Pazartesi Nisan 29, 2024

BARIŞ GÜVERCİNLERİNE KURŞUN SIKILMAZ

 

Sakine Cansız (Sara), Fidan Doğan (Rojbin) Leyla Şaylemez

 

Her biri birbirinden değerli onurlu üç Kürt siyasetçisi ,Farklı dönemlerde KUH katılmış adeta nesilden nesile devam eden  kurtuluş hareketinin bayraklaşan isimleri,

PKK nin kurucu kadrolarından olan, mücadelenin bütün aşamalarında alnının akıyla çıkan, düşmanın dahi  saygı duyduğu devrimci bir kadındır Sakine Cansız,

Cezaevi resimlerine bakıldığında zayıf, çelimsiz, üflesen düşecek gibi görünmektedir.

Ama zayıf ve sıska bu bünyenin içinde bedenine dar gelen kocaman bir çatal yürek,  PKK’ya  ve Kürt halkının davasına  adanmışlık yatmaktadır.

Cezaevinde işkenceci Esat Oktay Yıldırım’ın suratına, şerefsiz-katil diyerek tüküren nadir insandır.

Sakine’yi daha önemlisi Sakine yapan Diyarbakır Cezaevinde ilk PKK Siyasi savunmasını 300 sayfa ile yapan başeğmez devrimci kişiliğidir, gördüğü insanlık dışı işkencelere rağmen konuşmamış, düşman karşısında asla başeğmemiştir,  gösterdigi yiğitçe bu direniş ile Kürt Hareketi içinde efsane kadın haline gelmiştir.

KNK Paris Temsilcisi Fidan Doğan (Rojbin) ile Leyla Sönmez ise Kürt kadın hareketinin fedakar ,çalışkan aynı zamanda diplomasi trafiğini yürüten saygın siyasetçileridir.

Her biri Avupa’nın rahat ve özel yaşantılarını terkederek bütün birikimlerini, üniversite kazanımlarını Kürt Ulusal hareketi ve Kadının özgürleşmesi için harcamışlardır.

 

Avrupada işlenen siyasi cinayetlere bir yenisi daha eklendi. İran Kürdistan Demokrat Partisi yöneticisi Abdurrahman Kasumlu 1989 yılında Viyana’da İran ajanları tarafından öldürüldü.

1981 yılında partizan taraftarı Katip Sultan Almanya`nın Aachen ve

Hollanda’nın başkenti Amsterdam’da devrimci Nubar Yalım  MİT ajanları tarafından 1982 yılında aynı yol ve yöntemle susturucu silahla öldürülmüştü.

Katiller bu sefer seneler sonra yeniden sahneye çıktılar. Hedef tahtası olarak seçtikleri kişiler sıradan, rastgele değil yine en değerli kadrolardı.

Bizde BARIŞ`ı tesis etmek için çaba sarfeden GÜVERCİNLERE kurşun sıkılmaz. Ama bu gözü dönmüş katiller bunu da yaptılar.

Savunmasız, üstelik kadın olan bu üç fidana karşı işlenen bu vahşetin sebebi bence KORKU’dur.

Cinayet haberi duyulur duyulmaz, akın akın olay yerine gelen Kürt halkının kabaran öfkesi,nin önüne geçmek mümkün değildi. Yüzbin kişiyi aşan böylesine kitlesel yürüyüş burada ne görüldü, ne de duyuldu. Bu Kürt mücadelesinin geldiği boyutu anlamak bakımından çok önemlidir.

Tüm herkesin talebi cinayetin bir an evvel aydınlatılması, katillerin bulunması  oldu.

Cinayet işlendikten hemen sonra, daha cesetler bile kaldırılmadan AKP ve Başbakan yardımcısı devşirme Kürt Hüseyin Çelik PKK’nin kendi iç infazı”  olarak değerlendirdi.

Aynı tepkiyi Roboski’de öldürülen 34 masum Kürt köylüsü için neden göstermedi? Olay 1,5 gün neden gizlendi. Bu telaş neyin ifadesidir? Suçluluk psikolojisinin ifadesidir.

Yaptıkları cinayeti gizlemek için bu sefer Fransa’dan detaylı bilgi ile olayın bir an önce aydınlatılması başvurusunda bulundular.

 

Peki Roboski’de bir sene zarfında sen ne yol katettin? Hiç bir şey.

KUH bu siyasi cinayette dostları ile düşmanlarını daha iyi tanıma firsatı buldu.

Yeminli Ermeni-Kürt düşmanı Fatih Altaylı, Ertuğrul Özkok, polisten gazeteci olan Emre Uslu, bavullarla belgeyi savcılığa teslim eden gazeteci olarak tanıdıgıımız Fettullahçı Mehmet Baransu’nun köşelerinde yazdıkları yazılar ile  Devlet’in akıl hocaları olduklarını gösterdiler.

Hiç denenmemiş yol ve yöntemlerin denenmesi için Önderlerin öldürülmesini işaret ettiler.

 “sürpriz gelişmeler olabilir” dediler,

Son altı ay içerisinde “bu tür eylemler olabilir”,  “birkaç gün içinde paketleme olabilir”, “olayı hedefinden saptırmak üzere kafa bulandırmak için bilgi kirliliği yaratan, kafaları bulandıran” yazılar yazan, “her yol denendi sadece önderler  yok edilmedi” dediler.

 “İlk 20 isim öldürülsün örgütün etkisi azalır” diye kan dökülmesi için yol gösterdiler…

Ahmet Kaya için nasıl linç kampanyası yürüttüler, ölümüne sebep oldular. Bunlar daha unutulmadı. Kaleminden KAN damlayan bu çanakyalayıcı asalak takımının cinayetlerden, katliamlardan birinci derece sorumlu olduklarını unutmayalım.

AKP “açılımlar” adı altında toplumu oyalamaya, aldatmaya ve şirin görünmeye çalışıyor.

Alevi toplumunun tüm beklentileri bir kandırmaca, Sunni bir kesim yaratma olduğu ortaya çıktı.

Hrant Dink cinayeti aydınlatılması için verilen sözler, yerine getirilmedi…..

 

Devletin Bariş görüşmeleri sürecinde Sorunu cözeceğim demesine ALDANILMAMALIDIR

Her sefer yapılan müzakerelerde devletin esas amacı ve gayesi PKK Önderligini İMHA ve YOK ETME olacaktır.

Önderlik her koşul altında göz bebeğimiz gibi korunmalıdır.

Sakine Cansız, Fidan Doğan, Leyla Söylemez müzakereler sürecinde Şehit olan BARIŞ GÜVERCINLERİ olarak anılacaklardır.

 

KÜRT HALKININ BAŞI SAĞ OLSUN…

103850

Agop Ekmekciyan

Özellikle azınlıklar üzerine yazdığı yazılarıyla tanıdığımız yazarımız,diğer birçok konuda da makaleleriyle tanınmaktadır.

agop@kaypakkaya-partizan.net(Hazırlanıyor)

Son Haberler

Sayfalar

Agop Ekmekciyan

Miadını Tamamlayan Sisteme Karşı Halklar Ayaklanıyor

Dünya çapında ülkeler yeni bir sürece giriyor. Halklar kitlesel olarak sokaklara dökülüyor. Yaşadıkları koşullara olan tepkilerini mevcut yönetimlere başkaldırarak dile getiriyorlar. Çünkü halklar eskiye kıyasla daha yoksullaşmış, daha çok sömürüye tabi tutulmuş, aldıkları ücretlerin alım gücü iyice düşürülmüş, işsizlik çığ gibi büyümüş, yaşam şartları iyice zorlaştırılmıştır. Tüm bunlar yetmediği gibi ürünlere sık sık yapılan zamlar, artırılan vergiler, artan kesintiler, gaspedilen haklar vb. gasplar ile sistemin yarattığı külfet halklara çıkarılıyor.

İSMAİL BULUT ve YILDIZ ÇİÇEK

Kity Genovese, Hüseyin Aslan, "çeşmeden çıkan gerçek" İSMAİL BULUT ve YILDIZ ÇİÇEK

Bu Ne Hiddet, Bu Ne Celal; Bu Neyin Hezeyanı Böyle?!...H.Gündoğan

Bu Ne Hiddet, Bu Ne Celal; Bu Neyin Hezeyanı Böyle?!...

"Bir bardak suda koparılan fırtına" ya tanık olduk resmen..

Takınılan tavır, gösterilen tepki ve sarf edilen laflar kesinlikle eleştirel bir tutumun öğeleri olamazdı.

“Önem bakışında olsun, bakılan şeyde değil…”[1]

(Yobazlığa denk gerici bir bakış açısı ve anlayışı üzerine eleştirel notlar…)

 

22 Kasım 1986 Yılında Ölümsüzleşen 9’ların Kızıl Anılarını Selamlıyoruz!

Hapisten çıkmıştı çoğu… Kısa süre şehirlerde kalıp örgütsel çalışmaları yürüttükten sonra, Parti konferansına delege olarak katılmak üzere Dersim’e gerilla bölgesine tereddütsüz yürüdüler. Silah kuşanıp gerilla savaşı siperlerinde konumlandılar. Gerilla birliği çok geçmeden düşman saldırısına maruz kalarak büyük bir çarpışmaya girdi. Bu çarpışmada yedisi konferans delegesi, ikisi parti savaşçısı olmak üzere toplam 9 yoldaş, 22 Kasım 1986 günü Dersim-Ovacık kırsalında düşman tarafından hunharca katledildi. Yoldaşların katledilmesi partimiz açısından ağır bir örgütsel darbe oldu.

Yabancılaşmayı kırmak, insanı yüceltmek gerek"

Mavruk, Aytmatov okuduğu dönemlerin onun hayatında önemli bir dönüm noktası olduğunu ifade ediyor…

Şair Ruhan Mavruk, son dönemde toplumu en çok etkileyen olgunun yabancılaşma olduğunu ifade ederek, şiirlerinde bunun yarattığı sorunlara dikkat çekmeye çalıştığını söyledi.

Erdoğan’dan Yeni Nubar Yalımyanlar, Sakine Cansızlar Tehdidi

Erdoğan’dan Yeni Nubar Yalımyanlar, Sakine Cansızlar Tehdidi *

TC'nin başı R.T. Erdoğan, 30 Ekim 2019 tarihinde yaptığı grup toplantısında açıktan misilleme yapacaklarını açıkladı.

Sosyalizm Kazanacak

Emperyalist burjuvazinin kapitalist sistemi dünyayı uçuruma doğru hızla götürdüğünü neredeyse burjuvazinin kendisi de kabul eder duruma geldi. Kapitalist sistem ciddi bir bunalım içinde ve artık sistemi yönetemez duruma gelmiş durumdadır. Sermaye büyüdükçe ve merkezileştikçe daha fazla saldırganlaşıyor. Birkaç yüzyıl denebilecek süreçte işçi sınıfının ağır bedeller karşılığı kazandığı demokratik ve ekonomik hakları gasp ediyor. 

Garbis ve Anıya Saygı/ Erdal Emre

Hayattayken fazlaca anımsanmayan, hatta neredeyse yalnızlığa mahkûm edilen kimi insanların beklenmedik ölümü geniş kesimlerde bir şok tesiri yaratır. Ölümlerini izleyen günlerde ise birbiri ardına ve çoğunlukla birbirine benzeyen taziye mesajları, anı anlatımları, “ölümsüzleşti”, “unutulmayacak”, “yaşayacak” temalı tutkulu, tek tip konuşmalar yapılır. Sonra her şey rutine döner.

Karşı karşıya bulunduğumuz ve ne yazık ki artan ölçüde kanıksadığımız bir durumdur bu. Özellikle de, küçülen, ama aynı zamanda hızı giderek artan dünyamızın yeni gerçeği…

ԿարպիսԱլթընօղլու (Garbis Altınoğlu); Güle güle Ağparik…

Devrim ve sosyalizm mücadelesinde şehitler vermeye devam ediyoruz…

Ermeni halkının yiğit evladı, enternasyonalist devrimci Garbis Altınoğlu Ağparik’i kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşıyoruz…

1968 kuşağının devrimci önderlerinden, hayatını devrim ve sosyalizm mücadelesine adamış Garbis Altınoğlu artık aramızda yok…

Garbis Altınoğlu’nun anısına. /Yaşar Ayaşlı

Erken 68’li devrimci, sosyalizmin ve proleter enternasyonalizminin yılmaz savunucusu Garbis Altınoğlu’nu 14 Ekim 2019 günü kaybettik. Arkasında devrimci hareketin tarihinde her zaman saygıyla anılacak bir ad ve miras bıraktı.

Türkiye solunun tarihi, Traverso’dan ödünç deyişle, “bir yenilgiler tarihidir.” Ne yazık ki 1920’lerden itibaren her dönem yükselen sınıf mücadelesinin karşılığı ağıtlarla andığımız katliamlar oldu. Yaraları hala kapanmamış ağır hasarlı mağlubiyetler yaşadık.

Sayfalar