Cumartesi Haziran 1, 2024

Rus Ruleti ve Kürtlere Göz Koyan Katil Sürüleri!-Dursun Ali Küçük

Rusya sözcüleri yaptıkları açıklamalarla Rojava'da özerkliği bile fazla buluyorlarmış.
Rus ruleti oynanıyor; kim kimin kafasına veya kendi kafasına sıkacak...
Merak konusu budur..

Rusya federal ve özerk bölgelerden oluşuyor. Ama sıra Kürtlere gelince Rojava'da bunu fazla görüyorlar.

Esad'a göre konuşuyorlar..
ABD Kürt devletinin temelini atıyor diyorlar..
TC'yi yanına çekmek içinde özellikle bunu yapıyorlar..

Esad'ı İran, TC ve Rusya ayakta tutmak için farklı gerekçeleri olsa da; TC, İran ve Suriye Esad rejimi Kürtleri ezmek ve fiiili oluşan ferasyona son vermek istiyorlar...

Bu günlerde en çok bunu gündemleştiriyorlar..

Kürt anasını görmesin...
İran ve TC Suriye'ye doğrudan karışıyor.
Özellikle Kürtlerin hiç birşeye sahip olmasını istemiyorlar...

Tarihin tekerrür etmesine oynuyorlar..

Rusya nın bölge planı uzun vadeli yoktur...
Diktatörlükleri ayakta tutarak devletlerin eliyle ucuz kazanmak peşindeler...
Rus malları ve sermayesinin bu gün ve gelecekte pazara hakim olması sözkonusu değil..
İran Suriye'den çıkarılmazsa İran bir çok açıdan daha etkili olur.

Hatta arayı düzeltirse TC yine pazar kolaylığını eline geçirmeye çalışır..

Ama çelişkileri ne olursa olsun..
Hala kimin rus ruleti oynayacağını tam kestirmek zordur..

TC'nin Yeni-Osmancılık hevesi Suriye de gömüldü..

İŞİD kaybedince TC de kaybetti...

Erdoğan Minbiç'te kazılan mevzilere "kürtleri gömeceğiz" dedi.. Diktatör açıkça diyor ki; Kuzeyde mezara gömdüğümüz gibi oradada mezara gömeceğiz..
Kürtlere mezar kazmak heveslerini ve politikalarını ortaya koyuyorlar...
Bu durum, her Kürdün onurunu rencide eder..

İran idam cumhuriyeti de Kürtleri gömmenin peşindedir...

Kürtler için şimdilik şemsiye ABD, Kolisyoan güçleri, Fransa ve batı dır...

Suriye dışişleri bakanı Kürtler yola gelmezse askeri operasyon başlatacağını çıktığı Irak gezisinde deklare etti.

Kürtler ve diğerleri için ABD şemsiyesi kalkarsa, bu çakal ve ayılar tarafından yuttulmak isteneceği çok açıktır..

TC'den ve diğer sömürgeci devletlerin bazı solcuları ve islamcıları ne diyor?
Vay Kürtler ABD işbirlikçisi olmuş...

Türk-Fars ve Arap devletleri Kürtlerin dışarıyla doğrudan diplomasi ve ilişkiler kurmasını istemez...
Sizlerin sömürgesi ve inkarcıları olacağımıza "ABD'nin işbirlikçileri olalım"...

Küresel dünyada saf anlamda kimse bağımsız değildir.
İç içe geçmeler karşılıklı bağımlılıklar gün geçtikçe artıyor...

Yani sizler ABD, Rusya veya başka devletlere bağlandığınızda, ilişki kurduğunuzda "işbirlikçi" olmuyorsunuz.
Kürtler ilişki kurduğunda niye işbirlikçi olsun..

Bunu diyen islamcılar ve solcular her nedense Avrupa ve batıya kapağı atıyorlar...
"Gavura" karşı olacaksın ama "gavur" gibi yaşıyacaksın...

Hadi gidin oralardan..
Bu dört sömürgeci devlet Kürtleri soykırımlardan geçirirken aynı hikayeler uyduruyorlardı...

Soykırıma uğrayan Kürtler gerici ve işbirlikçi oluyor...
Ne güzel...
Kendileride "bağımsızlıkçı" oluyor..
Artık yutmazlar..

Daha büyük yalanlar uydurmanız lazım....

Egemen ulusun İslamcısı, dincisi, solcusu, tüccarı, devleti vb vb hepsi bize akıl satıyor...
Birlik beraberlik güzelmiş, tarihte aynı kaderi paylaşmışız...
Beraber ölmüşüz...
Biz ölmüşüz onlar kazanmış...

Biz aynı kaderi paylaşıp hiç birşeyin sahibi olmamışız...
Birde bakın "size eşit vatandaşlık" vermişiz ve kıyak yapmışız diyorlar...

Aman ha Rojava Kürtleri yanlış hesap yapmayınız...
Rusya satar..
Esad, öldüğü ve bittiği halde Kürtlere hiç bir şey vermez.
İran ve TC içinde bu geçerli...

ABD ve koalisyon Cenevre'de Kürtlerinde temsili için yol vermeli ve Kürtler bunu zorlamalıdır...

Esad ve İran ve TC kendi kendinize Rus ruleti oynayın diyorlar...
Sıkacaksa katil sürüleri kafasına sıksın..

Rojava da cepheyi alabildiğine genişletiniz.
Küskün olan, kendini uzak tutan kalmasın...
Kürtler için olmak veya olmamak savaşı gündemdedir..
Güney Kürdistan da geçmişte yapıldığı gibi orası içinde güvenlik şemsiyesi uygulanırsa çok şık olacaktır...
26.9.2018
Dursun Ali Küçük 

26573

II. ABDÜLHAMİD MEVZUU[*]

 

“Gerçeği bilmeniz gerekiyor,

gerçeği aramanız gerekiyor.

Gerçek sizi özgür kılacak.”[1]

 

“ÖZELEŞTİRİ”NİN ELEŞTİRİSİ[*]

 

SİBEL ÖZBUDUN-TEMEL DEMİRER

 

“Sende, ben, imkânsızlığı seviyorum, 

fakat aslâ ümitsizliği değil.”[1]

 

Anlama/ ve kavramanın dünyayı değiştirmek için mücadele edenler için eleştirel bir “olmazsa olmaz” olması yanında; “Netlik [de] insanın en büyük gücüdür.”[2] Bu bir.

Kılıçdaroğlu sadece Kılıçdaroğlu değildir! (1ci bölüm)

Açıklama: Bu yazı, Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin Genel Başkanlığına getirildiği dönemde, 2010 tarihli Partizan’ın 72. Sayısında yayımlanmıştır. Yazı eski olsa da, yazılanlar eski sayılmaz. Zira Mayıs 2023 seçimlerinde “halkın umudu” olarak önümüze konan Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP’sinin burjuva-feodal sistemde oynadığı rol, özellikle de seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından açık bir şekilde ortaya çıkmıştır. Ve ortaya çıkan bu gerçeklikler, Partizan makalesinde dikkat çekilen ve tespitleri yapılan gerçekliklerle uyumludur.

Beylere ve devlete karşı olmak (Nubar Ozanyan)

Artsahk (Karabağ) sekiz aydır kuşatma ve abluka altında. Elektrik, gaz, akaryakıttan yoksun; açlığa ve dermansızlığa mahkum edilmiş bir şekilde teslim olması bekleniyor. Soykırımın günümüzde almış olduğu en utanç verici ve acımasız hali yaşatılmaktadır halka.

Ne uluslararası Adalet Divanı’nın kararı ne sekiz aydır çalınan diplomatik kapılar, Karabağ’da yaşayan Ermeni halkının yaşamsal sorunlarına çare, derdine derman oldu. Yapılan sayısız görüşme, müracaat ve iletişimden hiçbir sonuç çıkmadı.

“Bir Tek Mücadele Kaybedilir; O Da Terk Edilen Mücadeledir.” (Kadınların birliği)

Cumartesi Annelerinin eylemi, bu ülkenin en uzun soluklu mücadelesidir… Birçok kez engellendi, saldırıya uğradı, sürekli hale gelen polis saldırısı nedeniyle 1999’dan 2009’a kadar ara verildi, pandemi döneminde online olarak yapıldı ama ne olursa olsun Cumartesiler, 1995 yılından bu yana yani 28 yıldır “kaybolan” çocuklarını, eşlerini, babalarını, annelerini, arkadaşlarını, yakınlarını arayan insanların ama en çok da annelerin eylem günü oldu.

Yeni Emperyalistler Eski Emperyalistlere Karşı

Kapitalizmin; gelişmesi, genişleyerek yoğunlaşması ve üretimin her geçen gün artmasıyla ortaya çıkan tekelleşme ve uluslararası yönünün esas hale gelmesi, onu daha saldırgan bir aşama olan emperyalist bir aşamaya ulaştırdı. Bu gelişme, sınıfların netleştiği ve sınıflar arası mücadelenin keskinleştiği kapitalist ekonomik sisteminin diyalektik gelişiminin bir karakteristiğidir. Kapitalizm derinlemesine ve enlemesine geliştikçe yeni emperyalist ülkeler ortaya çıkacak ve bu da  emperyalistler arası çelişmeyi artan ölçüde derinleşecektir.

BRICS'in Johannesburg'da zirve toplantısı

Çin yeni emperyalist konumunu genişletiyor

Bugün Güney Afrika'nın Johannesburg kentinde Vladimir Putin'in yalnızca sanal olarak katıldığı yeni emperyalist BRICS ülkelerinin (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin, Güney Afrika) zirve toplantısı sona eriyor.

Altı ülke eklendi

Tartışmaların merkezinde 14 yıl önce kurulan BRICS grubunun "BRICS Plus" olarak genişletilmesi yer alıyordu.

“ECDAT” HİKÂYELERİ[*]

 

“Geçmiş içinde yaşanacak bir şey değildir.

Eyleme geçerken içinden bir şeyler çekip

çıkarttığımız bir sonuçlar kuyusudur.”[1]

 

KADINLARIN BİRLİĞİ | Halk Okulu Devrimcilik Adı Altında LGBTİ+ Düşmanlığı Yapmaya Devam Ediyor!

Bir süredir Halk Okulu’nda LGBTİ+lar ve LGBTİ+ mücadelesi üzerinden genelde ilerici, devrimci harekete özelde proletarya partisine yönelik “değerlendirme”lerde bulunulmaktadır.

Bu “değerlendirmelerin” temel anlayışına ve üslubuna, devrimci kamuoyu da bizler de aşinayız.

Martager (Nubar Ozanyan)

Yaşamı Fakir, savaşımı Martager olan komutan, sert yaşadı. Bir derviş gibi Kafkaslar’ı, Ortadoğu’yu dolaştı. Mazlumların yaşamından gürültü yapmadan kopup giderken geride derin izler ve unutulmaz anılar bıraktı. Yaşadığı her toprak parçasında eski ve köhnemiş olan her şeye meydan okudu. Yaşarken Ararat’a, düşerken Cudi’ye bakarak “Elveda” dedi.

Devrimci Bir Çıkış İçin Örgütlen-Örgütle

“…Komünist Enternasyonale bağlı tüm partiler, ‘Kitlenin daha derinlerine!’, ‘Kitlelerle daha sıkı temas!’ şiarlarını ne pahasına olursa olsun pratiğe geçirmelidirler; kitleler sözünden anlaşılması gereken emekçilerin ve sermaye tarafından sömürülenlerin, özellikle de en örgütsüz ve en bilinçsiz, en fazla ezilen ve örgütsel olarak kapsanması en zor olanların tümüdür.”(1)

Sayfalar