Çarşamba Mayıs 15, 2024

Ludwigshafen`de binler haykırdı: “Önderimiz İbrahim,İbrahim Kaypakkaya”

TKP/ML nin kurucu önderi  İbrahim Kaypakkaya, işkencede katledilişinin 42’inci yılında Almanya’nın Ludwigshafen kentinde binlerce insanın katıldığı gece ile anıldı. 

Kaypakkaya şahsında  tüm parti ve devrim şehitleri ayrıca dünya da sosyalizm mücadelesinde yaşamını yitiren ustalar ve önderler anısına yapılan saygı duruşuyla açılan anma gecesinde, ATİK e yönelik operasyonlarda avrupada tutuklanan 12 devrimci tutsağın derhal serbest bırakılmasına dair, “Devrimci tutsaklar onurumuzdur” sloganları haykırıldı.

Cumartesi günü düzenlenen İbrahim Kaypakkaya’yı anma gecesinde Ermeni Soykırım’nın 100’üncü yıldönümü vesilesiyle birde panel düzenlendi. Panele AGOS Gazetesi Ermenice editörü ve yazar Pakrat Estukyan, araştırmacı yazar Ragıp Zarakolu ve Partizan Temsilcisi  katıldı.

Pakrat Estukyan, Ermeni Soykırımı üzerine sunum yaptı. Ermeni Soykırımı’nı stratejik ve sistematik şekilde nasıl gerçekleştiğini anlatan Estukyan, günümüzde Ermeni halkının ayaklanarak, asimilasyona ve katliamlara karşı mücadelelerini anlattı. Hrant Dink’in bir direniş sembolu olarak Ermeni toplumunun gönlünde sabit yer edindiğini vurgulayan Estukyan “Çünkü Hrant Dink’in öldürülmesinden sonra o tepki dalgası içerisinde o güne kadar kimliğini gizlemek zorunda kalan insanlar ‘Ben de Ermeni’yim’ diyerek görünür olmaya başladılar. Bu sahiplenme bugün ciddi sayılara ulaştı” dedi.

“Yalın gerçeklik kaba inkarlarla örtülemez hale geldi” diyen Estukyan, Türk devletinin Ermeni Soykırımı’nı bir an önce kabul etmesi gerektiğini vurguladı.

Zarakolu da geçmişten günümüze Kürt-Ermeni ilişkilerini anlatırken, Kürt halkının önemli bir ölçüde Ermeni Halkın yanında yer aldıklarını vurguladı. Zarakolu, aynı zamanda dün Ermenileri evlerinde barındırarak, koruyan Kürtlerin bugün başta kendi paylarına düşen hatalarını kabul ederek, soykırım travması ile yüzleşmelerinin gelecek açısından ön açıcı bir yöntem olabileceğini söyledi. Zarakolu devamla “İnkar sürdüğü sürece o mezarlar açık kalacaktır” dedi.

Panelde konuşan Partizan Temsilcisi, Türk devletinin azınlıklar üzerinde uyguladığı baskıları, kıyımları ve katliamları  eleştirdi. Ezilen ulus ve  azınlıkların sistematik şekilde katliamlardan ve soykırımlardan geçirildiğini tarihsel boyutu ile anlatarak, Türk devletinin sistematik politikası olduğunu vurguladı.

İbo yaşayacak

Panelin bitiminden sonra İbrahim Kaypakkaya’nın kişiliği anlatıldı.Yapılan açıklamada bundan 42 yıl önce, Kaypakkaya’nın faşizm tarafından aylar süren işkenceler sonucu Diyarbakır Cezaevi’nde katledildiği belirtildi. Açıklamada, “Granit kadar sağlam temeller üzerine inşa ederek önderimiz İbrahim Yoldaş’ın bize bıraktığı partimiz TKP/ML, ondan aldığımız ışıkla ve onun teorisiyle çizilmiş yolu izleyerek yürümekteyiz. Bizler bize emanet edilen bu mirasa duruşumuz ve gücümüz ile, yüreğimiz ve umudumuz ile sahip çıkmaktayız. Şu bilinmelidir ki, Kaypakkaya Yoldaşımız gönlümüzde, kalbimizde,mücadelemizde yaşıyor ve yaşayacaktır.”denildi.

Gece boyunca sıklıkla ” Önderimiz ibrahim, İbrahim Kaypakkaya” “Yaşasın Partimiz TKP/ML” Yaşasın Halkların Kardeşliği” “Yaşasın devrimci dayanışma” İbrahimden Mehmet`e selam olsun Partiye” sloganları haykırıldı.

Dağlarda üstlenen TiKKO gerillalarının görüntülerinin yer aldığı sinevizyon gösterildi.Kobane direnişine vurgular yapıldı.

Geceye çok sayıda devrimci örgütten destek ve dayanışma mesajı geldi.Sunucular tarafından kitleye okunan mesajlar kitle tarafından alkışlandı.

Yunanistan da tutsak olan devrimcilerin Geceye telefonla bağlanarak,” Kaypakkayanın yolunda yürümeye devam edeceğiz,san olsun onun ışıklı yoluna” denilerek. Tutsaklara sahip çıkan tüm devrimcilere selam iletildi. Bu esnada doruğa çıkan coşkuyla kitle hep bir ağızdan” Devrimci tutsaklar onurumuzdur ” şiarını haykırdı.

Etkinliğin kültür bölümünde, Pınar Aydınlar, Umuda Haykırış, Ozan Cömert ve Pervin Çakar sahne alarak,Ermenice, Kürtçe, Türkçe türküler, ezgiler ve devrimci marşlar  seslendirdiler.

Etkinliğin yapıldığı yerin ara salonunda ise Ermeni Soykırımı’nın 100’üncü yıldönümü vesilesiyle resim sergisi açıldı.

Sosyalist basın ve devrimci örgütlerin standlar açtığı ara salonda, ATİK li tutsakların serbest bırakılması için imzalar toplanıldı.Büyük bir coşkuyla geçen Kaypakkaya`yı anma gecesi saat 23.00 civarında  sonlandı

51324

BEN BEHZAT FİRİK! Hasan Aksu

GÖZLERİMİ DAĞLADILAR WAYE, ATEŞLERDE YAKILDIM ANNEY!
 Ben BEHZAT FİRİK:  Tabi beni çoğunuz tanımazsınız, çok azınız beni tanır. 12 Eylül 1981’in 10 Ekim’inde,  karanlığın dağılmaya yüz tuttuğu bir fecir vakti, Dersim’de Ovacık’ın Dere Karedesi’nde yani köyümde ağabeyimle birlikte Kayseri komando tugayınca yaka paça gözaltına alındık.    Operasyon timinin başında “Kulaksız Yüzbaşı” lakaplı Aytekin İçmez vardı. Biliyorum hala beni tanımadınız, ne demek istediğimi hala anlayamadınız, tanıyamadınız beni.

Akp'nin yeni oyunu‘’Demokratikleşme Paketi’’

Kamuoyunun uzun bir süredir beklediği  ‘’Demokratikleşme Paketi’’ nihayet 30 Eylül 2013 tarihinde yeni Başbakanlık binasında, bizzat hükümetin başı Erdoğan tarafından açıklandı.  Hiçbir muhalif gazete ve televizyon kuruluşunun yer almadığı basın toplantısında,  Bakanlar Kurulu üyeleri ve yandaş basının Ankara temsilcilerinin yer aldığı basın toplantısında, Erdoğan tek kişilik bir tiyatro oyunuyla ‘Demokratikleşme Paketi’’ni açıklayarak salondan ayrıldı.

Alman Bernsteincılığın, Rus Struveciliğin Günümüz Versiyonları 'Özgürlükçü Sosyalizm' Ve HDP-HDK



Ekonomistler , Legal Marksistler ve Menşeviklerin bir bölümünün Rus Devrimi süreci içinde toparlandığı Kadetlerin(Anayasal Demokrat Parti) iç savaş sürecinde karşı-devrimci Beyaz Muhafizlara dönüşmeleri size ilham vermelidir...

Geri dönüp baktığımda

Kürt hareketi iyimserlikle tedirgin bir karamsarlık arasında gidip geliyor. Bir bocalama içinde, şüpheci, kaygılı ve tereddütlü. Tayyip Erdoğan’ın ne yapacağını ve ne yapmak istediğini kestiremiyor. Kendisini kuşatan puslu havayı aralayamıyor, önünü göremiyor. Tayyip Erdoğan’a sert çıksa  “hassas süreci” baltalamış olmaktan çekiniyor. Alttan alsa direksiyonu büsbütün AKP’ye kaptırmaktan ve bir bilinmezlikte irtifa kaybetmekten korkuyor. 

Suyun başını Tayyip Erdoğan kesmiş, Kürt hareketi ise ona kilitlenmiş, ne söyleyecek, ne yapacak onu bekliyor.

Korkaklar Zafer Anıtı Dikemez, Hele Sen Asla…

Recep Tayyip Erdoğan gibi, tek millet, tek din düşüncesinin sadık bir savunucusundan, paketin içine sıkıştırdığı nefret suçları ifadesine tamamen zıt bir karakterli, kendi inancı dışındaki herkese ve her inanca, her farklılığa düşman birinden Alevi ve Alevilik inancıyla ilgili çözümler beklemek, beklentiler içinde olmak bile başlı başına büyük bir hayalciliktir.

 

AKP"nin "Demokratikleşme" Oyunları

Başbakan Erdoğan’ın bugün (30.09.2013) açıkladığı AKP’nin “demokratikleşme paketinde, demokratikleşmenin dışında her şey var dense yeridir. Türk burjuvazisi, 1923’den beri “demokratikleştiğini”, “demokrasiye adım attıklarını”, her yeni hükümet dönemlerinde birden fazla “demokratikleşme” paketleri çıkarmalarından bilinir. Önceleri, “sınıfsız, imtiyazsız kaynaşmış vatan-millet”, sonraları ise,  “vatana millete hayırlı uğurlu olsun” burjuva çiğ sözleriyle ortalığa sürülen “paketler” ortaya çıktı. 

 

Kürt krallığı için mi Halepçelerde öldüler ?

 

            Gazeteler geçenlerde Mesut Barzani ile Celal Talabani'nin İstanbul'daki mülklerini sıralayınca, Halepçe'de soykırıma uğratılan Kürtler geldi gözümün önüne.

Devrim Bir Maceradır

Devrim bir maceradır. Kayıtsız kuyutsuz, şartsız koşulsuz, sorgusuz sualsiz devrim denen bir deryanın içine atmaktır kendini devrimcilik. Geriye bakmadan, arkada kalanları kara kara düşünmeden, hep ileriye yönelmektir devrimcilik.

Geceyi gündüze, yeri geldiğinde gündüzü geceye çevirmektir, yarınların getireceği yakıcılığı düşünerek, devrim denen maceranın içine hesapsızca atılmaktır devrimcilik.

Kürt siyasetinin kurtlarla bitmeyen dansi

Bir halk için tarih tekerrür ediyorsa, bu o halkın tarihten ders çıkarmadığını gösterir ki, vay o halkın haline. Burada kastedilen elbette halkın kendisi değil önderleridir. Kürtler de, önderleri tarihten pek ders çıkarmayan talihsiz bir halktır. Kürt önderleri yüz yıldan beri Türk devlet yöneticileriyle diyalog kurmaya çalışmış ama hep hüsrana uğramışlardır. Hatırlanacağı gibi daha birkaç ay önce devletle müzakere havası esiyordu Newroz' un barış güvercinleri uçurulan Kürt semalarında. Şimdi ise bir ümitsizlik rüzgârı esmekte halaylar çekilen o meydanlarda.

On’ların Öğrettiği

birer birer, biner biner ölürüz

yana yana, döne döne geliriz

biz dostu da düşmanı da biliriz

vurulup düşenler darda kalmasın…//

çünkü isyan bayrağıdır böğrüme saplanan sancı

çünkü harcımı öfkeyle, imanla karıyorum…

sıkılmış bir yumruk gibi giriyoruz hayata…”[1

 

Yukarıdaki dizeler Orhan Kotan’ın, Diyarbakır Zindanı’nda kaleme aldığı “Gururla Bakıyorum Dünyaya”sındandır; yazmaya gayret edeceklerimin özetidir sanki…

Aysel Tuğluk ve ekrad-i bi idrak

Fazla söze gerek yok.2007’de Kemalist bürokrasinin yaklaşan tasfiyesini öngöremeyip “Kurtarıcı motif, tarihsel imge Mustafa Kemal ve onun tarihsel eylemselliğinin büyüklüğü kendisini gösterdi ve gösterecek. O bir mucizedir, ölümsüzdür. Uluslaşmada temel direktir.

Sayfalar