Pazar Mayıs 19, 2024

Arayış

Sınıf bilinçli proletarya mücadele ve örgüt yaşamı boyunca hakikatın peşinde ve sorumlulukların farkında olmaya çalışır. İyi bir devrimci olmaya çalıştığı gibi aynı zamanda iyi bir düşünür-sanatçı olmaya da çalışır. Bütün bu çabalar iki büyük temel görevin yerine getirilmesi içindir.

Sömürü ve zulme dayalı dünyayı yıkmak ve sömürüsüz-eşit-özgür ve adil bir dünya kurmak. Bu zorlu ve ağır görev sağlam ideolojiye sahip olan insan kadar tek bir insan gibi yürüyen iddialı-kararlı-inançlı profesyonel bir örgüt yaratılmasıyla yerine getirilir.

Sınıf bilinçli proleterler yıkım ve inşanın görevini başarma bilinci ve sorumluluğuyla karşı karşıyadırlar.

Dönemsel ve taktiksel mücadele stratejik amaçlardan kopartılamayacağı gibi hiç bir günlük devrimci çalışma ve görev de temel çalışmalardan kopartılıp tek başına ele alınıp yürütülemez. İşçiler, köylüler ve tüm ezilenler içinde örgütlü çalışma yürütürken militanların örgütlenmesi eğitilmesi görevi birlikte ele alınır.

Kitleleri örgütlerken kendini örgütlemek, kendini örgütlerken kitleleri örgütlemek. Kendini eğitirken kitleleri eğitmek kendini değiştirirken dışını değiştirmek perspektifiyle hareket edildiğinde devrim güven verici adımla ilerler.

Kadro ve militanların eğitilme görevi sadece burjuva-feodal sisteme karşı savaşım olarak ele alınamaz. Aynı zamanda burjuva-feodal sistemin ideolojisine, yaşam tarzına, alışkanlık ve özelliklerine karşı savaşmayı da içerir. Devrimci militanı en çok geliştiren büyüten militanın kendi içinde sürdürdüğü savaşımdır. Hata ve zaaflarına, geriliklerine karşı giriştiği bilinçli ve örgütlü müdahele ve mücadelesidir. Bunu başardığı oranda sisteme karşı etkili ve sonuç alıcı darbe vurabilir. Sisteme ait zincir ve engellerden kurtulmaya başlar. Burjuva-feodal sisteme ait olan her şeye karşı savaşımı büyütebilir.

Devrimci eğitimde kadro ve militanın kendini tanıması öncelikli bir yerde durmaktadır. Hakikati sahici bir şekilde arayan kişi arayışı önce kendisinde başlatmalıdır. Kendini çözümleyerek tanıma düşünsel ve manevi dünyasının derinliğine inerek kendini keşfetme görevi büyük bir ciddiyet duyarlı bir dikkati gerektirir. Bu görev düşünüldüğünden daha zor ve engellerle dolu olduğunu belirtmek gerekir. Bu görevin önünde hem militanın kendisinden hem de yaratılamayan devrimci çalışma ve ortamın eksikliğinden kaynaklı bir dizi engelle karşılaşılır.

Nesnel gerçekliği olduğu gibi kabul etmeyen kendi gerçekliğini de olduğu gibi kabul etmez. Dışına tek yanlı yüzeysel ve üstünkörü abartılı bakan kendisine de benzer tarzda yaklaşır. Bakış açısındaki tek yanlılık yüzeysel ve yanılgılı yaklaşım devrimci değişim ve dönüşümün başlıca engeli olur. Kendini fazla önemseme abartılı ve değerli görme ya da yeterince önemsememe, kendini tanımada yaşanan isteksizlik, kaprisler kendini aldatma durumları oldukça yaşanır. Kısaca kendimizden kaynaklı hata ve zaaflar kendimizi çevreleyen etrafımızı kuşatan dikenli teller olur.

Çözümleme ve tanımaya hizmet eden adımlarda vardır. Bunların önemli bir yerinde yoldaşların ve içinde çalışma yürütülen kitlelerin eleştiri ve değerlendirmeleridir. Gelişmeye ve devrimcileşmeye açık olanlar yoldaşların ve halkın eleştiri sesine kulak vererek kendi gerçekliğiyle yüzleşme olanaklarını yakalar. Kapalı ve tutucu olanlar, dışına sekter yaklaşanlar kendisine de sekter yaklaşır. Bu durumda devrimci gelişim duraklar ve diyalektiğin gelişim yasaları donar. Farkına varılmadan sistemin kuşatmasını güçlendiren olumsuz pratikler sergilenir.

Kendini sınıf savaşımı içinde tanıma ihtiyacına karşı çok zaman isteksizlik gösterilir. Bu çaba ve çalışmanın önem ve gerekliliği konusunda taşınan bilinç çok zaman zayıftır. Militanlar kendilerini yeterli düzeyde görür. Yeterli olduklarını düşünürler. Gelişmeye ve daha fazla devrimcileşmeye ihtiyaç duymazlar. Hatırlatılması durumunda yeniden devrimci eğitime çok zaman ihtiyaç duymazlar. Ancak pratiğin yasaları ve dili tutucu ve bağnaz tutumları kesinlikle reddeder gerçekliğin duvarında paramparça eder.

Devrimci gelişimin önünde en büyük engelin kendisi olduğu çok zaman görülüp anlaşılmaz. Nedenler hep dışarıda aranır. Oysa kendi gerçekliğinin farkına varma kendini tanıma ve çözümlemede yapılacak devrim en büyük devrimdir. Dar pratiğin içinde boğulan etrafına bakmayı unutan kendini dinlemeye zaman bulamayan militanlar çok zaman kendini anlama tanıma olanaklarına sahip olmaz.

İddialı devrimci kendini tanımaya çalışan devrimcidir. Kendini her gün devrimci pratiğin içinde yeniden keşfetmeye çalışandır. Kendini anlama tanıma görevi devrimci pratiğin ve eğitimin içinde adım adım gerçekleşir. Ancak bu adımlar tek başına eksiktir. Yetmez. Sınıf savaşımının devrimci görevlerini yerine getirmeye uygun bir tarzda değiştirme pratiğine girmek, aslolan budur.

Yapılması ve başarılması gereken budur. Ancak en zor olan ve en çok zorlanılan konu da budur. Kendini doğru çözümleme tanıma nasıl ki ilk adım ise. İkinci adım ise burjuva-feoldal toplumun kir pas ve çarpık zihniyetinden kurtulmaktır. Bu görev durağan ve belli bir zamana sıkıştırılmış tarzda ele alınamaz.

Sürekliliği ve akıcılığı olan değişme ve değiştirme görevi sınıf savaşımının pratiği içinde gerçekleşecek olan bir görevdir. Kendini eğitmeyen başkalarını eğitemez. Kendini değiştirmeyen başkalarını değiştiremez. Kendine dürüst davranmayan yoldaşlarına dürüst davranamaz. Kendisiyle baş edebilen kişi dünyayla baş eder.

Kendini tanıyarak kendine hakim olan devrimci görevlerinin öznesi olur. Bunu başaran tek başına bir örgüt tek başına bir ordu gibi savaşabilir. 

21438

Pusula

Pusula

Son Haberler

Sayfalar

Pusula

TKP-ML Merkez Komite: Pratiğimizde Bilinç, Bilincimizde Rehberdir İbrahim Kaypakkaya!

Coğrafyamız komünist önderi ve Demokratik Halk Devrimi’nin sönmez meşalesi İbrahim Kaypakkaya yoldaşın Amed Hapishanesi’nde katledilmesinin 51. yılındayız. Önder yoldaşımızın 18 Mayıs 1973’te katledilmesinden sonraki yarım asırlık zaman diliminde Türkiye ve Türkiye Kürdistanı toplumsal mücadeleleri tarihinin gelişim seyri, İbrahim Kaypakkaya’nın görüşlerini sadece doğrulamakla kalmamış aynı zamanda güncel kılmıştır.

Selahattin Demirtaş'a ve bütün tutsaklara...

"YÜREĞİN UMUT ETTİĞİ O ADRESTE" "LI DILÊ KU DIL HÊVÎ DIKE"

Düşkünlüğün, alçaklığın, düzenbazlığın, bağnazlığın, ırkçılığın, sefilliğin, çürümüşlüğün, bencilliğin, rezilliğin ve vurdumduymazlığın rağbet gördüğü bu topraklar sana göre değil dostum.

Yıllardır tanırım seni.

Hani, yüz yüze görüşmüşlüğümüz olmasa da, beraber oturup bir bardak çay içmemiş, tek kelime sohbet etmemiş olsak da, sen hep aşinaydın bana.

Bir aralar bu aşinalığa bir isim bulayım dedim ama inan hiçbir yere oturtamadım.

Akraba desem, değil.

Komşu desem, hiç değil.

TKP-ML MK Siyasi Büro Üyesiyle Röportaj: “Partimiz 53. Mücadele Yılında Faşizme Karşı Savaşını Kararlılıkla Sürdürecektir”

” Kitlelerin hakim sınıfların siyasetinden bağımsız, kendi siyasetini örgütlenmesi ve dahası bir güç olarak ortaya çıkmasını önemsiyoruz. Bu anlamıyla başta İstanbul 1 Mayıs Taksim alanı olmak üzere, işçi sınıfının, emekçilerin, kadınların ve halk gençliğinin 1 Mayıs’ta Alanlara çağrısını değerli ve anlamlı buluyoruz.”

– Öncelikle kendinizi tanıtır mısınız?

– İsmim Özgür Aren. TKP-ML MK, Siyasi Büro üyesiyim.

Tayyip'i, tayyip'e olan güvende yendi

Ah... kuzucuğum ah...

Ne oldu bize böyle.

Ne oldu.

Her şey tıkırında giderken...

Neler yaşadık böyle.

Bu seferde kediler chp'nin lehine mi trafoya girdi ne

Veyahut da.... veyahut da...

"Sizin siyasetçiler bizim sermayeden bir kaç kişiyi yemeye niyetlenirde  bizde hemide hala iktidardayken sizlerden daha fazlasını ham... ham... etmeyiz mi ha..." demenin yarattığı korku uzlaşısı dolu komplo teorileriyle mi  bundan sonraki seçimleri açıklayacağız.

Yoksa... yoksa...

Daha dün bir; bu gün iki

1 Mayıs'ı Taksim'e Mahkum Etmek!

1 Mayıs; sıradan bir gün değil, sınıfın ortaya çıkışından bu yana, ulusal ve evrensel düzeyde, burjuvaziye karşı verdiği mücadele deneyiminin toplam deneyim ve birikimlerini içeren ve onu yaşatmak için ortaya koyduğu kavganın adıdır. Bu nedenle de 1 Mayıs Uluslararası işçi sınıfının mücadele ve dayanışma günüdür.

"Legal parti sorunu" Üzerine

Legal parti sorunu, aslında hem Uluslararası Komünist Hareket ve hem de Türkiye ve K. Kürdistan Devrimci Hareketi açısından hiçte yeni ya da ‘bakir’ bir sorun sayılmazken; ama nedense devrimci hareketin ‘radikal sol’ olarak addedilebilecek kimi kesim ve yazarlarınca, böyleymiş gibi sunulmaya çalışılmakta.

Emperyalizm Üzerine Notlar -2

“Motor Üretimi Yoksa, Emperyalizm De Yoktur”

Soru: 2 -Türkiye'nin kendi tekniği (gelişmiş sanayisinin) yoktur. Örneğin bir motor bile yapamamaktadır. (Marksist Teori'nin Almanya-Frankfur'da 24 Şubat 2024"de düzenlediği "Lenin Dünyaya Bakmak" Sempozyumu tartışmalarından)

TKP-ML TİKKO Genel Komutanlığı: Partimiz Savaşımızı Aydınlatmaya Devam Ediyor: Ona Omuz Ver! Güç Kat!

Ailevi sorunlar, geçim derdi, gelecek kaygısı, hayaller, yaşanmışlıklar, günden güne ömrün tükenmesi ve sonuç olarak hiçbir şey yaşamadığını farkettiğin ve yüreğine bir acının gelip oturduğu an... bunu ikimize kendime armağan ediyorum. Dost varmı ki şu zaman da derdini alıp vuracak sırtına ..ve biz nelerden uzak kalmışız haberimiz yok...şimdi ki dostluklarda ne duman ne tüten var

TKP-ML MK: TKP-ML, 52 YAŞINDA!

“Daha Sıkı, Daha Sağlam, Daha Kararlı Bir Savaş” İçin Israr ve Sebatla!

Mao Zedung yoldaşın önderliğindeki Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin dünyayı sarsan fırtınaları içinde, coğrafyamız sınıflar mücadelesinin bir ürünü olarak doğan partimiz TKP-ML, 52 yaşında!

Emperyalizm Üzerine Notlar

Uzun bir zamandan beri emperyalizm üzerine makaleler yazıyorum, konferanslar veriyor, panellere katılıyorum. Bir de „Emperyalist Türkiye“ adlı kitabım yayınlandı. Bu kitapta'da Türk devletinin emperyalistleştiğini ve emperyalist bir devlet haline geldiğini; ekonomik, siyasi ve askeri olarak değerlendiriyorum.

Katıldığım seminer, panel, konferans ve çeşitli konuşma ortamlarında, yeni emperyalist ülkeler konusunda bana bir çok sorular soruldu, benim tezlerime karşı karşı tezler ileri sürüldü. Bir çoğu tezlerimi onaylarken, çoğunluk tezlerimi reddetti.

Patika, Politika mı Arıyor Yoksa..

"Başkası olma kendin ol

Böyle çok daha güzelsin"

Anasının kuzusu

Ciğerimin köşesi"

Marifet  solun sağıyla başarılı olmak değil ki.

Afyon, antalya, istanbul, ankara...

İmamoğulları, yavaşlar, böcekler... falanlar filanlar.

Sanki seçimleri kaybettiren  sol gibiymiş gibi

Sanki seçimleri kaybettiren de parlamentizm gibiymiş gibi

Hiç kimse zafer kazanan solun sağı karşısında solu ve parlamentizmi dahil ağzına almıyor.

Proletarya chp'nin sağını satın almış gibi.

Sayfalar