Salı Mayıs 14, 2024

TKEP/L temsilcisi ve HBDH Yürütme Komitesi üyesi Yaşar Güner;Birleşik Devrim mümkündür! Ayağa kalkmalı isyan etmeliyiz!

kaypakkaya haber
Halkların Birleşik Devrim Hareketi’nin (HBDH) 12 Mart 2016 tarihinde kuruluşunun üzerinden dört yıl geçti. Türkiye ve Kürdistan birleşik devriminin yolunu açan HBDH, yüzlerce eylem gerçekleştirdi. HBDH ve bileşenleri, AKP-MHP faşist ittifakını yıkmak için mücadeleyi sürdürüyor. HBDH’la birlikte gelişen birleşim devrim mücadelesine ilişkin bir röportaj dizisi hazırladık. HBDH bileşenlerinden TKEP/L temsilcisi ve HBDH Yürütme Komitesi üyesi Yaşar Güner’in sorularımıza verdiği yanıtlar şu şekilde:

 

‘DEVRİM GÜNCELDİR, ONUN KURMAYINI YARATMAK VE GELİŞTİRMEK BİR GÖREVDİR’  

HBDH‘ın kuruluşunun üzerinden 4 yıl geçti. Dört yılda nasıl bir mücadele yoldaşlığı gelişti, bu sürede devrimci mücadelede nasıl bir rol oynadı, ne tür katkılar sağladı?

Halklarımızın devrim ve özgürlük umudu olarak doğmuş olan HBDH dördüncü yılına giriyor. Halklarımıza ve tüm ezilenlere kutlu olsun!

Öncelikle bugüne kadarki pratiği ile halkların birlik ve kurtuluş umudunu kendinde somutlamış olan devrim hareketimizi ve bütün mücadele alanlarında, devrim mevzilerinde görevlerinin başındaki tüm yoldaşlarımızı selamlıyor, yaratılan pratiğe ölümsüzlükleriyle can veren yiğit savaşçılarımızın anıları önünde saygı ile eğiliyoruz.

Türkiye ve Kürdistan toprakları uzun bir iç savaşın içinden geçiyor. HBDH bu iç savaş sürecinin kıyasıya bir kapışma ve sert çarpışmalarla dolu bir evresinde doğdu. Sınıf savaşının ayaklanma boyutundaki örneklerinin, halkların devrim pratiklerinin, büyük kalkışmaların ortasında ve artık tarihin devrimi güncel bir olgu olarak ele almamızı kaçınılmaz olarak dayattığı şartlarda doğdu. Bu anlamıyla; HBDH, devrimin bazı ihtiyaçlarının ya da bu ihtiyaçlar için yan yana gelmelerin değil, somut ve güncel olarak devrim ihtiyacının bir sonucu ve adından da anlaşılacağı üzere bir devrim hareketi olarak ortaya çıktı. Bu tanımlama önemlidir ve eksik yapılmamalıdır. Şöyle ki, HBDH, bileşen örgütlerinin sadece yan yana geldiği bir düzlem değildir. Birleşik devrimin birleşik önderliğini yaratma iddiasıdır. Bu anlamda HBDH’ı klasik anlamda ve sınırlı bir yan yana geliş, bir eylem ya da mücadele alanında oluşturulmuş eylem birliği olarak değerlendirmek eksik hatta yanlış olacaktır. Amacın ve iddianın bu denli büyük olarak ortaya konulması bir tercih değildir. Bu tamamen Birleşik Devrim mücadelesinin geldiği evre ve bu evrenin mücadele sürecindeki karşılığıyla ilgilidir. Devrim günceldir ve devrimi güncel düzlemde ele almak onun kurmayını yaratmak, geliştirmek ve bunu pratik bir düzeye çıkarmak zorunlu bir görevdir. Bu görev Türkiye ve Kürdistan birleşik devriminin güçlerinin görevidir. Biz HBDH’ı, işte bu düzlemde ele alıyoruz.

HBDH’n dört yıllık bir pratiği var. HBDH var eden koşullar bu dört yıllık pratik süreç içinde önemini yitirmemiş tersine daha yakıcı hale gelmiştir. HBDH bu dört senelik süreçte, pratiğiyle büyük sonuçlar yaratamasa da devrim ve devrimin odağı olma iddiasını sürdürmüştür. HBDH güçlerinin bugüne kadar ortaya koydukları pratik kendi içinde çeşitli yetmezlik ve yetersizlikler içerse de birçok açıdan umut vericidir. Bu pratik son dönemde ortaya çıkan somut eylem ve faaliyetlerle daha görünür hale geldi. Amacımız ve çabamız bu faaliyeti hedeflenen düzeye çıkartmak ve Birleşik Devrimi gerçekleştirmektir.

“Nasıl bir mücadele yoldaşlığı gelişti?” sorusunun cevabı aslında bu dört yıllık pratikte ve daha çok da sıcak mücadele ve savaş alanlarında yaratılan örneklerin içindedir. Aslında HBDH bu anlamıyla bir nitelik sıçramasını da ifade ediyor. Sadece eylem ve eylem içerisindeki birliğin sonucu olarak yakalanan yoldaşlıktan daha ileri örnekler HBDH pratiğinde yaratıldı, yaratılıyor. Komite, konsey, birlik ve komutanlıklar olarak kendini örgütleyen HBDH içinde, bu örgütlenmelerin yarattıkları geliştikçe yoldaşlaşma düzeyi de yükseliyor, ileri, tarihsel ve yüce örnekler ortaya çıkıyor. HBDH’ın iddiası büyüktür. Bu iddia doğrultusunda atılan adımlarımız, bu hedefle paralel şekilde büyümeye devam edip, pratik sonuçlar çıkardıkça elbette saflarımızdaki yoldaşlaşmada büyüyecek, ilerleyecektir. HBDH içerisinde gelişen ortaklaşma ve yoldaşlaşma düzeyi, birleşik devrim tarihinin en ileri örneklerini yaratmıştır. Bu gerek tek tek devrimci örgüt ve partilerin arasındaki ilişkide, gerekse de Kürt özgürlük hareketi ve Türkiyeli devrimci örgütlerin arasındaki ilişkide daha önce ulaşılmamış bir düzeydir. Çeşitli hazırlık ve örgütleme süreçlerinin yanında sıcak savaş cephelerinde de yaratılan yoldaşlaşma örnekleri, bu doğrultuda doğru yolda olduğumuzu ve bu örnekleri büyütmemiz gerektiğini gösteriyor.

‘TEK ÇIKIŞ YOLU FAŞİZMİN YIKILMASI, TEK ÇÖZÜM BİRLEŞİK DEVRİMDİR’

HBDH‘ın faşizme karşı birleşik mücadele şiarı nasıl bir karşılık buldu?

Faşizme karşı birleşik mücadele çağrısı, içinde bulunduğumuz evrede faşist devleti yıkma çağrısıdır. Devletin zulüm ve baskı uygulamalarından, açlıktan, yoksulluktan, her gün bir başka biçimiyle yaşamdan kovulmaktan kurtulmanın başka yolu yoktur. Tek çıkış yolu faşizmin yıkılması, tek çözüm birleşik devrimdir!

Türkiye ve Kürdistan birleşik devriminin on yıllardır süren gelişimi, devrimci durumun yüksek bir olgunluk düzeyine ulaştı. Toplumsal hareketlerin ayaklanma düzeyine ulaştığı ve toplumda ezilenlerin her kesiminde deyim yerindeyse çıplak gözle görülebilen bir patlama halinin bulunduğu bir evredeyiz. Öyleyse hedeflerimizde bu ölçüde olmalı, mücadeleyi bu düzeyde ele almalıyız. Mücadeleyi bu düzeyde ele almak, hedefi bu kadar köklü olarak koymak bir tercih değil tarihsel sürecin birleşik devrim güçlerinin önüne getirdiği bir zorunluluktur.  

İşte bu noktada, bu çağrıyı yeterince güçlü yapabildiğimiz ölçüde karşılığını alıyor olduğumuzu söyleyebilirim. Ezilenlerin köklü değişim isteğine karşılık üretebildiğimiz kadar onlardan karşılıkta görüyoruz. Mesele bizim bu hedefi ne kadar net ve güçlü şekilde temsil ettiğimizde, ortaya koyabilmemizdedir.

Büyük toplumsal değişim hedefimize ulaştığımızda, Türkiye ve Kürdistan birleşik devrimi gerçekleştiğinde, bunu başardığımızda, HBDH da toplumda yaratmak istediği karşılığa ulaşmış olacak.

‘EYLEMLER, HBDH’IN FAŞİZME KARŞI SAVAŞTA HALKLARIMIZA YAPTIĞI BİR ÇAĞRIDIR’

Geçtiğimiz yıl boyunca birçok merkezde gerçekleşen HBDH eylemlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Birleşik Devrim mücadelesi kendi zor araçlarını, silahlı mücadele yöntem ve kurumlarını örgütlemelidir ve örgütlüyor. Biliyoruz ki egemenliğini sadece uyguladığı zor ile ayakta tutabilen faşist devlet karşısında zafer, silahlı mücadele ve kitlesel devrimci şiddet olmaksızın kazanılamaz. Bu noktada HBDH kuruluşundan bugüne büyük bir çaba sarf etti. Henüz bu ortaya konan çabanın tam karşılığını görmüş değiliz. Son dönemde çeşitli burjuva kurum ve kuruluşlara, faşist ordu ve devlet güçlerine ve burjuva çürümüşlüğün çeşitli simgelerine karşı HBDH güçlerince düzenlenen etkili askeri eylemler hem bu çabanın hem de bu konudaki netlik ve ısrarın göstergesidir. HBDH, bu konuda halklarımızın önünü açan yol gösteren bir işlev görecektir.

Bu eylemlerin bir yanı da HBDH’ın faşizme karşı savaşta halklarımıza yaptığı bir çağrıdır aslında. Daha önce bahsettiğimiz faşizme karşı mücadele çağrısı, faşist devletin ve onun her türlü uzantısının etkili ve sürekli darbelenmesi ile şimdi daha kuvvetlidir ve mutlaka daha büyük bir sahiplenme yaratacaktır.

Gelişen son eylemler halklarımız nezdinde HBDH’a olan güveni yeniden tazelerken, güçlerimiz içinde bir moral kaynağı olmuştur. Ayrıca dikkatinizi çekti mi bilmiyorum, daha bir zaman öncesine kadar “şehirlerde eylemlerin önünü kestik, artık şehirlerde eylem yapamazlar” diye her fırsatta demeç verenler, şu sıralar bu konuya pek değinmiyorlar! Buradan anlıyoruz ki, bu eylemler sadece faşist devlet ve onun kurum kuruluşlarına darbe vurmakla kalmıyor. Bunun yanında devrimin en önemli ihtiyaçlarından biri olan moral üstünlüğün diri tutulmasına da katkı sağlamış oluyor.

Bu vesileyle eylemleri gerçekleştiren HBDH askeri birimlerine, HBDH milislerine ve halkların öfkesini düşmanın üstüne kusan tüm yoldaşlara selamlarımızı ve başarı dileklerimizi iletiyor coşku ile kucaklıyoruz.

‘EN TEMEL İHTİYAÇ, İSMİ KADAR NET BİR DEVRİM PROGRAMINA SAHİP OLMAKTIR’

Birleşik devrimin bu ortak mücadele üzerinde güncel ihtiyacı nedir?

“Birleşik devrimin güncel ihtiyacı” olarak ifade ettiğiniz sorunuzu, birleşik devrimin örgütü HBDH’ın güncel ihtiyaçları olarak anlıyorum. Bu soruyu bu şekilde cevaplamak daha yerinde olacak diye düşünüyorum. HBDH olarak neye ihtiyacımız var?

Birleşik Devrim’in, Türkiye ve Kürdistan topraklarında güncel olduğunu, ezilenlerin iç içe geçmiş bir kördüğüm halini alan köklü sorunlarının, bir altüst oluş, köklü bir devrim yaşanmaksızın çözülemeyeceğini birçok kez ifade ettik. İlerliyoruz ama HBDH henüz toplumda bu köklü değişimi yaratabilecek politik etki düzeyine ulaşmış değil. Bunun çok çeşitli nedenleri ve bu noktada hala yeterli düzeye ulaşamadığımız noktalar var. Bunların her biri ayrı ayrı tartışılabilir, tartışılıyor da.

Bizce, Halkların Birleşik Devrim Hareketi’nin bu evrede en temel ihtiyacı, ismi kadar net bir devrim programına sahip olmasıdır. Her iki ülkede de halkların yaşamsal sorunlarının bir devrimi dayattığı ve koşulların devrimci olduğunu kabul eden ve “devrim zamanı” şiarını adına ve bayrağına yazan bir hareket, devrimin toplumsal güçlerine kendisinin bir iktidar odağı olduğunu, iktidarı ele geçirecek güç ve ciddiyette olduğunu gösterebilmelidir. Biz bunların en başında geldiğine inandığımız halklarımızın önüne olabildiğince sade ve net olarak bir devrim programını oluşturmamız gerektiğine inanıyoruz. Böylesi bir program HBDH’ın halklarımız üzerinde bugüne kadar yarattığı umut ve harekete geçirici etkiyi güçlendirecek tüm dikkatlerin HBDH’ta toplanmasını sağlayacaktır. Ayrıca HBDH’ın tüm bileşenlerinin aynı yöne bakmasını, güç enerji ve dikkatlerinin daha güçlü şekilde aynı yöne akmasını sağlayacaktır.

‘HBDH DESTEKLENMELİ, BÜYÜTÜLMELİDİR’

HBDH‘ın işçilere, emekçilere, gençlere, kadınlara çağrısı nedir?

Toplumun bütün ezilen kesimleri, işçiler, emekçiler, kadınlar, gençler, büyük bir çıkmazın içerisinde. Faşist baskılar dur durak demeden hergün daha fazla artarak büyüyor. Emekçiler her türlü insani taleplerinin karşılanması isteminde, karşılarında gördükleri tek şey faşist devletin çıplak zoru. Bu devletin, daha doğrusu bir bütün olarak bu sistemin emekçilere ezilen halklarımıza, gençlere, kadınlara, baskı, yoksulluk ve ölümden başka vereceği hiçbir şey yoktur. Emperyalist kapitalist sistem ve onun yaşadığımız topraklardaki parçası olan faşist devlet, tıpkı parçası olduğu ve tarihsel sınırlarına gelip dayanmış olan sistem gibi bitmiş, çürümüştür. Bu faşist devlet yıkılmalıdır! Başka bir çözüm yoktur!

Toplumun bütün emekçi kesimlerinin kurtuluşu, baskı ve sömürünün olmadığı, insanın insanca gelişiminin mümkün olduğu yeni bir toplumsal düzenin kapısını açacak Birleşik Devrim’dir. Bu mümkündür! Ve bugün mümkündür! Bunun için ayağa kalkmalı isyan etmeliyiz! Ayağa kalkıp isyan edenlere ve bu isyanı zafere dönüştürmek için kan ve can bedeli yaratılmış örgüte destek vermeliyiz! HBDH desteklenmeli, büyütülmelidir.

1340