Pazartesi Nisan 29, 2024

Suriye küçük,ama pasta büyük

Suriye, yüzölçümü küçük olan bir ülke. Yeryüzünün bu küçük toprak parçası için bir dünya savaşı çıkarılır mı diye sorulabilir? Ya da emperyalist sistemin işleyişine “akıl-sır” erdiremeyenler için, çok anlamsız gelebilr. Ancak, emperyalistler açısından hiçte sorun böyle değil. Evet, toprak küçük, ama pasta çok çok büyük. Akdeniz’e açılan, üzerinden Suudi Arabistan, Katar, Irak doğal gaz ve petrollerinin borularla Akdeniz’den Avrupa’ya ulaştırılması planlanan bir yer. Ve elbette Suriye’nin kendi petroli de söz konusu.

Ve her şeyin Batı’ya akması gerektiğini arzuluyor Avrupa burjuvazisi. Avrupa burjuvazisinin kıblesi, içinde ABD de olan “Batı”dır.

Sadece Suriye’de değil, Dünya’nın neresinde olursa olsun, Batı’ya akmayan yeraltı ve yerüstü zenginlik kaynakları için savaş çıkar. Ya da savaş nedeni sayılır. Kural haline getirilmiş sömürgeci ve emperyalist yağmacılık, batı “Batı” olalı böyledir. Önce, insanları köle (bedava iş gücü) olarak “Batı”ya aktardılar ve peşinden yeraltı kaynaklarını...

Suriye’nin enerji yolu olarak öne çıkmasından öte, Suriye’nin Arap kuşağında belirleyici bir yeri vardır. Suriye kimin elindeyse, Ortadoğu’da o gücün etkinliği altındadır demek yanlış olmayacaktır. En azından bugüne kadar böyleydi. Bundan sonra nasıl olur, bu önümüzdeki süreç içinde belli olacak.

Emperyalistler açısından Ortadoğu sorunu Suriye ile sınırlı değil. Büyük bir enerji yatağı. ABD ve AB’li emperyalist haydutlar bu enerji yataklarını hiç kimse kimseyle paylaşmak istemiyor. Rus sosyal emperyalizmin dağılması ve toparlanıp (Çeçenistan’ı, Kırımı, Güney Osetya’yı, yani çevresini sağlamlaştırdıktan sonra) peşinden 2015 yılında Suriye’ye aktif olarak geri dönmesi, paylaşımda “artık ben de varım” demesi, emperyalist paylaşım satrancında yeni bir gücün ortaya çıkması şaşırtıcı oldu.

Özellikle İran’ı bölgede giderek güçlenmesi, Yemen’e kadar uzanması; Lübnan ve Irak’taki etkinliği ve bunun Suriye’ye uzanması, başta ABD emperyalizmi olmak üzere Batı emperyalizmini rahtsız etmektedir. Bölgede Batı’ya boğun eğmeyen ya da onların kulvarında oynamayan Suriye ve İran her zaman ABD ve AB (ve elbette İsrail’in) emperyalistlerin düşmanı olmuş, bu ülkleri kendilerine bağlamak istemişlerdir.

Emperyalistlerin Irak ve peşinden Suriye işgalleri, İran’ı köşeye sıkıştırma yerine, etkinlik alanını genişletmesine neden olmuştur. ABD ve Batılı emperyalistlerin Suriye’yi parçalama savaşı, İran’ın bölgede daha aktif rol almasına ve Rusya ile ittifak kurmasına neden olmuştur.

Bu ittifak, hem Rusya’nın hem de İran’ın etki alanlarını genişletmeye ve batılı emperyalistler karşısına daha güçlü çıkmalarına vesile olmuştur.

ABD ve AB açısından Suriye’nin Rusya’ya kaptırılması, Rus emperyalizminin bölgedeki egemenliklerinin artmasını ve pekişmesini getirecektir. Daralan pazarlara yeni emperyalistlerin girmesi, batılı emperyalist haydutlar için kabul edilebilir bir gelişme olarak görülmüyor.

Rusya ve İran paylaşılmış alanlardan pay istiyorlar ve elde ettikleri pasta dilimlerini geri vermek niyetinde değiller. Tersine, derinleştirme ve geliştirme peşindeler. Bu pastanın küçük bir dilimine de emperyalist Türk burjuvazisi talip oldu. Batılılar ise pastanın hepsini kendileri yalayıp yutmak istiyor. İşin basit anlatımı bu.

Ortadoğu’da egemenliğin zayıflaması, diğer bölgelerde de egemenlik alanların daralmasını beraberinde getirecektir, ABD için. Zaten yükselen, genişleyen, derinleşen ve paylaşılmış emperyalist pazarlara hızla dalan bir Çin emperyalizmi var.

Suriye gerçeğinin arkasında; ne Esad, ne kücücük Guta, ne kimyasal gaz, ne de insanların katledilmesi vs. var. Sorunun arkasındaki esas gerçek: Emperyalistlerin dünyayı yeniden paylaşma krizi var. Daha büyük pastalara sahip olma savaşı var.

Kapitalist sistem artık krizi kaldıramayacak durumda ve paylaşılmış pazarları yeniden paylaşmak istiyorlar. ABD ise kimseye pay vermek istemiyor. Tersine, her geçen gün pazar alanları daralıyor. ABD’nin kurduğu ve egemen olduğu emperyalist egemenlik düzeni her yanından dökülüyor. Yeni gelişen emperyalist güçler, ABD’nin egmenliğni tehdit ediyorlar ve küçük pasta dilimleriyle yetinmek niyetinde değiller. İngiltere ve Fransa ise ABD ile birlikte rakibi Çin ve Rusya etrafında birleşmiş emperyalist güçlere karşı egemenlik alanlarını koruma ve gelişenleri geri püskürtme çabası içine girmişlerdir.

Emperyalist savaş tehlikesi her zamankinden daha fazla. Bütün dünya halklarını ve işçi sınıfını tehdit etmektedir. Dünyayı ve elbette insanlığı yıkıma götürecek bu savaşı ancak ve ancak enternasyonal işçi sınıfı ve ezilen dünya halklarının mücadelesi durdurabilir. Gelinen aşamada dünya barışını savunmak ve emperyalizme karşı mücadele esas hale gelmiştir. Başını ABD’nin çektiği emperyalist blok barışın baş düşmanıdır. Çünkü esas savaş kışkırtıcısı ABD emperyalizmidir. 

46182

Yusuf Köse

Yusuf Köse teorik ve politik konularda yazılar yazmaktadır. Ayrıca 7 adet kitabı bulunmaktadır. Kitapları şunlardır: Emperyalist Türkiye, Kadın ve Komünizm, Marx'tan Mao'ya Marksist Düşünce Diyalektiği, Marksizm’i Ortodoks’ça Savunmak, Tarihin Önünde Yürümek, Emperyalizm ve Marksist Tarih Çözümlemesi, Sınıflı Toplumdan Sınıfsız Topluma Dönüşüm Mücadelesi.

yusufkose@hotmail.com

http://yusuf-kose.blogspot.com/

 

 

Son Haberler

Sayfalar

Yusuf Köse

Emperyalizm Üzerine Notlar -2

“Motor Üretimi Yoksa, Emperyalizm De Yoktur”

Soru: 2 -Türkiye'nin kendi tekniği (gelişmiş sanayisinin) yoktur. Örneğin bir motor bile yapamamaktadır. (Marksist Teori'nin Almanya-Frankfur'da 24 Şubat 2024"de düzenlediği "Lenin Dünyaya Bakmak" Sempozyumu tartışmalarından)

TKP-ML TİKKO Genel Komutanlığı: Partimiz Savaşımızı Aydınlatmaya Devam Ediyor: Ona Omuz Ver! Güç Kat!

Ailevi sorunlar, geçim derdi, gelecek kaygısı, hayaller, yaşanmışlıklar, günden güne ömrün tükenmesi ve sonuç olarak hiçbir şey yaşamadığını farkettiğin ve yüreğine bir acının gelip oturduğu an... bunu ikimize kendime armağan ediyorum. Dost varmı ki şu zaman da derdini alıp vuracak sırtına ..ve biz nelerden uzak kalmışız haberimiz yok...şimdi ki dostluklarda ne duman ne tüten var

TKP-ML MK: TKP-ML, 52 YAŞINDA!

“Daha Sıkı, Daha Sağlam, Daha Kararlı Bir Savaş” İçin Israr ve Sebatla!

Mao Zedung yoldaşın önderliğindeki Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin dünyayı sarsan fırtınaları içinde, coğrafyamız sınıflar mücadelesinin bir ürünü olarak doğan partimiz TKP-ML, 52 yaşında!

Emperyalizm Üzerine Notlar

Uzun bir zamandan beri emperyalizm üzerine makaleler yazıyorum, konferanslar veriyor, panellere katılıyorum. Bir de „Emperyalist Türkiye“ adlı kitabım yayınlandı. Bu kitapta'da Türk devletinin emperyalistleştiğini ve emperyalist bir devlet haline geldiğini; ekonomik, siyasi ve askeri olarak değerlendiriyorum.

Katıldığım seminer, panel, konferans ve çeşitli konuşma ortamlarında, yeni emperyalist ülkeler konusunda bana bir çok sorular soruldu, benim tezlerime karşı karşı tezler ileri sürüldü. Bir çoğu tezlerimi onaylarken, çoğunluk tezlerimi reddetti.

Patika, Politika mı Arıyor Yoksa..

"Başkası olma kendin ol

Böyle çok daha güzelsin"

Anasının kuzusu

Ciğerimin köşesi"

Marifet  solun sağıyla başarılı olmak değil ki.

Afyon, antalya, istanbul, ankara...

İmamoğulları, yavaşlar, böcekler... falanlar filanlar.

Sanki seçimleri kaybettiren  sol gibiymiş gibi

Sanki seçimleri kaybettiren de parlamentizm gibiymiş gibi

Hiç kimse zafer kazanan solun sağı karşısında solu ve parlamentizmi dahil ağzına almıyor.

Proletarya chp'nin sağını satın almış gibi.

Lenin’in Ölümünün 100. Yılı Anısına: Lenin’de Kararlılık ve İki Çizgi Mücadelesi SBKP’de İki Çizgi Mücadelesi*

Rusya’da Marksist gruplar ortaya çıkamadan önce “devrimci” çalışmayı Narodikler yürütüyordu. Narodniklerin Çar’a karşı verdikleri mücadelede temel aldıkları sınıf köylülerdi. Rusya’da kapitalizm geliştikçe işçi sınıfı da gelişip büyümesine rağmen Narodnikler işçi sınıfını değil köylülüğün temel alınmasını savunuyor ve ancak köylülüğün Çar’ı ve toprak ağalarını devirebileceğini savunuyorlardı. Narodnikler bireysel “terörü” savunuyor ve bunun geniş halk yığınları üzerinde büyük etkiler yaratacağını düşünüyorlardı. İşçi sınıfının partisinin kurulmasına karşı çıkıyorlardı.

Hepimiz Mazlum’a borçluyuz:Garabet Demirci

 

Devrimciliği Yaşam Tarzına Dönüştürelim

Bizim gücümüz, haklılığımız ve meşruluğumuzda; olayları, olguları diyalektik- materyalist bakış açısıyla ele almamızda yatıyor.

TKP-ML Merkez Komitesi : Newroz Piroz Be!

İmha, İnkar ve Asimilasyona; İşgal ve İlhaka; Sömürüye, Açlığa, Yoksulluğa, ve Faşizme Karşı

İsyan, Direniş, Serhildan!

Newroz, coğrafyamızda binlerce yıllık sınıflı toplumlar tarihinde sömürülen, ezilen, baskı gören halkların zalimlere, sömürücülere karşı isyanının simgesidir. Günümüzde de başta Kürt halkı olmak üzere bütün ezilen halkların, zalimin zulmüne karşı isyan ve direnişinin, Demirci Kawa’nın isyanının zalim ve katliamcı Dehaklar karşısında yükseltilmesinin, isyan ateşlerinin dört bir yanda yakılmasının adı olmuştur.

Oylar SADET'E.... Oylar DEVA'YA... Oylar İYİ PARTİ'ye....

"Bindik bir alamete gideyoz kıyamete."

Aklımızın sınırlarının zorlandığı günlerde geçiyoruz.

İlemde bir partiye oy verecekseniz....

Sanki iyi parti sizi öldürüyorda chp sizi öldürmüyorsa(?)...

Niye oy verdiğiniz millet ittifakı'nın parlamentizmden vaz geçmemiş paydaşlarından biri de olmaya.

Ve Bakırhan buyurdu: " İstanbul'da kent uzlaşısı sağladık" diye

Ve Sakık buyurdu: "CHP'ye oy yok." diye.

Ve ..

Kadınlar ve İşçiler

Kadınlar neden, niçin ve nasıl eziliyor, neden cinsiyet ayrımcılığın en temel ve en tepe noktasında yer alıyor, neden öldürülüyor neden erkek baskısı kadın üzerinde şiddetleniyor vb. soruların yanıtı ile; işçiler neden, niçin ve nasıl sömürülüyorsa verilecek yanıtlar aynı yerde arandığında, kadının kurtuluşu sorununa, daha genel anlamda ise işçi sınıfı ve emekçilerin kurtuluş sorununa daha doğru yaklaşılmış olacaktır.

Sayfalar