Cumartesi Mayıs 4, 2024

Kartal Bürosunun Tekzip İsteği

4 Kral Lui / Halk kraldır. 

Tekrarın ve tekrarın sırrı nedir ?  

Bireyi kendi dışına çıkaramayan/ kitleselleştiremyen / kitleselleştiremediği de bireyce bilindiğinde devrimciliği yaşadığı diğer burjuva hayellerine iz bırakmayacak bir şekilde kaçamak haline getiren yaşantının sırrı nedir ?

Kendinizi / tekrarlarınızı, tekrara sizi sürükleyerek ayakta duran bürokrasizminizin sırrı...

Acaba hiç düşündünüz mü sizlerden önce de, sonrada bu sokaklarda kaç insanın yürüdüğünü, yürüyeceğini   ? 

Büroların seyir defteri yok mudur  ?

Akıllı adamların işi midir yaşadıkları karşısında her konjüktür farklıdır diyerekte kendisine bir iğne ucu kadar da olsa rehber olabilecek bir bilginin olmadığını düşünmek, söylediğinden de karşı gelmek ?

--- Lambalar sönsün.

---  Binin kralım süpürge atımın gerisine, Hasta bakıcılar geldi. Sizi yatağınıza götüreyim. Yorgunsunuzdur  argın. Komünist kızınızın sorduğunuz soruya cevap vermemesiyle iki kızınız olan aydınla, devrimci arasındaki ülkenizi paylaştığınızı anlatan hayatınızı yatağınızda anlatın.

---  Varsın patron düşünsün.  söylediği şartlarda işe gelebilenlerce  baba ilan edilmesini, gelemeyenlerce de kızanları. Ne iyi, ne kötü... hangisi iyi, hangisi kötü.

---  Geldik kralım yatağınıza.  Ha.... böyle.... Süpürge atta her zaman yavaş inseniz. Düşüp bir yerinizi inciteceksiniz diye korkarım. Yatağınıza uzanı verin. Hasta bakıcılar da lambaları söndürüp çıktı.

---  Hazır mı atlar. Mahiyetimde ki adamlara  haber salın. Hele bir büyük kızımın, Aydın' ın, yanına gidelim bir süre o babasına baksın.

---  Kralımız buyurdu. Kalkın kalkın.... tüm şövalyeler. Tabaklardan, kapaklarda..  battaniyelerden.... miğferlerini, zırhlarını, pelerinlerin,i giyinsin. Tahta, süpürge... atlarına binsin. Çabuk çabuk. Ha... şöyle. Kralım hazırlar artık.

--- Yedi gece yedi gündüz.... yedi ova aştık. Kızımın sarayındayım artık.  Fransız devrimi ruhuyla yaşayın.

--- Kralım...

--- Günler oldu kızımın sarayın geleli. Kızım Aydın halen maiyetime çıkmadı. Şu gelende kim öyle. Kızım değil mi ?  Söyle bana güzel kızım söyle. Söz verdiğin gibi sorduğum soruya cevap ver

---  Öğrendiydim baba. Siz gelmeden önce mahiyetinizde ki adamlarla günlerdir burada içip zil zurna sarhoş olup asilzade hanımlara saldırmada nice önce, size söz verdiğim gibi sorduğunuz sorunun cevabını öğrendiydim. Sarayımda öldürdüğünüz asilzadeler de, hanımlarında...

--- Hazırlanın. Burada günümüz dolmuştur. Varlığım Aydın kızıma çok gelmeye başlamıştır. Hele birde ortancı  devrimci kızımın yanına gidelim. Şövalyeler atlara.

--- Kralım süpürge atımın gerisinde günlerdir yoldayız.  Bari biraz dinlenseniz. Ağzınızı da bıçak açmadı. Bir lokma bir şeyde yemediniz. Soytarı yazar kralımı eğlendir.

--- Kralım akılsız mıdır ki yaşadıkları karşısında her konjüktür farklıdır diyerekte kendisine bir iğne ucu kadar da olsa rehber olabilecek bir bilginin olmadığını  söyleyen birinin söyledikleriyle üzüle.

--- Çekil şuradan. Affedin kralım affedin. Sizi eğlendirebileceğini düşünmüştüm.   

---  Aydın yaşadığı yeri tahlil eder.

--- Kralım kızınızın sarayı gözüktü.

--- Ortancı kızımın sarayına da geleli günler oldu. Hala bu kızımda maiyetime çıkmadı. Haber salın sarayında olduğumuzu bilsin. Sonunda. Güzel kızım benim. Şefkatli devrimci kızım. Büyük ablan aydın varlığımı görmezden geldi. Ben ki yeni cihana hüküm salmış dost düşman bana bakarak kendini konumlandırmış bir kişiyim. Ablan aydın beni görmezden geldi. Bari sen söyle kızım sen söyle:  sorduğum soruya sen cevap bulabildim mi 

--- Hiç üzülmezsiniz, incinmesiniz. Gittiğin her yerde yer içer adamlarınızla her tarafı  dağıtır ellerine hiç kılıç almamış asilzadelerle düellolara tutuşur onları katledersiniz. Kadınlarını...  çocuklarını .....Yinede sorduğun soruya da cevap istersen sorduğun sorunun cevabı sizsiniz.

--- Hazırlanın kalkın kalkın....  görürüm ki varlığım bu kızımında yanında çok görülmeye başladı.

--- Ahh.. kralım ne bahtı karasınız. yine yollar düştünüz

---  Bu sefer sarayımıza...  Halk olarak sorduğumuz soruların cevabını bulduğumuz yuvamıza

--- Az kaldı sarayınıza.

---Kralım...  kralım....

---Çekil şuradan soytarı yine kralımın huzurunu iyice bozacan

--- Acaba  Kralımız şarabına,, kadınına ......  karışılmasına mı üzüldü yoksa kızlarının verdiği cevaba mı ...

--- Çekil dedim soytarı.

--- Devrimci yaşadığı ülkeyi tahlil edermiş 

--- Kralım...

---  Ben mi kaderci yoksa onlar mı. İktidar, ben... dediğin kim...  nedir ki. Hangi bir iktidar, kim... metanın  ihtiyaç duyduğu serbest dolaşımın kaçınılmazlığında kendini kurtarabilir ki. İnsanı da yaşamak zorunda kaldığı koşullarda kendini kurtaramaması karşısında suçlayabilelim. 

--- Ne olur kralım ne olur.... Saraya geldik geleli...... sığındığınız bu şatoda çıkmadınız. Artık adamlarınızın içtiği şaraplar, yedikleri yiyecekler... çok görüldüğünden kızlarınızca da elinizde alındı. Mahiyetinizdeki adamlar aç sefil.  

--- Rahatlar, gidebileceğiniz bir yerin olmadığını bilen ev sahibi rahatlığıyla. Kendilerinin dediği gibi olmadıkça ölmeleriniz de umurlarında değil.

--- Kusura bakmayın kralım...kusura bakmayın sizden af dileyerek sizin izniniz olmadan küçük kızınıza haber saldım. Durumunuzu öğrenir öğrenmez hemen yola koyuldu. 

---Açılın açılın....  yol verin. Yetişin kralım yetişin....  Ne bahtı kara bir insanmışız.  Kızınız kızınız... dili varmıyor ama saltanızı diğer kızlarınız da geri alabilmek için yola koyulan komünist kızınız...  ablalarının pusuna düşmüş. Adamları ağır yaralı şekilde kurtarabilmişler. Kralımızın kızını getirin. Yaklaştırın. Kralımız yanına yere koyun.

---Baba....... İzninle  maiyetine çıkabilir miyim?

---  İzin ....  maiyet.... huzurunuza çıkmak ..... Her proletarya köylünün partisinde duymaya hasret kaldığı kelimeler

--- Baba...

--- Sesi her zamanki gibi şefkatli, melek gibi. Eskisinden de güzel. Dizlerim niye tutmuyor kızıma götürecek kadar da mı artık yorgun ?

--- Kralıma yardım edin.

--- Kızım ne kadar da güzelleşmişsin ne kadarda değişmişsin.

--- Evet baba değiştim tek değişmeyen fikrim.  Fikrim değişmedi. Tam aksine bana kızıpta beni proletarya köylüye gelin olarak verdiğinden beri ne kadar da sorduğun soruya sen üzüleceksin diye cevap vermemekle ne kadar  haklı olduğumu daha iyi anladım. Cevabını da şimdi istersen: Sorun emperyalizmi açıklamak değil   Emperyalizmin açıklanışını zaten kimse inkar etmiyor. Sorun emperyalizm terimi karşısında Abd, ingiltere, fransa..... SEN ...  ilizyondan başka bir şey değilsin.  Spartaküsü anarken de acaba kaç insan arenaya çıkmak zorunda kaldılar diye diğer insanları sparteküleşemediler diye suçlar. Rahat değilim, gidebileceğiniz bir yerinizin olmadığını bilen ev sahipliği rahatlığı bende yok.  Kendimin dediği gibi  olmadınız diye sizsiz yaşamamaktansa  evsiz kalır sizinle yaşar ölürüm.

---  Aydın yaşadığı yeri, devrimci yaşadığı ülkeyi, komünist dünyayı açıklar. 

--- Lambalar niye sönmedi...  bu hal ne.

---- Her kes yataklara. Hasta bakıcılar geldi.

--- Vurmayın kralıma vurmayın.

--- Sana asla kızgın olmadım asla. Sadece sana kızgınlığım ablaların sorduğum soruya cevap verebilmek için zaman isterlerken seninde onlardan daha nice küçük olmana rağmen bu soruyu bilemeyeceğini düşünürken, sorduğum soruya cevap vermemekle daha çok genç yaşta bunu öğrenmiş olman karşısında acı çekeceğin korkusu. Meğer bu esnada da sen benim üzülürmüşün. Kızımın kolların da kızımla ölmek. Ne kadar mesudum bilemesin.

43704

Ergün Aslan

Ergün Aslan sitemizin köşe yazarıdır. Teorik ve politik konularda yazılar yazmaktadır.

Son Haberler

Sayfalar

Ergün Aslan

Bir Sol Liberal Aydının Ezilen Ulus Milliyetçiliği Temelinde Ulus Sorununa Yaklaşımının Eleştirisi

Giriş:

Uluslar kapitalizmin şafağında ortaya çıkmıştır. Ancak, kapitalizmin emperyalizme evrilmesiyle de ulusal sorunlar çözülebilmiş değildir. Hala ezilen uluslar ve bunların kendi kaderlerini özgürce tayin etme mücadeleleri sürmektedir. Özellikle emperyalizmin ortaya çıkmasıyla birlikte, ezilen ulus sorununun çözümü doğrudan proleter devrimlere bağlanmıştır.

Dağın Sara’sı (Sakine Cansız), Nubar Ozanyan

Aradan yıllar geçse de direngenliğin hikayesini yazan Sara (Sakine Cansız), unutulmadan konuşulup anılıyorsa bu onun istisna bir kişilik olduğunu gösterir. Unutulmayacak kadar değerli çalışmalar yürüten, her dönem geride okunacak notlar bırakan Sara, Kürt Özgürlük Hareketi’nin öncü soluğu olmayı başarmış bir devrimcidir.

Cüret edip özneleşelim, kurtuluş için örgütlenelim ve hep birlikte devrimle özgürleşelim!

– Merhaba, kendinizi tanıtır mısınız?

– Merhabalar, ben Rosa Avesta, TKP-ML Komünist Kadınlar Birliği (KKB) temsilcisiyim.

– TKP-ML KKB olarak 5 Mayıs 2023 tarihinde yaptığınız açıklamada 1. Kongrenizi yaptığınızı açıkladınız. Bu Kongreye gelinceye kadar geçen süreci özetleyebilir misiniz?

Sosyalizm Bayrağının Arkasına Saklanan Sosyal Şovenizm!

Yerel seçim süreci, egemen sınıflar arasındaki kapışmanın yeni adresi olarak giderek ısınan bir gündem olarak karşımıza çıkıyor.

2023 Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinde AKP-MHP faşist ittifakı ve merkezinde CHP’nin yer aldığı “Millet İttifakı” arasındaki mücadeleden ilki ezici bir üstünlükle galip çıktı. Daha doğrusu, devlet aklı, önümüzdeki dönem için yola “CHP’nin de onayıyla” Türk-İslam senteziyle, gerici ve faşist bir ittifakla devam etme kararı aldı.

Vahşet ve zulümle biten yıllar (Nubar OZANYAN)

Yeni yıl ezilen halklara yenilik adına bir şey getirmedi. Zulmün bir devamı, vahşetin bir tekrarı yeniden yaşatılıyor. Dünyanın muktedirleri, sermayenin generalleri Orta Doğu’yu yeniden paylaşmak, hegemonyalarını pekiştirmek için her gün daha fazla sayıda savaş gemisini denizlere sürüyorlar. En kıyıcı silahlarını yeni bir paylaşım savaşı ve çatışmaları için hazırlıyorlar. Filistin, Kurdistan, Ukrayna savaşın ve çatışmaların en sert ve en tahripkar geçtiği ülkeler olma gerçekliğini korumaya devam ediyor.

Roza Luxsemburg ve Karl Liebknecht Yaşıyor, Lenin Yol Göstermeye Devam Ediyor!

 

Roza Luxsemburg ve Karl Liebknecht bundan 105 yıl önce dönemin SPD hükümetinin Freikorsp (Gönüllüler Alayı) askerleri tarafından kurşuna dizilerek katledildiler.

Birinci emperyalist paylaşım savaşının ufukta görünmeye başladığı 1907 yılında toplanan İkinci Enternasyonal çıkması muhtemel savaşa karşı “hazır olunması” ve “savaş bütçelerine hayır” denmesi çağrısında bulundu.

Gerici Zorun Panzehiri, Devrimci Zordur

Görsel ve yazılı basında her gün çürümüş, kokuşmuş sistemin icraatlarına tanıklık ediyoruz. Artık uyuşturucu baronlarına, çetelere dair haberler “sıradan” vakalar haline gelmiş durumda. Tabi ki, bizim işimiz bunların çetelesini tutmak değildir.

“Mücadele, İsyan, Örgüt ve Ezilenlerin Savaşına Doğru…”

Oldukça sarsıcı bir yılı geride bıraktık. Artsakh’da, Rojava’da, Gazze’de işgal saldırıları sürerken Afganistan’da halk Taliban zulmüne katlanmak zorunda kaldı.

Yeni ticaret anlaşmaları ve pazar paylaşım savaşları nedeniyle Ortadoğu halkları Kafkaslar’dan Arap Yarımadası’na zulme uğramaya, göçe zorlanmaya, açlığa ve yoksulluğa hapsedildi. Şimdi yeni bir yıla girerken bu emperyalist ve gerici saldırıları direniş ile karşılayan Ortadoğu halkları zaferlere muktedir…

 Bölgede tırmandırılan savaş

AKP veya CHP’ye Kaybettirmek mi? 3. Yol mu?

Devrimci mücadelenin gerilediği, devrimci-komünist ve yurtsever hareketlerin kitleler üzerindeki etkisinin önemli oranda azaldığı bir sürecin içinden geçiyoruz.

“Ateş Hırsızları”nın Felsefesi, Filozofları[*]

“Diyalektik felsefe karşısında

hiçbir şey sonal,
mutlak, kutsal değildir.”[1]
 
Felsefe “Öldü” mü? Öncelikle belirtmeliyim ki, böyle düşünen insanlar olsa da, yaşam devam ettiği sürece felsefe nihayete ermez; onu “gereksiz” bir şeymiş gibi sunmaya kalkışanlar ise yanılıyor!
Felsefeye yabancılaşan bir çürüme/ çöküş labirentindeysek de; o, insan(lık)ın aptallaştırılmaması için vardır.

Marks'ın Hatalı Olmasını Ne Kadar İsterdik

Proletaryalarla sohbet.

Ah... ah...  kaçımız ama kaçımız marks'ın hatalı olmasını istemezdik ki.

Hemi de kaçımız.

Heledeki sömürgecilik sosyo ekonomik yapıyı değiştirmez derken.

Heledeki yıllardır da sömürgeciliğin değiştirdiği sosyo ekonomik yapıda politika yaptığımızı da kabullenmişken.

Kaçımız ve kaçımız marks'ın hatalı olmasını istemezdik ki.

Belki de... sadece   bu konularda da değil.

Başka  konularda da marks'ın hatalı olmasını isterdik.

Sayfalar