Perşembe Mayıs 16, 2024

Yaralı Hayastan (Nubar OZANYAN )

Hayastan’da Karabağ işgalinden bu yana sular durulmuyor. Ermenistan ile Rusya arasındaki “İskender Füzeleri” krizinin ardından Ermenistan ordusu, Paşinyan’ın istifasını talep eden bir bildiri yayımladı. Başbakan Paşinyan, füzelerin kullanılamaz durumda olduğunu ima edince Putin yönetiminden sert tepki geldi. Paşinyan’ın özür dilemesi gerektiği söylendi. Ve hemen ardından her iki tarafın taraftarları sokağa döküldü.

Hayastan, Karabağ işgalinin ardından ciddi bir siyasal kriz ve duygusal kırılma yaşamaktadır. Karabağ işgali sürecinde düşmanın askeri-teknik üstünlüğüne karşı halkın morali yüksek, fedakarlığı ve kararlılığı ön plandaydı. Hayastan’ın her tarafında yankılanan “Kazanacağız” sloganı, alınan düşman darbesiyle büyük bir hayal kırıklığı ve duygusal kırılmaya yol açtı.

Karabağ’da yaşanan yenilginin yegane sorumlusu siyasi ve askeri yönetimdir. Askeri başarısızlık, siyasal krizin ciddi tetikleyicisi oldu. Karabağ, kanayan ve kapanmayan bir yaraya dönüştü. Tedavisini dışarıda, çözümünü Batı’dan gelecek yardımdan ya da Rusya’dan bekleyen siyasi partiler, yaranın daha da büyümesinden başka bir rol oynamıyorlar. Hayastan’da irili ufaklı sayısız siyasi parti, kaynağını demokrasinin zenginliğinden ve çeşitliliğinden değil, parçalanmışlık bölünmüşlükten alıp besleniyor. Dayanakları sağlam olmayanların çözümleri de sağlam olamaz.

Geçmiş devrimin tarihsel deneyimlerinden beslenmeyen, halkına bağlı ve emeğe saygılı olmayan, özgürlük idealine dayanmayan siyasi partiler ve onların sözcüleri, Batı’dan ve Rusya’dan medet ummaktadırlar. Her biri, bir dış güce bağlı olanların çağrılarıyla Yeravan’ın farklı meydanlarına çıkan halk kitleleri, Karabağ sorununun ve politik krizin çözümünden oldukça uzak olan partilerin henüz farkında değil. Ortalıkta dolaşan irili ufaklı politik partiler ve sözcülerin hiçbirisi halkın özgürlük ve yaşamsal sorunlarına çözüm olacak nitelikte bir programa ve iradeye sahip değildir.   

Karabağ işgaline karşı direniş sürecinde yaşanan kayıpların ağır olması, toplumda Paşinyan hükümetine karşı ciddi bir özgüven kırılmasına yol açtı. Zayıf, etkisiz askeri ve politik yönetim ve dış politikadan beklenip gelmeyen destek, yapılan politik hatalar toplumun her kesimi tarafından ciddi tepkiye ve birikmiş bir öfkeye dönüştü.   

Her geçen gün artan işsizlik ve yoksulluğun ağırlığı altında halk, soluksuz kalmaktadır. Mevcut hükümete ve muhalefet partilerine güvenleri ciddi şekilde sarsılıp kırılan kitleler, gerçek anlamda öncüsünü aramaktadır. Sadece Paşinyan’ın istifasını isteyerek politika yaptıklarını düşünen politik parti sözcüleri, geçmiş yönetimlerde yer almış rüşvetçi, yozlaşmış, talancı kişilerdir. Dolayısıyla halk aslında kimseye güvenmiyor. Bundan dolayıdır ki, muhalefet partilerinin dönem dönem sokağa çıkma çağrılarına yanıt verseler de çaresizlik ve çözümsüzlük içindedirler.  
Ermeni halkının, yönetsel ve yaşamsal sorunlarına yanıt ve çözüm olacak sağlam ideolojik ve politik dayanaklara sahip, vizyon sahibi bir özgürlükçü devrimci partiye ihtiyacı vardır. Ancak henüz özgürlük ve kurtuluş ihtiyacına yanıt verecek politik öncüye sahip değillerdir. Hayastan’da Sovyet Devrimi’ni ve sosyalizm sürecini bütün yönleriyle, olumlu ve olumsuz yanlarıyla analiz edecek, yaşanan ve var olan ekonomik-politik-askeri sorunlara yanıt olacak bir politik öncü yaratılmasına ihtiyaç vardır. 

ABD, AB, TC Dış İşleri Bakanlığı’nın hep bir ağızdan Ermenistan ordusunun siyasete karışmaması gerektiği yönlü yaptıkları açıklamalar inandırıcılıktan uzak bir aldatmacadan başka bir şey değildir. Ermenistan’da sorun ve provokasyon yaratan emperyalist devletler ve onların jandarmalığını yapan soykırımcı İttihatçı Kemalist devlet, Ermeni halkına demokrasi dersi verme haddine sahip değildir. Kendi halkını açlığa ve yoksulluğa mahkum eden, zulümle terbiye etmeye çalışanların, ülkesini kayyumlarla, KHK’larla yönetenlerin demokrasi çağrıları yapması inandırıcı değildir.

Daha dün Garê’yi işgal girişiminde bulunarak kendi askerlerini ve özgürlük gerillalarını kimyasal silahlarla imha edenler, dönüp önce kendi işgalci, soykırımcı, kanlı ellerine bakmalıdırlar!

Ermenistan halkının ne Batı’nın iki yüzlü demokrasi sahtekarlığına ne de işçi, kadın, LGBTİ+, Kürt düşmanı, eli kanlı TC’nin çağrılarına ihtiyacı vardır. Devrimin büyük kılıcına ihtiyacı vardır. Söz olmayan, gerçek olan özgürlüğe ihtiyacı vardır. Devrimci öncüye Istepan Şahumyanlara, Kamolara ihtiyacı vardır.

2100

TKP-ML Merkez Komitesi : Newroz Piroz Be!

İmha, İnkar ve Asimilasyona; İşgal ve İlhaka; Sömürüye, Açlığa, Yoksulluğa, ve Faşizme Karşı

İsyan, Direniş, Serhildan!

Newroz, coğrafyamızda binlerce yıllık sınıflı toplumlar tarihinde sömürülen, ezilen, baskı gören halkların zalimlere, sömürücülere karşı isyanının simgesidir. Günümüzde de başta Kürt halkı olmak üzere bütün ezilen halkların, zalimin zulmüne karşı isyan ve direnişinin, Demirci Kawa’nın isyanının zalim ve katliamcı Dehaklar karşısında yükseltilmesinin, isyan ateşlerinin dört bir yanda yakılmasının adı olmuştur.

Oylar SADET'E.... Oylar DEVA'YA... Oylar İYİ PARTİ'ye....

"Bindik bir alamete gideyoz kıyamete."

Aklımızın sınırlarının zorlandığı günlerde geçiyoruz.

İlemde bir partiye oy verecekseniz....

Sanki iyi parti sizi öldürüyorda chp sizi öldürmüyorsa(?)...

Niye oy verdiğiniz millet ittifakı'nın parlamentizmden vaz geçmemiş paydaşlarından biri de olmaya.

Ve Bakırhan buyurdu: " İstanbul'da kent uzlaşısı sağladık" diye

Ve Sakık buyurdu: "CHP'ye oy yok." diye.

Ve ..

Kadınlar ve İşçiler

Kadınlar neden, niçin ve nasıl eziliyor, neden cinsiyet ayrımcılığın en temel ve en tepe noktasında yer alıyor, neden öldürülüyor neden erkek baskısı kadın üzerinde şiddetleniyor vb. soruların yanıtı ile; işçiler neden, niçin ve nasıl sömürülüyorsa verilecek yanıtlar aynı yerde arandığında, kadının kurtuluşu sorununa, daha genel anlamda ise işçi sınıfı ve emekçilerin kurtuluş sorununa daha doğru yaklaşılmış olacaktır.

Yerel Seçimler ve Proleter Tavır

 

 

Türkiye 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak yerel seçimlere kilitlenmiş bulunuyor. Baskı, yasaklamalar, açlık, yoksulluk, pahalılık ve işsizlik en can alıcı sorun olarak ülke gündemindeki yerini korurken, tüm burjuva partiler 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlerde kazanacakları belediyelerin hesaplarını yapmakla meşguller.

Misak Manuşyan ve 23’ler Ölümsüzdür!

Misak Manuşyan (1.9.1906 – 21.2.1944) ve yoldaşlarını, Nazi kurşunları ile Paris’te katledilmelerinin 80. yılında saygıyla anıyoruz İnsanlığın düşmanı faşizmi ise bir kez daha lanetliyoruz.

İnsanlığın başına kara bulut gibi çöken, yıkımlar, savaşlar ve dahası onarılması mümkün olmayan felaketlere sebep olan Hitler Faşizmi, 1933 yılında Almanya’da iktidara gelmesiyle başladı. 1929 ekonomik ve sosyal bunalımını atlatamayan ve çözüm bulmakta zorlanan, kapitalist-emperyalist ülkeler, sorunlarını savaş yolu ile çözmek, pazarların yeniden paylaşma savaşına giriştiler.

ÖNCE SERMAYE, SONRA, YİNE SERMAYE

13 Şubat 2024 tarihinde Erzincan iline bağlı İliç'de Çöpler Madencilikte meydana gelen toprak kaymasında 9 (bu rakamın daha  yüksek olduğu iddiası da var) işçi toprak altında kaldı. Bu son olayda, “maden kazası” olarak adlandırılan işçi katlimının, doğa katliamı ile birlikte olağan hale getirildiği ve bu seri katliamların, sermayenin birikimi ve büyümesi için olmazsa olamaz kuralı olduğu  gerçekliğiyle karşı karşıyayız.

Ağır tecrit, büyük direniş (Nubar Ozanyan)

Biz 5 Nolu Amed Zindanı’ndan tanırız faşizmin üniformalı generallerini ve kan yüzlü zindan bekçilerini! Özgürlük mahkumlarına intikam alırcasına en ağır işkencelerin nasıl yapıldığını çok iyi hatırlarız. Devrimin öncü ve önderlerine nasıl düşmanca yüklendiklerini iyi biliriz. Sadece memleketimizden değil, biz ağır tecrit koşullarını ve ölümcül duvar sessizliğini, Peru devriminin önderi Başkan Gonzalo yoldaşın 29 yıl süren direnişinden biliriz.

„Dijitalleşme“ Kitabım Üzerine

Kitabın konusu, işçi sınıfının nicel ve nitel varlığıyla doğrudan ilgilidir. Özellikle üretim sürecinde dijitalleşmenin artmasıyla, işçi sınıfının sınıfsal niteliğine yönelik ciddi saldırılar gelmeye başladı. İşçi sınıfının ortadan kalkacağı, burjuvazinin, ücretli iş gücü sistemi olmadan, salt makineler üzerinden artı-değer elde edeceği gibi, doğrudan kapitalist sistemi var eden temel olgular yok sayılmaya başlandı.

Yavuz Proletarya Ev Sahibini Bastırırmış

-Seçimleri Boykot-

Zavallı kılıçdaroğlu.

Kazanınca (parlamentarizme) geçmeyi başarabilince) kazanabilmek için yaptığı her şeyin anlamsızlaşacağıyla o kadar ilgilenmişti ki ...

Aman neyse biz proletaryalara ne.

Ulusalcıların - sosyal demokratların ağır bedellerle anlamsızlaştırdığı parlamentarizm komplolarla tarihin tozlu sayfaları içerisinde kaybolup giderken...

imamoğlu'nun şapkada çıkardığı tavşan özgür özer'e eşbaşkan'ım diyerek itibar kazandırma yarışına düşen dem'liler ile...

Tarih bilgisi ve gelecek tasavuru (Deniz Aras)

Geçtiğimiz hafta içinde bir dönem TC içişleri memuriyeti görevinde bulunan ve bu “vatani görevi” sırasında devletin başta gözaltında kaybetmeler olmak üzere Kürt halkına ve devrimcilere yönelik katliam saldırılarını sürdürmesini “başarı”yla yerine getiren, günümüzde özü başına muhalif bir faşist partinin lideri Meral Akşener’in “mertçe cinayet” sözü çok konuşuldu.

Ermeni bir devrimci: LEVON EKMEKÇİYAN (Nubar Ozanyan)

Özgürlük uğruna yürütülen savaşımda her savaşçının önüne çıkan tehlikeli yol ayrımı ve kararlardan biridir “Ya onurunu ayaklar altına alıp teslim olacaksın! Ya da ölümlerden ölüm beğenerek direneceksin.” Levon Ekmekçiyan birkaç günlük yaşam uğruna kendini düşmana satmadan yaşamayı esas aldı. Düşündü fedailerin komutanı Kevork Çavuş’u, Antranik Ozanyan’ı, Mariam Çilingiryan’ı ve yanıbaşında çatışmada şehit düşen yoldaşı Zohrab Sarkisyan’ı. Sonra çocukluğunda anlatılan ve dinlemekte zorlandığı soykırım hikayelerini. Hangi Ermeni gencinin yüreği yaralı hafızası intikam dolu değildir ki?

Sayfalar