Salı Mayıs 7, 2024

G-20 ler Ezilen Halkların Kaderini Belirliyor! “Alın Size Barış”!

Defalarca yazdık,anlatmaya çalıştık ve dedimki; siyaset yapanlar,demokrasi isteyenler,"büyük politik tahliller'de bulunanlar, emperyalizmle ,faşizmle , faşist diktatörlüklerle barış olmaz. Çünkü, bütün savaşları başlatan-çıkaran onlar. Sömürüyü, ve insanların bütün eşitsiziliğini yaratan ve bu sistemlerini devam ettirmek silah üretenler yakıp yıkıp dünyamızı çöl haline getiren , yaşanmaz kılan yine glabol emperyalist devletlerdir. Onlar var oldukca emperyalist savaşlarda var olacaktır. Emperyalist  glabol sermaye sömürü çarklarını  döndürdükce , işçi sınıfının ,ezilen halkların ve  ulusların karşı haklı savaşlarıda devam edecektir.

Gerçek barış , emperyalist haydutlara , onların uşağı faşist devletlere ve gericiliğe karşı yürütülecek mücadele ve zaferlerle  gelecektir. Dünya,Türkiye ve Kürdistan ezilen-halklarına uygulanan sömürü,baskı ve her türlü eşitsizlik ortadan kaldırılınca gerçek barış , kardeşlik ve özgürlüklerden bahsedeceğiz. İşte o zaman glabol emperyalist sermaye son bulacak,tüm insanlık sömürüden,baskıdan , katliam ve tüm savaşlardan gerçek anlamda kurtularak barış içinde , bütün özgürlüklerin insanlığın yararına sunulduğu tüm kötülüklerin yok olduğu bir dünyada kardeşce bir arada yaşayacaktır.

Siz dedinizki; "Hayır kan akmasın,insanlar ölmesin,kimse kimseye karışmasın,devletin çizdiği çerçevede siyaset yapılsın. Yasalara sadık kalınsın,dışına çıkılmasın,kardaş kardeş birlikte yaşayalım. Kaderimize razı olalım,böyle gelmiş böyle gider. Biraz demokrasinin  de kırıntısı,özgürlüğün öz kırıntısı,bağımsızlığın be kırıntısı herşeye kadirdir,bize yeterde artar".

Bu anlayışı bizlere dayattınız. Bizim gibi düşünenleri neredeyse, "terörden yana olanlar" gösterdiniz. Meşru savunmadan kaynaklı zorunlu devrimci şiddetle , faşist devlet terörünü , emperyalist sömürgeci terörü,El nusra,IŞID vb.emperyalist maşası  islami faşist  piyon örgütleri aynı kaba koymaya kalktınız.

Siyaseti bu çerçevede görmemizi istediniz. Dedikki,bu kaderciliktir,bu emperyalist sermayenin egemenliğini kabül etmektir. Glabol emperyalizm (baş düşmanımız ABD ) ve Faşist diktatörlükler asla ve asla variyetinden vazgeçmez , bilakis özgürlük,halk demokrasisi ve bağımsızlık isteyen halklarımıza tankıyla ,topuyla, savaş uçaklarıyla bombalar , kurşunlar yağdırarak  katleder , devlet terörüyle korku toplumu yaratarak egemenliğini garanti altına almaya çalışır, dedik...Ama kulaklarınızı bize karşı yıllarca kapalı tuttunuz,şövenizmin etkisinden , Kamalist Türk milliyetciliğinden bir türlü köklü kopuşu beceremediniz.

Bizi es geçtiniz yaşanan gerçekleri objektif değerlendirmek yerine , akıl hocalığına soyundunuz. Halkların gerçek anlamda kardeşliğini , barışın gerçek yaratıcılarını küçümsediniz. Gazze'yi gördünüz, Geziyi gördünüz,ama,Silvan'da,lice'de, Nüsaybin'de , Varto'da, Dersim'de Kürtlere, alevi'lere yapılan katliamı,işkenceyi , zulmü görmezden geldiniz. Göklere yükselen , dağı-taşı parçalayan Kürtlerin feryadını,çığlığını anlamadınız. Yükselen çığlığın isyanı ateşleyeceğini faşizm gördü. Kürdistan  bundan dolayıda akıl almaz faşist saldırılara maaruz kalınmaktadır.

Parlemento bir aldatmaca ve faşizmin yüzünü gizleyen maskedir , gözlerinizi boyuyorlar,parlemento ahırında emre amedelikten öte bir rolünüz olmaz dedik,inanmadınız. Gerçekleri sizlere kırk küsür yıldır anlatıyoruz , ama siz hala bizi anlamamak için kendinizi zorluyorsunuz. Bizleri" kırk yıl önceden kalma,doğmatik , nesli tükenmişler, dikine bakan,dönemi iyi okuyamayan kalın kafalılar"görmekten bir türlü vazgeçmediniz.

Yetmez, faşizme karşı kırk küsür yıldır savaşanları küçümsediniz ,hala  küçümsüyorsunuz. Burnunuzdan kıl aldırmıyorsunuz,geniş günde,faşizmin ehvenişer dönemlerinde boy gösteriyor,piyasa devrimciliği yapıyorsunuz, yapmaktasınız. Faşizm çarkını geripte dişlerini azgınca gösterince sesiniz soluğunuz kesilir oluyorsunuz,gıkınız çıkmıyor. Şunu itiraf edeyimki, Hasan Camal , Mehmet Altan gibiler dahi sizden daha" cesurca"faşizme  karşı mücadele ediyorlar .Tükenen devrimci enerjinizi bir türlü kabullenmiyor , içerisinde bulunduğunuz gerçekliği büyük söylemlerle gizliyorsunuz. Hala bedel ödeyen devrim güçlerine  koro  halinde düşman vari saldırıyorsunuz.  Bunun adıda ;" ben hertürlü şiddete karşıyım,barış istiyorum", oluyor. Ve sonuçta bizlerde "teröristler grubuna dahil "edilmiş oluyoruz , sayenizde!
Sanki,emperyalizme,faşizme karşı savaşanlar ezilen halkların eşitlik ve özgürlük temelinde barışlarını savunmuyorl, "barış istemiyorlar"mış gibi ,karşı propaganda yaparak devrimcilere haksız ithamlarda bulunyorsunuz. Bu yanlış tahlille gericiliğin elini güçlendirmekte,faşist diktatörlüğün katliam, terör ve zulmüyle , devrimci haklı savaşı,zorunlu kendini savunmayı "bir ve aynı gösterme "densizliğine düşmektesiniz.

Haklı savaşlarla haksız savaşları bir ve aynı göstererek sapla samanı birbirine karıştırmaktasınız.Egemen emperyalist devletlerin birbirleriyle yürüttükleri egemenlik kurma  savaşları haksız ve gerici savaşlardır. Bu gerçeklik ayırt edilmeden,zulmün , sömürünün sorumluları gösterilmeden, " ben (veya)/ biz hertürlü savaşa karşıyız"demektesiniz.Egemen devletlerin egemenliğini kabul etmeyip bağımsızlık , özgürlük için baş kaldıranlar,mücadele yürütenler,katliama uğrayanların yürüttüğü haklı savaşları"bir ve aynı "gösteriyorsunuz. Böylece haklı, haksız kavramı hasır altı edilerek, redikal devrimci güçlerin yürüttüğü haklı savaşları özünden kopararak ,haksız gerici savaşlarla aynılaştırıyorsunuz.
   
Burada asıl amaç, redikal devrimci direnişin etkisini-gücünü kırmak,kitleleri destekten uzaklaştırmak ,tecrit'i gerçekleştirmektir. Dönüp yüz yıllık tarihimize baktığımızda , emperyalist gerici savaşlara,faşist diktatörlüklerin baskı,zulüm ve katliamlarına karşı direnişlerin başını komünistler çekmiştir. Kazanılan zaferlere  kömünistler damgasını vurmuştur. Emperyalizmi,faşizmi yenilgiye taşıyan, komünistlerin  önderliği ve olağanüstü direnişleridir.  Bu,bugünde gelecekte'de böyle olacaktır.

Yüzümüzü ne yana çevirsek ,kime sorarsak soralım,dünya halklarının düşmanları Amerikan başkanı Obama, Fransa Cumhurbaşkanı Hollande , Alman başbakan Markel, Rusya başkanı Putin, Erdoğan vb.lerinin hepsi ama hepsi " savaşlara karşılar,barış ve huzur istiyor"lar.! Neyin karşılığında "barış ve huzur" istemektedirler? Kendi aralarındaki pazardan pay kapma,pastadan dilim alma dünya halklarını yoksulluğa,açlığa , ölümlere mahkum etme adına ..." Barış" istiyorlar , kendi aralarında yürüttükleri savaşların bilancosunu dünyanın ezilen , yoksul halklarına , uluslarına yıkmak için!. Bu sebeplede kurtlar sofrasını kurup , sofrada kim hangi paya sahip olacak pazarlığını yapmaktalar. Eğerki , anlaşamazlarsa it dalaşına,savaşa devam diyeceklerdir. Savaşları finanse edecekler, buyrukları altındaki devletleri savaştıracak silah ticaretini ikiye katlayacaklar. Sahte adı "barış"olan savaşın yaşanan bilançosu ortada. Bu nasıl barışki, başta  amerika ve diğer emperyalist devletlerin hepsi daha çok silahlanmakta, mali bütçelerinin esasını savunmaya ayırmaktalar.

Günümüzde yaşanan savaşlar ve ortaya çıkan mali bilânçosu bütün insanlığın yaşamını açlık , yoksulluk , sağlık -hastalık ve ölümler yaşamadan sürdürmesine ,kat kat yetiyor ve artıyor. Peki bütün buakıl almaz savaşları ve harcamaları kimler yapıyor? Tabikiişçi sınıfı ve emekçi halklar değil. Dünyayı , insanlığı kendi egemenlikleri altında tutan,bununlada yetinmeyen daha çok kar , sömürü ve talanda tek eğemenlik kurma hırsı  yoksulu daha yoksul , zengini daha zengin yapmaktadır. Birinci,ikinci dünya savaşını emperyalistler çıkardı, bedelini dünya halklarına ödettiler . Bugün ateşi yakılan yakın gelecekte tüm dünyamızı saracak olan üçüncü dünya savaşı bölgemizde alev alev yayılıyor. Çok yakın gelecekte genişleyerek devam edecektir . O zaman emperyalist devlet terörünü görmeyip, bu devletlerin piyasaya sürdüğü, dilden dile dolaştırdığı,"ben hertürlü teröre karşıyım" diyenleri göreceğiz.

Ülkemiz ateşten gömlek alev alev yanıyor , başta Kürdistan ulusu olmak üzere bütün ezilenler anlatılmaz katliamlar, acılar , zulumler yaşıyor. Başta amerikan emperyalizmi olmak üzere Fransa,Almanya , İngiltere ve diğer emperyalistler bölgemizde dünya savaşının ateşini yaktılar. Ateşi tutuşturmak için kibriti  yakmayı uşak piyan faşist devletlere verdiler. Türkiye'de bu uşak piyonlardan biridir. Emperyalist gerici haksız paylaşım savaşı bütün bölgemizi sarmaladığı gibi, dünyamızda kavurucu ateşin içine çekilmiş durumdadır. Bu gerçekleri görmemezlikten gelemeyiz.

Dünya proleyeryası ,ezilen halklar ve uluslar bu vahşi emperyalist savaş haytutlarına karşı birlrşmeli,örgütlenmeli gerici haksız savaşları , haklı savaşlarla yenilgiye uğratmalı,karşı devrimleri  halk devrimleriyle,sosyalist devrimlerle taçlandırmalıyız.

Sonuç olarak; G-20'lerin buğün sona eren toplantısında ortaya çıkan gerçek şu, Başta Amerikan ve Rus emperyalizmi olmak üzere, emperyalistler birbirleriyle egemenlik savaşlarına devam dediler. Amerika ve Avrupa'lı emperyalistler kendi yarattıkları IŞID  canavarını desteklemeye devam kararı  çıkardılar. Ortadoğu'da devrimci redikal kürt hareketini ya yanlızlaştırma yada etkisiz kılmak için binbir hile ve entirikaya baş vuracaktır.

Bu bilinçle Amerikanın gözboyayan sahte kurtarıcılığını teşhir ve teçrit ederek kürt devrimci hareketinin yanında olmalıyız,yanlışlarını eleştirerek ittifak yönümüzü ilkelerimiz den sapmadangüçlendirmeliyiz. Kürt  ulusuna, devrimci  hareketine karşı, faşist diktatörlüğün topyökün yürüttüğü saldırılara karşı, tüm devrimci güçler ve bireyler  topyekün savunuya , direnişe geçmelidir. Faşizmi ülkelerimizde yıkıncaya dek, başta  Amerikan emperyalizmi olmak üzere tüm emperyalistleri  ülkelerimizden kovuncaya dek direnişleri zaferle taçlandırma azmi ve kararlılığını göstermeliyiz.

    "Savaşmaya cesaret etmek,yenmeye cesaret etmektir."Mao Zedung

 

 

 

42492

G-20 ler Ezilen Halkların Kaderini Belirliyor! “Alın Size Barış”!

Kadınlar ve İşçiler

Kadınlar neden, niçin ve nasıl eziliyor, neden cinsiyet ayrımcılığın en temel ve en tepe noktasında yer alıyor, neden öldürülüyor neden erkek baskısı kadın üzerinde şiddetleniyor vb. soruların yanıtı ile; işçiler neden, niçin ve nasıl sömürülüyorsa verilecek yanıtlar aynı yerde arandığında, kadının kurtuluşu sorununa, daha genel anlamda ise işçi sınıfı ve emekçilerin kurtuluş sorununa daha doğru yaklaşılmış olacaktır.

Yerel Seçimler ve Proleter Tavır

 

 

Türkiye 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak yerel seçimlere kilitlenmiş bulunuyor. Baskı, yasaklamalar, açlık, yoksulluk, pahalılık ve işsizlik en can alıcı sorun olarak ülke gündemindeki yerini korurken, tüm burjuva partiler 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlerde kazanacakları belediyelerin hesaplarını yapmakla meşguller.

Misak Manuşyan ve 23’ler Ölümsüzdür!

Misak Manuşyan (1.9.1906 – 21.2.1944) ve yoldaşlarını, Nazi kurşunları ile Paris’te katledilmelerinin 80. yılında saygıyla anıyoruz İnsanlığın düşmanı faşizmi ise bir kez daha lanetliyoruz.

İnsanlığın başına kara bulut gibi çöken, yıkımlar, savaşlar ve dahası onarılması mümkün olmayan felaketlere sebep olan Hitler Faşizmi, 1933 yılında Almanya’da iktidara gelmesiyle başladı. 1929 ekonomik ve sosyal bunalımını atlatamayan ve çözüm bulmakta zorlanan, kapitalist-emperyalist ülkeler, sorunlarını savaş yolu ile çözmek, pazarların yeniden paylaşma savaşına giriştiler.

ÖNCE SERMAYE, SONRA, YİNE SERMAYE

13 Şubat 2024 tarihinde Erzincan iline bağlı İliç'de Çöpler Madencilikte meydana gelen toprak kaymasında 9 (bu rakamın daha  yüksek olduğu iddiası da var) işçi toprak altında kaldı. Bu son olayda, “maden kazası” olarak adlandırılan işçi katlimının, doğa katliamı ile birlikte olağan hale getirildiği ve bu seri katliamların, sermayenin birikimi ve büyümesi için olmazsa olamaz kuralı olduğu  gerçekliğiyle karşı karşıyayız.

Ağır tecrit, büyük direniş (Nubar Ozanyan)

Biz 5 Nolu Amed Zindanı’ndan tanırız faşizmin üniformalı generallerini ve kan yüzlü zindan bekçilerini! Özgürlük mahkumlarına intikam alırcasına en ağır işkencelerin nasıl yapıldığını çok iyi hatırlarız. Devrimin öncü ve önderlerine nasıl düşmanca yüklendiklerini iyi biliriz. Sadece memleketimizden değil, biz ağır tecrit koşullarını ve ölümcül duvar sessizliğini, Peru devriminin önderi Başkan Gonzalo yoldaşın 29 yıl süren direnişinden biliriz.

„Dijitalleşme“ Kitabım Üzerine

Kitabın konusu, işçi sınıfının nicel ve nitel varlığıyla doğrudan ilgilidir. Özellikle üretim sürecinde dijitalleşmenin artmasıyla, işçi sınıfının sınıfsal niteliğine yönelik ciddi saldırılar gelmeye başladı. İşçi sınıfının ortadan kalkacağı, burjuvazinin, ücretli iş gücü sistemi olmadan, salt makineler üzerinden artı-değer elde edeceği gibi, doğrudan kapitalist sistemi var eden temel olgular yok sayılmaya başlandı.

Yavuz Proletarya Ev Sahibini Bastırırmış

-Seçimleri Boykot-

Zavallı kılıçdaroğlu.

Kazanınca (parlamentarizme) geçmeyi başarabilince) kazanabilmek için yaptığı her şeyin anlamsızlaşacağıyla o kadar ilgilenmişti ki ...

Aman neyse biz proletaryalara ne.

Ulusalcıların - sosyal demokratların ağır bedellerle anlamsızlaştırdığı parlamentarizm komplolarla tarihin tozlu sayfaları içerisinde kaybolup giderken...

imamoğlu'nun şapkada çıkardığı tavşan özgür özer'e eşbaşkan'ım diyerek itibar kazandırma yarışına düşen dem'liler ile...

Tarih bilgisi ve gelecek tasavuru (Deniz Aras)

Geçtiğimiz hafta içinde bir dönem TC içişleri memuriyeti görevinde bulunan ve bu “vatani görevi” sırasında devletin başta gözaltında kaybetmeler olmak üzere Kürt halkına ve devrimcilere yönelik katliam saldırılarını sürdürmesini “başarı”yla yerine getiren, günümüzde özü başına muhalif bir faşist partinin lideri Meral Akşener’in “mertçe cinayet” sözü çok konuşuldu.

Ermeni bir devrimci: LEVON EKMEKÇİYAN (Nubar Ozanyan)

Özgürlük uğruna yürütülen savaşımda her savaşçının önüne çıkan tehlikeli yol ayrımı ve kararlardan biridir “Ya onurunu ayaklar altına alıp teslim olacaksın! Ya da ölümlerden ölüm beğenerek direneceksin.” Levon Ekmekçiyan birkaç günlük yaşam uğruna kendini düşmana satmadan yaşamayı esas aldı. Düşündü fedailerin komutanı Kevork Çavuş’u, Antranik Ozanyan’ı, Mariam Çilingiryan’ı ve yanıbaşında çatışmada şehit düşen yoldaşı Zohrab Sarkisyan’ı. Sonra çocukluğunda anlatılan ve dinlemekte zorlandığı soykırım hikayelerini. Hangi Ermeni gencinin yüreği yaralı hafızası intikam dolu değildir ki?

“Unutturulan” Bir Devrimcinin Ardından 29 Ocak 1983, Kanlı Şafak

Çeşitli milliyetlerden Türkiye halkının başına kara bulut gibi çöken 12 Eylül Askeri Faşist Diktatörlüğü’nün elebaşı olan Kenan Evren, Muş halkına yaptığı ve tarihe geçen konuşmasının bir bölümünde “Asmayalım da besleyelim mi?” sözünü, Ermeni devrimci Levon Ekmekçiyan için söylemişti.

12 Eylül faşist cunta yılları idamların, işkencelerin, gözaltında kayıpların, vatandaşlıktan atılmaların, azgın devlet terörünün yaşandığı yıllar olmuştur. Bu dönemde siyasi nedenlerle aralarında 17 devrimcinin de olduğu 51 kişi idam edilerek katledilmiştir.

Almanya'da Faşizme Karşı Kitlelerin Büyük Protestosu

Alman emperyalist burjuvazisi, son yıllarını ekonomik kriz içinde geçirdi ve bu krizi savuşturabilmiş değildir. Tersine, giderek derinleşmektedir. Kendileri için söylenen “Avrupa'nın hasta adamı” sözüne karşı, ekonomi bakanın Lindener'in doğrudan ağzıyla; “hasta değil, yorgun adamı” olduğunu kabul etti.

Sayfalar