Cuma Mayıs 24, 2024

YDG: 1 Kasım’da Oylar HDP’ye

Baskı, tutuklama, katliam ve bunların karşısında örgütlenen direnişlerle şekillenen bir politik atmosferle 1 Kasım seçimlerine doğru yol alıyoruz.

Üzerinden geçtiğimiz dönem artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığını gösteren gelişmelere sahne oldu. Bu dönemde AKP, ezilenlerin birleşik mücadelesinin büyümesiyle ciddi yenilgiler aldı. Gezi İsyanı, 17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonları, Kobanê direnişi; AKP’nin sarsılmaz, yenilmez imajında ciddi zedelenmelere yol açtı. Tüm bunların ardından gelen 7 Haziran seçimleri ile AKP’nin dizginsiz, kuralsız sömürü politikalarına, her istediğini yapabilen görünümüne de ezilenler tarafından güçlü bir şekilde, artık yeter denildi. AKP, 7 Haziran seçimleri sürecinde Tayyip Erdoğan’ın tüm çabalarına, devletin tüm olanaklarından sonuna kadar faydalanmasına karşın güç kaybının önüne geçemedi. Böylelikle ezilenlerin ortak mücadelesi 7 Haziran’da AKP’ye ciddi bir ders vermiş oldu.

HDP’nin, onu oluşturan siyasi öznelerin 7 Haziran seçimlerinde açığa çıkartmış olduğu yüzde 13’lük başarıya karşın devletin kaptan köşkünde oturan AKP’nin tavrı ise bilindik oldu. Ezilen halkımızın meclis içerisinde yüzde 13’lük temsiliyet oranına dahi tahammül edemeyen AKP, elinde kalan son kartla saldırmaya başladı.

7 Haziran’ın ardından başta Kürt halkı olmak üzere, sisteme, AKP’ye muhalif olan tüm özneler, saldırıların hedefinde oldu. Suruç saldırısı ile birlikte 33 siperdaşımızın katledilmesi, AKP’nin neyi planladığını daha o günden göstermişti. Suruç saldırısının ardından teröre karşı mücadele safsatalarıyla

AKP yeni bir saldırı konseptini devreye soktu. Bu dönemde ilan edilen özel güvenlik bölgeleri ile OHAL uygulamalarına başlandı. T. Kürdistanı’nın birçok il ve ilçesinde sokağa çıkma yasakları uygulandı. AKP, kendini HDP’de ifade eden Kürt halkına karşı açıktan katliamlara başvurdu. Bu süreçte onlarca Kürt katledildi.

Ancak AKP bu saldırılarla yetinmedi, karaya oturan gemisinin yelkenine yeniden rüzgâr doldurabilmek için her yönteme başvurdu, demokratik her eyleme saldırdı. Binlerce kişi gözaltına alındı, yüzlerce kişi tutuklandı, şovenist dalga kabartılmak istendi ve 400’ün üzerinde HDP binası ateşe verildi, Kürtlere karşı linç girişimleri gerçekleştirildi.

Tüm bunlarla birlikte saldırılardan yazılı ve görsel basında payına düşeni aldı. Aralarında YDG’nin haber sitesinin ve resmi facebook hesabının da olduğu, onlarca yurtsever, devrimci haber sitesine erişim yasakları getirildi. Son olarak da özgür basın emekçilerine yönelik hukuksuz tutuklamalar gerçekleştirildi.

AKP bu süreçte her ne yaptıysa başarıya ulaşamadı, uyguladığı tüm saldırı politikaları karşısında örgütlenilen direniş ile iflasla sonuçlandı.

AKP kötü gidişine dur diyebilmek, dağılan bütünlüğünü yeniden onarabilmek için 7 Haziran seçimlerini görmezden geldi, sonuçlarını yok saydı ve ülkeyi 1 Kasım’da erken seçime götürme planıyla kendisine yeni bir şans yarattı. 

Gençlik Bu Ablukayı Dağıtacak!

Nitekim içerisinde olduğumuz süreçte bütün siyasal özneler seçimlere hangi argümanlarla, hedeflerle gideceğini açıklamaktadır. HDP bugün açısından, 7 Haziranda olduğu gibi 1 Kasım’a da güçlü bir programla çıkmaktadır.

HDP, içerisinde bulundurduğu dinamik yapı ve sistemin saldırıları karşısında aldığı pozisyon itibari ile ciddi bir direniş odağı durumunda.

 HDP; kadın politikaları kapsamında, sistemin erkek egemen anlayış çerçevesinde ürettiği politikalarına ve uygulamalarına karşı mücadele ediyor oluşu, genç kadınların örgütlenmesinde ve demokratik anlamda hak kazanımlarında olumlu bir işleve sahiptir.

HDP’nin; gençliğe yönelik geleceksizleştirme, neo-liberal politikalar kapsamında gerçekleştirilen saldırılar karşısında, gençliğin kendisini ifade edebileceği, demokratik hakları için ortak, güçlü bir mücadele örgütleyebilecek bir özü vardır.

HDP içerisinde bulundurduğu siyasal öznelerle birlikte düşünüldüğünde; eşit, parasız, anadilde eğitim hakkının alınabilmesi için ciddi olanakları ve geniş kitleleri ortak bir zeminde bir araya getirme avantajı vardır.

Ayrıca; Farklı inanç ve milliyetlerden gençliğin, kendi öz çelişkileri üzerinden alanlar yaratarak mücadelenin bir parçası olabileceği bu bağlamda, şovenizme ve faşist saldırganlığa yönelik, karşı koyuşu örgütleyebileceğimiz bir alan olarak HDP, gençlik için oldukça işlevli bir araçtır.

1 Kasım seçimlerine giderken tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda; YDG olarak tavrımızı, 7 Haziran’da olduğu gibi 1 Kasım seçimlerinde de HDP ile birlikte hareket etme olarak belirliyoruz.

1 Kasım seçimlerinin bizim açımızdan 7 Haziran’ın deneyimleri ile hareket edebileceğimiz ve 7 Haziran’da tamamlayamadığımız birçok hedefimiz için başarılı adımlar atacağımız bir süreç olacağı açık.

Geçtiğimiz seçim sürecinde kitle çalışmasında gerçekleştirdiğimiz olumlu performansımız bu süreçte de devam edecektir.

Bununla birlikte; kitle çalışması içerisinde, kolektif mekanizmalardan doğru hareket etme, YDG’nin kurumsal yapısını güçlendirme açısından önemli bir dönemeçte olduğumuzu söyleyebiliriz.

1 Kasım seçimler sürecinde pratik anlamda hareket tarzımız ve yönelimiz de oldukça önemli bir yerde durmaktadır. Bu süreçte Kürt halk gençliğiyle omuz omuza olabileceğimiz, bu bağlamda dayanışmayı güçlendirebileceğimiz mücadele platformlarının içerisinde aktif bir şekilde yer almalıyız.

 Bunun yanı sıra HDP/HDK gençliği ile ortak mücadele alanlarında, kendi düşüncelerimizle birlikte çalışmalarımızı zenginleştirmek, seçim çalışmalarımızı daha etkili kılacaktır.

Bugün için; ülkemizdeki politik atmosfer göz önünde bulundurulduğunda; talana, katliamlara dur demek; haksız savaşlara geçit vermemek öncelikli hedefimizdir. Nitekim gelişmeler, devletin saldırganlığına karşı fiili meşru direnişlerin güçleneceği yönünde seyretmektedir.

1 Kasım seçimlerine kadar kısa denilebilecek bir süremiz vardır. Ancak bu süre zarfındaki yaşanacaklar; örgütlülüklerimizi güçlendirme, ırkı ve şovenist saldırganlığa karşı barikat olma, gençliğin özgürlük talebini daha güçlü haykırmasının olanaklarını geliştirecektir.

Talana, katliamlara ve haksız savaşlara son;

Gençlik bu ablukayı dağıtacak!

Yeni Demokrat Gençlik 

42694

Misafir yazarlar

Güncele iliskin yazilariyla sitemize katki sunan yazar dostlarimiza ait bölüm

Son Haberler

Sayfalar

Misafir yazarlar

DİSİPLİN ANLAYIŞIMIZA ELEŞTİREL BİR BAKIŞ - I

Aslında bu konuyu yıllar önce kaleme aldığım “Dersim Dağlarında” ve “Mao Zedung Değerlendirmeleri” isimli kitaplarımda, yaşanan somut örnekler üzerinden irdeleyip, kendimce, genel yaklaşımın ne olması gerektiğini, özlü bir perspektif olarak ortaya koymuştum. Ancak ne var ki bu kitaplarda ki tüm diğer konular olduğu gibi, bu konu da ‘meşru muhatapları’ olması gereken kişi ve yapılarca; ‘üç maymun’ seçeneğiyle karşılanmaya devam ediyor.

TKP-ML Merkez Komite: Pratiğimizde Bilinç, Bilincimizde Rehberdir İbrahim Kaypakkaya!

Coğrafyamız komünist önderi ve Demokratik Halk Devrimi’nin sönmez meşalesi İbrahim Kaypakkaya yoldaşın Amed Hapishanesi’nde katledilmesinin 51. yılındayız. Önder yoldaşımızın 18 Mayıs 1973’te katledilmesinden sonraki yarım asırlık zaman diliminde Türkiye ve Türkiye Kürdistanı toplumsal mücadeleleri tarihinin gelişim seyri, İbrahim Kaypakkaya’nın görüşlerini sadece doğrulamakla kalmamış aynı zamanda güncel kılmıştır.

Selahattin Demirtaş'a ve bütün tutsaklara...

"YÜREĞİN UMUT ETTİĞİ O ADRESTE" "LI DILÊ KU DIL HÊVÎ DIKE"

Düşkünlüğün, alçaklığın, düzenbazlığın, bağnazlığın, ırkçılığın, sefilliğin, çürümüşlüğün, bencilliğin, rezilliğin ve vurdumduymazlığın rağbet gördüğü bu topraklar sana göre değil dostum.

Yıllardır tanırım seni.

Hani, yüz yüze görüşmüşlüğümüz olmasa da, beraber oturup bir bardak çay içmemiş, tek kelime sohbet etmemiş olsak da, sen hep aşinaydın bana.

Bir aralar bu aşinalığa bir isim bulayım dedim ama inan hiçbir yere oturtamadım.

Akraba desem, değil.

Komşu desem, hiç değil.

TKP-ML MK Siyasi Büro Üyesiyle Röportaj: “Partimiz 53. Mücadele Yılında Faşizme Karşı Savaşını Kararlılıkla Sürdürecektir”

” Kitlelerin hakim sınıfların siyasetinden bağımsız, kendi siyasetini örgütlenmesi ve dahası bir güç olarak ortaya çıkmasını önemsiyoruz. Bu anlamıyla başta İstanbul 1 Mayıs Taksim alanı olmak üzere, işçi sınıfının, emekçilerin, kadınların ve halk gençliğinin 1 Mayıs’ta Alanlara çağrısını değerli ve anlamlı buluyoruz.”

– Öncelikle kendinizi tanıtır mısınız?

– İsmim Özgür Aren. TKP-ML MK, Siyasi Büro üyesiyim.

Tayyip'i, tayyip'e olan güvende yendi

Ah... kuzucuğum ah...

Ne oldu bize böyle.

Ne oldu.

Her şey tıkırında giderken...

Neler yaşadık böyle.

Bu seferde kediler chp'nin lehine mi trafoya girdi ne

Veyahut da.... veyahut da...

"Sizin siyasetçiler bizim sermayeden bir kaç kişiyi yemeye niyetlenirde  bizde hemide hala iktidardayken sizlerden daha fazlasını ham... ham... etmeyiz mi ha..." demenin yarattığı korku uzlaşısı dolu komplo teorileriyle mi  bundan sonraki seçimleri açıklayacağız.

Yoksa... yoksa...

Daha dün bir; bu gün iki

1 Mayıs'ı Taksim'e Mahkum Etmek!

1 Mayıs; sıradan bir gün değil, sınıfın ortaya çıkışından bu yana, ulusal ve evrensel düzeyde, burjuvaziye karşı verdiği mücadele deneyiminin toplam deneyim ve birikimlerini içeren ve onu yaşatmak için ortaya koyduğu kavganın adıdır. Bu nedenle de 1 Mayıs Uluslararası işçi sınıfının mücadele ve dayanışma günüdür.

"Legal parti sorunu" Üzerine

Legal parti sorunu, aslında hem Uluslararası Komünist Hareket ve hem de Türkiye ve K. Kürdistan Devrimci Hareketi açısından hiçte yeni ya da ‘bakir’ bir sorun sayılmazken; ama nedense devrimci hareketin ‘radikal sol’ olarak addedilebilecek kimi kesim ve yazarlarınca, böyleymiş gibi sunulmaya çalışılmakta.

Emperyalizm Üzerine Notlar -2

“Motor Üretimi Yoksa, Emperyalizm De Yoktur”

Soru: 2 -Türkiye'nin kendi tekniği (gelişmiş sanayisinin) yoktur. Örneğin bir motor bile yapamamaktadır. (Marksist Teori'nin Almanya-Frankfur'da 24 Şubat 2024"de düzenlediği "Lenin Dünyaya Bakmak" Sempozyumu tartışmalarından)

TKP-ML TİKKO Genel Komutanlığı: Partimiz Savaşımızı Aydınlatmaya Devam Ediyor: Ona Omuz Ver! Güç Kat!

Ailevi sorunlar, geçim derdi, gelecek kaygısı, hayaller, yaşanmışlıklar, günden güne ömrün tükenmesi ve sonuç olarak hiçbir şey yaşamadığını farkettiğin ve yüreğine bir acının gelip oturduğu an... bunu ikimize kendime armağan ediyorum. Dost varmı ki şu zaman da derdini alıp vuracak sırtına ..ve biz nelerden uzak kalmışız haberimiz yok...şimdi ki dostluklarda ne duman ne tüten var

TKP-ML MK: TKP-ML, 52 YAŞINDA!

“Daha Sıkı, Daha Sağlam, Daha Kararlı Bir Savaş” İçin Israr ve Sebatla!

Mao Zedung yoldaşın önderliğindeki Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin dünyayı sarsan fırtınaları içinde, coğrafyamız sınıflar mücadelesinin bir ürünü olarak doğan partimiz TKP-ML, 52 yaşında!

Emperyalizm Üzerine Notlar

Uzun bir zamandan beri emperyalizm üzerine makaleler yazıyorum, konferanslar veriyor, panellere katılıyorum. Bir de „Emperyalist Türkiye“ adlı kitabım yayınlandı. Bu kitapta'da Türk devletinin emperyalistleştiğini ve emperyalist bir devlet haline geldiğini; ekonomik, siyasi ve askeri olarak değerlendiriyorum.

Katıldığım seminer, panel, konferans ve çeşitli konuşma ortamlarında, yeni emperyalist ülkeler konusunda bana bir çok sorular soruldu, benim tezlerime karşı karşı tezler ileri sürüldü. Bir çoğu tezlerimi onaylarken, çoğunluk tezlerimi reddetti.

Sayfalar