Cuma Mayıs 31, 2024

Anadilde Birlik-Yerel Seçimlerde Birlik- Dursun Ali Küçük

9 Kürt partsinin anadilde eğitim ve her alanda kullanma ve geliştirme çağrısını ve çabalarını kutluyorum.
Çok isabetli bir adım olarak görüyorum.
Kurmanci ve Kırmanncki'de kesin ve mutlak birlik sağlamalıyız.
Anadilimiz hepimizin, ülkenin ve ulusun dilidir.
Burada ideoloji aranmaz.
Burada amacın nedir diye sorulmaz.
Dilimize sahip çıkmak ve resmi eğitim dil haline getirmek için; hangi görüş ve hangi parti ve hangi aydın ve şahsiyet olursa olsun kayıtsız şartsız üzerinde birleşmeliyiz.
Bunun sağa sola çekilecek bir yanı yoktur.
Bunda şu şudur şu budur diye gerekçelere sığınmak kimseyi haklı çıkaramaz.
Hiç kimse ben şununla biraraya gelmemde diyemez.
Umarım her kes katılır ve çığ gibi bir gelişmeye dönüşür.
Kar topu yuvarlıyoruz ve hedefine doğru ittiğimizde çığ gibi önünde duran inkarcıları ve asimilasyoncuları alıp götürür.

*RTE Alman ya gezisinde "asimilasyon soykırımdır" dedi.
Evet asimilasyon, bir dili ve bir ulusu yok etmek, silmeye çalışmak ve inkar edip yasaklamak; soykırımla birlikte insanlık suçudur.
TC bu suçu her gün işliyor.
Recep o lafı Almanya'da söyledi. Kürtler ve öteki halklar kesinlikle içinde yoktur.. Sadece Türkçe'nin Almanya'da iyi kullanılması amacıyla sarfettti.
Kürtçeye karşı dil kırımı uygulanıyor.
Hani evinizde konuşuyorsunuz, daha ne istiyorsunuz diyorlar.
Hayatın her alanında kullanılmayan bir dil yok olmaya ve erimeye doğru gider.

*9 Kürt partisi açıklama yaptı.
Katılmayan partilerde var. Siz neden katuılmadınız diye sormak gerekiyor.
Sadece partiler değil, sivil toplum kuruluşları, dil kurumları, Kürt enstütüleri, aydınlar, şahsiyetler bu vb vb bu çalışmaya katılmalıdır.
Partiler çağrılarında çok yerinde bunu dile getirmişlerdir.
Altına imzamı atıyorum..
herkesede ulabildiğim kadarıyla çağrıda bulunuyorum.
"Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti’nde bir araya gelen Halkların Demokrasi Partisi (HDP), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Özgürlük ve Sosyalizm Partisi (ÖSP), Kürdistan Demokrat Partisi–Bakur (PDK), Kürdistan Demokrat Partisi-Türkiye (PDK-T), Kürdistan Sosyalist Partisi (PSK), Kürdistan Özgürlük Partisi (PAK), İnsan ve Özgürlük Partisi ile Azadî Hareketi temsilcileri, Kürt dilinin geliştirilmesi, resmi dil olması ve okullarda öğretilmesi amacıyla yapılan açıklamayla ortak bir platform kurdu."
"“Bizler, ‘Bugün dilimiz yarın milletimiz yok olacak’ şeklinde yüzleştiğimiz derin ve kanayan yaramızı birlikte nasıl sarabiliriz sorusuna yanıt bulabilmek için bir aradayız. Siyasal, sivil kurumlarıyla, aydın, sanatçı, melleleriyle ve halkımızla dilimiz (Kurmanci, Kırmançkî) üzerindeki asimilasyona karşı yakın ve uzun vadede yapacaklarımızın belirlenmesi için bir aradayız"(1)
Tekrarlamaya gerek bulunmuyor. Aynen katılıyorum..

*Basite almayalım, dil çalışması büyük ve ulusal çapta meşru bir eyleme dönüşebilir.
"Anadilde eğitim istiyoruz", "Anadilimizin üzerindeki yasaklar kalksın", "Dil sorkırımı ve asimlasyona hayır"..
Biz Kürdüz ve Kürtler kürçe konuşur.
Her ulus ve halk nasıl kendi dillerinde konuşuyorsa bizde kendi dimizden konuşmak istiyoruz.
Kuşların ve hayvanların birle birbirini çağırması, aşk yapması ve yaşaması için kullandığı sesler vardır. Kimsenin ağzına gem vurulmaz.
Bir sürü neden sayabiliriz. Dil yasağı ve yok edilmesinde TC ender devletlerden biridir.
Öeneğin bu çalışmalar yol aldığında yukarıdaki sloganlar vb şeyler eşliğinde Kürdistan ve Kürtlerin bulunduğu her yerde istisnasız bütün Kürtlerin katılımıyla dil kampanyası ve eylemselliği, direnişi başlatılabilir.
Meşru bir haktır. barışçı ve anadan doğma hakkımızı istemek, Tanrı her ulusu yaratmışsa Kürt ulusunuda yaratmıştır, Tanrı'ın var ettiğini sen Türk Müslümanı veya egemeni olarak nasıl ortadan kaldırabilirsin?
O zaman Türk-İslam sentesi tanrı ya sirk koşuyor.
Ya da Tanrımız ayrıdr..
Veya onlar Tanrıya kendi ırkçı ve Türkçü-yokedici pencerelerinden bakıyorlar..
Evet,, evet...
Hepimiz sahiplenelim. Bu sahiplenme, kampanya, ulusal çapta eylemsellik ve kampanyalar yayılırsa,kesinlikle başka birliklere kapıları aralar...
"Yürü kulum" diyorlar ya; bu anadile el atmak ve her düzeyde büyük bir kampanyaya dönüştürmek ile sanmadığımız kapıları açabilir.
Veya o kapılara bir sürü çatışma ve çelişki kürüklemeye düşmeden ulaşabiliriz.
Ben, 9 Kürt partisinin çağrılarını ve platformunu önemli ve büyük bir etlemselliğin ve dilimiz geliştirmenin, mücadelenin meşru zeminlerinin büyütülmesinin önemli bir eşiği olarak görüyorum...
Aydınların 9 Kürt partisinin başlattığı bu platforma sahip çıkması ve kampanya ve yazıları vb ile katkıda bulunmalarını istiyorum.
Aynı zamanda ayrım yapmadan bütün Kürt partileri ve kuruluşlarının bu çağrıya olumlu cevap vermesini ve katılmalarını ve desteklerini çekinmeden açıklamalarını rica ediyorum.
Dili yok olanın; ulusu, ülkesi ve herşeyi de yok olur...

*Aynı platform benzeri çalışmaları yerel seçimlerde göstemek sanırım çok önemlidir.
Şeçin ittifakı Kürt partilerinin hepsini kapsarsa çok iyi bir gelişmeye yol açar..
Ulusal birlik için iyi bir zemin yaratır.
Dil konusunda bu çalışma gerçekleştirildiğine göre yerel seçimde ittifakın olmaması çok yanlış olur.
Hadi sizi görelim.
Gözlerimiz üzerinizdedir.
Bahane kabul etmiyoruz.

Dursun Ali Küçük
30.10.2018 

25239

Misafir yazarlar

Güncele iliskin yazilariyla sitemize katki sunan yazar dostlarimiza ait bölüm

Misafir yazarlar

Bugün Galatasaray Meydanında bariyerler bir genişledi ve arkasından geri daraldı.

Meydana gelmeden meydana açılan her yol denetim altına alınmış, polis denetiminden ve üst aramasından sonra meydana girdik... Arkasından heykelin olduğu yere geldim, orası da bariyer ile çevrilmişti, ön taraftan giriş yerine yan taraftan giriş açılmıştı, oradan da üst aramasından geçip oturma eyleminin olacağı heykel çevresine geldik. Heykel, cumhuriyetin 50. Yıl heykeli. 100. Yıl heykeli yapıldı mı bir yerlerde bilmiyorum...

Bariyer içinde bariyer ve onun içinde izin verilen sınırlar içinde acılarımızı haykırmak!

Disiplin anlayışımıza eleştirel bir bakış – II

II.Bölüm:

Laz Nihat’ın başında bulunduğu ekip, öylesine şuursuzca bir gözü kapalılıkla kontraya tabi hareket etmekteydi ki düşünün, düşman operasyonlarının sürmekte olduğu bir arazide, başta ben olmak üzere, kendilerinden yana tavır almayacaklarına kanaat getirdikleri bir grup gerillayı silahsızlandırarak, öylece araziye terk etmeyi bile göze alabildiler… 

Disiplin anlayışımıza eleştirel bir bakış – I

Aslında bu konuyu yıllar önce kaleme aldığım “Dersim Dağlarında” ve “Mao Zedung Değerlendirmeleri” isimli kitaplarımda, yaşanan somut örnekler üzerinden irdeleyip, kendimce, genel yaklaşımın ne olması gerektiğini, özlü bir perspektif olarak ortaya koymuştum. Ancak ne var ki bu kitaplarda ki tüm diğer konular olduğu gibi, bu konu da ‘meşru muhatapları’ olması gereken kişi ve yapılarca; ‘üç maymun’ seçeneğiyle karşılanmaya devam ediyor.

TKP-ML Merkez Komite: Pratiğimizde Bilinç, Bilincimizde Rehberdir İbrahim Kaypakkaya!

Coğrafyamız komünist önderi ve Demokratik Halk Devrimi’nin sönmez meşalesi İbrahim Kaypakkaya yoldaşın Amed Hapishanesi’nde katledilmesinin 51. yılındayız. Önder yoldaşımızın 18 Mayıs 1973’te katledilmesinden sonraki yarım asırlık zaman diliminde Türkiye ve Türkiye Kürdistanı toplumsal mücadeleleri tarihinin gelişim seyri, İbrahim Kaypakkaya’nın görüşlerini sadece doğrulamakla kalmamış aynı zamanda güncel kılmıştır.

Selahattin Demirtaş'a ve bütün tutsaklara...

"YÜREĞİN UMUT ETTİĞİ O ADRESTE" "LI DILÊ KU DIL HÊVÎ DIKE"

Düşkünlüğün, alçaklığın, düzenbazlığın, bağnazlığın, ırkçılığın, sefilliğin, çürümüşlüğün, bencilliğin, rezilliğin ve vurdumduymazlığın rağbet gördüğü bu topraklar sana göre değil dostum.

Yıllardır tanırım seni.

Hani, yüz yüze görüşmüşlüğümüz olmasa da, beraber oturup bir bardak çay içmemiş, tek kelime sohbet etmemiş olsak da, sen hep aşinaydın bana.

Bir aralar bu aşinalığa bir isim bulayım dedim ama inan hiçbir yere oturtamadım.

Akraba desem, değil.

Komşu desem, hiç değil.

TKP-ML MK Siyasi Büro Üyesiyle Röportaj: “Partimiz 53. Mücadele Yılında Faşizme Karşı Savaşını Kararlılıkla Sürdürecektir”

” Kitlelerin hakim sınıfların siyasetinden bağımsız, kendi siyasetini örgütlenmesi ve dahası bir güç olarak ortaya çıkmasını önemsiyoruz. Bu anlamıyla başta İstanbul 1 Mayıs Taksim alanı olmak üzere, işçi sınıfının, emekçilerin, kadınların ve halk gençliğinin 1 Mayıs’ta Alanlara çağrısını değerli ve anlamlı buluyoruz.”

– Öncelikle kendinizi tanıtır mısınız?

– İsmim Özgür Aren. TKP-ML MK, Siyasi Büro üyesiyim.

Tayyip'i, tayyip'e olan güvende yendi

Ah... kuzucuğum ah...

Ne oldu bize böyle.

Ne oldu.

Her şey tıkırında giderken...

Neler yaşadık böyle.

Bu seferde kediler chp'nin lehine mi trafoya girdi ne

Veyahut da.... veyahut da...

"Sizin siyasetçiler bizim sermayeden bir kaç kişiyi yemeye niyetlenirde  bizde hemide hala iktidardayken sizlerden daha fazlasını ham... ham... etmeyiz mi ha..." demenin yarattığı korku uzlaşısı dolu komplo teorileriyle mi  bundan sonraki seçimleri açıklayacağız.

Yoksa... yoksa...

Daha dün bir; bu gün iki

1 Mayıs'ı Taksim'e Mahkum Etmek!

1 Mayıs; sıradan bir gün değil, sınıfın ortaya çıkışından bu yana, ulusal ve evrensel düzeyde, burjuvaziye karşı verdiği mücadele deneyiminin toplam deneyim ve birikimlerini içeren ve onu yaşatmak için ortaya koyduğu kavganın adıdır. Bu nedenle de 1 Mayıs Uluslararası işçi sınıfının mücadele ve dayanışma günüdür.

"Legal parti sorunu" Üzerine

Legal parti sorunu, aslında hem Uluslararası Komünist Hareket ve hem de Türkiye ve K. Kürdistan Devrimci Hareketi açısından hiçte yeni ya da ‘bakir’ bir sorun sayılmazken; ama nedense devrimci hareketin ‘radikal sol’ olarak addedilebilecek kimi kesim ve yazarlarınca, böyleymiş gibi sunulmaya çalışılmakta.

Emperyalizm Üzerine Notlar -2

“Motor Üretimi Yoksa, Emperyalizm De Yoktur”

Soru: 2 -Türkiye'nin kendi tekniği (gelişmiş sanayisinin) yoktur. Örneğin bir motor bile yapamamaktadır. (Marksist Teori'nin Almanya-Frankfur'da 24 Şubat 2024"de düzenlediği "Lenin Dünyaya Bakmak" Sempozyumu tartışmalarından)

TKP-ML TİKKO Genel Komutanlığı: Partimiz Savaşımızı Aydınlatmaya Devam Ediyor: Ona Omuz Ver! Güç Kat!

Ailevi sorunlar, geçim derdi, gelecek kaygısı, hayaller, yaşanmışlıklar, günden güne ömrün tükenmesi ve sonuç olarak hiçbir şey yaşamadığını farkettiğin ve yüreğine bir acının gelip oturduğu an... bunu ikimize kendime armağan ediyorum. Dost varmı ki şu zaman da derdini alıp vuracak sırtına ..ve biz nelerden uzak kalmışız haberimiz yok...şimdi ki dostluklarda ne duman ne tüten var

Sayfalar