Salı Nisan 30, 2024

TİKKO savaşçısı Komutan Rasih’i anlattı

45 Numaralı Komutana

Rasih arkadaşla “Karaço” dan Serekaniyeye kadar yaptığımız minibüs yolculuğunda birlikte olduk. Arkamdaki koltukta oturuyordu. Başımı arkaya çevirip her konuşma isteğimde gülümseyen yüzüyle parlak gözleriyle karşılaşıyordu. Bir daha karşılamayacağımı asla düşünmediğim Rasih yoldaşın içten gülümseyen yüzü ve parlayan gözleri hafızamın en canlı yerinde kaldı. Rasih yoldaş, artık benim için yoldaşına en içten duygularla gülümseyen bir çift parlayan gözdür. Rasih yoldaş şehit düşmeseydi onunla ilk nerede nasıl karşılaştığımızı belki bu kadar önemsemeyecektim. Bende bıraktığı ilk izlenim, ilk etki nerede nasıl oluştuğu merakı beni böyle bir arayışa götürdü.

Onunla ilk kez nerede nasıl karşılaştığımı anımsamıyorum. Ancak ‘Şehit Serkan taburunda karanlıkla aydınlığın yeterince bir birinden ayırt edilmediği bir anda Ulaş ve Rasih yoldaşla birlikte yaptığımız sohbeti ve daveti çok iyi anımsıyorum. Sohbet bitiminde onları Şehit Serkan taburunun çıkış kapısına kadar uğurladığımı da hatırlıyorum. İki eski yoldaş birlikte motora binip gittiler. Arkalarından el sallayarak uğurladık.

Savaş alanında bir biriyle karşılaşan devrimcilerin en çok konuştuğu konuların başında DAİŞ çetelerinin yaptığı hain saldırılar ve onlara karşı sürdürülen devrimci direnişler gelir. “Kobanê ve Serekaniye” bölgelerinde geçen şiddetli çatışmalar üzerine yürütülen sayısız konuşmalar- anılar yeniden hafızalarda tazelenir. Bazen saatler süren gün boyu devam eden kahramanca direnişler- bazen düşmanın düştüğü zavallı haller kalır akıllarda. Her mücadele alanınn sohbet konuları, anıları ve dili farklıdır. Kuzeydeki gerilla savaş alanın anılarıyla Rojava alanındaki savaş anılarında bazen ortak bazen çok farklılıklar olan anılar dile getirilir.

Savaş alanlarında kalanların dostluğu yoldaşlığı hiç bir yerde olmayacak kadar güçlü ve derin olur. Unutulmaz izler bırakır. Dostunun boynuna atılacak kadar özlem dolu olur. Bu güçlü yoldaşlık bağının ve bağlılığının altında kocaman bir adanmışlık devrimcilik ve her an ödenmeye hazır bir fedakarlık ve bedel vardır. Saat yerine her an olmak ve olmamak arasında gidip gelen diyalektiğin salıncağı sallanır. Gerçek olan budur. Yoldaşlığın dayandığı güçlü zeminin altında yaşanan acı gerçekler vardır. Bundandır savaş alanlarının yoldaşlığı ve dostluğu güçlü ve kalıcıdır. Kaybedilen bir çift göz. Savaş bazen geride bırakılan ayak ve kol olur, sadece ana sıkışmış varlık ve her an yok olmaya hazır acıların adı olur.

‘Kobane de Serekaniye’ de komutan Rasih’le birlikte savaşan hemen her devrimcinin onunla ilgili bir anısı olmuştur. Bu anılar gerçektir. Devrimcidir. Başka hiç bir şeye benzemeyecek kadar farklıdır. Savaş alanında türküler başka bir dilde söylenir. Başka bir melodide dilendirilir duygular. Bu dil derinden akan bir nehrin sessiz sakin ve coşku dolu akışı gibidir. Duyurmaz sesini etrafına dikkat edilmezse akışı görülmezdir. Savaş alanın anıları emekçi insanların yaşamı ve duruşu gibidir. Gürültü yapmaz giderken.

Kaç kez komutan Rasih arkadaşla karşılaştık, bilemiyorum. Ancak bildiğim tek şey devrimcilere karşı saygı dolu bir yaklaşımı vardı. Uzun boyuyla hafiften öne doğru eğilerek kucaklaşması ve tokalaşması anılarımda kalan canlı kareler oldu. Minibüs boyunca Ulaş yoldaşın yanında oturuyordu. Arkadaşlıkları-yoldaşlıkları eski olan bu iki devrimcinin sürekli bir arada olmaları sadece görevle ilgili bir arada oluşuna benzemiyordu. Ulaş arkadaşın komutan Rasih’in anma töreninde yaptığı duygu dolu içten konuşma dinlendiğinde yoldaşlıklarının eskilere- derinlere dayandığı hemen anlaşılır.

Yaptığımız yoldaşça her sohbette onun saf temiz ve devrimci gülüşü anılarımda saklı kalacaktır. Yolculuk tamamlandığında dostları kendi taburlarına bıraktık. Rojava’da değişik devrimci örgütlerin kendi aralarındaki görünen ve görünmeyen tarzda değişik düzeylerde dayanışmalarına ait anlamlı örneklere sıkça rastlanır. Acılarda ortaklaşma, sevinçleri paylaşma, dayanışma- yardımlaşmaya dair sayısız anlamlı örneklere rastlamak mümkündür. Farklı devrimci faaliyet alanlarında olsa bu denli güçlü samimi dostluklar dayanışmalar bu kadar sıklıkta ve derinlikte yaşanmaz. Ancak “Burası Dersimdir Kardaş” misali söylenir türküler “Zulme Karşı Savaştır, Kardaş Dersim” tarzında yazılır anılar. Başka türlü yazılmaz direnişler. Hiç bir kişisel çıkar, grupsal kaygı gütmeden hiç bir küçük hesapların peşinde olmadan yazılır devrimin sade içten türküleri. Bu türküler, gelecekte kurulacak sömürüsüz dünyanın yoldaşlık türküleri olacaktır.

45 Numara Ayakkabı Giyen Rasih Komutana!

Araçta bulunan devrimci dostları sırasıyla bağlı oldukları kendi taburlarına bıraktıktan sonra sıra BÖG’den arkadaşlara geldi. Kendi taburuna bırakılan her devrimci arkadaşla yaptığımız gibi sımsıkı sarılarak ayrıldık. Rasih komutanla da sımsıkı sarılarak ayrıldık. Rasih komutanı BÖG taburuna bıraktıktan sonra kendi karargahımıza döndüğümüzde aracın içinde unutulmuş bir çift 45 numara mekap ayakkabı bulduk. Nedendir bilinmez unutulan ayakkabının sahibine ilişkin yoldaşlarımızın aklına gelen ilk isim komutan Rasih oldu. Munzur yoldaş hemen atıldı Yoldaş bu ayakkabı Rasih arkadaşındır”

Nedendir bilemem. Anda  yaşadıklarım beni sıkça alır eskilere götürür. Geçmişle şimdiki zaman arasında yaşadıklarım arasında inanılmaz bir düşünce ve duygu köprüleri kurulur. Bunu neden böyle yaşıyorum bilemiyorum. Geçmişi unutamadan anı yaşamaktan vazgeçmeden kurulan düşünce ve duygu köprüleri beni geleceğe uzatacak olan özgürlük yolunun taşlarını döşetiyor gibi bir düşünce yaşatıyor. Gelecek geçmişten kopmadan yaşanacak, en anlamlı ve sade olanlar yan yana dizilecektir.

İlk gerillaya katılım anılarım gözümde canlandı. 1980 öncesi İstanbul’ da bir polis şefi TİKKO tarafından cezalandırılmıştı. Batı da düşman tarafından ciddi şekilde aranan her yoldaş gerilla alanına yollanırdı. Cihan Taş yoldaşın durumu da böyleydi. Oda tıpkı komutan Rasih gibi uzun boylu ve cüsseli bir yoldaştı. Gazete manşetlerinde “45 numaralı ayakkabı giyen TİKKO’ cu aranıyor” başlıkları dolaşıyordu. Gerilla alanına gelen yoldaşın 45 numara ayakkabı giydiğini öğrenince düşman tarafından aranan 45 numaralı yoldaşın Cihan Taş  yoldaş olduğunu doğallığı içinde öğrenmiş olduk. Aradan 35 yıl geçti. İkinci bir 45 numara ayakkabı giyen devrimci bir komutanla karşılaşmam beni alıp Cihan Taş yoldaşla yaşadıklarımıza götürdü. Anılarım bir birine karıştı. Bir yanda Cihan TAŞ diğer yanda Rasih Kurtuluş arkadaş var. Rasih kurtuluşun Bingöl’lü olduğunu öğrenince kim bilir belki Cihan  Taş yoldaşın yürüdüğü yollarda yürümüştür diye derin bir düşünce aldı, beni. Cihan Taş yoldaşın faaliyet alanın Dersim. Palu-Bingöl olduğunu bildiğim için Rasih komutanla ayak izlerinin bir birine karışma ihtimalinin olabileceğini düşünmemek elde değildir.

Cihan ve Rasih komutanların ayak izleri bir birine karışmış olmasa da yürüdükleri zorlu ve onurlu yolun benzer olduğundan kuşkum yoktur. Komutan Rasih onurlu ve zorlu bir yolun öncüsü oldu. Saygı dolu anılar ve idealler bıraktı. Onu çok sevdik, onu anılarımızın gülümseme dolu satırtarına, saygı dolu melodilerine işledik. Her zamandan daha çok bizimlesin. Yoldaşlarınla birliktesin. Rojava’nın kimsesiz çocuklarının özgürlük ve gelecek dolu özlemlerindesin. Seni unutmayacağız devrimin 45 numaralı komutanı. Seni geleceğe uzanan köprülerin 45 no’lu taşlarına yazacağız.

Rojava’dan Bir TİKKO Savaşçısı  

43838

Misafir yazarlar

Güncele iliskin yazilariyla sitemize katki sunan yazar dostlarimiza ait bölüm

Misafir yazarlar

Martager (Nubar Ozanyan)

Yaşamı Fakir, savaşımı Martager olan komutan, sert yaşadı. Bir derviş gibi Kafkaslar’ı, Ortadoğu’yu dolaştı. Mazlumların yaşamından gürültü yapmadan kopup giderken geride derin izler ve unutulmaz anılar bıraktı. Yaşadığı her toprak parçasında eski ve köhnemiş olan her şeye meydan okudu. Yaşarken Ararat’a, düşerken Cudi’ye bakarak “Elveda” dedi.

Devrimci Bir Çıkış İçin Örgütlen-Örgütle

“…Komünist Enternasyonale bağlı tüm partiler, ‘Kitlenin daha derinlerine!’, ‘Kitlelerle daha sıkı temas!’ şiarlarını ne pahasına olursa olsun pratiğe geçirmelidirler; kitleler sözünden anlaşılması gereken emekçilerin ve sermaye tarafından sömürülenlerin, özellikle de en örgütsüz ve en bilinçsiz, en fazla ezilen ve örgütsel olarak kapsanması en zor olanların tümüdür.”(1)

Proletaryasız Burjuva Çağı Hayali(!)

 

Telaşlı diplomasi ve açık savaş hazırlığı Nijer: Afrika'da akut savaş tehlikesi!(Rote Fahne (Kizil Bayrak)

26-27 Temmuz gecesi, yaklaşık 26 milyon nüfusa sahip Batı Afrika ülkesi Nijer'de ordu bir darbe düzenledi. Bir önceki başkan Bazoum'u devirdi ve anayasayı askıya aldı.

Frankfurter Rundschau'ya göre Bazoum döneminde Nijer, "İslamcı teröristlerin Sahel'deki ilerleyişine karşı mücadelede Batı'nın son stratejik ortaklarından biriydi".

“En Önde” Durmak, “En Önde” Savaşmak (Dengê Azadî )

Lozan’daki tarihsel haksızlığın 100. yıldönümünde gerilla alanlarına yönelik işgal saldırıları sürüyor. Emperyalist devletlerle İttihatçı Kemalistler arasında imzalanan ve TC devletinin emperyalistlerce kabul edilmesinin resmileştiği tarih olarak 24 Temmuz 1923 Lozan Antlaşması’nın üzerinden yüz yıl geçti.

Kalbim Zap’ta çarpar! (Nubar Ozanyan)

Yeni bir yüzyıl direnenlerin hikayeleri ve isimleriyle yazılmalıdır. Zalimlerin yazdığı yüz yıllık faşist tarihi parçalamanın zamanı çoktan gelmiştir. Soykırımcılar, teknolojinin üstünlüğüne her gün yenilerini ekleyerek kıyıcı ve yok edici silahlar üreterek Kurdistan’ın en ışıldayan direniş parçalarına saldırsa da, 26 gün abluka ve bombardıman altında yaralı olduğu halde “teslim ol” çağrılarına direnen gerillanın karşısında çoktan yenilmiştir!

Çoktan yenilmiştir, Osmanlı’nın İttihatçı subay ve askerleri, Türk ordusunun işkenceci generalleri!

“Halkın aslanları: HBDH milisleri” (Ziya Ulusoy)

Bahsetmek istediğimiz HBDH militanları. Yaklaşık 7 yıldır Erdoğan faşizminin acımasız  saldırı ve zulmüne karşı mücadele ediyorlar. Şimdiye değin yüzlerce eyleme imza attılar.

Mücadele koşulları çok ağır. Faşizmin saldırgan ve devasa miktardaki polis aygıtı, yüksek gözetleme ve takip tekniğini de kullanarak, hareket imkanını çok daraltıyor. Az güçle ve bu duruma rağmen, HBDH militanları eylem yapabiliyor. Biribirinden çok uzak kentlerde de, değişik bölgelerde de, aynı kentin değişik semtlerinde de Erdoğan faşizmine karşı eylem yapabiliyorlar.

Dedikoducu Modacılar

Amann... sanki kendileri de proletaryalarda karşılık bulsalardı chp ve hdp'lilerde taban, oy (veyahut da boykotçu) almış olmayacaklardı.

Neysee...

Nerede kalmıştık.

Maltepe'de bir mayıs.

Yolun bir tarafında tip'liler bir tarafında hdp'liler.

Yolun sağına, soluna... gölgesine de sıkışmış... tip'çilerin giyimlerini kuşamlarını ... diğer kortejlerdeki insanlarla kıyaslayan benim gibi de dedikocu modacılar.

Bu keşmekeşliğin içerisinde de..

Tip'çilerin gözleri  hdp'lilere... hdp'lilerinki de tip'çilere kayıyor.

Bizim devrim! (Nubar Ozanyan)

Rojava’nın haritadaki yeri sorulduğunda Kürtlerin bir kısmının dışında kimsenin doğru dürüst yanıt veremeyeceği bir süreçten geçilerek gelindi bugünlere. Büyük riskler göze alındı. Ağır bedeller ödenerek kazanımlar elde edildi. Bu sayede Rojava, özgürlüğüne kavuştu. Ortaya konan devrimsel hamleler, sayısız çaba sonucu Rojava halkları daha ileri ve gelişkin bir sürece geldi. 

DİK DURUP BOYUN EĞMEYENLER[*]

 

 

“Yol daima ayaklarınızın altında,

rüzgâr daima arkanızda olsun.”[1]

 

“Bu bir çıkmaz sokak. 3.Dünya savaşı yaklaşıyor.” Mu gerçekten de?

Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Medvedev, 11-12 Temmuz 2023 tarihlerinde Vilnius’ta gerçekleşen NATO Liderler Zirvesi’nde Ukrayna’ya yapıla gelen silah yardımlarının daha da arttırılması kararına ilişkin olarak şu değerlendirmede bulunmuş:

“Çıldırmış olan Batı, başka bir şey düşünemez oldu. Aptallık noktasına kadar en yüksek düzeyde öngörülebilirlik içerisindeler. Bu bir çıkmaz sokak. 3.Dünya Savaşı yaklaşıyor.” (1)

Sayfalar