Pazar Mayıs 19, 2024

NUBAR OZANYAN YOLDAŞ, Seni unutmayacağız,yaşamımıza örnek alacağız

“Gerici güçlere karşı sıcak mücadelenin en üst mertebeye ulaştığı bir alanda bir yoldaşı daha kaybettik. Bir yoldaşı daha devrim şehitleri kervanına uğurladık. Nubar Ozanyan Yoldaş’ı! Nubar Yoldaş, (kod adıyla Orhan Bakırcıyan) Rojava’da karşı devrimin tüm gerici güruhlarına karşı verilen onurlu savaşta 14 Ağustos’ta şehit düştü.

 Nubar yoldaş, 40 yıldan beri yer aldığı proletarya partisinin saflarında Rojava’da en ön müfrezelerde savaşmıştır. Duyduğu sorumluluk sonucu böylesi bir mücadele içerisinde yer alan Nubar Ozanyan (ülkedeki adıyla Fermun Çırak),  İstikrarlı, kararlı, inatçı tavrıyla karşı-devrimin tüm güruhlarına karşı mücadele geleneğiyle donanmış bir yoldaştı…

 Nubar Yoldaş, böylesi vasıflara sahip bir yoldaştı. Bunun sonucu ömrünün en genç dönemlerinde katıldığı parti saflarında 61 yaşına kadar yerini alır. O’nu bu saflarda tutan sömürüye, her türlü baskıya, zulme, katliama karşı mücadele eden ruh haletiyle donanmış karakteridir. Bu karakterini saflarında yer aldığı hareketin ideolojik-politik hattıyla donatan Yoldaş, Rojava’da şehit düşene kadar TKP/ML saflarında yer alır.

  İçinde yer aldığı mevzide ideolojik, siyasi, pratik alanlarda kendisini giderek geliştiren Nubar Yoldaş, DAİŞ ve arkasındaki gerici odakların Rojava’daki saldırılarına karşı verilen onurlu mücadelede en ön saflarda aktif olarak yer alır. 

  Nubar Ozanyan yoldaş, pratik ve askeri alanda de üstün vasıflara sahip bir yoldaştır. Yer aldığı partide parti üyesi olan Nubar Yoldaş, Rojava’da verilen haklı ve onurlu mücadelede TİKKO askeri biriminde komutanlık mertebesinde yer alır. Nubar Yoldaş, Rojava’daki savaşta ön saflarda aktif olarak yer aldığı gibi, askeri vasıflarını ve yeteneklerini beraber savaştığı yoldaşlarıyla paylaşır. Yüzlerce Kürt, Türk, Arap, Süryani, Ermeni, Fransız, Belçikalı, Amerikan, İngiliz vb. milliyetlerden gerillanın eğitimlerinde içten yer almıştır.

Nubar Yoldaş verdiği onurlu mücadele sonucu devrim şehitleri kervanına katılmıştır. Ama O’nun verdiği mücadeleyi yoldaşları devralacaktır. Ve yoldaşlarının belleğinde silinmemek üzere yerini alacaktır.

 Yoldaşın şehit düştüğü devrim güzergahı eninde sonunda hedefine ulaşacaktır.

Bu inançla Nubar Yoldaş şehit düşmüştür.”

 Nubar Yoldaş’ı saygıyla selamlıyoruz!

Anısı mücadelemize rehber olsun!

NUBAR YOLDAŞ ÖLÜMSÜZDÜR!

ŞEHİD NAMIRIN!

Կեցցեշողովօռդական   պայգառ! (YAŞASIN HALK SAVAŞI!)”

 ERMENİ YOLDAŞLARI

46673

Devletin Sokak Çeteleri Mafyanın Ortak Organizasyonuna Karşı Devrimci Tavır Ne Olmalıdır! HASAN AKSU.

Bu gerçeklik bugüne has bir karşı devrimci bir organizasyon değil. Devletin başında olanların derin organizasyonudur ve de süreklilik göstermektedir.

Bu Dünya Komünizmi de Yaşayacaktır!

 

Ekim Devrimi’nin 96. Yılını Kutlarken!...

Sınıf bilinçli bir devrimcinin,
her zaman devrim beklemesi,
onun düşünce ve eylem
diyalektiğinin bir gereğidir

ÇIRILÇIPLAĞIM SOKAK ORTASINDA UTANIYORUM!

Yoksullar için bir cehenneme dönüşen dünyanın şu utançlı haline bir bakın! İçinde çocuk ve kadınların da olduğu yüzlerce kaçak göçmen bindikleri tekne alabora olunca, İtalya'nın Lampedusa Adası açıklarında denizin zifiri karanlığında kaybolup gittiler.

         Dünyayı aralarında ülke ülke parselleyen kudretlilerin para havuzları dolarlarla dolup dolup taşarken, yoksulluk mengenesindeki bu insanlar bir lokma ekmek için bin bir umutla yollara düşmüş, bilmeden ölüme koşmuşlardı.

Aşk ve Sanatın hayatı yani Gezi, Kızılay, Gündoğdu, vd’leri 1

“İyi ki hatırlattın

Başkaldırı diye bir şey var

İsa’dan beri insanı güzelleştiren

Şimdi daha güzel her şey

Daha insan herkes.”[2]

 

BEN BEHZAT FİRİK! Hasan Aksu

GÖZLERİMİ DAĞLADILAR WAYE, ATEŞLERDE YAKILDIM ANNEY!
 Ben BEHZAT FİRİK:  Tabi beni çoğunuz tanımazsınız, çok azınız beni tanır. 12 Eylül 1981’in 10 Ekim’inde,  karanlığın dağılmaya yüz tuttuğu bir fecir vakti, Dersim’de Ovacık’ın Dere Karedesi’nde yani köyümde ağabeyimle birlikte Kayseri komando tugayınca yaka paça gözaltına alındık.    Operasyon timinin başında “Kulaksız Yüzbaşı” lakaplı Aytekin İçmez vardı. Biliyorum hala beni tanımadınız, ne demek istediğimi hala anlayamadınız, tanıyamadınız beni.

Akp'nin yeni oyunu‘’Demokratikleşme Paketi’’

Kamuoyunun uzun bir süredir beklediği  ‘’Demokratikleşme Paketi’’ nihayet 30 Eylül 2013 tarihinde yeni Başbakanlık binasında, bizzat hükümetin başı Erdoğan tarafından açıklandı.  Hiçbir muhalif gazete ve televizyon kuruluşunun yer almadığı basın toplantısında,  Bakanlar Kurulu üyeleri ve yandaş basının Ankara temsilcilerinin yer aldığı basın toplantısında, Erdoğan tek kişilik bir tiyatro oyunuyla ‘Demokratikleşme Paketi’’ni açıklayarak salondan ayrıldı.

Alman Bernsteincılığın, Rus Struveciliğin Günümüz Versiyonları 'Özgürlükçü Sosyalizm' Ve HDP-HDK



Ekonomistler , Legal Marksistler ve Menşeviklerin bir bölümünün Rus Devrimi süreci içinde toparlandığı Kadetlerin(Anayasal Demokrat Parti) iç savaş sürecinde karşı-devrimci Beyaz Muhafizlara dönüşmeleri size ilham vermelidir...

Geri dönüp baktığımda

Kürt hareketi iyimserlikle tedirgin bir karamsarlık arasında gidip geliyor. Bir bocalama içinde, şüpheci, kaygılı ve tereddütlü. Tayyip Erdoğan’ın ne yapacağını ve ne yapmak istediğini kestiremiyor. Kendisini kuşatan puslu havayı aralayamıyor, önünü göremiyor. Tayyip Erdoğan’a sert çıksa  “hassas süreci” baltalamış olmaktan çekiniyor. Alttan alsa direksiyonu büsbütün AKP’ye kaptırmaktan ve bir bilinmezlikte irtifa kaybetmekten korkuyor. 

Suyun başını Tayyip Erdoğan kesmiş, Kürt hareketi ise ona kilitlenmiş, ne söyleyecek, ne yapacak onu bekliyor.

Korkaklar Zafer Anıtı Dikemez, Hele Sen Asla…

Recep Tayyip Erdoğan gibi, tek millet, tek din düşüncesinin sadık bir savunucusundan, paketin içine sıkıştırdığı nefret suçları ifadesine tamamen zıt bir karakterli, kendi inancı dışındaki herkese ve her inanca, her farklılığa düşman birinden Alevi ve Alevilik inancıyla ilgili çözümler beklemek, beklentiler içinde olmak bile başlı başına büyük bir hayalciliktir.

 

AKP"nin "Demokratikleşme" Oyunları

Başbakan Erdoğan’ın bugün (30.09.2013) açıkladığı AKP’nin “demokratikleşme paketinde, demokratikleşmenin dışında her şey var dense yeridir. Türk burjuvazisi, 1923’den beri “demokratikleştiğini”, “demokrasiye adım attıklarını”, her yeni hükümet dönemlerinde birden fazla “demokratikleşme” paketleri çıkarmalarından bilinir. Önceleri, “sınıfsız, imtiyazsız kaynaşmış vatan-millet”, sonraları ise,  “vatana millete hayırlı uğurlu olsun” burjuva çiğ sözleriyle ortalığa sürülen “paketler” ortaya çıktı. 

 

Kürt krallığı için mi Halepçelerde öldüler ?

 

            Gazeteler geçenlerde Mesut Barzani ile Celal Talabani'nin İstanbul'daki mülklerini sıralayınca, Halepçe'de soykırıma uğratılan Kürtler geldi gözümün önüne.

Sayfalar