Pazar Nisan 28, 2024

Emperyalist Avrupa birliği göbekten çatırdıyor

Kimler umut bağlamadı, büyük hayaller beslemedi ki? Nice eski tüfek “sosyalist”, “komünist”ler Marksist-Leninist ideolojiyi Avrupa birliğine feda etmedi ki? Kimler büyük umutlarla tekelci sermayenin yaverliğine soyunmadı ki? “Marksizm Leninizm’in eskidiğini, vadesini doldurduğunu, tarihin çöplüğüne atılması gerektiğini” hangi dönme liberal, demokrat revizyonist burjuvalar savunmadı ki? Ve emperyalist çıkar gruplarıyla oynaşmayı, cilveleşmeyi esas aldılar.

Kimlerin uzun yıllar umutlarını Avrupa Birliği’ne bağladığını gördük? “Demokrasinin, refahın, özgürlüğün ancak ve ancak Avrupa Birliği’ne katılımla gerçekleşeceğini söyleyenleri çok gördük. Avrupa birliğinin özünde emperyalist sermaye birliğini ifade ettiğini söylediğimizde, “siz daha orada mı kaldınız, bu tezler eskidi” diyenleri çok dinledik. Bizi, “nesli tükenmiş bir avuç takıntılı, ileriyi görmeyen, iflas etmiş bir ideolojinin savunucusu” diye tanımlayarak, dikkate değer bulmayanları çok gördük. Bize karşı kapitalist sermayeyle ilan-ı aşk ettiniz. O kadar ki, kara sevda misali, vazgeçilmez bir aşkı ömür boyu sürdürdünüz. Neredeyse Avrupa Birliği’ne karşı çıkan, bunun bir emperyal sermaye birliği olduğunu savunanları yerlerinden, yurtlarından kovar oldunuz. Faşist diktatörlükleri ehlileştirmek iddiasıyla, Avrupa Birliği’nin oluşumunu demokrasiyi geliştirmenin olmazsa olmazı olarak kabul ettiniz.

Kanlı global sermayenin halkları modern köleler yapmak için ne entrikalar çevirdiğini bilmenize rağmen, suç ortaklığı yaptınız. Avrupa Birliği’nin asıl amacı uluslararası sermayenin aslan payına sahip olmak, bunu gerçekleştirmek için tekellerin sermaye ağırlıklı birleşmesine benzer devletleri birleştirmeyi hedeflemektedir. Devlete ait mülklerin tekelci sermayeye pazarlanmasıyla, sermayenin daha güçlü olması sağlanmaktadır. Aynı zamanda devleti de bir şekilde tekelci sermaye yönetir hale getirmektedir. Yalnızca devletin hukuksal normlarına sadık kalmayı, sömürü çarkını çizilen kurala göre devam ettirmeyi esas almaktadır. Avrupa Birliği’nin, Avrupa Parlamentosu’nun, Avrupa Ekonomik Topluluğu’nun bütün işlevi sermaye çarkının daha iyi işletilmesi, işçi sınıfının, emekçi halkların yürüttüğü örgütlü mücadeleyi etkisiz kılmak, tasfiye etmektir.

Geçmişte Avrupa Birliği’nin gericilik olduğunu söylemiştik. Yalnızca gericilik olmadığını ırkçılığın, ayrımcılığın, halkları birbirine düşman edecek planlı bir sermaye örgütlenmesi olduğunu da anlattık. Gelecekte faşizmin, faşist diktatörlüklerinde postal seslerini beraberinde getirecektir demiştik. Ve, Avrupa’da emperyalist bir birliğin mümkün olmadığını; nihayetinde tekelci sermaye gruplarının birbirine gireceğini; aralarında ki uzlaşmanın geçici, göreceli ve izafi olduğunu; rekabetin, çatışmanın kâr hırsının esas olduğunu ve her ne yaparsa yapsınlar uzlaşmaz çelişkilere sahip olduklarını; pazara hakim olma rekabetinin kaçınılmaz gerici emperyalist savaşları da beraberinde getirdiğini söyledik ve haklıydık. Bugün yaşananlar bizi haklı çıkardı. Avrupa Birliği göbeğinden çatırdadı. Gelecekte bu gerici birliğin mümkün olmayacağı daha net ortaya çıkacaktır. Bırakın bölünsünler. Ortaya çıkan gerici kriz sınıf mücadelesini belirginleştirecek, keskinleştirecek, safları belirleyecek. O nedenle Avrupa birliğinin dağılması, kırılması, işçi sınıfı ve ezilenler için kötü değil iyidir. Özünde savaşları çıkaran bunlar değil mi? Gerici faşist devletleri ekonomik, siyasi, askeri olarak koruyan, destekleyen bu çürümüş emperyalist sermaye devletleri değil mi? Biz neden bunlara hayran olalım, neden sömürü çarklarının yürütülmesine destek verelim. Aksine, Avrupa Birliği’nin dağılması, yıkılması halkların yararınadır. Bugüne kadar o güya “demokrasi, özgürlük ve barış yanlısı” Avrupa Birliği, ülkemizde hüküm süren faşist katliam ve soykırımlara karşı hangi karşı tavrı takındı? Birkaç diplomatik girişim dışında faşizmin kanlı zulmüne karşı takındığı olumlu bir gerçek tavır varsa biri bunu açıklasın. Göz boyamadan başka hangi zulmü engelledi, Kürdistanı, Kürt ulusunu katlediyorlar: Avrupa Birliği’nde sesini çıkaran var mı? Kendimizi kandırmayalım. İt itin kuyruğunu ısırmaz. Alman emperyalizmi, bugüne kadar faşist Türk devletini her yönlü desteklemedi mi? En çok askeri araç ve silahı onlar satmadı mı?

Hâlâ Avrupa Birliği’ni savunmak, dağılmayla karşı karşıya kaldığından dolayı gözyaşı dökmek, Avrupa Birliği yıkılırsa demokrasinin, barışın yok olacağını söylemek liberalizm değil midir. Dün “Erdoğan’ın demokrasi getireceğini” söyleyip, destekleyenlerin durumu bugün ortada. Bunlar aynı zamanda Avrupa Birliği’ne de aynı mantıkla bakıyor ve destekliyorlar. Aslında, bunlar tekelci sermayenin koltuk değnekliğini yapmaktadırlar. Yerine göre hem nalına hem mıhına vuruyorlar. Sıkışınca “yanıldık, kandırıldık” deyip, işi özürle geçiştirmeye çalışıyorlar.

Avrupa emperyalist sermayesinin devletleri, yabancıları, ilticacıları, savaş mağdurlarını işsizliğin, krizin, bunalımın sorumlusu göstermektedir. Yabancı düşmanlığı, ırkçılık, dinsel ayrılık üzerinden siyaset yaparak, kendi toplumunu faşizan bir kültürle, ideolojiyle yoğurmakta; bunun üzerinden sermaye devletinin yaşamasını sağlamaktadır.

Gelinen aşamada, bu gerici faşizan uydurma gerekçeleri de giderek geri tepiyor. Artık bütün Avrupa can çekişen kapitalizmin paniğini yaşamaktadır. Çünkü kendi işçi sınıfıyla, emekçi halkıyla karşı karşıya kalacaklar. Kendi iç çelişkileri giderek şiddetlenecek, çatışmalara devinimlere yol açacaktır. Gelişmeler gösteriyor ki, bugüne kadar gasp ettikleri hakların hesabını, yağmaladıkları soyup soğana çevirdikleri halklara vereceklerdir. Kısacası, Avrupa’da emek sermaye çelişkisi gelişecek, şiddetlenecektir. Gelişmeler bunu bize gösteriyor. Bu çelişkiler bir üst aşama yaparak, komünizm heyulasını yeniden Avrupa’nın göbeğinde yankılandıracaktır. Emperyalist tekelci sermayenin korkusu, uykularının kaçması bundandır. 

43504

Martager (Nubar Ozanyan)

Yaşamı Fakir, savaşımı Martager olan komutan, sert yaşadı. Bir derviş gibi Kafkaslar’ı, Ortadoğu’yu dolaştı. Mazlumların yaşamından gürültü yapmadan kopup giderken geride derin izler ve unutulmaz anılar bıraktı. Yaşadığı her toprak parçasında eski ve köhnemiş olan her şeye meydan okudu. Yaşarken Ararat’a, düşerken Cudi’ye bakarak “Elveda” dedi.

Devrimci Bir Çıkış İçin Örgütlen-Örgütle

“…Komünist Enternasyonale bağlı tüm partiler, ‘Kitlenin daha derinlerine!’, ‘Kitlelerle daha sıkı temas!’ şiarlarını ne pahasına olursa olsun pratiğe geçirmelidirler; kitleler sözünden anlaşılması gereken emekçilerin ve sermaye tarafından sömürülenlerin, özellikle de en örgütsüz ve en bilinçsiz, en fazla ezilen ve örgütsel olarak kapsanması en zor olanların tümüdür.”(1)

Proletaryasız Burjuva Çağı Hayali(!)

 

Telaşlı diplomasi ve açık savaş hazırlığı Nijer: Afrika'da akut savaş tehlikesi!(Rote Fahne (Kizil Bayrak)

26-27 Temmuz gecesi, yaklaşık 26 milyon nüfusa sahip Batı Afrika ülkesi Nijer'de ordu bir darbe düzenledi. Bir önceki başkan Bazoum'u devirdi ve anayasayı askıya aldı.

Frankfurter Rundschau'ya göre Bazoum döneminde Nijer, "İslamcı teröristlerin Sahel'deki ilerleyişine karşı mücadelede Batı'nın son stratejik ortaklarından biriydi".

“En Önde” Durmak, “En Önde” Savaşmak (Dengê Azadî )

Lozan’daki tarihsel haksızlığın 100. yıldönümünde gerilla alanlarına yönelik işgal saldırıları sürüyor. Emperyalist devletlerle İttihatçı Kemalistler arasında imzalanan ve TC devletinin emperyalistlerce kabul edilmesinin resmileştiği tarih olarak 24 Temmuz 1923 Lozan Antlaşması’nın üzerinden yüz yıl geçti.

Kalbim Zap’ta çarpar! (Nubar Ozanyan)

Yeni bir yüzyıl direnenlerin hikayeleri ve isimleriyle yazılmalıdır. Zalimlerin yazdığı yüz yıllık faşist tarihi parçalamanın zamanı çoktan gelmiştir. Soykırımcılar, teknolojinin üstünlüğüne her gün yenilerini ekleyerek kıyıcı ve yok edici silahlar üreterek Kurdistan’ın en ışıldayan direniş parçalarına saldırsa da, 26 gün abluka ve bombardıman altında yaralı olduğu halde “teslim ol” çağrılarına direnen gerillanın karşısında çoktan yenilmiştir!

Çoktan yenilmiştir, Osmanlı’nın İttihatçı subay ve askerleri, Türk ordusunun işkenceci generalleri!

“Halkın aslanları: HBDH milisleri” (Ziya Ulusoy)

Bahsetmek istediğimiz HBDH militanları. Yaklaşık 7 yıldır Erdoğan faşizminin acımasız  saldırı ve zulmüne karşı mücadele ediyorlar. Şimdiye değin yüzlerce eyleme imza attılar.

Mücadele koşulları çok ağır. Faşizmin saldırgan ve devasa miktardaki polis aygıtı, yüksek gözetleme ve takip tekniğini de kullanarak, hareket imkanını çok daraltıyor. Az güçle ve bu duruma rağmen, HBDH militanları eylem yapabiliyor. Biribirinden çok uzak kentlerde de, değişik bölgelerde de, aynı kentin değişik semtlerinde de Erdoğan faşizmine karşı eylem yapabiliyorlar.

Dedikoducu Modacılar

Amann... sanki kendileri de proletaryalarda karşılık bulsalardı chp ve hdp'lilerde taban, oy (veyahut da boykotçu) almış olmayacaklardı.

Neysee...

Nerede kalmıştık.

Maltepe'de bir mayıs.

Yolun bir tarafında tip'liler bir tarafında hdp'liler.

Yolun sağına, soluna... gölgesine de sıkışmış... tip'çilerin giyimlerini kuşamlarını ... diğer kortejlerdeki insanlarla kıyaslayan benim gibi de dedikocu modacılar.

Bu keşmekeşliğin içerisinde de..

Tip'çilerin gözleri  hdp'lilere... hdp'lilerinki de tip'çilere kayıyor.

Bizim devrim! (Nubar Ozanyan)

Rojava’nın haritadaki yeri sorulduğunda Kürtlerin bir kısmının dışında kimsenin doğru dürüst yanıt veremeyeceği bir süreçten geçilerek gelindi bugünlere. Büyük riskler göze alındı. Ağır bedeller ödenerek kazanımlar elde edildi. Bu sayede Rojava, özgürlüğüne kavuştu. Ortaya konan devrimsel hamleler, sayısız çaba sonucu Rojava halkları daha ileri ve gelişkin bir sürece geldi. 

DİK DURUP BOYUN EĞMEYENLER[*]

 

 

“Yol daima ayaklarınızın altında,

rüzgâr daima arkanızda olsun.”[1]

 

“Bu bir çıkmaz sokak. 3.Dünya savaşı yaklaşıyor.” Mu gerçekten de?

Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Medvedev, 11-12 Temmuz 2023 tarihlerinde Vilnius’ta gerçekleşen NATO Liderler Zirvesi’nde Ukrayna’ya yapıla gelen silah yardımlarının daha da arttırılması kararına ilişkin olarak şu değerlendirmede bulunmuş:

“Çıldırmış olan Batı, başka bir şey düşünemez oldu. Aptallık noktasına kadar en yüksek düzeyde öngörülebilirlik içerisindeler. Bu bir çıkmaz sokak. 3.Dünya Savaşı yaklaşıyor.” (1)

Sayfalar