Cumartesi Nisan 27, 2024

Kavganın Töresi bu

Umudu  taze tutmak,yarınlara taşımak için doğru bir taktik hat ve bu taktik politıkayı belirleyen , ona yön veren doğru bir stratiji tesbit etmek belirleyici önemdedir.Çünkü ,bir kere stratijik siyasi hat belirlendimi ona uygun  taktik politika üretilerek hayata  geçirilmeye çalışılır. Burada yanlızca kendi  durumunu ele almak , değerlendirmek yetersiz ve yanlıştır. Aynı zamanda  karşıt güçlerin durumunu çok yönlü ele almak,değerlendirmek zorunlu ve gereklidir.
Buda yetmez bölgemizde gelişen siyasi, politik, askeri ve ekonomik altüst oluşlar bizi yakından ilğilendirdiği gibi,güçler dengesinde belirleyici rol oynamaktadır.Yanlız bu kadarla olunsa bazı gelişmeleri es geçmemizde bir mahsur olmayacak , ne yazıkki, toplumsal vede siyasal gerçekler bize öyle demiyor...

Dahada vahimi şuki;  seçimlerden buyana herkes konuşuyor,kendince tahliller yapıyor," kimin yenildiğini,kimin kazandığını,sebep  ve sonuçlarını tahlil"de bulunuyorlar! Tüm bu olağanüstü tahliller yapılırken emperyalist sermaye devletlerinden onlerın ülkemizde ve bölgemizde oynadıkları rollerden,mudahalelerden,masa altı plan -stratiji ve taktiklerden kimseler artık  bahsetmiyor. Bahsedilmediği gibi , emperyalist devletlerin  oynadığı başrol görülmüyor,izledikleri hain kanlı planlar nasıl hayata geçiriliyor ve halklar birbirine nasıl kırdırılıyor  unutuluyor.

HDP 'nin ve 'sol'  CHP nin neden başarısız olduğunu herkes konuşuyor, tartışıyor ve bilancoyu sonuçta devlete değilde , redikal devrimci  Kürt hareketine ve Türkiye devrimci hareketine çıkarıyorlar . Özelliklede Kürt ulusal kurtuluş hareketini  faşist diktatörlüğün saldırı ve katliamlarına karşı  halkını ve kendi meşru savunmasını yaptığından dolayı eleştirmekte,"kesinlikle koşulsuz ateş kes ilan etmemesini", "gerilemenin",devlet faşizminin  "galibiyet" almasıyla bağdaştırıyorlar.

Tamda faşizm bunu istiyordu.  Koro halinde faşizmin başı Erdoğan bunu istiyordu. Gündemi değiştirerek Televizyonlarda, sosyal medyada, gazetelerde tartışmanın odağına PKK 'e karşıtlığı konmak isteniyordu. Bir anlamda  başarılıda oldu. Bizim çok bilmiş aydınlarımız, oynak veçark etmede usta libarallerimiz, demokratlarımız , hatta bazı parlementerizmi kurtuluş gören 'devrimciler' bu koroya kısık seslede olsa katıldılar.

Faşizmin planı gelişen kürt hareketini seçimleri bahane ederek bastırmak , hatta yenilgiye uğratmaktı. Bu plan tutmadı,ama ,bunca acımasız katliam sonucu yapılan gayri meşru seçimlerde kısmi gerilemenin  bilançosu PKK'ye çıkarılarak "günah keçileri "bulunuyordu.

Ortaya çıkan gerçek şuki;parlamantoya bel bağlayan,parlementer faşizmi görmezden gelen ; daha ileri gideyim parlementer faşizmi bizlere "kurtuluş yolu"olarak yamalayan bilimum libareller,aydınlar, demokratlar,hala kamalizmin etkisinde kurtulamayan sosyal şövenler  bugün kendi kafa karışıklıklarını, çıkmazlarını ve umutsuzluklarını dişa vurum yaparak kendilerini tartışıyorlar. Gündemi bulanık tahlilleriyle belirlemek istiyorlar.

 Oysaki,"perşembenin geleceği çarşambadan belliydi". Bir türlü parlementer faşizmi kabullenmek istemeyen,devlet çarkının işlemesinde göz boyama mevki katı olduğunu göremeyenler , kalkmışlar uzaktan gazel okuyorlar. Sen "parlamentoyu kurtuluş olarak" görürsen "parlementoya girmeyi faşizmin yıkımı,demokrasinin ve bağımsızlığın kazanılması olarak"  halka yutturmaya çalışırsan olacağın buydu. Şimdi'de  kalkıp karamsarlık , umutsuzluk ağıtları yakmaya gerek varmı... Biz bunlara devrimin gecici müttefikleri demekteyiz. Her zaman oynak  bir karekterleri vardır bunların. Menfaatilerini,özel mülklerini esas alırlar. Varlıklı Kürtlerin , İslamcı Kürtlerin ve Türkiye genelinde bazı burjuva , küçük burjuvaların gerçek durumu bu.Çünkü bunların kaybedecek çok şeyleri var. Bunların bir yüzü karşı devrimledir,bir yüzü devrim güçleriyledir. Güçler dengesine göre hareket ederler. Daha çokta devrimci silahlı güçlere karşı çıkarlar,"silahlı gerilla güçlerinin gereksizliğinden"bahsederler.

Birçok kişi parlamentoyu ,parlemento seçimlerini öyle abartmakta , şişirmekte , herşeye kadir göstermekteki,insanın şaşırası geliyor. Faşizmin parlamento ahırı , birden bire umut kapısı oluveriyor. Heryer güllük Gülistanlıkmış,demokrasi Türk devletinin ve onun parlementer sisteminin paçalarından akıyormuşta biz "bunun kıymetini, değerini bilemiyormuşuz "sesleri yükseliyor. Yükselen bu karamsar sesler kendi umutsuzluklarını dışa vuruyor ,halkı geleceği belirsiz bir kaderciliğe  davet ediyorlar. Bunun kabul edilir,yenilir içilir , elle tutulur doğru bir tarafı yoktur.

Özgürlük,bağımsızlık ve demokrasi mücadelesi tekdüze bir yol izlemez. Emperyalist sermayeye karşı ,faşist  diktatörlüklere karşı mücadele biçimleri çok çeşitlidir. İçerisinde bulunduğumuz şart ve koşullar yürütmemiz gereken  bazı mücadele biçimlerini öne çıkarır,bazı mücadele biçimlerinide ona tabi kılar. Bu,günün şart ve koşullarına uygun her an değişebilir,başka bir mücadele biçimini öne çıkarabilir.
 
Hiçbir mücadele biçimi red edilemez ve dek düze bir doğmatik  yolda izlenemez. Önemli olan toplumsal çelişkileri iyi yakalamak,onu halklarımızın yararına çözüme kavuşturmaktır. Buda yetmez tesbit edilen çelişkilerden yola çıkarak devrime hizmet etmesini sağlayabilmek ve  silahlı devrim güçlerinin nefes borularını açmak, kan aktarımı yapmak esas alınmalıdır

Unutulmamalıdır'ki;"Bir halkın silahlı bir güçü yoksa o halk hiçbirseydir".Emperyalizme , faşizme  ve dünya gericiliğine karşı mücadele kanlı-kansız çok çeşitli şekillerde yürütülecektir .  Karşımızdaki sermaye devletleri, faşist diktatörlükler ve onların maşa karanlık güçleri tepeden tırnağa silahlı, teknik donanımlı,onları yenmenin yegane biricik yolu halklarımızında bu kanlı saldırgan katil sürülerine karşı örgütlenmesi , silahlanması,silahlı halk ordularını yaratmasıdır. Bu küçükten büyüğe bir rota izleyecektir. Yenilerek yenmeyi öğreneceğiz. Her zaman zafer ve başarılar elde etmek mümkün değil. Yenilgilerde alınacak,hatalarda yapılacak , önemli olan hatalardan , yanlışlardan doğru dersler çıkarabilmek,aynı hatalara , yanlışlara tekrar düşmemektir. Deneylerden yola çıkarak yeni yol ve yöntemler üreterek gelecekte sınıf düşanlarımız karşısında kazanımlar,başarılar kazanmanın yollarını tesbit etmeli,açmalıyız. Bizi güçlü kılacak , ilerlememizi sağlayacak yegane yol  devrimi,demokrasiyi,özgürlüğü ve bağımsızlık mücadelesinde kesinlikle geri adık atmamaktır.

Sınıf kavgasında töre olmaz ama,emperyalistler,faşist diktatörlükler  , bilimum gericiler can istiyorlar,kan akıtıyorlar,sömürü çarklarını silahlı orduları vasıtasıyla işletiyorlar. En ufak bir hak aramada,insanca yaşama mücadelesi yürütüldüğünde panzeriyle , tank'yla,jopuyla , kurşunuyla karşımıza çıkıyorlar. Ve diyorlarki ;"bizim istediğimiz şekilde yaşamak istiyorsanız , kaderinize razı olun,Parlamento'nun içerisinde'de yer alabilirsiniz.Devletin çizdiği tüm faşist yasa ve kurallara yumak esastır." Peki hangi  yaşam tarzını dayatıyorlar ; kölelik,onursuzluk,teslimiyet... Irkcı- şöven faşist bir yönetime karşı verilecek mücadele yolları kan akıtılarak,baskı zulüm ve korkuyla kapatılmışsa eğer,faşizme karşı silahlanmak , örgütlenmek savaşmak,baş kaldırmak meşru ve haklıdır. Haksız gerici faşist savaşları yok etmenin tek yolu halkların silahlı ordularını yaratmaktır. Emperyalizme karşı , faşizme karşı halkların  kurtuluşunu yaratacak güç Komünist partisidir,sosyalizmdir, halkın ordusudur.

Özetle;seçimlerin böyle olacağı önceden belliydi. Amerikan emperyalizmi,Alman emperyalizmi ve diger  Nato itifakı içerisinde yer alan emperyalistler Erdoğanla yola devametmek istiyorlardı.Seçimler öncesi Obama'yla Erdoğanın görüşmesi,Markelin Türkiye'yi zayareti,seçimler boyunca devletin resmi ve gayri resmi faşist cetelerinin devreye girerek katliamlar yapması,yakıp yıkması korku toplumu yaratarak kayıtsız şartsız itaati dayatması seçim sunucunu bize gösteriyordu.

Olacağı buydu , savaş koşullarında, faşizmin dört bir yandayakıpyıktığı şartlarda seçimler bir aldatmacaydı. Ulusal hareketi ve devrimci güçleri etkisiz kılmak  marjinelleştirmeyi esas almaktaydı. Öylede yapmak için harekete geçti. Top yekün saldırıya rağmen devrim güçleri  mücadelede başarıyla çıktılar. Yanlızca parlamentoya bel bağlayanların beli kanadı kırıldı. Hepsi bu...

Burada yakınıp sızlanmanın,günah keçisi aramanın  bir anlamı yok. Demokrasi güçleri imkanları ve güçleri oranında mücadele ettiler,direndiler,geri adım atmadılar. Kazandıkları mevzilerden bazılarını gasp yoluyla kaybettiler ama gelecek günler için önemli deneyim ve tecrübe elde ettiler. Bu geleceği zaferle taçlandırmanın yollarını bize daha net , açık gösterdi.
                Hasan Aksu 4-10-2015

42774

Son Haberler

Sayfalar

Kavganın Töresi bu

TKP-ML TİKKO Genel Komutanlığı: Partimiz Savaşımızı Aydınlatmaya Devam Ediyor: Ona Omuz Ver! Güç Kat!

Ailevi sorunlar, geçim derdi, gelecek kaygısı, hayaller, yaşanmışlıklar, günden güne ömrün tükenmesi ve sonuç olarak hiçbir şey yaşamadığını farkettiğin ve yüreğine bir acının gelip oturduğu an... bunu ikimize kendime armağan ediyorum. Dost varmı ki şu zaman da derdini alıp vuracak sırtına ..ve biz nelerden uzak kalmışız haberimiz yok...şimdi ki dostluklarda ne duman ne tüten var

TKP-ML MK: TKP-ML, 52 YAŞINDA!

“Daha Sıkı, Daha Sağlam, Daha Kararlı Bir Savaş” İçin Israr ve Sebatla!

Mao Zedung yoldaşın önderliğindeki Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin dünyayı sarsan fırtınaları içinde, coğrafyamız sınıflar mücadelesinin bir ürünü olarak doğan partimiz TKP-ML, 52 yaşında!

Emperyalizm Üzerine Notlar

Uzun bir zamandan beri emperyalizm üzerine makaleler yazıyorum, konferanslar veriyor, panellere katılıyorum. Bir de „Emperyalist Türkiye“ adlı kitabım yayınlandı. Bu kitapta'da Türk devletinin emperyalistleştiğini ve emperyalist bir devlet haline geldiğini; ekonomik, siyasi ve askeri olarak değerlendiriyorum.

Katıldığım seminer, panel, konferans ve çeşitli konuşma ortamlarında, yeni emperyalist ülkeler konusunda bana bir çok sorular soruldu, benim tezlerime karşı karşı tezler ileri sürüldü. Bir çoğu tezlerimi onaylarken, çoğunluk tezlerimi reddetti.

Patika, Politika mı Arıyor Yoksa..

"Başkası olma kendin ol

Böyle çok daha güzelsin"

Anasının kuzusu

Ciğerimin köşesi"

Marifet  solun sağıyla başarılı olmak değil ki.

Afyon, antalya, istanbul, ankara...

İmamoğulları, yavaşlar, böcekler... falanlar filanlar.

Sanki seçimleri kaybettiren  sol gibiymiş gibi

Sanki seçimleri kaybettiren de parlamentizm gibiymiş gibi

Hiç kimse zafer kazanan solun sağı karşısında solu ve parlamentizmi dahil ağzına almıyor.

Proletarya chp'nin sağını satın almış gibi.

Lenin’in Ölümünün 100. Yılı Anısına: Lenin’de Kararlılık ve İki Çizgi Mücadelesi SBKP’de İki Çizgi Mücadelesi*

Rusya’da Marksist gruplar ortaya çıkamadan önce “devrimci” çalışmayı Narodikler yürütüyordu. Narodniklerin Çar’a karşı verdikleri mücadelede temel aldıkları sınıf köylülerdi. Rusya’da kapitalizm geliştikçe işçi sınıfı da gelişip büyümesine rağmen Narodnikler işçi sınıfını değil köylülüğün temel alınmasını savunuyor ve ancak köylülüğün Çar’ı ve toprak ağalarını devirebileceğini savunuyorlardı. Narodnikler bireysel “terörü” savunuyor ve bunun geniş halk yığınları üzerinde büyük etkiler yaratacağını düşünüyorlardı. İşçi sınıfının partisinin kurulmasına karşı çıkıyorlardı.

Hepimiz Mazlum’a borçluyuz:Garabet Demirci

 

Devrimciliği Yaşam Tarzına Dönüştürelim

Bizim gücümüz, haklılığımız ve meşruluğumuzda; olayları, olguları diyalektik- materyalist bakış açısıyla ele almamızda yatıyor.

TKP-ML Merkez Komitesi : Newroz Piroz Be!

İmha, İnkar ve Asimilasyona; İşgal ve İlhaka; Sömürüye, Açlığa, Yoksulluğa, ve Faşizme Karşı

İsyan, Direniş, Serhildan!

Newroz, coğrafyamızda binlerce yıllık sınıflı toplumlar tarihinde sömürülen, ezilen, baskı gören halkların zalimlere, sömürücülere karşı isyanının simgesidir. Günümüzde de başta Kürt halkı olmak üzere bütün ezilen halkların, zalimin zulmüne karşı isyan ve direnişinin, Demirci Kawa’nın isyanının zalim ve katliamcı Dehaklar karşısında yükseltilmesinin, isyan ateşlerinin dört bir yanda yakılmasının adı olmuştur.

Oylar SADET'E.... Oylar DEVA'YA... Oylar İYİ PARTİ'ye....

"Bindik bir alamete gideyoz kıyamete."

Aklımızın sınırlarının zorlandığı günlerde geçiyoruz.

İlemde bir partiye oy verecekseniz....

Sanki iyi parti sizi öldürüyorda chp sizi öldürmüyorsa(?)...

Niye oy verdiğiniz millet ittifakı'nın parlamentizmden vaz geçmemiş paydaşlarından biri de olmaya.

Ve Bakırhan buyurdu: " İstanbul'da kent uzlaşısı sağladık" diye

Ve Sakık buyurdu: "CHP'ye oy yok." diye.

Ve ..

Kadınlar ve İşçiler

Kadınlar neden, niçin ve nasıl eziliyor, neden cinsiyet ayrımcılığın en temel ve en tepe noktasında yer alıyor, neden öldürülüyor neden erkek baskısı kadın üzerinde şiddetleniyor vb. soruların yanıtı ile; işçiler neden, niçin ve nasıl sömürülüyorsa verilecek yanıtlar aynı yerde arandığında, kadının kurtuluşu sorununa, daha genel anlamda ise işçi sınıfı ve emekçilerin kurtuluş sorununa daha doğru yaklaşılmış olacaktır.

Yerel Seçimler ve Proleter Tavır

 

 

Türkiye 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak yerel seçimlere kilitlenmiş bulunuyor. Baskı, yasaklamalar, açlık, yoksulluk, pahalılık ve işsizlik en can alıcı sorun olarak ülke gündemindeki yerini korurken, tüm burjuva partiler 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlerde kazanacakları belediyelerin hesaplarını yapmakla meşguller.

Sayfalar