Pazartesi Mayıs 27, 2024

Sokaklar babam kokuyordu

Babamı hiç tanımadım, kokusunu da bilmem. Kulaklarımda çınlayan ne bir sesi ne de duvarımızda asılı bir resmi vardı. Olsaydı hep bakardım… Tam beş yaşındaydım. Bunların yokluğuyla bir gün sordum anneme. “Beni kaçırdı, köyden alıp getirdi buralara. Gerçi İzmir çok güzel ama…” dedi. Sustu, gözlerini tavana dikti, sonra da, “Benim için çoktan öldü baban,” dedi. ‘Benim için neden ölmedi?’ diye geçirdim aklımdan, hayıflandım. Biraz da gönül koydum. Babasızlık çok zormuş, insan büyüdükçe bunu daha iyi anlıyor. Örneğin sokaklarda hiç kavga etmedim, kavgadan kaçtım hep. ‘Benim babam senin babanı döver’ de diyemedim hiç. Ama hep söylemek istedim; iyi bir kavgadan sonra… İçimde hâlâ bir ukdedir.

Annem, bir sabah kahvaltıda büyüdüğümü söyledi. Ne çok sevinmiştim. Gerçekten de boyum uzamış, ayakkabı numaram büyümüştü. Babasızlığım gibi…

Artık okullu oluyordum… Annem beni önce bir mağazaya, ardından da kırtasiyeye götürdü. Okul çantası, defter kalem, silgi, kalemtıraş aldık. Çok mutlu oldum. Silgimi iğneyle deldi, arasından ip geçirdi. “Boynuna tak, sakın kaybetme” diye de tembih etti.

Okulların açılacağı günün sabahı annem elimden tutup okula götürdü. Okulun bahçesinde ne çok çocuk vardı; beyaz yakalı, mavi podyalı, boy boy yüzlerce çocuk ve bir o kadar da anne. Korkuyordum, sıkıca tuttum annemin ellerinden, bırakmak istemedim. Etrafıma baktığımda bir ben değilmişim yalnızlıktan korkan. Hatta sarılıp bırakmak istemeyen, salya sümük ağlayanlar da vardı.

Sabahçı olduğuma çok sevindim. Erken kalkmayı seviyordum çünkü.

Birkaç gün annemle gidip geldik okula. Sonra kendim gitmeye başladım. Bir gün yolda bir köpek takıldı peşime. Kaçtım, yüksekçe bir duvarın üzerine çıktım. Köpek dişlerini göstere göstere havlıyordu. Korkudan inemedim. Tam bu sırada bir amca gelip köpeği kovaladı sonra beni kucağına alıp aşağı indirdi. Elimden tuttu. Öyle sıcaktı ki eli. İçimi ısıttı. Bırakmadı, evimize kadar götürdü. “Hadi, git,” dedi. Ayrılırken yanağımdan öptü. Aynı anneminki gibi sıcacıktı öpüşü.

Annem evdeydi, her zamanki gibi gülerek karşıladı beni. Yakamı açtı, podyamı çıkardı, eliyle musluktan su alarak yüzümü yıkadı. Havluyla kurularken öyle tatlı öptü ki, tıpkı beni köpekten koruyan amca gibi sıcacıktı.

Birlikte yemek yedik, ders çalıştık, televizyon izledik. Uykumuz geldiğinde önce beni yatağıma yatırdı. Kulağıma sevgiyle fısıldadı, yine sıcacık yanağımdan öptü.

Gecenin bir yarısı korkarak uyandım. Terden sırılsıklam olmuştum. Sağıma soluma baktım, ortalığı dinledim. Sonra gene daldım. İri cüsseli, tek gözlü bir canavar üstüme çöktü. Bağırmak istedim, olmadı. Anne diye bağırmak istedim, sesim çıkmadı. Baba diye bağırdım sonra. Babam gelip okkalı bir yumruk savurdu, iri cüsseli, tek gözlü canavar arkasına bakmadan kaçtı. Uyku sersemi kurtarıcımı göremeyince iyice yaklaştım. Bir de ne göreyim: Sabah beni köpekten kurtaran amca benim babam değil mi? Çok sevindim. “Baba baba!” diye bağırdım. Annem sesime geldi. Başımı okşayıp sıkıca sarıldı. “Korkma oğlum, ben buradayım.” dedi.

“Çok mutluyum anne,” dedim, “annem ve babam yanımdalar şimdi.”

Daha sıkıca sarıldı. “Keşke yanımızda olaydı baban,” dedi, derin bir ah çekti, kederlendi. Üzerimi örttükten sonra odadan çıkarken kendi kendine hayıflanarak söyleniyordu: “Baban başka bir kadın yüzünden terk etti bizi, sana hamileydim oysa…”

Ertesi gün okul dönüşü ben de başımdan geçenleri anlattım anneme. “Uzun boylu, elleri ve yüzü yanık, bir amcaydı beni köpekten kurtaran…” dedim.

“Ha o mu?” dedi, “O, Rüstem Amca’dır. Onun bütün çocukları bir yangında öldü oğlum. O yüzden bütün çocukları, kendi çocuğu gibi sayar, sever, korur ve onlara yardım eder.”

Sabahı kalkıp okulun yolunu tuttum merakla. Gözlerim Rüstem Amca’yı aradı, göremedim ama Şirinyer Sokakları sanki babam kokuyordu.

100228

Comment form

Plain text

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Web sayfası ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantıya çevrilir.
  • Satırlar ve paragraflar otomatik olarak bölünür.

Haksiz emperyalist savaslara karsi, halklarimizin hakli ozgurluk ve bagimsizlik savasinin yaninda olalim!!! Hasan Aksu

Haksiz emperyalist savaslara karsi, halklarimizin hakli ozgurluk ve bagimsizlik savasinin yaninda olalim!!!

OLASI BİR YAĞMA SAVAŞI ve “ÜÇ VAKTE KADAR”

 

6/7 Eylül 1955 kan-gözyaşı ve ölüm

               Ermeni soykırımı tarihinin ilk evresi, Osmanlı imparatorluğu hakimiyeti altında yaşayan Ermenilere karşı Abdülhamit döneminde uygulanan katliam ve baskılar ile başlamaktadır.1896 yılına kadar birçok vilayette yapılan katliamlarda yüzbinlerce insan öldürülmüştür.Bir ulusun yok edilmesinin ikinci evresi 1915 yılında İttihat-Terakki hükümetinin 1,5 milyon insanın ölümüne sebep olan yeni bir yüzyılın başlangıcında ilk SOYKIRIM olayıdır.Üçüncü ve son devresi ise Ulus devleti inşasında kurulan TC,yani Kemalist Türkiye'sinde azınlıklara karşı uygulanan politikalar sonunda  b

İzzettin Doğan asimilasyoncu bir düşkündür

 

Fethullah Gülen’le hangi menfaatler ve çıkarlar karşılığında olduğu belli olmayan bir ortaklığa soyunup, aynı arazi üzerinde Cami, Cemevi ve Aşevi yapılması işbirliğini gururla anlatan, asimilasyonun gönüllü bir neferi olan İzzettin Doğan bir düşkündür. 

Kapitalizmin Sosyalizmi İçerden Ele Geçirme Çizgisi Olarak Modern-Revizyonizm Ve Dust Bowl Sendromu

 
 

 

 

 

PİR SULTAN ABDAL'IN SUÇU?

 

1. Pir Sultan, dinsizdir, namaz kılmaz, ramazan orucu tutmaz.

 2- Şeriata aykırı söz söylüyor ve davranış sergiliyor.

 3- Müslümanlara Yezit diyor ve şarap içiyor.

 4-Ayin-i Cem adında gizli toplantılar yapıyor.

 5- Safevi taraftarı ve Kızılbaş taifesinden, Devlet-i Ali düşmanıdır.

 6- Rafızi kitaplar bulunduruyor, okuyor ve okutuyor.

BARIŞ NE YANA DÜŞER USTA ...

 

Emperyalist ABD haydudu ve beraberindeki kan emiciler, Suriye’ye saldırı hazırlığı içindeyken, "barış”tan söz etmek abesle iştigaldir. Etrafin emperyalist ve kapitalist haydut devletlerle sarılmış ve kan emici kapitalist sistem yaşatılmaya devam edilirken, "kardeşlikten", "barıştan" söz etmek büyük bir aldatmacadır. Emperyalist ve gericiliğin vahşi saldırılarıyla içiçe yaşayan, kitlesel katliamlara uğrayan ezilen halklar ile dalga geçmek demektir.

Emperyalist Saldırıya da, Savaşa da Hayır!

Bu ülkenin Başbakanı önceleri ismi “Büyük Ortadoğu Projesi (BOP)” olan ve daha sonra hedefi, kapsamı, amacı genişletilerek adı “Geniş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi(1)” olarak değiştirilen emperyalist paylaşımcı projenin Eşbaşkanlarından birisidir ve dolayısıyla da ABD emperyalizminin en başta gelen işbirlikçilerindendir. 

Yaşadığımız bu son süreçte bu projenin bir aşaması gerçekleştirilmek isteniyor.

Nasıl mı? Suriye’ye savaş ilan edilerek.

Gerekçe? O da hazır. “Kimyasal silah kullanıldı” 

Ermeni Sorunu’nun Doğuşu ve Osmanlı Bankası Baskını

 

19.yüz yılın sonunda 500 yıldır hüküm süren Osmanlı İmparatorluğu artık son evresine gelmiş yok olmakla karşı karşıya bulunuyordu. Avrupa'da kapitalizmin gelişmesi, ulusal uyanışlar, bağımsızlık hareketleri,1789 Fransız devriminin yankıları, Balkanlarda ulusal kopuşlar Anadolu'da yaşayan Ermeni ve Rum toplumlarında da oluşmaya başlamıştır.

Osmanlı, iktidarı altında yaşayan Ermenilere, azınlıklara ibadet özgürlüğü, mülklerinin güvence altına alınması, reformlar, yasa önünde, vergi alanında eşitlik vaat ediyordu.

Türki entergasyon dinamikleri ve anadilde egitim

TC’nin Lozan sonrası Kürdistan’a ilişkin programı askeri işgal,asimilasyon ve entegrasyon temelli olmuştur.  Kürdistanlılar askeri işgale ve asimilasyona karşı ciddi isyanlar geliştirmiş,mücadeleler vermiş ve bedel ödemişlerdir.Kuzey Kürdistan’da askeri işgale karşı belli gerilla alanları haricinde herhangi bir kazanım elde edilememiş,ancak asimilasyona karşı yürütülen mücadele hedefine tam ulaşamasa da belli sonuçlar üretmiştir. 

Gülfikâr Aksu'nun Anısına/ Hasan Aksu

Gülfikâr Aksu'nun Anısına: "Cocuglar Bize Oyle Ogrettiler. Ne Bilek Hakim Beg; Biz İbocuyuk, Tikkocuyuk!"/ 

Ben Annemi 18 Mayıs 2000 yılında yitirdim. Annem her Anne gibi önce Kadın’dı. Doğurgan özelliğinden gelen koruma, kollama, her şart altında sahiplenme esasıydı. Erkek egemen toplumunda kadın olduğundan dolayı, cins ayrımcılığına uğradı. Baskı ve şiddet gördü. Kürt olduğundan dolayı ulusal baskıya uğradı. Alevi olduğundan dolayı dinsel, mezhepsel baskılara maruz kaldı, aşağılandı.

Sayfalar