirimler yaparlar. İşte bu ’’yüce Türk ulusu adına’’ yapılan bazı indirimler şunlardır:

Kadın programında ’’babam bana tecavüz etti’’ diyen kızını öldürenin, ’’babasını kamuoyunda mahcup etti’’ indirimi.

 Eşini katledenin , ’’kot giyiyordu, piercing takıyordu, çantasında doğum kontrol hapı buldum’’ indirimi.

 Tanımadığı birisine saati soran eşini delik deşik ederek öldürenin, ’’cilve yaptı’’ indirimi.

 Tecavüz edip, hamile bırakanın, ’’zaten bakire değildi’’ indirimi.

 Ormanda saldıran, döve döve çırılçıplak soyan, ancak astım krizi geçşirerek bayılıp yakalanın, ’’isteseydim yapabilirdim’’ indirimi.

 Üvey kızına tecavüz edenin, ’’kızın ruh sağlığı bozulmadı’’ raporu indirimi.

 Tecavüzünü kameraya kaydeden sapığın, ’’eski sevgilisiymiş’’ indirimi.

 Tecavüz ederken suçüstü yakalanan adamın henüz tecavüz gerçekleşmediği için ’’yarım kaldı’’ indirimi.

’’mini etek giyiyordu’’, ’’dar pantolon giyiyordu’’, ’’beni tahrik etti’’ indirimleri…

Tecavüzün bu kadar meşru görülmesinin sebebi salt dinle ya da cinsel açlıkla açıklanamaz elbette. Tecavüzü bu kadar meşrulaştıran asıl önemli nokta, bir sindirme, yok etme ve cazalandırma yöntemi olarak kullanılmasıdır. Bu topraklarda egemen olanların kendilerine karşı çıkanlara yönelik uyguladıkları şiddetin öne çıkan en önemli yöntemlerinden biridir tecavüz.

Yaptıkları her katliamda, her soykırımında tecavüz en çok başvurdukları yöntem olmuştur.

Ermeni, Süryani, Pontos Rum Soykırımlarında yapılan tecavüzler  ’’Yüce Türk Ulusu’’ adına yapılmamış mıdır?

Dersim’de Ağrı’da Alevi ve Kürtlere yönelik katliamlarda yaşanan tecavüzler ’’Yüce Türk Ulusu’’ adına yapılmamış mıdır?

Devrimci, sosyalist olduğu için gözaltına alınıp işkencelerden geçirilenlere yönelik tecavüzler ’’Yüce Türk Ulusu’’ adına yapılmamış mıdır?

Dün tecavüze uğrayıp katledilen ve yakılan Özgecan Aslan politik bir nedenle saldırıya uğramamıştır denebilir. Ya da hiçbir politik alt yapısı olmayan binlerce tecavüz vakasında saldırganların ruhsal sağlığının bozukluğu, cahilliği, cinsel açlığından sözedilebilir. Ama tüm bunların kaynağı tecavüzü meşru gören  ve bunu hukuk alanında dahi savunabilen devlet anlayışıdır. İşte devletin üst düzey yöneticilerinin bu tecavüzleri meşrulaştıran hatta azmettiren söylemlerİ:

Recep Tayyip Erdoğan (Cumhurbaşkanı): Ben zaten kadın erkek eşitliğine inanmıyorum.

Mehmet Şimşek (Maliye Bakanı): Kadınlar iş aradığı için işsizlik yüksek.

Erhan Ekmekçi (AKP İl Genel Meclis Üyesi): Kızlar okuyunca, erkekler evlenecek kız bulamıyor.

Veysel Eroğlu (Orman ve Su İşleri Bakanı): Evdeki işler yetmiyor mu? (Kendisinden iş isteyen bir kadına).

Melih Gökçek (Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı): Anası tecavüze uğruyorsa neden çocuk ölsün? Anası ölsün.

 Recep Akdağ (Dönemin Sağlık Bakanı): Tecavüze uğrayan doğursun, ‘gerekirse’ devlet bakar.

Ayhan Sefer Üstün (İnsan Hakları Komisyonu Başkanı, AKP Milletvekili): Tecavüzcü, kürtaj yaptıran tecavüz kurbanından daha masumdur.

Nurettin Yıldız (Sosyal Doku Vakfı Başkanı): 6 yaşındaki kızlarla evlenebilirsiniz. Çalışan kadın fuhuşa destek oluyor.

Bu yanıyla her tecavüz politiktir, devletin ideolojisinden beslenir.

Bu yüzden bu toprakların bütün tecavüzcüleri devlet tarafından korunur.


64612

Patika, Politika mı Arıyor Yoksa..

"Başkası olma kendin ol

Böyle çok daha güzelsin"

Anasının kuzusu

Ciğerimin köşesi"

Marifet  solun sağıyla başarılı olmak değil ki.

Afyon, antalya, istanbul, ankara...

İmamoğulları, yavaşlar, böcekler... falanlar filanlar.

Sanki seçimleri kaybettiren  sol gibiymiş gibi

Sanki seçimleri kaybettiren de parlamentizm gibiymiş gibi

Hiç kimse zafer kazanan solun sağı karşısında solu ve parlamentizmi dahil ağzına almıyor.

Proletarya chp'nin sağını satın almış gibi.

Lenin’in Ölümünün 100. Yılı Anısına: Lenin’de Kararlılık ve İki Çizgi Mücadelesi SBKP’de İki Çizgi Mücadelesi*

Rusya’da Marksist gruplar ortaya çıkamadan önce “devrimci” çalışmayı Narodikler yürütüyordu. Narodniklerin Çar’a karşı verdikleri mücadelede temel aldıkları sınıf köylülerdi. Rusya’da kapitalizm geliştikçe işçi sınıfı da gelişip büyümesine rağmen Narodnikler işçi sınıfını değil köylülüğün temel alınmasını savunuyor ve ancak köylülüğün Çar’ı ve toprak ağalarını devirebileceğini savunuyorlardı. Narodnikler bireysel “terörü” savunuyor ve bunun geniş halk yığınları üzerinde büyük etkiler yaratacağını düşünüyorlardı. İşçi sınıfının partisinin kurulmasına karşı çıkıyorlardı.

Hepimiz Mazlum’a borçluyuz:Garabet Demirci

 

Devrimciliği Yaşam Tarzına Dönüştürelim

Bizim gücümüz, haklılığımız ve meşruluğumuzda; olayları, olguları diyalektik- materyalist bakış açısıyla ele almamızda yatıyor.

TKP-ML Merkez Komitesi : Newroz Piroz Be!

İmha, İnkar ve Asimilasyona; İşgal ve İlhaka; Sömürüye, Açlığa, Yoksulluğa, ve Faşizme Karşı

İsyan, Direniş, Serhildan!

Newroz, coğrafyamızda binlerce yıllık sınıflı toplumlar tarihinde sömürülen, ezilen, baskı gören halkların zalimlere, sömürücülere karşı isyanının simgesidir. Günümüzde de başta Kürt halkı olmak üzere bütün ezilen halkların, zalimin zulmüne karşı isyan ve direnişinin, Demirci Kawa’nın isyanının zalim ve katliamcı Dehaklar karşısında yükseltilmesinin, isyan ateşlerinin dört bir yanda yakılmasının adı olmuştur.

Oylar SADET'E.... Oylar DEVA'YA... Oylar İYİ PARTİ'ye....

"Bindik bir alamete gideyoz kıyamete."

Aklımızın sınırlarının zorlandığı günlerde geçiyoruz.

İlemde bir partiye oy verecekseniz....

Sanki iyi parti sizi öldürüyorda chp sizi öldürmüyorsa(?)...

Niye oy verdiğiniz millet ittifakı'nın parlamentizmden vaz geçmemiş paydaşlarından biri de olmaya.

Ve Bakırhan buyurdu: " İstanbul'da kent uzlaşısı sağladık" diye

Ve Sakık buyurdu: "CHP'ye oy yok." diye.

Ve ..

Kadınlar ve İşçiler

Kadınlar neden, niçin ve nasıl eziliyor, neden cinsiyet ayrımcılığın en temel ve en tepe noktasında yer alıyor, neden öldürülüyor neden erkek baskısı kadın üzerinde şiddetleniyor vb. soruların yanıtı ile; işçiler neden, niçin ve nasıl sömürülüyorsa verilecek yanıtlar aynı yerde arandığında, kadının kurtuluşu sorununa, daha genel anlamda ise işçi sınıfı ve emekçilerin kurtuluş sorununa daha doğru yaklaşılmış olacaktır.

Yerel Seçimler ve Proleter Tavır

 

 

Türkiye 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak yerel seçimlere kilitlenmiş bulunuyor. Baskı, yasaklamalar, açlık, yoksulluk, pahalılık ve işsizlik en can alıcı sorun olarak ülke gündemindeki yerini korurken, tüm burjuva partiler 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlerde kazanacakları belediyelerin hesaplarını yapmakla meşguller.

Misak Manuşyan ve 23’ler Ölümsüzdür!

Misak Manuşyan (1.9.1906 – 21.2.1944) ve yoldaşlarını, Nazi kurşunları ile Paris’te katledilmelerinin 80. yılında saygıyla anıyoruz İnsanlığın düşmanı faşizmi ise bir kez daha lanetliyoruz.

İnsanlığın başına kara bulut gibi çöken, yıkımlar, savaşlar ve dahası onarılması mümkün olmayan felaketlere sebep olan Hitler Faşizmi, 1933 yılında Almanya’da iktidara gelmesiyle başladı. 1929 ekonomik ve sosyal bunalımını atlatamayan ve çözüm bulmakta zorlanan, kapitalist-emperyalist ülkeler, sorunlarını savaş yolu ile çözmek, pazarların yeniden paylaşma savaşına giriştiler.

ÖNCE SERMAYE, SONRA, YİNE SERMAYE

13 Şubat 2024 tarihinde Erzincan iline bağlı İliç'de Çöpler Madencilikte meydana gelen toprak kaymasında 9 (bu rakamın daha  yüksek olduğu iddiası da var) işçi toprak altında kaldı. Bu son olayda, “maden kazası” olarak adlandırılan işçi katlimının, doğa katliamı ile birlikte olağan hale getirildiği ve bu seri katliamların, sermayenin birikimi ve büyümesi için olmazsa olamaz kuralı olduğu  gerçekliğiyle karşı karşıyayız.

Ağır tecrit, büyük direniş (Nubar Ozanyan)

Biz 5 Nolu Amed Zindanı’ndan tanırız faşizmin üniformalı generallerini ve kan yüzlü zindan bekçilerini! Özgürlük mahkumlarına intikam alırcasına en ağır işkencelerin nasıl yapıldığını çok iyi hatırlarız. Devrimin öncü ve önderlerine nasıl düşmanca yüklendiklerini iyi biliriz. Sadece memleketimizden değil, biz ağır tecrit koşullarını ve ölümcül duvar sessizliğini, Peru devriminin önderi Başkan Gonzalo yoldaşın 29 yıl süren direnişinden biliriz.

Sayfalar