Çarşamba Mayıs 8, 2024

G-20 ler Ezilen Halkların Kaderini Belirliyor! “Alın Size Barış”!

Defalarca yazdık,anlatmaya çalıştık ve dedimki; siyaset yapanlar,demokrasi isteyenler,"büyük politik tahliller'de bulunanlar, emperyalizmle ,faşizmle , faşist diktatörlüklerle barış olmaz. Çünkü, bütün savaşları başlatan-çıkaran onlar. Sömürüyü, ve insanların bütün eşitsiziliğini yaratan ve bu sistemlerini devam ettirmek silah üretenler yakıp yıkıp dünyamızı çöl haline getiren , yaşanmaz kılan yine glabol emperyalist devletlerdir. Onlar var oldukca emperyalist savaşlarda var olacaktır. Emperyalist  glabol sermaye sömürü çarklarını  döndürdükce , işçi sınıfının ,ezilen halkların ve  ulusların karşı haklı savaşlarıda devam edecektir.

Gerçek barış , emperyalist haydutlara , onların uşağı faşist devletlere ve gericiliğe karşı yürütülecek mücadele ve zaferlerle  gelecektir. Dünya,Türkiye ve Kürdistan ezilen-halklarına uygulanan sömürü,baskı ve her türlü eşitsizlik ortadan kaldırılınca gerçek barış , kardeşlik ve özgürlüklerden bahsedeceğiz. İşte o zaman glabol emperyalist sermaye son bulacak,tüm insanlık sömürüden,baskıdan , katliam ve tüm savaşlardan gerçek anlamda kurtularak barış içinde , bütün özgürlüklerin insanlığın yararına sunulduğu tüm kötülüklerin yok olduğu bir dünyada kardeşce bir arada yaşayacaktır.

Siz dedinizki; "Hayır kan akmasın,insanlar ölmesin,kimse kimseye karışmasın,devletin çizdiği çerçevede siyaset yapılsın. Yasalara sadık kalınsın,dışına çıkılmasın,kardaş kardeş birlikte yaşayalım. Kaderimize razı olalım,böyle gelmiş böyle gider. Biraz demokrasinin  de kırıntısı,özgürlüğün öz kırıntısı,bağımsızlığın be kırıntısı herşeye kadirdir,bize yeterde artar".

Bu anlayışı bizlere dayattınız. Bizim gibi düşünenleri neredeyse, "terörden yana olanlar" gösterdiniz. Meşru savunmadan kaynaklı zorunlu devrimci şiddetle , faşist devlet terörünü , emperyalist sömürgeci terörü,El nusra,IŞID vb.emperyalist maşası  islami faşist  piyon örgütleri aynı kaba koymaya kalktınız.

Siyaseti bu çerçevede görmemizi istediniz. Dedikki,bu kaderciliktir,bu emperyalist sermayenin egemenliğini kabül etmektir. Glabol emperyalizm (baş düşmanımız ABD ) ve Faşist diktatörlükler asla ve asla variyetinden vazgeçmez , bilakis özgürlük,halk demokrasisi ve bağımsızlık isteyen halklarımıza tankıyla ,topuyla, savaş uçaklarıyla bombalar , kurşunlar yağdırarak  katleder , devlet terörüyle korku toplumu yaratarak egemenliğini garanti altına almaya çalışır, dedik...Ama kulaklarınızı bize karşı yıllarca kapalı tuttunuz,şövenizmin etkisinden , Kamalist Türk milliyetciliğinden bir türlü köklü kopuşu beceremediniz.

Bizi es geçtiniz yaşanan gerçekleri objektif değerlendirmek yerine , akıl hocalığına soyundunuz. Halkların gerçek anlamda kardeşliğini , barışın gerçek yaratıcılarını küçümsediniz. Gazze'yi gördünüz, Geziyi gördünüz,ama,Silvan'da,lice'de, Nüsaybin'de , Varto'da, Dersim'de Kürtlere, alevi'lere yapılan katliamı,işkenceyi , zulmü görmezden geldiniz. Göklere yükselen , dağı-taşı parçalayan Kürtlerin feryadını,çığlığını anlamadınız. Yükselen çığlığın isyanı ateşleyeceğini faşizm gördü. Kürdistan  bundan dolayıda akıl almaz faşist saldırılara maaruz kalınmaktadır.

Parlemento bir aldatmaca ve faşizmin yüzünü gizleyen maskedir , gözlerinizi boyuyorlar,parlemento ahırında emre amedelikten öte bir rolünüz olmaz dedik,inanmadınız. Gerçekleri sizlere kırk küsür yıldır anlatıyoruz , ama siz hala bizi anlamamak için kendinizi zorluyorsunuz. Bizleri" kırk yıl önceden kalma,doğmatik , nesli tükenmişler, dikine bakan,dönemi iyi okuyamayan kalın kafalılar"görmekten bir türlü vazgeçmediniz.

Yetmez, faşizme karşı kırk küsür yıldır savaşanları küçümsediniz ,hala  küçümsüyorsunuz. Burnunuzdan kıl aldırmıyorsunuz,geniş günde,faşizmin ehvenişer dönemlerinde boy gösteriyor,piyasa devrimciliği yapıyorsunuz, yapmaktasınız. Faşizm çarkını geripte dişlerini azgınca gösterince sesiniz soluğunuz kesilir oluyorsunuz,gıkınız çıkmıyor. Şunu itiraf edeyimki, Hasan Camal , Mehmet Altan gibiler dahi sizden daha" cesurca"faşizme  karşı mücadele ediyorlar .Tükenen devrimci enerjinizi bir türlü kabullenmiyor , içerisinde bulunduğunuz gerçekliği büyük söylemlerle gizliyorsunuz. Hala bedel ödeyen devrim güçlerine  koro  halinde düşman vari saldırıyorsunuz.  Bunun adıda ;" ben hertürlü şiddete karşıyım,barış istiyorum", oluyor. Ve sonuçta bizlerde "teröristler grubuna dahil "edilmiş oluyoruz , sayenizde!
Sanki,emperyalizme,faşizme karşı savaşanlar ezilen halkların eşitlik ve özgürlük temelinde barışlarını savunmuyorl, "barış istemiyorlar"mış gibi ,karşı propaganda yaparak devrimcilere haksız ithamlarda bulunyorsunuz. Bu yanlış tahlille gericiliğin elini güçlendirmekte,faşist diktatörlüğün katliam, terör ve zulmüyle , devrimci haklı savaşı,zorunlu kendini savunmayı "bir ve aynı gösterme "densizliğine düşmektesiniz.

Haklı savaşlarla haksız savaşları bir ve aynı göstererek sapla samanı birbirine karıştırmaktasınız.Egemen emperyalist devletlerin birbirleriyle yürüttükleri egemenlik kurma  savaşları haksız ve gerici savaşlardır. Bu gerçeklik ayırt edilmeden,zulmün , sömürünün sorumluları gösterilmeden, " ben (veya)/ biz hertürlü savaşa karşıyız"demektesiniz.Egemen devletlerin egemenliğini kabul etmeyip bağımsızlık , özgürlük için baş kaldıranlar,mücadele yürütenler,katliama uğrayanların yürüttüğü haklı savaşları"bir ve aynı "gösteriyorsunuz. Böylece haklı, haksız kavramı hasır altı edilerek, redikal devrimci güçlerin yürüttüğü haklı savaşları özünden kopararak ,haksız gerici savaşlarla aynılaştırıyorsunuz.
   
Burada asıl amaç, redikal devrimci direnişin etkisini-gücünü kırmak,kitleleri destekten uzaklaştırmak ,tecrit'i gerçekleştirmektir. Dönüp yüz yıllık tarihimize baktığımızda , emperyalist gerici savaşlara,faşist diktatörlüklerin baskı,zulüm ve katliamlarına karşı direnişlerin başını komünistler çekmiştir. Kazanılan zaferlere  kömünistler damgasını vurmuştur. Emperyalizmi,faşizmi yenilgiye taşıyan, komünistlerin  önderliği ve olağanüstü direnişleridir.  Bu,bugünde gelecekte'de böyle olacaktır.

Yüzümüzü ne yana çevirsek ,kime sorarsak soralım,dünya halklarının düşmanları Amerikan başkanı Obama, Fransa Cumhurbaşkanı Hollande , Alman başbakan Markel, Rusya başkanı Putin, Erdoğan vb.lerinin hepsi ama hepsi " savaşlara karşılar,barış ve huzur istiyor"lar.! Neyin karşılığında "barış ve huzur" istemektedirler? Kendi aralarındaki pazardan pay kapma,pastadan dilim alma dünya halklarını yoksulluğa,açlığa , ölümlere mahkum etme adına ..." Barış" istiyorlar , kendi aralarında yürüttükleri savaşların bilancosunu dünyanın ezilen , yoksul halklarına , uluslarına yıkmak için!. Bu sebeplede kurtlar sofrasını kurup , sofrada kim hangi paya sahip olacak pazarlığını yapmaktalar. Eğerki , anlaşamazlarsa it dalaşına,savaşa devam diyeceklerdir. Savaşları finanse edecekler, buyrukları altındaki devletleri savaştıracak silah ticaretini ikiye katlayacaklar. Sahte adı "barış"olan savaşın yaşanan bilançosu ortada. Bu nasıl barışki, başta  amerika ve diğer emperyalist devletlerin hepsi daha çok silahlanmakta, mali bütçelerinin esasını savunmaya ayırmaktalar.

Günümüzde yaşanan savaşlar ve ortaya çıkan mali bilânçosu bütün insanlığın yaşamını açlık , yoksulluk , sağlık -hastalık ve ölümler yaşamadan sürdürmesine ,kat kat yetiyor ve artıyor. Peki bütün buakıl almaz savaşları ve harcamaları kimler yapıyor? Tabikiişçi sınıfı ve emekçi halklar değil. Dünyayı , insanlığı kendi egemenlikleri altında tutan,bununlada yetinmeyen daha çok kar , sömürü ve talanda tek eğemenlik kurma hırsı  yoksulu daha yoksul , zengini daha zengin yapmaktadır. Birinci,ikinci dünya savaşını emperyalistler çıkardı, bedelini dünya halklarına ödettiler . Bugün ateşi yakılan yakın gelecekte tüm dünyamızı saracak olan üçüncü dünya savaşı bölgemizde alev alev yayılıyor. Çok yakın gelecekte genişleyerek devam edecektir . O zaman emperyalist devlet terörünü görmeyip, bu devletlerin piyasaya sürdüğü, dilden dile dolaştırdığı,"ben hertürlü teröre karşıyım" diyenleri göreceğiz.

Ülkemiz ateşten gömlek alev alev yanıyor , başta Kürdistan ulusu olmak üzere bütün ezilenler anlatılmaz katliamlar, acılar , zulumler yaşıyor. Başta amerikan emperyalizmi olmak üzere Fransa,Almanya , İngiltere ve diğer emperyalistler bölgemizde dünya savaşının ateşini yaktılar. Ateşi tutuşturmak için kibriti  yakmayı uşak piyan faşist devletlere verdiler. Türkiye'de bu uşak piyonlardan biridir. Emperyalist gerici haksız paylaşım savaşı bütün bölgemizi sarmaladığı gibi, dünyamızda kavurucu ateşin içine çekilmiş durumdadır. Bu gerçekleri görmemezlikten gelemeyiz.

Dünya proleyeryası ,ezilen halklar ve uluslar bu vahşi emperyalist savaş haytutlarına karşı birlrşmeli,örgütlenmeli gerici haksız savaşları , haklı savaşlarla yenilgiye uğratmalı,karşı devrimleri  halk devrimleriyle,sosyalist devrimlerle taçlandırmalıyız.

Sonuç olarak; G-20'lerin buğün sona eren toplantısında ortaya çıkan gerçek şu, Başta Amerikan ve Rus emperyalizmi olmak üzere, emperyalistler birbirleriyle egemenlik savaşlarına devam dediler. Amerika ve Avrupa'lı emperyalistler kendi yarattıkları IŞID  canavarını desteklemeye devam kararı  çıkardılar. Ortadoğu'da devrimci redikal kürt hareketini ya yanlızlaştırma yada etkisiz kılmak için binbir hile ve entirikaya baş vuracaktır.

Bu bilinçle Amerikanın gözboyayan sahte kurtarıcılığını teşhir ve teçrit ederek kürt devrimci hareketinin yanında olmalıyız,yanlışlarını eleştirerek ittifak yönümüzü ilkelerimiz den sapmadangüçlendirmeliyiz. Kürt  ulusuna, devrimci  hareketine karşı, faşist diktatörlüğün topyökün yürüttüğü saldırılara karşı, tüm devrimci güçler ve bireyler  topyekün savunuya , direnişe geçmelidir. Faşizmi ülkelerimizde yıkıncaya dek, başta  Amerikan emperyalizmi olmak üzere tüm emperyalistleri  ülkelerimizden kovuncaya dek direnişleri zaferle taçlandırma azmi ve kararlılığını göstermeliyiz.

    "Savaşmaya cesaret etmek,yenmeye cesaret etmektir."Mao Zedung

 

 

 

42497

Son Haberler

Sayfalar

G-20 ler Ezilen Halkların Kaderini Belirliyor! “Alın Size Barış”!

Çutakımız Hrant (Nubar Ozanyan)

Soykırımcıların, hafıza katillerinin tüm çabalarına karşın Ermeni halkının ve ilerici insanlığın hafızasında halen dipdiri olan Hrant Dink; özgürlüğün ve adalet arayışının simgesi olarak anılmaya devam ediyor. Yüzbinlerin hem kalbine hem de duygularına bu denli etkili ve sarsıcı dokunmayı başaran Hrant Dink, bu gücü Ermeni soykırım gerçekliği kavrayışından, özgürlüğe ve adalete olan güçlü inancından, tutarlı duruşundan alıyordu.

Bir Sol Liberal Aydının Ezilen Ulus Milliyetçiliği Temelinde Ulus Sorununa Yaklaşımının Eleştirisi

Giriş:

Uluslar kapitalizmin şafağında ortaya çıkmıştır. Ancak, kapitalizmin emperyalizme evrilmesiyle de ulusal sorunlar çözülebilmiş değildir. Hala ezilen uluslar ve bunların kendi kaderlerini özgürce tayin etme mücadeleleri sürmektedir. Özellikle emperyalizmin ortaya çıkmasıyla birlikte, ezilen ulus sorununun çözümü doğrudan proleter devrimlere bağlanmıştır.

Dağın Sara’sı (Sakine Cansız), Nubar Ozanyan

Aradan yıllar geçse de direngenliğin hikayesini yazan Sara (Sakine Cansız), unutulmadan konuşulup anılıyorsa bu onun istisna bir kişilik olduğunu gösterir. Unutulmayacak kadar değerli çalışmalar yürüten, her dönem geride okunacak notlar bırakan Sara, Kürt Özgürlük Hareketi’nin öncü soluğu olmayı başarmış bir devrimcidir.

Cüret edip özneleşelim, kurtuluş için örgütlenelim ve hep birlikte devrimle özgürleşelim!

– Merhaba, kendinizi tanıtır mısınız?

– Merhabalar, ben Rosa Avesta, TKP-ML Komünist Kadınlar Birliği (KKB) temsilcisiyim.

– TKP-ML KKB olarak 5 Mayıs 2023 tarihinde yaptığınız açıklamada 1. Kongrenizi yaptığınızı açıkladınız. Bu Kongreye gelinceye kadar geçen süreci özetleyebilir misiniz?

Sosyalizm Bayrağının Arkasına Saklanan Sosyal Şovenizm!

Yerel seçim süreci, egemen sınıflar arasındaki kapışmanın yeni adresi olarak giderek ısınan bir gündem olarak karşımıza çıkıyor.

2023 Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinde AKP-MHP faşist ittifakı ve merkezinde CHP’nin yer aldığı “Millet İttifakı” arasındaki mücadeleden ilki ezici bir üstünlükle galip çıktı. Daha doğrusu, devlet aklı, önümüzdeki dönem için yola “CHP’nin de onayıyla” Türk-İslam senteziyle, gerici ve faşist bir ittifakla devam etme kararı aldı.

Vahşet ve zulümle biten yıllar (Nubar OZANYAN)

Yeni yıl ezilen halklara yenilik adına bir şey getirmedi. Zulmün bir devamı, vahşetin bir tekrarı yeniden yaşatılıyor. Dünyanın muktedirleri, sermayenin generalleri Orta Doğu’yu yeniden paylaşmak, hegemonyalarını pekiştirmek için her gün daha fazla sayıda savaş gemisini denizlere sürüyorlar. En kıyıcı silahlarını yeni bir paylaşım savaşı ve çatışmaları için hazırlıyorlar. Filistin, Kurdistan, Ukrayna savaşın ve çatışmaların en sert ve en tahripkar geçtiği ülkeler olma gerçekliğini korumaya devam ediyor.

Roza Luxsemburg ve Karl Liebknecht Yaşıyor, Lenin Yol Göstermeye Devam Ediyor!

 

Roza Luxsemburg ve Karl Liebknecht bundan 105 yıl önce dönemin SPD hükümetinin Freikorsp (Gönüllüler Alayı) askerleri tarafından kurşuna dizilerek katledildiler.

Birinci emperyalist paylaşım savaşının ufukta görünmeye başladığı 1907 yılında toplanan İkinci Enternasyonal çıkması muhtemel savaşa karşı “hazır olunması” ve “savaş bütçelerine hayır” denmesi çağrısında bulundu.

Gerici Zorun Panzehiri, Devrimci Zordur

Görsel ve yazılı basında her gün çürümüş, kokuşmuş sistemin icraatlarına tanıklık ediyoruz. Artık uyuşturucu baronlarına, çetelere dair haberler “sıradan” vakalar haline gelmiş durumda. Tabi ki, bizim işimiz bunların çetelesini tutmak değildir.

“Mücadele, İsyan, Örgüt ve Ezilenlerin Savaşına Doğru…”

Oldukça sarsıcı bir yılı geride bıraktık. Artsakh’da, Rojava’da, Gazze’de işgal saldırıları sürerken Afganistan’da halk Taliban zulmüne katlanmak zorunda kaldı.

Yeni ticaret anlaşmaları ve pazar paylaşım savaşları nedeniyle Ortadoğu halkları Kafkaslar’dan Arap Yarımadası’na zulme uğramaya, göçe zorlanmaya, açlığa ve yoksulluğa hapsedildi. Şimdi yeni bir yıla girerken bu emperyalist ve gerici saldırıları direniş ile karşılayan Ortadoğu halkları zaferlere muktedir…

 Bölgede tırmandırılan savaş

AKP veya CHP’ye Kaybettirmek mi? 3. Yol mu?

Devrimci mücadelenin gerilediği, devrimci-komünist ve yurtsever hareketlerin kitleler üzerindeki etkisinin önemli oranda azaldığı bir sürecin içinden geçiyoruz.

“Ateş Hırsızları”nın Felsefesi, Filozofları[*]

“Diyalektik felsefe karşısında

hiçbir şey sonal,
mutlak, kutsal değildir.”[1]
 
Felsefe “Öldü” mü? Öncelikle belirtmeliyim ki, böyle düşünen insanlar olsa da, yaşam devam ettiği sürece felsefe nihayete ermez; onu “gereksiz” bir şeymiş gibi sunmaya kalkışanlar ise yanılıyor!
Felsefeye yabancılaşan bir çürüme/ çöküş labirentindeysek de; o, insan(lık)ın aptallaştırılmaması için vardır.

Sayfalar