Pazar Mayıs 19, 2024

O kitap da ser verilir ama sır verilmez…

Kızıl kaplı, kızıl sayfalı,

kızıl harfli bir kitaptır O…

O kitap dokuzyüzkırkdokuzda
Çorum’da dünyaya geldiği gün yazılmaya başlanmıştır…

Çapa Fikir kulübünde yazılmaya devam eder,
6.Filoya karşı yazılan bildiriden ötürü okuldan atılmak vardır o kitapta…

O kızıl kaplı kitap,
PDA’nın karşı devrimci çizgisiyle hesaplaşmaktır aynı zamanda…

O kitapta Vartinik köyü Mirik mezrasındaki kahramanlık yazılıdır…
Ali Haydar Yıldız yazılıdır mesela…

O kitabın adı İbrahim Kaypakkaya’dır, ”Halk Savaşı’dır”…

O kitap ki egemen sınıflara kabus, halklara umuttur…

Ve bundan dolayı; yaralı yakalanır ve çatışmada botlarını kaybetmesine rağmen o halde kasıtlı olarak saatlerce yürütülür ve bu durum ayak parmaklarının kangren olup kesilmesine neden olur…

O kitap da ser verilir ama sır verilmez…

Dokuzyüz yetmiş üçün onsekiz mayısında parça parça kesilerek alınır canı, cellatlarca…

“Önce 70 liraya kefen alır. sonra, morgda bulunan oğlunu görmeye gider.
Ali Kaypakkaya kafadan kesik, karnı, kolları, bacakları, kaba etleri
…yarılmış, parça parça edilmiş oğlunu görünce, “otopsi”den yanıtını alır.
“peki ya delikler?” sorusu ise yanıtsız kalır…
Ali Kaypakkaya oğlunun parça parça edilmiş cesedi karşısında dona kalır.
dal gibi incecik oğlunun yerinde kesilmiş delik deşik edilmiş insan
parçaları vardır. ibrahim’in parça parça edilmiş cesedini tabuta
yerleştiren hamal gördükleri karşısında ağlamaya başlar. Ali Kaypakkaya,
tabuta yerleştirdiği oğlunun parça parça edilmiş bedenini yanına alarak
memleketine doğru yola çıktığında yol boyunca O’na eşlik edenler eksik
olmaz…”

Ve hala öyledir, O’na eşlik edenler hiç eksik olmaz…
O kitap kızıl kaplı, kızıl sayfalı ve kızıl harflerle yazılı bir kitaptır…
O kitap okunmadan ”adam” olunmaz!…

 

49828

Misafir yazarlar

Güncele iliskin yazilariyla sitemize katki sunan yazar dostlarimiza ait bölüm

Son Haberler

Sayfalar

Misafir yazarlar

Dijitalleşme: İşçinin Üretim Sürecinin Denetleyicisi ve Düzenleyicisi Olacağı Tarih

 

Rosa özgürlüğün ta kendisiydi

“Hareket etmeyenler, zincirlerin

ne kadar ağır olduğunu bilmezler.”[1]
 
“… Bu zehirli kaltak, bir maymun kadar zeki olmakla birlikte sorumluluk duygusundan tümüyle yoksun olduğu ve tek motifi kendini haklı çıkarma yolunda neredeyse sapkınca bir istek olduğu için daha çok zarar verecek,” diye yazıyordu Victor Adler August Bebel’e 5 Ağustos 1910 tarihli mektubunda.

İbrahim KAYPAKKAYA'nın Ölümünün 50. yılı Vesilesiyle

 

“CEHENNEMİN GİRİŞ KAPISI”NI YIKAN KAYPAKKAYA

VE

ONUN ÖĞRETTİKLERİ...

Yusuf KÖSE

İBRAHİM KAYPAKKAYA’DAN ÖĞRENMEK[*]

 

“İşçi sınıfının

ekmekten çok

onura ihtiyacı var.”[1]

 

Patika Dergisi (PD): İbrahim Kaypakkaya’nın katledilmesinin üzerinden 50 yıl geçti. 50. yılında Kaypakkaya’yı özgün kılan nedir?

 

Sibel Özbudun (SÖ): İbrahim Kaypakkaya’nın 68 devrimci hareketi içerisindeki, onu hem kendi bağlamı, hem de günümüz açısından “özgün” kılan, bence “süreklilik içinde kopuştan kopuş”u temsil etmesidir.

Sosyalizm/Komünizm Nedir? (MLPD Programı)

Sosyalizm ve komünizm hakkında düşündüklerinde birçok insanın aklından geçen sorulara bazı yanıtlar.

Sosyalizm nedir ki?

 Sosyalizm, kapitalizmin toplumsal alternatifidir. Günümüzün devlet-tekel kapitalizminde, uluslararası tekeller kendilerini tamamen devlete tabi kılmış ve tekelci sermayenin organları devlet aygıtının organlarıyla birleşmiştir. Tüm toplum üzerinde çok yönlü egemenliklerini kurmuşlardır. Aynı zamanda, hakim olan uluslararasılaşmış üretim tarzı, dünyanın birleşik sosyalist devletleri için maddi hazırlığı tamamlamıştır.

Dinci-Faşist Gericiliğin Merkezi: Emperyalist Türk Devleti

Özellikle son 15 yıldır dinci (müslüman) gericiliğin merkezi olduğu rahatlıkla söylenebilir. ABD'nin Afganistan ve Irak'ı işgali ve peşinden Kuzey Afrika ülkelerindeki 2010 ayaklanmaları ve Mısır'da geçici olarak Müslüman Kardeşler örgütünün iktidara gelmesi ve peşinden Suriye'de geliştirilen olaylar, Türk devletine, dinci AKP'nin de iktidarda olması, yeni bir emperyalist yayılma politikasını benimsetmiştir.

KAYPAKKAYA’DAN KALAN…[*]

SİBEL ÖZBUDUN-TEMEL DEMİRER

 

“Türkiye’nin geleceği çelikten yoğruluyor;

belki biz olmayacağız ama

bu çelik aldığı suyu unutmayacak.”[1]

 

18 MAYIS | Umudu Büyütmeye Devam Ediyoruz

"Kaypakkaya'nın kurduğu parti ve oluşturduğu program etrafında elli yıldan fazla bir süredir kavgasını sürdüren yoldaşları büyük bir mücadele ve direniş geleneği yarattılar. Kaypakkaya'nın görüşlerini büyük bedeller ödeyerek bu günlere taşıdılar, taşımaya devam ediyorlar..."

 

Tam 50 yıl önce 1973’ün 18 Mayıs’ında 1971 silahlı devrimci çıkışının “komünist yüzü” İbrahim Kaypakkaya, Amed Hapishanesi’nde Kemalist faşist diktatörlük tarafından katledildi.

“Cabbar”laşan Ermeni (Nubar Ozanyan)

Sonu gelmez Ermeni-Kürt düşmanlığı üzerinden yaratılan büyük korku, bilinçleri kuşatıp yürekleri tutsak almaya devam ediyor. Aradan 108 yıl geçmesine karşın Ermenilerin baskı görme, işini kaybetme vb. korkularından dolayı kendilerini inkar ederek kimliklerini gizlemelerinin trajik hikayeleri yazılmaya devam ediyor. Her an baskı görecekleri endişesiyle güvercin tedirginliği içinde yaşamaya devam ediyorlar.

Soykırımlara Karşı Direnişi Büyütelim!

 

Seçim Tavrı(Mız): Oyumuz Devrime![*]

SİBEL ÖZBUDUN-TEMEL DEMİRER

 

“Vekil inançların

raf ömrü kısadır.”[1]

 

Sayfalar