Pazartesi Mayıs 20, 2024

Rus Ruleti ve Kürtlere Göz Koyan Katil Sürüleri!-Dursun Ali Küçük

Rusya sözcüleri yaptıkları açıklamalarla Rojava'da özerkliği bile fazla buluyorlarmış.
Rus ruleti oynanıyor; kim kimin kafasına veya kendi kafasına sıkacak...
Merak konusu budur..

Rusya federal ve özerk bölgelerden oluşuyor. Ama sıra Kürtlere gelince Rojava'da bunu fazla görüyorlar.

Esad'a göre konuşuyorlar..
ABD Kürt devletinin temelini atıyor diyorlar..
TC'yi yanına çekmek içinde özellikle bunu yapıyorlar..

Esad'ı İran, TC ve Rusya ayakta tutmak için farklı gerekçeleri olsa da; TC, İran ve Suriye Esad rejimi Kürtleri ezmek ve fiiili oluşan ferasyona son vermek istiyorlar...

Bu günlerde en çok bunu gündemleştiriyorlar..

Kürt anasını görmesin...
İran ve TC Suriye'ye doğrudan karışıyor.
Özellikle Kürtlerin hiç birşeye sahip olmasını istemiyorlar...

Tarihin tekerrür etmesine oynuyorlar..

Rusya nın bölge planı uzun vadeli yoktur...
Diktatörlükleri ayakta tutarak devletlerin eliyle ucuz kazanmak peşindeler...
Rus malları ve sermayesinin bu gün ve gelecekte pazara hakim olması sözkonusu değil..
İran Suriye'den çıkarılmazsa İran bir çok açıdan daha etkili olur.

Hatta arayı düzeltirse TC yine pazar kolaylığını eline geçirmeye çalışır..

Ama çelişkileri ne olursa olsun..
Hala kimin rus ruleti oynayacağını tam kestirmek zordur..

TC'nin Yeni-Osmancılık hevesi Suriye de gömüldü..

İŞİD kaybedince TC de kaybetti...

Erdoğan Minbiç'te kazılan mevzilere "kürtleri gömeceğiz" dedi.. Diktatör açıkça diyor ki; Kuzeyde mezara gömdüğümüz gibi oradada mezara gömeceğiz..
Kürtlere mezar kazmak heveslerini ve politikalarını ortaya koyuyorlar...
Bu durum, her Kürdün onurunu rencide eder..

İran idam cumhuriyeti de Kürtleri gömmenin peşindedir...

Kürtler için şimdilik şemsiye ABD, Kolisyoan güçleri, Fransa ve batı dır...

Suriye dışişleri bakanı Kürtler yola gelmezse askeri operasyon başlatacağını çıktığı Irak gezisinde deklare etti.

Kürtler ve diğerleri için ABD şemsiyesi kalkarsa, bu çakal ve ayılar tarafından yuttulmak isteneceği çok açıktır..

TC'den ve diğer sömürgeci devletlerin bazı solcuları ve islamcıları ne diyor?
Vay Kürtler ABD işbirlikçisi olmuş...

Türk-Fars ve Arap devletleri Kürtlerin dışarıyla doğrudan diplomasi ve ilişkiler kurmasını istemez...
Sizlerin sömürgesi ve inkarcıları olacağımıza "ABD'nin işbirlikçileri olalım"...

Küresel dünyada saf anlamda kimse bağımsız değildir.
İç içe geçmeler karşılıklı bağımlılıklar gün geçtikçe artıyor...

Yani sizler ABD, Rusya veya başka devletlere bağlandığınızda, ilişki kurduğunuzda "işbirlikçi" olmuyorsunuz.
Kürtler ilişki kurduğunda niye işbirlikçi olsun..

Bunu diyen islamcılar ve solcular her nedense Avrupa ve batıya kapağı atıyorlar...
"Gavura" karşı olacaksın ama "gavur" gibi yaşıyacaksın...

Hadi gidin oralardan..
Bu dört sömürgeci devlet Kürtleri soykırımlardan geçirirken aynı hikayeler uyduruyorlardı...

Soykırıma uğrayan Kürtler gerici ve işbirlikçi oluyor...
Ne güzel...
Kendileride "bağımsızlıkçı" oluyor..
Artık yutmazlar..

Daha büyük yalanlar uydurmanız lazım....

Egemen ulusun İslamcısı, dincisi, solcusu, tüccarı, devleti vb vb hepsi bize akıl satıyor...
Birlik beraberlik güzelmiş, tarihte aynı kaderi paylaşmışız...
Beraber ölmüşüz...
Biz ölmüşüz onlar kazanmış...

Biz aynı kaderi paylaşıp hiç birşeyin sahibi olmamışız...
Birde bakın "size eşit vatandaşlık" vermişiz ve kıyak yapmışız diyorlar...

Aman ha Rojava Kürtleri yanlış hesap yapmayınız...
Rusya satar..
Esad, öldüğü ve bittiği halde Kürtlere hiç bir şey vermez.
İran ve TC içinde bu geçerli...

ABD ve koalisyon Cenevre'de Kürtlerinde temsili için yol vermeli ve Kürtler bunu zorlamalıdır...

Esad ve İran ve TC kendi kendinize Rus ruleti oynayın diyorlar...
Sıkacaksa katil sürüleri kafasına sıksın..

Rojava da cepheyi alabildiğine genişletiniz.
Küskün olan, kendini uzak tutan kalmasın...
Kürtler için olmak veya olmamak savaşı gündemdedir..
Güney Kürdistan da geçmişte yapıldığı gibi orası içinde güvenlik şemsiyesi uygulanırsa çok şık olacaktır...
26.9.2018
Dursun Ali Küçük 

26339

Misafir yazarlar

Güncele iliskin yazilariyla sitemize katki sunan yazar dostlarimiza ait bölüm

Misafir yazarlar

Emperyalizme Boyun Eğme ve Yarı-Sömürgeliği Kabul Etme Antlaşması Lozan

Kasım 1922’de başlayan ve Temmuz 1923'te sona eren Lozan Konferansı'nda emperyalist devletlerle Türk Devleti arasında yapılan görüşme de çizilen sınırlarla Türk Devletinin kuruluşuna onay verildi. Konferans belgelerinde Sovyetler Birliği'nin de katıldığı geçse de Sovyetler Birliği Boğazlar Meselesi dışındaki görüşmelere katmamıştır. Görüşmelere 1. Emperyalist Paylaşım Savaşının galipleri İngiltere, Fransa, Yugoslavya, İtalya, Romanya ve Yunanistan katılmıştır. Görüşmede belirleyici konumda İngiltere ve Fransa olduğunun altı çizilmelidir.

TC’nin Kuruluş İdeolojisi Kemalist Faşizm ve Günümüzdeki Varyantı

Ülkemizde sorun ve çelişkiler çözülmediği gibi mevcut durum giderek daha çetrefilli bir döneme girmiş durumdadır. Bunun sonucu işçi sınıfı ve emekçi yığınların sömürüsü had safhaya varmıştır. Yoksullaşma en üst düzeye çıkmıştır. Ülkenin girdiği sarmal durumun bedeli tamamen emekçi sınıflara yüklenmiştir. Elbette ki yoksulluk ve işsizlik her zaman var olmuştur. Sınıf çelişkileri, sömürü, baskı ve diktatörlük dönemleri her zaman yaşanmıştır. Bundan sonra da sınıf çelişkileri var olduğu müddetçe baskı mekanizması varlığını devam ettirecektir. Lakin günümüzdeki mertebeye çıkmamıştır.

Türkiye Cumhuriyeti’nin Kuruluşunda İzmir İktisat Kongresi, ya da Emperyalizme Bağımlılığın Belgesi

Osmanlı iktisat tarihinde önemli bir yer tutan kapitülasyonlar ilk olarak 1352 yılında Cenevizlilerle olan ticareti artırmak maksadı ile verilmiştir. İlerleyen yıllarda ise ticaret yollarında yaşanan değişiklikler ve dünya ticaretinin yeni rotalar edinmesi sonucunda başka bazı ülkeler de kapitülasyonlar yani ticaret yaparken kimi ayrıcalıklar edinme hakkı elde etmişlerdir.

Yüzyıldır Tarihin Dışında Bir Rejim: TC!

 

Türk devletinin kuruluşunun yüzüncü yılında, Türk devletinin kuruluşu ve adına “Milli Mücadele” ya da “Kurtuluş Savaşı” denilen süreci ve bu sürece önderlik eden sınıfları kısaca ifade etmek, Türk devletinin hangi temeller üzerinden yükseldiğini ve sınıfsal niteliğini tanımlamak açısından önemlidir.

TC'nin Yüzyıllık Tarihinde İşçi Sınıfı ve Mücadelesi

Giriş:

İşçi sınıfının tarihi kapitalist sistemin gelişmesinden ve burjuvaziden ayrı ele alınamaz. Burjuvazinin ortaya çıktığı yerde işçi sınıfı da vardır. Ve bir çelişmenin iki yanı olan işçi sınıfı ve burjuvazi, birlikte var olurlar. Bu iki zıt kutup hem birbiriyle mücadele ederler ve hem de biri olmadan diğeri olmaz. Bu iki toplumsal sınıfı yaratan kapitalist sistem olmuştur.

 

Devrimci Demokratik Kamuoyuna ve Halkımıza!

KOMÜNİST ÖNDER İBRAHİM KAYPAKKAYA’YI ORTAK BÖLGESEL GECELERLE ANACAĞIZ!

Çakma komünistler! (Deniz Aras)

Her genç Kaypakkayacının biraz da alaycı bir alaycı mutlaka karşılaştığı bir cümledir “Köylü devrimcisi”! Kastedilen elbette İbrahim Kaypakkaya ve onun görüşlerini savunanlardır. Bu tanımı yapanlar için zaman mefhumu sanki bir avantaj olarak kullanılır. Zaman geçtikçe Kaypakkaya’nın görüşlerinin eskidiği sanılır ya da umulur. Kaypakkaya artık eskide kalmıştır ve şimdi “yeni şeyler” söyleme zamanıdır!

Siyasi Tutsakların Tecridi Kırma Mücadelesinin Neresindeyiz? (Yorum)

Emperyalist kapitalist sisteme karşı mücadele eden devrimcilere, komünistlere karşı hemen her ülkede gözaltı ve tutuklama sistematik bir şekilde devam ediyor.

Bu sistematik durum, bu faşist devletler nezdinde tutuklananların her gün daha da derinleşen br şekilde tecrit altında bırakılması anlamına da geliyor.

Egemenler dünyanın dört bir yanındaki devrimci ve komünistlere dönük saldırılarını, katletmekle bitiremediğinde esir alma, tutsaklar üzerinden muhalif güçleri, toplumu sindirme, hapishaneleri bu sindirmenin en önemli aracı haline getirmek hedefiyle yürülüğe sokmaktadır.

Artsakh (Dağlık Karabağ) Tehciri: Stalin Düşmanlığı ve Sosyalizme Saldırı

Uluslararası alanda sömürü, baskı, saldırı ve ilhaklar son dönemlerde katbekat artmış ve katmerli boyutlara tırmanmıştır. Emperyalist devletler ve onların güdümündeki gerici devletlerin, tüm ezilen sınıflar ve toplumlar üzerindeki saldırı furyası, had safhaya ulaşmış durumda. Öyle ki, uluslararası hakim sistem bir taraftan mevcut sorunların bedelini giderek ezilen yığınlara ve mazlum uluslara daha fazla yüklerken diğer taraftan saldırılarını da daha acımasız ve daha şiddetli boyutlara tırmandırmış durumdadır.

Garod – “Hasret” (Nubar Ozanyan)

Halkların coğrafyaları suç ve cinayet örgütü gibi çalışan devletler tarafından zorla boşaltılıyor. Soykırım, işgal, tehcir zulmüyle toprakları cehenneme dönüşen halklar; belirsizliğe, bilinmezliğe, karanlığa doğru zorla sürülüyor. Boyunlarında geleceksizlik zinciriyle birlikte adına yaşamak denilen zulme mahkum ediliyor.

Gerilla, haktır ve halktır (Nubar Ozanyan)

Sınırları ateşten ordularla kuşatılmış her dört parça toprakta, yaşam ve var olma hakkı ellerinden zorla gasp edilmiş Kürt halkının, direnme ve isyan etmekten başka çıkış yolu var mıdır? Kürtlere, ezilenlere kıyamet yaşatılırken her bir karış toprağına ölüm yağdırılırken, en dezavantajlı koşullar altında gerilla, çıplak elleri ve cesur yürekleriyle özgürlükleri uğruna savaşmaya devam ediyor.

Sayfalar