Çarşamba Mayıs 8, 2024

ATİK karşı duruştur, ATİK rüzgara karşı inatla yürümektir. Volkan Yaraşır

Metropol modern cangıldır. Metropol kuşatır, soluk aldırmaz, izole eder. Metropol insanın ruhunu çalar, onu parçalar, atomize eder, yavaş yavaş farkettirmeden öldürür. İnsanı “yaşayan” kadavraya çevirir.

ATİK karşı duruştur. Metropollerde akıntıya karşı olmaktır. Modern cangıldaki öfkenin, arayışın, varolmanın adıdır.

ATİK metropolerde zoru başarmaktır. ATİK, inattır, illa kavga demektir ve kavgada ısrardır.

ATİK canlarla can olma halidir. ATİK yoldaşlıkla yüreklerin fethidir. Yoldaşlığın o muazzam sıcaklığıdır.

ATİK, metropollerde devrimci, demokrat olmanın ve en zoru konformizmin “öldüren cazibesi” içinde devrimci, demokrat kalmanın güvencedir.

ATİK redddetme gücüdür, örgütlülükle kuşanma ve örgütlü kalmaktır.

ATİK bir gelenek ve bir geleneğin ruhudur.

Bu gelenek, isyanda manasını bulan ve isyanın manifestosunu yazanların geleneğidir.

ATİK, metropolün pesimizmine, konformizmine, apolitizasyonuna, hedonizmine, bireyciliğine, nihilizmine karşı kolektifiteyi ısrarla, inat ve kararlıkla öne çıkarmaktır.

ATİK, her zaman ve herşeye karşın devrimin ve sosyalizmin bayrağını yükseltmektir.

ATİK, kuruluşundan bügüne duruşuyla, pratiğiyle ve alternatif faaliyetleriyle devrimin ve sosyalizmin yolundan yürüdü.

Avrupa gericiliğinin tahammüllerini her zaman zorladı. Uzlaşmadı, “terbiye” olmadı ve “uslanmadı”.

Bugün yaşadığı saldırı, bu tutumunun bir ifadesidir.

ATİK benzer saldırıları çok yaşadı. Nietzsche’nin söylediği gibi, her saldırı ATİK’e daha da güç verdi.

ATİK, Nazım’ın dizesindeki gibi “kenetlenen kolların zinciridir”.

ATİK herşeyden önce bir barikattır. Saldırılar bu barikatı daha da güçlendirecek ve ATİK’i çelikleştirecektir.

Çünkü onun geleneği ” Çeliğe su verenlerin” geleneğidir. Çünkü bu gelenek”… geleceğin çelikten yuğrulduğu”nu bilir.

ATİK yoluna devam ediyor. Yoluna devam edecek.

ATİK aktivistleri, üyeleri ve çevresiyle susmayacak; metropollerdeki yoldaşlığın adı, yoldaşlığın yüreği, yoldaşlığın aklı olmaya devam edecektir.

ATİK, kolektif karşı duruşun odağı olmayı sürdürecektir.

Arkadaşlar, yoldaşlar sizleri bütün kalbimle kucaklıyorum ve sizlere sesleniyorum: Saldıriları boşa çıkarmak için:

Kenetlenin…!

Kenetlenin…!

Kenetlenin…!

Yoldaşça selamlar.

Volkan Yaraşır

 

52987

Misafir yazarlar

Güncele iliskin yazilariyla sitemize katki sunan yazar dostlarimiza ait bölüm

Son Haberler

Sayfalar

Misafir yazarlar

Çutakımız Hrant (Nubar Ozanyan)

Soykırımcıların, hafıza katillerinin tüm çabalarına karşın Ermeni halkının ve ilerici insanlığın hafızasında halen dipdiri olan Hrant Dink; özgürlüğün ve adalet arayışının simgesi olarak anılmaya devam ediyor. Yüzbinlerin hem kalbine hem de duygularına bu denli etkili ve sarsıcı dokunmayı başaran Hrant Dink, bu gücü Ermeni soykırım gerçekliği kavrayışından, özgürlüğe ve adalete olan güçlü inancından, tutarlı duruşundan alıyordu.

Bir Sol Liberal Aydının Ezilen Ulus Milliyetçiliği Temelinde Ulus Sorununa Yaklaşımının Eleştirisi

Giriş:

Uluslar kapitalizmin şafağında ortaya çıkmıştır. Ancak, kapitalizmin emperyalizme evrilmesiyle de ulusal sorunlar çözülebilmiş değildir. Hala ezilen uluslar ve bunların kendi kaderlerini özgürce tayin etme mücadeleleri sürmektedir. Özellikle emperyalizmin ortaya çıkmasıyla birlikte, ezilen ulus sorununun çözümü doğrudan proleter devrimlere bağlanmıştır.

Dağın Sara’sı (Sakine Cansız), Nubar Ozanyan

Aradan yıllar geçse de direngenliğin hikayesini yazan Sara (Sakine Cansız), unutulmadan konuşulup anılıyorsa bu onun istisna bir kişilik olduğunu gösterir. Unutulmayacak kadar değerli çalışmalar yürüten, her dönem geride okunacak notlar bırakan Sara, Kürt Özgürlük Hareketi’nin öncü soluğu olmayı başarmış bir devrimcidir.

Cüret edip özneleşelim, kurtuluş için örgütlenelim ve hep birlikte devrimle özgürleşelim!

– Merhaba, kendinizi tanıtır mısınız?

– Merhabalar, ben Rosa Avesta, TKP-ML Komünist Kadınlar Birliği (KKB) temsilcisiyim.

– TKP-ML KKB olarak 5 Mayıs 2023 tarihinde yaptığınız açıklamada 1. Kongrenizi yaptığınızı açıkladınız. Bu Kongreye gelinceye kadar geçen süreci özetleyebilir misiniz?

Sosyalizm Bayrağının Arkasına Saklanan Sosyal Şovenizm!

Yerel seçim süreci, egemen sınıflar arasındaki kapışmanın yeni adresi olarak giderek ısınan bir gündem olarak karşımıza çıkıyor.

2023 Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinde AKP-MHP faşist ittifakı ve merkezinde CHP’nin yer aldığı “Millet İttifakı” arasındaki mücadeleden ilki ezici bir üstünlükle galip çıktı. Daha doğrusu, devlet aklı, önümüzdeki dönem için yola “CHP’nin de onayıyla” Türk-İslam senteziyle, gerici ve faşist bir ittifakla devam etme kararı aldı.

Vahşet ve zulümle biten yıllar (Nubar OZANYAN)

Yeni yıl ezilen halklara yenilik adına bir şey getirmedi. Zulmün bir devamı, vahşetin bir tekrarı yeniden yaşatılıyor. Dünyanın muktedirleri, sermayenin generalleri Orta Doğu’yu yeniden paylaşmak, hegemonyalarını pekiştirmek için her gün daha fazla sayıda savaş gemisini denizlere sürüyorlar. En kıyıcı silahlarını yeni bir paylaşım savaşı ve çatışmaları için hazırlıyorlar. Filistin, Kurdistan, Ukrayna savaşın ve çatışmaların en sert ve en tahripkar geçtiği ülkeler olma gerçekliğini korumaya devam ediyor.

Roza Luxsemburg ve Karl Liebknecht Yaşıyor, Lenin Yol Göstermeye Devam Ediyor!

 

Roza Luxsemburg ve Karl Liebknecht bundan 105 yıl önce dönemin SPD hükümetinin Freikorsp (Gönüllüler Alayı) askerleri tarafından kurşuna dizilerek katledildiler.

Birinci emperyalist paylaşım savaşının ufukta görünmeye başladığı 1907 yılında toplanan İkinci Enternasyonal çıkması muhtemel savaşa karşı “hazır olunması” ve “savaş bütçelerine hayır” denmesi çağrısında bulundu.

Gerici Zorun Panzehiri, Devrimci Zordur

Görsel ve yazılı basında her gün çürümüş, kokuşmuş sistemin icraatlarına tanıklık ediyoruz. Artık uyuşturucu baronlarına, çetelere dair haberler “sıradan” vakalar haline gelmiş durumda. Tabi ki, bizim işimiz bunların çetelesini tutmak değildir.

“Mücadele, İsyan, Örgüt ve Ezilenlerin Savaşına Doğru…”

Oldukça sarsıcı bir yılı geride bıraktık. Artsakh’da, Rojava’da, Gazze’de işgal saldırıları sürerken Afganistan’da halk Taliban zulmüne katlanmak zorunda kaldı.

Yeni ticaret anlaşmaları ve pazar paylaşım savaşları nedeniyle Ortadoğu halkları Kafkaslar’dan Arap Yarımadası’na zulme uğramaya, göçe zorlanmaya, açlığa ve yoksulluğa hapsedildi. Şimdi yeni bir yıla girerken bu emperyalist ve gerici saldırıları direniş ile karşılayan Ortadoğu halkları zaferlere muktedir…

 Bölgede tırmandırılan savaş

AKP veya CHP’ye Kaybettirmek mi? 3. Yol mu?

Devrimci mücadelenin gerilediği, devrimci-komünist ve yurtsever hareketlerin kitleler üzerindeki etkisinin önemli oranda azaldığı bir sürecin içinden geçiyoruz.

“Ateş Hırsızları”nın Felsefesi, Filozofları[*]

“Diyalektik felsefe karşısında

hiçbir şey sonal,
mutlak, kutsal değildir.”[1]
 
Felsefe “Öldü” mü? Öncelikle belirtmeliyim ki, böyle düşünen insanlar olsa da, yaşam devam ettiği sürece felsefe nihayete ermez; onu “gereksiz” bir şeymiş gibi sunmaya kalkışanlar ise yanılıyor!
Felsefeye yabancılaşan bir çürüme/ çöküş labirentindeysek de; o, insan(lık)ın aptallaştırılmaması için vardır.

Sayfalar