Cumartesi Mayıs 4, 2024

Diyarbakır zindanının solduramadığı bir “beton gülü”nü,Zeynep’imizi kaybettik. (Erdal Emre )

Kahkaha ve gözyaşı ortağın Delço ile birlikte Cumartesi günü ziyaretine gelecektik. Öyle anlaşmıştık...

On-altı yıllık direnç rezervlerinin sonlarına yaklaştığın biliniyordu. Ama onca yıl dayanan yaşama coşkun bir zaman daha dayanır sanıyorduk. Biraz da bu nedenle ağırdan aldık... Bağışla..!

Birkaç hafta önceden randevulaşmıştık.
Tüm bedenini istila eden o illetin, o amansız melanetin seni bir daha çıkmamak üzere bir klinik odasına mahkum edeceğine inanmak istememiştik belki de. Son telefon konuşmamızın üzerinden on gün bile geçmemişti daha. Ziyaretine gelme düşüncesinin kendisi bile kahreden duygular yaratıyordu... Bir vedalaşma gibi anlayabileceğinden de çekiniyorduk doğrusu. 
“Görüş günümüz” için Delço’yu “sakın Zeynep’in yanında ağlayayım deme !” diyerek sıkı sıkya tembihlemeyi düşünüyordum… Onun ne kadar duygusal olduğunu sen de biliyordun. Duygularını saklamaz/saklayamaz ve etrafındakilerini de ağlatırdı...
Ama yetişemedik, geç kaldık. Aslında sen erken bırakıp gittin…

“Ne haber kız kaynana” diyerek sohbete başlayamamak, biraz utangaçça gülüşünü,şakalara dahi karşılık verirken en uygun ve ölçülü cevap arayışını bir daha yaşayamamak, görememek…

İç-Dersim’in tanıdığım en narin, saygılı, doğasında kırıcılığın kırıntısı yok denli kibar ve candan kızı yok artık.

Zeynep, KAYPAKKAYA'nın şahsında Komünal bir dünya düşüyle tarihin en köklü eşitsizliklerini sorgulayan direnişçi bir kuşağın az sayıdaki kadın militanlarından biriydi. 
Arkadaş canlısı, dostluk ve yoldaşlığına sıkı, sevdiklerinin ihmalkârlığına içten içe çok üzülen, yersiz ihtilaf ve didişmelerden değil huzurdan, yapıcı/samimi kollektif ilişkilerden beslenen bir kişilikti Zeynep.

34 yıl önceki ilk karşılaşmamızda ondaki şu kişilik değerini hiç unutamamıştım : Bulunduğu ortamlara o zarif ruhuyla –konuşmasa bile- belirgin, kendiliğinden bir etki taşıyor, sakin ve saygın bir ilişki iklimi oluşmasını sağlıyordu. Zeynep'in bulunduğu ortamlarda en meşe mamülü arkadaşlar dahi üslup ve davranışlarına bir çekidüzen verirlerdi.

İnsan ilişkilerindeki güven bunalımının, yabancılaşmanın, yalnızlaşmanın derinleştiği, cazgırlığın, reklama ve ranta dönük yüzeysel ilşkilerin alan kazandığı bir zaman diliminde Zeynep’in zerafetini, narin gülüşünü, içtenliğini, yoldaş sıcaklığını, insan ilişkilerindeki kalite düzeyini çok ama çok arayacağımızı sanıyorum.

Yaşam serüvenine bundan böyle anılarımızda devam edeceksin Zeynep ! 

43263

Misafir yazarlar

Güncele iliskin yazilariyla sitemize katki sunan yazar dostlarimiza ait bölüm

Misafir yazarlar

Martager (Nubar Ozanyan)

Yaşamı Fakir, savaşımı Martager olan komutan, sert yaşadı. Bir derviş gibi Kafkaslar’ı, Ortadoğu’yu dolaştı. Mazlumların yaşamından gürültü yapmadan kopup giderken geride derin izler ve unutulmaz anılar bıraktı. Yaşadığı her toprak parçasında eski ve köhnemiş olan her şeye meydan okudu. Yaşarken Ararat’a, düşerken Cudi’ye bakarak “Elveda” dedi.

Devrimci Bir Çıkış İçin Örgütlen-Örgütle

“…Komünist Enternasyonale bağlı tüm partiler, ‘Kitlenin daha derinlerine!’, ‘Kitlelerle daha sıkı temas!’ şiarlarını ne pahasına olursa olsun pratiğe geçirmelidirler; kitleler sözünden anlaşılması gereken emekçilerin ve sermaye tarafından sömürülenlerin, özellikle de en örgütsüz ve en bilinçsiz, en fazla ezilen ve örgütsel olarak kapsanması en zor olanların tümüdür.”(1)

Proletaryasız Burjuva Çağı Hayali(!)

 

Telaşlı diplomasi ve açık savaş hazırlığı Nijer: Afrika'da akut savaş tehlikesi!(Rote Fahne (Kizil Bayrak)

26-27 Temmuz gecesi, yaklaşık 26 milyon nüfusa sahip Batı Afrika ülkesi Nijer'de ordu bir darbe düzenledi. Bir önceki başkan Bazoum'u devirdi ve anayasayı askıya aldı.

Frankfurter Rundschau'ya göre Bazoum döneminde Nijer, "İslamcı teröristlerin Sahel'deki ilerleyişine karşı mücadelede Batı'nın son stratejik ortaklarından biriydi".

“En Önde” Durmak, “En Önde” Savaşmak (Dengê Azadî )

Lozan’daki tarihsel haksızlığın 100. yıldönümünde gerilla alanlarına yönelik işgal saldırıları sürüyor. Emperyalist devletlerle İttihatçı Kemalistler arasında imzalanan ve TC devletinin emperyalistlerce kabul edilmesinin resmileştiği tarih olarak 24 Temmuz 1923 Lozan Antlaşması’nın üzerinden yüz yıl geçti.

Kalbim Zap’ta çarpar! (Nubar Ozanyan)

Yeni bir yüzyıl direnenlerin hikayeleri ve isimleriyle yazılmalıdır. Zalimlerin yazdığı yüz yıllık faşist tarihi parçalamanın zamanı çoktan gelmiştir. Soykırımcılar, teknolojinin üstünlüğüne her gün yenilerini ekleyerek kıyıcı ve yok edici silahlar üreterek Kurdistan’ın en ışıldayan direniş parçalarına saldırsa da, 26 gün abluka ve bombardıman altında yaralı olduğu halde “teslim ol” çağrılarına direnen gerillanın karşısında çoktan yenilmiştir!

Çoktan yenilmiştir, Osmanlı’nın İttihatçı subay ve askerleri, Türk ordusunun işkenceci generalleri!

“Halkın aslanları: HBDH milisleri” (Ziya Ulusoy)

Bahsetmek istediğimiz HBDH militanları. Yaklaşık 7 yıldır Erdoğan faşizminin acımasız  saldırı ve zulmüne karşı mücadele ediyorlar. Şimdiye değin yüzlerce eyleme imza attılar.

Mücadele koşulları çok ağır. Faşizmin saldırgan ve devasa miktardaki polis aygıtı, yüksek gözetleme ve takip tekniğini de kullanarak, hareket imkanını çok daraltıyor. Az güçle ve bu duruma rağmen, HBDH militanları eylem yapabiliyor. Biribirinden çok uzak kentlerde de, değişik bölgelerde de, aynı kentin değişik semtlerinde de Erdoğan faşizmine karşı eylem yapabiliyorlar.

Dedikoducu Modacılar

Amann... sanki kendileri de proletaryalarda karşılık bulsalardı chp ve hdp'lilerde taban, oy (veyahut da boykotçu) almış olmayacaklardı.

Neysee...

Nerede kalmıştık.

Maltepe'de bir mayıs.

Yolun bir tarafında tip'liler bir tarafında hdp'liler.

Yolun sağına, soluna... gölgesine de sıkışmış... tip'çilerin giyimlerini kuşamlarını ... diğer kortejlerdeki insanlarla kıyaslayan benim gibi de dedikocu modacılar.

Bu keşmekeşliğin içerisinde de..

Tip'çilerin gözleri  hdp'lilere... hdp'lilerinki de tip'çilere kayıyor.

Bizim devrim! (Nubar Ozanyan)

Rojava’nın haritadaki yeri sorulduğunda Kürtlerin bir kısmının dışında kimsenin doğru dürüst yanıt veremeyeceği bir süreçten geçilerek gelindi bugünlere. Büyük riskler göze alındı. Ağır bedeller ödenerek kazanımlar elde edildi. Bu sayede Rojava, özgürlüğüne kavuştu. Ortaya konan devrimsel hamleler, sayısız çaba sonucu Rojava halkları daha ileri ve gelişkin bir sürece geldi. 

DİK DURUP BOYUN EĞMEYENLER[*]

 

 

“Yol daima ayaklarınızın altında,

rüzgâr daima arkanızda olsun.”[1]

 

“Bu bir çıkmaz sokak. 3.Dünya savaşı yaklaşıyor.” Mu gerçekten de?

Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Medvedev, 11-12 Temmuz 2023 tarihlerinde Vilnius’ta gerçekleşen NATO Liderler Zirvesi’nde Ukrayna’ya yapıla gelen silah yardımlarının daha da arttırılması kararına ilişkin olarak şu değerlendirmede bulunmuş:

“Çıldırmış olan Batı, başka bir şey düşünemez oldu. Aptallık noktasına kadar en yüksek düzeyde öngörülebilirlik içerisindeler. Bu bir çıkmaz sokak. 3.Dünya Savaşı yaklaşıyor.” (1)

Sayfalar