Cumartesi Mayıs 25, 2024

Bizi bu kurşunlar değil sizin sessizliğiniz öldürürecek

Ey önce insanım diyenler ,faşizme,haksızlığa karşı olduğunu söyleyenler, ey aydınlar,entellektüeller,kendine ilerici, devrimci, demokrat diyenler,ey geçmişte bedel ödeyen , zülmün en acısını yaşayan canlarım , kardeşlerim, arkadaşlarım, dostlarım , yoldaşlarım duyuyormusunuz bu çığlığı ,feryadı ve bizlerden ne istediklerini!!!  Kürt ulusu en demokratik hakkı için her şeyini feda etmekte,(“bir tasmalı köpek gibi kul köle yaşamaktansa,özgürlüğüne aşık, kurt olmayı tercih ederek ,kışa karda girmeyi aç kalıp , gerekirse ölmeyi göze alarak bedel ödeyen,kurt,”)hikayesini çoğumuz biliriz.

Neden hâlâ milyonlarca insan faşizme karşı sessiz kalabiliyor,neden her türlü zulmü,baskıyı,hakareti,aşağılanmayı kabül ediyoruz? Neden “bana değmeyen yılan bin yaşasın “kültürünü kabulleniyoruz.? Nerede kalıyor bizim insanlığımız,hertürlü haksızlığa karşı çıkışımız…Bumu bizim insanlığımız,aydın olmamız,devrimci olmamız,sosyalist -komünist olmamız..Ayrı düşünebiliriz,aynı şeyleri paylaşmayabiliriz,ayrı uluslardan,ırklardan,mezheplerden olabiliriz,ayrı dili konuşabiliriz,ayrı inançlara sahip olabiliriz bu bizim sessiz kalmamıza,duyarsız davranmamıza , faşist diktatörlüğün yaptığı zulme , katliama tepkisiz kalmamıza bahane olamaz.

Eğerki , faşizmden yana değilsen,dil , din  mezhep ırk ayrımı yapmıyorsan , ses ver direnen Kürt ulusuna,devrimci direnişe,insanlık için… demokrasi ve bağımsızlık için kadınıyla, kızıyla,genciyle,ihtiyarıyla günlerce direnenlere….  Unutma bugün yanımda değilsen , bana yapılan faşist zulme ses çıkarmıyorsan,görmezden , duymazdan geliyorsan yarın  benim sana ihtiyacım yoktur. Faşizm sana dönüp zulmün sopasını çevirdiğinde boşuna çığlık atma,suçlu çünkü sensin , kendin sessiz kalmakla bu faşist zulme davetiye çıkardın..!Ama unutma ve bilki, ben yinede senin yanında olacağım. Asla seni yanlız bırakmayacağım. Acılarımızıda , sevinçlerimizde birlikte paylaşacağım.

Yüzlıllardır gördük , yaşadık  Hızır paşaları,onlar hep hainlikleriyle , ihanetleriyle anıldılar, halklar tarafından kendileri naletlendiler. Zulme karşı direnenenlerse  baş tacı yapıldı , saygıyla , övgüyle,unutulmazlar olarak tarihin ileride okunacak sayfalarına yazıldılar. Dönekler , ihanetciler,çıkarları gereği faşizmin yanında mevki ve makam için yer tutanlar  gelecekte nefretle anılacaktır.

Kürt olmasına karşın , Kürtlere karşı ,çıkarları gereği faşizmle birleşen,kalemini kişiliğini satan ,Orhan Miroğlu ve benzerleri kendilerini bugün şovmenlik yaparak  , mülakatlar vererek “aklamaya” çalışabilirler.. Hatta Silvan’da, Cizre’de,Nusaybin’de ,yani Kürdistanın dört yanında yapılan faşist zulmü “son derece haklı ve meşru olduğunu” utanmazca , ar damarı çatlamış bir ihanetci olarak söyleyebilir.

Orhan Miroğlu daha ileri giderek efendileri adına konuşmakta faşizmin dilini kullanmakta bir sakınca görmeyerek şöyle demektedir; “Bizim hükümet olarak utanç duyacağımız hiçbir şey yok”.Miroğlu sen şunu unutmaki;Kürtlüğünü satabilirsin,kalemini satabilirsin,para,mevki ve çıkarların için kendini de satarak faşizmin savunuculuğuna soyunabilir, özğürlük ve bağımsızlık için canlarını verenleri “terörist olarak”suclayabilirsin! Ama  devran dönecek , devir değişecek sen ve senin gibi satılmış faşizmin kalemşör ihanetcileri hesap verecektir.sende bunu unutma yaz bir kenara.

Çünkü , sen yanlızca kalemini satmadın,Kürt ulusunu sattın, Diyarbakır zındanında sana “yedirilen b..u sattın”,onurunu,kişiliğini ve insanlığını sattın.

Kusura bakmayın yoldaşlarım,dostlarım,arkadaşlarım ve zulüm gören halklarımız , insan dolu dolu olunca , böylesi satılmiş devletin kalemşörleri konuşunca daha öfkeleniyor,hırslanıyor,sitemkar oluyor. Gün bugün ,ayrım yapmadan faşizme,emperyalist savaşın başını çeken Amerikan emperyalizmine ve emperyalist gerici savaşlara karşı  birlikte hareket etme günüdür. Unutmayalım , haklıysak birgün mutlaka ama mutlaka  kazanacağız. Emperyalist gerici savaşlara karşı yürüttüğümüz mücadelede zafere ulaşacağız. Halklarımızın özgür ve savaşsız bir dünya yaratma savaşında tüm gericiliği yıkarak muzaffer  olacağına inançımız  tamdır. Bu inançla “Bizi bu kurşunlar  öldürmez” direnişine ses vererek, “sessizliği”tüm güçümüzle yıkalım,faşizme karşı omuz omuza direnişi yükseltelim. Gün birleşme , direnme,fasizme karşı insanlığı savunma ğünüdür. Sesimize ses ver,sesiz kalma.

 

43309

İtiraz ahlaki[*]

 

“İnsanlarda eksik olan

güç değil iradedir.”[1]

 

Zor, ancak zor olduğu kadar da güzel ve umutlu günlerden geçiyoruz.

İnsan olma hâli(miz), bir kere daha sınanıyor.

Devletin Sokak Çeteleri Mafyanın Ortak Organizasyonuna Karşı Devrimci Tavır Ne Olmalıdır! HASAN AKSU.

Bu gerçeklik bugüne has bir karşı devrimci bir organizasyon değil. Devletin başında olanların derin organizasyonudur ve de süreklilik göstermektedir.

Bu Dünya Komünizmi de Yaşayacaktır!

 

Ekim Devrimi’nin 96. Yılını Kutlarken!...

Sınıf bilinçli bir devrimcinin,
her zaman devrim beklemesi,
onun düşünce ve eylem
diyalektiğinin bir gereğidir

ÇIRILÇIPLAĞIM SOKAK ORTASINDA UTANIYORUM!

Yoksullar için bir cehenneme dönüşen dünyanın şu utançlı haline bir bakın! İçinde çocuk ve kadınların da olduğu yüzlerce kaçak göçmen bindikleri tekne alabora olunca, İtalya'nın Lampedusa Adası açıklarında denizin zifiri karanlığında kaybolup gittiler.

         Dünyayı aralarında ülke ülke parselleyen kudretlilerin para havuzları dolarlarla dolup dolup taşarken, yoksulluk mengenesindeki bu insanlar bir lokma ekmek için bin bir umutla yollara düşmüş, bilmeden ölüme koşmuşlardı.

Aşk ve Sanatın hayatı yani Gezi, Kızılay, Gündoğdu, vd’leri 1

“İyi ki hatırlattın

Başkaldırı diye bir şey var

İsa’dan beri insanı güzelleştiren

Şimdi daha güzel her şey

Daha insan herkes.”[2]

 

BEN BEHZAT FİRİK! Hasan Aksu

GÖZLERİMİ DAĞLADILAR WAYE, ATEŞLERDE YAKILDIM ANNEY!
 Ben BEHZAT FİRİK:  Tabi beni çoğunuz tanımazsınız, çok azınız beni tanır. 12 Eylül 1981’in 10 Ekim’inde,  karanlığın dağılmaya yüz tuttuğu bir fecir vakti, Dersim’de Ovacık’ın Dere Karedesi’nde yani köyümde ağabeyimle birlikte Kayseri komando tugayınca yaka paça gözaltına alındık.    Operasyon timinin başında “Kulaksız Yüzbaşı” lakaplı Aytekin İçmez vardı. Biliyorum hala beni tanımadınız, ne demek istediğimi hala anlayamadınız, tanıyamadınız beni.

Akp'nin yeni oyunu‘’Demokratikleşme Paketi’’

Kamuoyunun uzun bir süredir beklediği  ‘’Demokratikleşme Paketi’’ nihayet 30 Eylül 2013 tarihinde yeni Başbakanlık binasında, bizzat hükümetin başı Erdoğan tarafından açıklandı.  Hiçbir muhalif gazete ve televizyon kuruluşunun yer almadığı basın toplantısında,  Bakanlar Kurulu üyeleri ve yandaş basının Ankara temsilcilerinin yer aldığı basın toplantısında, Erdoğan tek kişilik bir tiyatro oyunuyla ‘Demokratikleşme Paketi’’ni açıklayarak salondan ayrıldı.

Alman Bernsteincılığın, Rus Struveciliğin Günümüz Versiyonları 'Özgürlükçü Sosyalizm' Ve HDP-HDK



Ekonomistler , Legal Marksistler ve Menşeviklerin bir bölümünün Rus Devrimi süreci içinde toparlandığı Kadetlerin(Anayasal Demokrat Parti) iç savaş sürecinde karşı-devrimci Beyaz Muhafizlara dönüşmeleri size ilham vermelidir...

Geri dönüp baktığımda

Kürt hareketi iyimserlikle tedirgin bir karamsarlık arasında gidip geliyor. Bir bocalama içinde, şüpheci, kaygılı ve tereddütlü. Tayyip Erdoğan’ın ne yapacağını ve ne yapmak istediğini kestiremiyor. Kendisini kuşatan puslu havayı aralayamıyor, önünü göremiyor. Tayyip Erdoğan’a sert çıksa  “hassas süreci” baltalamış olmaktan çekiniyor. Alttan alsa direksiyonu büsbütün AKP’ye kaptırmaktan ve bir bilinmezlikte irtifa kaybetmekten korkuyor. 

Suyun başını Tayyip Erdoğan kesmiş, Kürt hareketi ise ona kilitlenmiş, ne söyleyecek, ne yapacak onu bekliyor.

Korkaklar Zafer Anıtı Dikemez, Hele Sen Asla…

Recep Tayyip Erdoğan gibi, tek millet, tek din düşüncesinin sadık bir savunucusundan, paketin içine sıkıştırdığı nefret suçları ifadesine tamamen zıt bir karakterli, kendi inancı dışındaki herkese ve her inanca, her farklılığa düşman birinden Alevi ve Alevilik inancıyla ilgili çözümler beklemek, beklentiler içinde olmak bile başlı başına büyük bir hayalciliktir.

 

AKP"nin "Demokratikleşme" Oyunları

Başbakan Erdoğan’ın bugün (30.09.2013) açıkladığı AKP’nin “demokratikleşme paketinde, demokratikleşmenin dışında her şey var dense yeridir. Türk burjuvazisi, 1923’den beri “demokratikleştiğini”, “demokrasiye adım attıklarını”, her yeni hükümet dönemlerinde birden fazla “demokratikleşme” paketleri çıkarmalarından bilinir. Önceleri, “sınıfsız, imtiyazsız kaynaşmış vatan-millet”, sonraları ise,  “vatana millete hayırlı uğurlu olsun” burjuva çiğ sözleriyle ortalığa sürülen “paketler” ortaya çıktı. 

 

Sayfalar