Pazar Mayıs 5, 2024

“Kobanê Direnişi İçin Yaşamı Durduralım!”

 

IŞİD saldırılarına karşı destansı bir şekilde sürdürülen Kobanê direnişi destan yazmaya devam ediyor. Bu direniş sürerken; Dünyada ve Türkiye'de bu direnişi sahiplenmek için sokağa çıkan halka, olanca gücüyle saldıran TC onlarca insanı katletmeye devam ediyor. T. Kürdistanı başta olmak üzere, devlet baskısına boyun eğmeden sokaklara dökülen halkın direnişi sürerken; daha önce de direnişi büyütme çağrısı yapan Partizan, tüm güçlerine seferberlik çağrısında bulundu.

TC ve IŞİD başta olmak üzere, Kobanê'nin düşmanı olan tüm güçlere karşı süresiz direniş çağrısının yapıldığı açıklamayı sizlerle paylaşıyoruz. 

“Kobanê Direnişi İçin Yaşamı Durduralım!

ABD’nin başını çektiği emperyalistlerin ve bölge gericiliğinin katliam makinesi olarak sahaya sürdüğü IŞİD çetesinin Kobanê’ye yönelik saldırı ve kuşatması, YPG’nin kararlı ve fedakârca direnişi onlarca günü geride bırakmış, savaş Kobanê’nin mahalle ve sokaklarına ulaşan göğüs göğse bir çarpışmaya evirilmiştir. Kuşatmanın faşist Türk Devleti’nin Kürt sorununda genetiğine kodlanmış tarihsel bir düşmanlıkla “iş gördüğü” IŞİD çeteleriyle dört koldan ağır silahlarla sürdürülüyor olması nedeniyle büyük zorlukları ve güçlükleri göğüslemek için Kobanê, Rojava ve bölge halklarının geleceği açısından dayanışmayı, direnişi ve mücadeleyi daha etkin şekilde sürdürmemizi gerektiriyor.

Kürdistan’ın Suriye coğrafyasında ulusal demokratik hakları için direnenler; kuşatma ve saldırılara karşı kahramanca sürdürdükleri direnme savaşını, şimdiden tüm ezilenler adına kayıt altına almış bulunuyor. Kürt ulusal sorununda katliamdan, inkâr ve tasfiyeden başka bir seçeneğe açık olmayan faşist Türk Devleti’nin ve bölge gericiliğinin anladığı tek dil olan Kobanê direnişi; mücadelenin, savaş ve direnişin kaçınılmaz ve geçerli tek yol olduğunu gösteriyor. Kobanê; IŞİD kuşatmasıyla, tecrit ve ambargoyla “düşürülmeye”, işgal edilmeye çalışılırken; Türkiye Kürdistanı yeni katliamların, OHAL uygulamalarının ve her türlü halk düşmanlığında birleşenlerin kutsal ittifakının gereği saldırıların arenasına dönüştürülüyor.

“Faşist saldırganlığa karşı direnişi büyütelim”

Kobanê’de şiddetlenen saldırılar ve katliam karşısında Türkiye Kürdistanı’nda ve ülkenin birçok yerinde gelişen kitle eylemlerine aynı katliamcı histeriyle saldıran Faşist Türk Devleti onlarca insanı katlederek, azgınca saldırarak sindirmeye, Kobanê direnişinin sesini boğmaya çalışıyor.

Türk hâkim sınıflarının temsilcisi AKP hükümeti, meclisten çıkardığı savaş tezkeresi ve bölgenin insansızlaştırılması uygulamalarıyla IŞİD çetelerine sınırsız lojistik destek verirken; Kobanê direnişinin yenilgiye uğratılması için sınırda yoğun bir abluka kuruyor ve halk desteğini kesmeye çalışıyor.

Kobanê’de; kıyaslanamaz bir silah üstünlüğüne ve Türk devletinin desteğine dayanan IŞİD çetelerinin saldırılarına karşı, insanüstü bir fedakârlıkla ve savaşın ihtiyaç duyduğu her türlü olanaktan yoksun şekilde kahramanca bir direniş sürüyor. Kuşatma ve saldırıların kırılabilmesi, Kobanê’ye Kürdistan’ın diğer parçalarından gerekli desteğin sağlanabilmesi için, faşist abluka ve yasaklara karşı fiili ve meşru mücadeleyi yükseltmeliyiz.

Kobanê direnişi; halkımızın, ilerici, devrimci demokrat ve antifaşist kesimlerin yurtsever halkımızın büyük duyarlılıkla daha fazla sahiplenmesine ihtiyaç duymaktadır. Devletin ve organize ettiği faşist saldırıları kitlesel ve örgütlü şekilde püskürtmenin yolu, direnişi boyutlandırmaktan geçmektedir. Ülkenin her yerinin ve sokağının Kobané’ye çevrilmesi, direnişin yaygınlaştırılması gerekmektedir.

“Süresiz direnişe çağırıyoruz”

Bunun için halkımızın ezilen, horlanan ve devrimden çıkarı bulunan tüm kesimlerini Ortadoğu’nun kadim halklarının yanında yer almaya; Kürt, Ezidi, Arap ve Süryanilerin kanına tüm vahşilikleriyle elini bulaştıranların yeni katliamlarına karşı süresiz direnişe geçmeye çağırıyoruz. İşçi ve emekçileri, sendikaları, halk gençliğini, kadınları, LGBTİ bireyleri, Alevileri, ezilen, horlanan ve sömürülen halk kesimlerini; Kobanê direnişinin yanında olmaya aktif direniş ruhuyla mücadeleyi yükseltmeye davet ediyoruz.

Grev, boykot ve işgallere girişerek, kepenk ve kontak kapatarak, sıkıyönetimleri, sokağa çıkma yasaklarını tanımayarak yaşamı durdurma eylemleriyle ülkede ve uluslararası alanda ezilen halkların kanına susamış bu katliam şebekelerinin saldırılarına karşı direnişi boyutlandırmak, kamuoyu oluşturmak en acil görevlerimiz arasında bulunuyor. Bunun için tüm güçlerimizi; seferber olmaya, seferberlik ruhuyla Kobanê direnişinin ve halkımızın isyanına daha güçlü şekilde katılmaya çağırıyoruz.

Halkımızı; Ortadoğu’yu kan gölüne çevirmek isteyen bu katliam şebekeleri karşısında güçlü saflaşmalar örmeye ve örgütlenmeye ve aktif tavır almaya davet ediyoruz.

Rojava’da, Kobanê’de halkımızın özgürlüğü ve onuru için savaşarak ölümsüzleşenlerin yükselttiği bayrak ezilenlerin çektiği acıların isyan bayrağıdır.

Ölümsüzleşen şehitlerimizin önünde saygıyla eğilerek mücadelelerini sahiplendiğimizi ve yerlerini doldurarak kavgalarını yükselteceğimizi bir kez daha söylüyoruz.

Şehid Namirin!

Kobanê direnişini desteklemek için yaşamı durduralım!

Her yer Kobanê her yer serhildan!

 

PARTİZAN

 

79181

Partizan'dan

Partizan'dan; Gündem ve güncel gelişmelere ilişkin politik açıklama ve yazılar. 

Son Haberler

Sayfalar

Partizan'dan

Bir Sol Liberal Aydının Ezilen Ulus Milliyetçiliği Temelinde Ulus Sorununa Yaklaşımının Eleştirisi

Giriş:

Uluslar kapitalizmin şafağında ortaya çıkmıştır. Ancak, kapitalizmin emperyalizme evrilmesiyle de ulusal sorunlar çözülebilmiş değildir. Hala ezilen uluslar ve bunların kendi kaderlerini özgürce tayin etme mücadeleleri sürmektedir. Özellikle emperyalizmin ortaya çıkmasıyla birlikte, ezilen ulus sorununun çözümü doğrudan proleter devrimlere bağlanmıştır.

Dağın Sara’sı (Sakine Cansız), Nubar Ozanyan

Aradan yıllar geçse de direngenliğin hikayesini yazan Sara (Sakine Cansız), unutulmadan konuşulup anılıyorsa bu onun istisna bir kişilik olduğunu gösterir. Unutulmayacak kadar değerli çalışmalar yürüten, her dönem geride okunacak notlar bırakan Sara, Kürt Özgürlük Hareketi’nin öncü soluğu olmayı başarmış bir devrimcidir.

Cüret edip özneleşelim, kurtuluş için örgütlenelim ve hep birlikte devrimle özgürleşelim!

– Merhaba, kendinizi tanıtır mısınız?

– Merhabalar, ben Rosa Avesta, TKP-ML Komünist Kadınlar Birliği (KKB) temsilcisiyim.

– TKP-ML KKB olarak 5 Mayıs 2023 tarihinde yaptığınız açıklamada 1. Kongrenizi yaptığınızı açıkladınız. Bu Kongreye gelinceye kadar geçen süreci özetleyebilir misiniz?

Sosyalizm Bayrağının Arkasına Saklanan Sosyal Şovenizm!

Yerel seçim süreci, egemen sınıflar arasındaki kapışmanın yeni adresi olarak giderek ısınan bir gündem olarak karşımıza çıkıyor.

2023 Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinde AKP-MHP faşist ittifakı ve merkezinde CHP’nin yer aldığı “Millet İttifakı” arasındaki mücadeleden ilki ezici bir üstünlükle galip çıktı. Daha doğrusu, devlet aklı, önümüzdeki dönem için yola “CHP’nin de onayıyla” Türk-İslam senteziyle, gerici ve faşist bir ittifakla devam etme kararı aldı.

Vahşet ve zulümle biten yıllar (Nubar OZANYAN)

Yeni yıl ezilen halklara yenilik adına bir şey getirmedi. Zulmün bir devamı, vahşetin bir tekrarı yeniden yaşatılıyor. Dünyanın muktedirleri, sermayenin generalleri Orta Doğu’yu yeniden paylaşmak, hegemonyalarını pekiştirmek için her gün daha fazla sayıda savaş gemisini denizlere sürüyorlar. En kıyıcı silahlarını yeni bir paylaşım savaşı ve çatışmaları için hazırlıyorlar. Filistin, Kurdistan, Ukrayna savaşın ve çatışmaların en sert ve en tahripkar geçtiği ülkeler olma gerçekliğini korumaya devam ediyor.

Roza Luxsemburg ve Karl Liebknecht Yaşıyor, Lenin Yol Göstermeye Devam Ediyor!

 

Roza Luxsemburg ve Karl Liebknecht bundan 105 yıl önce dönemin SPD hükümetinin Freikorsp (Gönüllüler Alayı) askerleri tarafından kurşuna dizilerek katledildiler.

Birinci emperyalist paylaşım savaşının ufukta görünmeye başladığı 1907 yılında toplanan İkinci Enternasyonal çıkması muhtemel savaşa karşı “hazır olunması” ve “savaş bütçelerine hayır” denmesi çağrısında bulundu.

Gerici Zorun Panzehiri, Devrimci Zordur

Görsel ve yazılı basında her gün çürümüş, kokuşmuş sistemin icraatlarına tanıklık ediyoruz. Artık uyuşturucu baronlarına, çetelere dair haberler “sıradan” vakalar haline gelmiş durumda. Tabi ki, bizim işimiz bunların çetelesini tutmak değildir.

“Mücadele, İsyan, Örgüt ve Ezilenlerin Savaşına Doğru…”

Oldukça sarsıcı bir yılı geride bıraktık. Artsakh’da, Rojava’da, Gazze’de işgal saldırıları sürerken Afganistan’da halk Taliban zulmüne katlanmak zorunda kaldı.

Yeni ticaret anlaşmaları ve pazar paylaşım savaşları nedeniyle Ortadoğu halkları Kafkaslar’dan Arap Yarımadası’na zulme uğramaya, göçe zorlanmaya, açlığa ve yoksulluğa hapsedildi. Şimdi yeni bir yıla girerken bu emperyalist ve gerici saldırıları direniş ile karşılayan Ortadoğu halkları zaferlere muktedir…

 Bölgede tırmandırılan savaş

AKP veya CHP’ye Kaybettirmek mi? 3. Yol mu?

Devrimci mücadelenin gerilediği, devrimci-komünist ve yurtsever hareketlerin kitleler üzerindeki etkisinin önemli oranda azaldığı bir sürecin içinden geçiyoruz.

“Ateş Hırsızları”nın Felsefesi, Filozofları[*]

“Diyalektik felsefe karşısında

hiçbir şey sonal,
mutlak, kutsal değildir.”[1]
 
Felsefe “Öldü” mü? Öncelikle belirtmeliyim ki, böyle düşünen insanlar olsa da, yaşam devam ettiği sürece felsefe nihayete ermez; onu “gereksiz” bir şeymiş gibi sunmaya kalkışanlar ise yanılıyor!
Felsefeye yabancılaşan bir çürüme/ çöküş labirentindeysek de; o, insan(lık)ın aptallaştırılmaması için vardır.

Marks'ın Hatalı Olmasını Ne Kadar İsterdik

Proletaryalarla sohbet.

Ah... ah...  kaçımız ama kaçımız marks'ın hatalı olmasını istemezdik ki.

Hemi de kaçımız.

Heledeki sömürgecilik sosyo ekonomik yapıyı değiştirmez derken.

Heledeki yıllardır da sömürgeciliğin değiştirdiği sosyo ekonomik yapıda politika yaptığımızı da kabullenmişken.

Kaçımız ve kaçımız marks'ın hatalı olmasını istemezdik ki.

Belki de... sadece   bu konularda da değil.

Başka  konularda da marks'ın hatalı olmasını isterdik.

Sayfalar