Perşembe Mayıs 9, 2024

Suriye, PYD ve Marksist Tutum – 2 – Yetiş Çakıroğlu

Başlarken şunu belirtmekte fayda var: Bu yazı, bir ulusal hareket eleştirisi değildir; aslında kendini marksist olarak tanımlayanlara yöneliktir.

Rojava’da son yıllarda yaşanan gelişmeler, Türkiye Devrimci Hareketi’ni (TDH) derinden etkiliyor. Ulusal Hareket’in dinamik mücadelesinin tesiri altında kalan TDH, sıklıkla, Ulusal Hareket’in bugünkü politikalarının kayıtsız şartsız destekçisi olarak karşımıza çıkıyor. Hatta bazı kesimler daha da ileri giderek, “Günümüzde ulusal sorun artık Stalin’in ortaya koyduğu tezlerle açıklanamaz” iddiasında bulunuyor. Biz ise “dogmatik” denilmesini de göze alarak meseleye ustaların yaklaşımıyla bakmaya çalışacağız.

Ortadoğu’daki savaşın niteliği, karmaşık ilişkiler ağı ve emperyalistlerin sürekli değişkenlik gösteren taktiksel hareket tarzları, esasta da Kürt Ulusal Hareketi’nin (KUH) emperyalistlerle ilişkilenmesi, marksistlerin Suriye’ye berrak bir perspektifle bakmasını engelleyebiliyor. Bu engelin temelini de marksistlerin emperyalizme ve enternasyonalizme yaklaşımlarındaki yanlış tutum oluşturuyor.

Peki savaşın niteliğini kim belirler?

Hangi sınıf yürütüyor?

Suriye’deki savaşın niteliğini anlamak için Lenin yoldaşın tanımlamasına dikkat çekmek gerekiyor: “Savaşın niteliği, saldıranın kim olduğuna ya da düşmanın kimin ülkesinde konuşlanmış olduğuna göre belirlenmez; savaşın niteliği, savaşı hangi sınıfın yürüttüğüne ve bu savaşın hangi siyasetin devamı olduğuna bağlıdır.” (Proleter Devrim ve Dönek Kautsky)

Ortadoğu’ya baktığımızda ABD, Rusya, Fransa gibi emperyalistlerin Suriye’de egemenlik savaşı verdiğini, İran ve Türkiye gibi yarı-sömürge ülkelerin ise kendi çıkarları doğrultusunda Suriye’deki savaşa dahil olduklarını görüyoruz. YPG ise kendi ulusal burjuva çıkarları için bu dalaştan “doğal olarak” faydalanmaktadır. Fakat bu “faydalanma”, YPG’nin antiemperyalistliğini sorgulanır duruma getirmiştir. Özellikle IŞİD’in Kobanê’yi kuşatması esnasında emperyalistlerin askeri desteğiyle başlayan, Mınbiç ve Rakka operasyonlarıyla devam eden ilişkiler, YPG’nin antiemperyalist karakterini silikleştirmiştir.

Neden ‘doğal olarak’?

Yukarıdaki “doğal olarak” vurgumuz ile kastımız, hem ulusal burjuvazinin kendi pazarına hakim olma arzusuna hem de Ortadoğu’da Ulusal Hareket’i etkileyebilecek güçlü bir komünist hareketin olmayışına dikkat çekmektir. Bu koşullarda Ulusal Hareket’in emperyalistlerle ilişkilenmesine şaşırmamak gerekir. Fakat Marksist yayınlarda bunun eleştirisinin esamesine bile rastlanmaması, marksistlerin ciddi bir problemidir. (Burada bir ayrıştırma yapmak gerekiyor: KUH’un Türkiye’deki devrimci pratiğiyle Suriye’de emperyalistlerle girdiği gerici ilişki aynılaştırılmamalıdır. Bu, ulusal burjuvazinin iki farklı ülkeye yansıyan tipik ikili karakteridir.) Oysa marksistler, elbette gerçekliğe uygun olarak, bir taraftan YPG’nin emperyalizmin güdümünde hareket etmesini eleştirmeli, diğer taraftan ise onu antiemperyalist bir çizgiye çekmek için çaba sarf etmelidir. Antiemperyalist çizgiye çekme çabası ise hariçten gazel okuyarak değil, bizzat alanda bulunan marksistler tarafindan bu çizgiyi pratikte sergileyerek gerçekleştirilebilir. Sınıf bilinçli proletarya bu antiemperyalist çizgide sebat etmeli ve bunu kitlesiyle de paylaşmalıdır. Bunun yanı sıra YPG’nin sunduğu olanaklardan da Türkiye ve Türkiye Kürdistanı’ndaki Demokratik Halk Devrimi için faydalanılmalıdır.

Enternasyonalizme yaklaşım

Marksistlerin enternasyonalizmden ne anladığını Lenin yoldaş, tartışmaya mahal vermeyecek biçimde ortaya koymuştur. Ne diyor Lenin yoldaş, kısaca göz atalım: “Yalnızca bir ve tek gerçek enternasyonalizm vardır: o da insanın kendi öz ülkesinde devrimci hareket ve devrimci savaşımın gelişmesi için özveri ile çalışmasına; istisnasız tüm ülkelerde bu aynı savaşımı, bu aynı çizgiyi ve yalnızca onu (propaganda, yakınlık, maddî bir yardım aracıyla) desteklemesine dayanır.” (Nisan Tezleri)

Enternasyonalizmi böyle kavramadığımızda enternasyonalistlik adına yanlış pratiklere, anlayışlara düşebiliriz. Marksistler, hiçbir burjuva düşüncenin tesiri altında kalmadan net ve kararlı olurlarsa, taktik adımlarını başta kendi kitleleri olmak üzere kamuoyuna berraklıkla açıklarlarsa, başarılı olabilirler. Özellikle IŞİD’in Kobanê’ye saldırıları sırasında marksistlerin güçleri oranında Kobanê’ye destek olmasında bir yanlışlık yoktur; fakat özellikle Kobanê gibi süreçlerde -içeride- faşist Türk devletine vurulacak darbeler, daha etkili olan ve enternasyonalizmi güçlendirecek pratiklerdir. Meseleye böyle yaklaşılmazsa pratikteki yansıma, “Kürt milliyetçiliğine yedeklenme” haline gelir.

Stalin’e kulak verelim

Marksistler, Rojava’daki ulusal mücadelenin demokratik muhtevasını kesinlikle ve kayıtsız şartsız destekler; bunun propagandasını geniş halk kitlelerine yapar. Fakat Stalin yoldaşın dikkat çektiği “ulusal mücadelenin esasta burjuva sınıflar arasındaki bir mücadele olduğu” gerçeğini kaçırmadan hareket etmek, bir zorunluluktur. Meseleye dair son söz, Stalin yoldaşındır:

“Şimdiye dek söylenenlerden yükselen kapitalizm koşullarında ulusal mücadelenin burjuva sınıflar arasında bir mücadele olduğu açıklık kazanmaktadır. Bazen burjuvazi, proletaryayı ulusal harekete geçirmeyi başarır ve bu durumda ulusal mücadele dışarıdan bakıldığında ‘tüm halkın’ mücadelesiymiş gibi görünür; fakat yalnız dışarıdan bakıldığında. Özünde ise daime esas olarak burjuvazinin yararına ve onun rıza gösterdiği bir burjuva mücadelesi olarak kalır.” (Marksizm ve Ulusal Sorun) BİTTİ

 http://kaypakkayahaber.com/kose-yazisi/suriye-pyd-ve-marksist-tutum-yetis-cakiroglu 

45591

Misafir yazarlar

Güncele iliskin yazilariyla sitemize katki sunan yazar dostlarimiza ait bölüm

Son Haberler

Sayfalar

Misafir yazarlar

"Legal parti sorunu" Üzerine

Legal parti sorunu, aslında hem Uluslararası Komünist Hareket ve hem de Türkiye ve K. Kürdistan Devrimci Hareketi açısından hiçte yeni ya da ‘bakir’ bir sorun sayılmazken; ama nedense devrimci hareketin ‘radikal sol’ olarak addedilebilecek kimi kesim ve yazarlarınca, böyleymiş gibi sunulmaya çalışılmakta.

Emperyalizm Üzerine Notlar -2

“Motor Üretimi Yoksa, Emperyalizm De Yoktur”

Soru: 2 -Türkiye'nin kendi tekniği (gelişmiş sanayisinin) yoktur. Örneğin bir motor bile yapamamaktadır. (Marksist Teori'nin Almanya-Frankfur'da 24 Şubat 2024"de düzenlediği "Lenin Dünyaya Bakmak" Sempozyumu tartışmalarından)

TKP-ML TİKKO Genel Komutanlığı: Partimiz Savaşımızı Aydınlatmaya Devam Ediyor: Ona Omuz Ver! Güç Kat!

Ailevi sorunlar, geçim derdi, gelecek kaygısı, hayaller, yaşanmışlıklar, günden güne ömrün tükenmesi ve sonuç olarak hiçbir şey yaşamadığını farkettiğin ve yüreğine bir acının gelip oturduğu an... bunu ikimize kendime armağan ediyorum. Dost varmı ki şu zaman da derdini alıp vuracak sırtına ..ve biz nelerden uzak kalmışız haberimiz yok...şimdi ki dostluklarda ne duman ne tüten var

TKP-ML MK: TKP-ML, 52 YAŞINDA!

“Daha Sıkı, Daha Sağlam, Daha Kararlı Bir Savaş” İçin Israr ve Sebatla!

Mao Zedung yoldaşın önderliğindeki Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin dünyayı sarsan fırtınaları içinde, coğrafyamız sınıflar mücadelesinin bir ürünü olarak doğan partimiz TKP-ML, 52 yaşında!

Emperyalizm Üzerine Notlar

Uzun bir zamandan beri emperyalizm üzerine makaleler yazıyorum, konferanslar veriyor, panellere katılıyorum. Bir de „Emperyalist Türkiye“ adlı kitabım yayınlandı. Bu kitapta'da Türk devletinin emperyalistleştiğini ve emperyalist bir devlet haline geldiğini; ekonomik, siyasi ve askeri olarak değerlendiriyorum.

Katıldığım seminer, panel, konferans ve çeşitli konuşma ortamlarında, yeni emperyalist ülkeler konusunda bana bir çok sorular soruldu, benim tezlerime karşı karşı tezler ileri sürüldü. Bir çoğu tezlerimi onaylarken, çoğunluk tezlerimi reddetti.

Patika, Politika mı Arıyor Yoksa..

"Başkası olma kendin ol

Böyle çok daha güzelsin"

Anasının kuzusu

Ciğerimin köşesi"

Marifet  solun sağıyla başarılı olmak değil ki.

Afyon, antalya, istanbul, ankara...

İmamoğulları, yavaşlar, böcekler... falanlar filanlar.

Sanki seçimleri kaybettiren  sol gibiymiş gibi

Sanki seçimleri kaybettiren de parlamentizm gibiymiş gibi

Hiç kimse zafer kazanan solun sağı karşısında solu ve parlamentizmi dahil ağzına almıyor.

Proletarya chp'nin sağını satın almış gibi.

Lenin’in Ölümünün 100. Yılı Anısına: Lenin’de Kararlılık ve İki Çizgi Mücadelesi SBKP’de İki Çizgi Mücadelesi*

Rusya’da Marksist gruplar ortaya çıkamadan önce “devrimci” çalışmayı Narodikler yürütüyordu. Narodniklerin Çar’a karşı verdikleri mücadelede temel aldıkları sınıf köylülerdi. Rusya’da kapitalizm geliştikçe işçi sınıfı da gelişip büyümesine rağmen Narodnikler işçi sınıfını değil köylülüğün temel alınmasını savunuyor ve ancak köylülüğün Çar’ı ve toprak ağalarını devirebileceğini savunuyorlardı. Narodnikler bireysel “terörü” savunuyor ve bunun geniş halk yığınları üzerinde büyük etkiler yaratacağını düşünüyorlardı. İşçi sınıfının partisinin kurulmasına karşı çıkıyorlardı.

Hepimiz Mazlum’a borçluyuz:Garabet Demirci

 

Devrimciliği Yaşam Tarzına Dönüştürelim

Bizim gücümüz, haklılığımız ve meşruluğumuzda; olayları, olguları diyalektik- materyalist bakış açısıyla ele almamızda yatıyor.

TKP-ML Merkez Komitesi : Newroz Piroz Be!

İmha, İnkar ve Asimilasyona; İşgal ve İlhaka; Sömürüye, Açlığa, Yoksulluğa, ve Faşizme Karşı

İsyan, Direniş, Serhildan!

Newroz, coğrafyamızda binlerce yıllık sınıflı toplumlar tarihinde sömürülen, ezilen, baskı gören halkların zalimlere, sömürücülere karşı isyanının simgesidir. Günümüzde de başta Kürt halkı olmak üzere bütün ezilen halkların, zalimin zulmüne karşı isyan ve direnişinin, Demirci Kawa’nın isyanının zalim ve katliamcı Dehaklar karşısında yükseltilmesinin, isyan ateşlerinin dört bir yanda yakılmasının adı olmuştur.

Oylar SADET'E.... Oylar DEVA'YA... Oylar İYİ PARTİ'ye....

"Bindik bir alamete gideyoz kıyamete."

Aklımızın sınırlarının zorlandığı günlerde geçiyoruz.

İlemde bir partiye oy verecekseniz....

Sanki iyi parti sizi öldürüyorda chp sizi öldürmüyorsa(?)...

Niye oy verdiğiniz millet ittifakı'nın parlamentizmden vaz geçmemiş paydaşlarından biri de olmaya.

Ve Bakırhan buyurdu: " İstanbul'da kent uzlaşısı sağladık" diye

Ve Sakık buyurdu: "CHP'ye oy yok." diye.

Ve ..

Sayfalar