Çarşamba Mayıs 15, 2024

YDG “Kaypakkaya yoldaş: Ölümsüzlüğünün 43. yıldönümünde halkımızın bağrında umut, zalimlerin zihninde korku olmaya devam ediyor!

 “İbrahim Kaypakkaya, Haki Karer ve Dörtlerin 18 Mayıs ölümsüzlüğü, Kürt ulusunun ve ezilen tüm kesimlerin kader ve kurtuluş birlikteliğinin simgesel değeridir. Türk devletinin ortak mücadele ve birlikte hareket etme iradesine yönelik bu denli saldırmasının temelinde de bu öz yatmaktadır. Onun için 18 Mayıs’ta Kaypakkaya yoldaşı anarken ortak mücadele ve en geniş bileşenle Kaypakkaya yoldaşı sahiplenme temel çıkışımız olmaktadır” ifadelerine yer verdi. Açıklamada şu ifadeler yer alıyor:

“Fiili saldırılar artarak devam ediyor”

“Komünist önder İbrahim Kaypakkaya yoldaşı 43. kez anmaya hazırlanırken, ezilenler ile egemenler arasındaki mücadele çetin ve zorlu bir şekilde dur durak bilmeden devam etmektedir. Türk devleti, adına ‘çöktürme’ dediği saldırı politikaları ile bir yandan örgütlü, devrimci güçleri sindirmeye çalışırken bir yandan da halkımızın yeşeren kurtuluş umudunu yok etmeyi hedeflemektedir. Bunun için geçtiğimiz yılın Haziran ayı itibari ile başlatmış olduğu fiili saldırıları artarak devam etmektedir.”

“Zalimlerin çaresiz kalacağı bir kez daha kanıtlanmıştır”

“Başta Kürt halkı olmak üzere özgürlüğü için sokağa çıkan milyonlar; devletin top yekûn saldırının hedefinde durmakta, şehirler ilçeler yakılıp yıkılmaktadır. Bununla birlikte direnişin yükseldiği alanlar Türk devletinin abluka siyaseti ile boğulmak ve örgütlü güçler halktan yalıtılmak istenmektedir. Ancak gelişen aşamada halkın bağrından kopan direniş karşısında zalimlerin çaresiz kalacağı bir kere daha kanıtlanmıştır.”

“Kaypakkaya yoldaşın mücadele yol ve yöntemleri yol göstermeye devam ediyor”

“Mücadelenin amansız devam ettiği 2016 yılının Mayıs ayında bir direniş geleneği başlatarak ölümsüzleşen Komünist önder İbrahim Kaypakkaya yoldaşı anmaya hazırlanıyoruz. Kaypakkaya yoldaşın tarih sahnesine çıktığı günlerde, ortaya koyduğu bilimsel görüşleri, mücadele yol ve yöntemleri bir meşale gibi yol göstermeye devam etmektedir. İbrahim Kaypakkaya yoldaşın bitip tükenmek bilmeyen araştırma inceleme yöntemi ile yeniyi ve doğru olanı söyleme cüreti onun bugüne kadar gelmesini sağlamıştır. Özellikle ulusal soruna dair ortaya koyduğu düşünceleri, bugün daha fazla sarılacağımız halkaları oluşturmakta, pratik güzergahımıza işaret etmektedir.”

“Ortak mücadele ve en geniş bileşenle Kaypakkaya yoldaşı sahiplenmeliyiz”

“İçerisinden geçtiğimiz zorlu dönemde başta Kürt halkı olmak üzere ezilen tüm kesimlere; emekçilere, kadınlara, LGBTİ’lere yönelik saldırılara karşı ortak mücadele ve birlikte hareket etme iradesi, Kaypakkaya yoldaşın yaşatılmasında ve sahiplenilmesinde önemli bir yerde durmaktadır. Bu açıdan Kürt ulusunun öncülerinden Haki Karer ve zindan direnişleri meşalelerinden Dörtlerin 18 Mayıs’ta şehit düşmeleri yalnızca takvimsel bir ortaklık değildir. İbrahim Kaypakkaya, Haki Karer ve Dörtlerin 18 Mayıs ölümsüzlüğü, Kürt ulusunun ve ezilen tüm kesimlerin kader ve kurtuluş birlikteliğinin simgesel değeridir. Türk devletinin ortak mücadele ve birlikte hareket etme iradesine yönelik bu denli saldırmasının temelinde de bu öz yatmaktadır. Onun için 18 Mayıs’ta Kaypakkaya yoldaşı anarken ortak mücadele ve en geniş bileşenle Kaypakkaya yoldaşı sahiplenme temel çıkışımız olmaktadır.”

“Kaypakkaya’nın devlet gözündeki korkusu büyüyor”

“İbrahim Kaypakkaya yoldaşın ölümsüzlüğünün 43. yılında anarken, Kaypakkaya’nın devlet gözündeki korkusu da büyümektedir. Yapılan siyasi operasyonlarda Kaypakkaya’ya dair ne varsa ‘el konulması’, Kaypakkaya  silüetli flamaları taşıyanlara hala soruşturma açılması bu korkunun bir göstergesidir. Onun düşünce ve ideallerinin hala canlı ve ardıllarının nerede direniş ve mücadele varsa orada oluyor oluşu, 43 yıldır Kaypakkaya’nın devlet gözünde ‘iyi çocuk’ olmayı başaramamasının temel nedenidir.”

“Saldırganlığa karşı gençliğin dört bir yanda direnişi yükseltmesi, 18 Mayıs’ı sahiplenmenin şüphesiz en önemli yoludur”

“Kaypakkaya ardıllarından TİKKO gerillaları Murat Tekgöz ve Haydar Arğal’ın dizginsiz sömürü düzenine karşı özgürlük şiarı ile direniş bayrağını ellerinden bırakmayarak 6 Mayıs’ta ölümsüzleşmeleri Türk devletinin Kaypakkaya korkusunun neden sürekli olarak yenilendiğinin cevabıdır.

Yeni Demokrat Gençlik olarak ölümsüzlüğünün 43. yıl dönümünde Kaypakkaya’yı anarken halk düşmanlarının korkularını büyütmek bize de düşmektedir. Mahir, Deniz, İbrahim ve Mazlumların gençlik çağlarında açtıkları yolda bugün ilerlenmektedir.

Halkımıza yönelik saldırganlığa karşı gençliğin dört bir yanda direnişi yükseltmesi, 18 Mayıs’ı sahiplenmenin şüphesiz en önemli yoludur.”

43346

Misafir yazarlar

Güncele iliskin yazilariyla sitemize katki sunan yazar dostlarimiza ait bölüm

Son Haberler

Misafir yazarlar

“Devrimci Eylem Birliği” ve “Kaypakkayacı Güçlerin Birliği” Meselesi

Türk hakim sınıfları cumhuriyetlerinin ikinci yüzyılına hazırlanırken kendilerini yeniden örgütlüyorlar. Coğrafyamız komünist hareketinin önderi İbrahim Kaypakkaya yoldaşın Amed zindanında 18 Mayıs 1973 tarihinde katledilmesinin 50. yılında sınıf düşmanlarımız ikinci yüzyıllarına hazırlanıyor.

MLPD'nin Türkiye'deki seçim sonuçlarına ilişkin açık mektubu.

Sol ittifak için önemli bir başarı

MAHŞERİN DÖRT ATLISI: BOLSONARO, TRUMP, ORBÁN, ERDOĞAN[*]

 

“Faşizm tarihte statik ya da sabit bir moment değildir ve

aldığı biçimlerin daha önceki tarihsel modelleri taklit etmesi gerekmez.

O, bir dizi ‘devindirici tutku’yla tanımlanan bir siyasal davranış biçimidir.

Bunlar arasında demokrasiye açık saldırı, güçlü adam özlemi,

insan zaaflarına duyulan nefret, aşırı erillik takıntısı,

saldırgan militarizm, ulusal büyüklük iddiası, kadınlara… aydınlara yönelik küçümseme…

MLPD Merkez Komitesi'nin basın açıklaması:

Alman Federal Yüksek Mahkeme'sinin (BGH),  'Münih Komünist Davası'nda temyiz başvurusunu reddetmesi üzerine, MLPD Merkez Komitesi kamuoyuna bir açıklama yaptı.

Faşist Diktatörlük Örgütlü Yığınların Gücüyle Yıkılır

14 Mayıs’ta yapılan cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin sonuçları üzerinde tartışmak tüm ilerici-devrimci ve anti-faşist güçlerin görevidir.

Çünkü bu sonuçları ortaya çıkaran nedenler doğru analiz edilmezse, geniş yığınların beyinlerini uyuşturan, düşünüş ve hareket tarzını sakatlayan gericiliğe, ırkçılığa-faşizme, cinsiyetçiliğe karşı mücadelede doğru politikalar belirlenemez.

Elbette ki bu geniş bir konu ve bu makalenin kapsamını aşar. Dolayısıyla burada bazı ana noktalar üzerinde duracağız. Ve işe, araştırmaya dayalı bazı gerçeklere işaret ederek başlayacağız.

"YÜREĞİN UMUT ETTİĞİ O ADRESTE" (Tamer Dursun)

Düşkünlüğün, alçaklığın, düzenbazlığın, bağnazlığın, ırkçılığın, sefilliğin, çürümüşlüğün, bencilliğin, rezilliğin ve vurdumduymazlığın rağbet gördüğü bu topraklar sana göre değil dostum.

Yıllardır tanırım seni.

Hani, yüz yüze görüşmüşlüğümüz olmasa da, beraber oturup bir bardak çay içmemiş, tek kelime sohbet etmemiş olsak da, sen hep aşinaydın bana.

Bir aralar bu aşinalığa bir isim bulayım dedim ama inan hiçbir yere oturtamadım.

Akraba desem, değil.

Komşu desem, hiç değil.

Yoldaş, can, heval, dost, arkadaş, tanıdık...

Yok.

Olmadı.

Bize Cesur İnsanlar Lazım

"Kurtuluş belki de senin gökyüzünü çizdiğin resimlerdir."

Ah cancağızım... vay cancağızım...

Antalya'ya gider sınırı gümrüksüz geçen metalarla fontiye durursun.

Dersim'e gidince de sınırı gümrüksüz geçen metaların nohut üretimini bitirdiğini öne sürerek içki şişelerini...

Fontiye duranların kafasında patlatırsın.

Sıra, korku politik bir davranış olduğundan üretince... öpülmekten... korkar hale getirilen dudakların tüm yaşadıklarını sosyo - ekonomik yapı içerisinde adlandırmasına gelince de....

Ah cancağızım... vay cancağızım...

İnan...

Dijitalleşme: İşçinin Üretim Sürecinin Denetleyicisi ve Düzenleyicisi Olacağı Tarih

 

Rosa özgürlüğün ta kendisiydi

“Hareket etmeyenler, zincirlerin

ne kadar ağır olduğunu bilmezler.”[1]
 
“… Bu zehirli kaltak, bir maymun kadar zeki olmakla birlikte sorumluluk duygusundan tümüyle yoksun olduğu ve tek motifi kendini haklı çıkarma yolunda neredeyse sapkınca bir istek olduğu için daha çok zarar verecek,” diye yazıyordu Victor Adler August Bebel’e 5 Ağustos 1910 tarihli mektubunda.

İbrahim KAYPAKKAYA'nın Ölümünün 50. yılı Vesilesiyle

 

“CEHENNEMİN GİRİŞ KAPISI”NI YIKAN KAYPAKKAYA

VE

ONUN ÖĞRETTİKLERİ...

Yusuf KÖSE

İBRAHİM KAYPAKKAYA’DAN ÖĞRENMEK[*]

 

“İşçi sınıfının

ekmekten çok

onura ihtiyacı var.”[1]

 

Patika Dergisi (PD): İbrahim Kaypakkaya’nın katledilmesinin üzerinden 50 yıl geçti. 50. yılında Kaypakkaya’yı özgün kılan nedir?

 

Sibel Özbudun (SÖ): İbrahim Kaypakkaya’nın 68 devrimci hareketi içerisindeki, onu hem kendi bağlamı, hem de günümüz açısından “özgün” kılan, bence “süreklilik içinde kopuştan kopuş”u temsil etmesidir.

Sayfalar