Pazartesi Mayıs 27, 2024

Turgut Kaya’dan 24 Haziran değerlendirmesi “Kitlelere doğru politika götürmek kıskançlıkla korunması gereken bir ilkedir”

Yunanistan’da Koridallos Hapishanesi’nde tutsak bulunan Türkiyeli devrimci Turgut Kaya, tutsak bulunduğu Koridallos Hapishanesi’den 24 Haziran baskın seçimlerine ilişkin bir açıklama gönderdi.

Kaya gönderdiği açıklamada, “Kitlelerin içinde yer almak ona doğru politikayı götürmek ve kuşkusuz ki kıskançlıkla korumamız gereken bir ilke olarak onlardan mutlaka öğrenmek, kasketlinin ihtilalci kitle çizgisine uygundur. Bunun dışındaki bir yaklaşım işgüzarlık değilse gevezelik ve sorumsuzca slogan atmaktan başka bir şey değildir. Bu tür yaklaşımlara proletaryanın ve halkımızın ihtiyacı yoktur. Ki yaşam bunu fazlasıyla kanıtlamaktadır” dedi. Kaya’nın değerlendirmeleri şu şekilde:

“Devlet aygıtını paramparça etmekten bahsettiğimiz bilinmelidir”

“Türkiye’de 24 Haziran seçimleri yaklaşıyor. Bu seçimlerin kritik bir önemde olduğu açıktır. 24 Haziran seçimleri her şeyden önce Türk hakim sınıfları ve onların efendileri açısından önemlidir. Türk hakim sınıfları arasında cumhuriyetin kuruluşundan beridir süregelen mücadele ve çelişkilerin yeni bir safhasında bulunuyoruz. Nihayetinde bu seçimlerle ülkede devrim olmayacak. Bu seçimlere böyle bir anlam biçmek Leninist devlet çözümlemesine aykırıdır. Proletaryanın Paris komünü tecrübesinden itibaren bu meseleye yaklaşımı bilinmektedir. O nedenle tekrar etmeye gerek yok.

24 Haziran seçimlerinin öncelikle TC devleti ve onun şu an dümeninde bulunan Tayyip Erdoğan ve hempaları için belirleyici olmasının nedeni onların temsilcisi oldukları hakim sınıf kliğinin emperyalistlerle ilişkilerinin geleceğini belirleyecektir. Tamam mı devam mı asıl bu açıdan söz konusudur. Yoksa sanıldığının ve propaganda edildiğinin aksine 24 Haziran seçimleri Türk, Kürt uluslarından ve çeşitli azınlık milliyet ve mezheplerden Türkiye proletaryasının ve halkının geleceği açısından bir devrim teşkil etmeyecektir. Bu tarafımızdan bilinmekte ve her fırsatta propaganda edilmektedir. Bunu görmeyen bir yaklaşımı ciddiye almamız ve muhatap kabul etmemiz beklenmemelidir.

Türkiye proletaryası ve halkı açısından 24 Haziran seçimleriyle düzenin devrileceğini söyleyen varsa bunun saçma bir teori olduğunu en iyi Marksist Leninist Maoistler bilmektedir. Bozuk düzende sağlam çark olmayacağını bizler ta Osmanlı’dan bu topraklardaki sınıflar mücadelesinden bilmekteyiz. Tarihsel tecrübe fazlasıyla sabittir. Ki bilim yani MLM bize bunu öğretmektedir. Bütün bir devlet aygıtını ele geçirmekten değil onu paramparça etmekten bahsettiğimiz bilinmelidir.”

“Kitlelerin içinde yer alarak ona doğru politikayı götürmek ilkemizdir”

“Bunu açıkça ifade etmemize rağmen 24 Haziran seçimlerinde HDP ve onun adayını destekleme yaklaşımımız ve böylelikle seçimlere katılma çağrısı yapmamız bir çelişki midir? Yoksa gerçeği olgularda arayıp somut koşulların somut tahlili olan Leninist ilkeye kıskançlıkla sahip çıkmanın sonucu mudur?

Elbette ikincisidir. Hayat ve sınıf mücadelesi kimilerinin sandığının aksine yekpare bir bütün değildir. Sınıflar mücadelesinin olduğu yerde çelişkilerin olmamasından bahsedilebilir mi? Bütün mesele komünistlerin bu çelişkinin hangi yönüne yüzünü döndüğü, hangi çelişkiyi karşısına aldığı ve hangi çelişkiye müdahale edip ona kendi dünya görüşü doğrultusunda yön vermeye çalıştığıdır. Bu zor bir iştir. Çünkü bu durumda proletarya ve halka karşı sorumluluklarınızı yerine getirmeniz gerekir. Eğer başka bir politika öneriyorsanız, bunun altını da layıkıyla doldurmanız gerekir. yetiniyoruz.

24 Haziran seçimlerine giderken yaşanan durum çok açıktır. Bir nebze olsun proletaryanın ve halkın çıkarını gözeten, parti mi halk mı ikileminde tereddütsüzce halkın çıkarını ön plana alan bir önderin çizgisini sahiplenenler, bugün halkın yaşadığı faşist saldırganlık karşısında sorumsuzca davranmak yerine, halkın yanında yer almayı ve elbette onun hareketinin eksikliklerini eleştirmeyi tercih etmelidirler. Bu kuyrukçuluk değildir. Kitlelerin içinde yer almak, ona doğru politikayı götürmek ve kuşkusuz ki kıskançlıkla korumamız gereken bir ilke olarak onlardan mutlaka öğrenmek, kasketlinin ihtilalci kitle çizgisine uygundur. Bunun dışındaki bir yaklaşım işgüzarlık değilse gevezelik ve sorumsuzca slogan atmaktan başka bir şey değildir. Bu tür yaklaşımlara proletaryanın ve halkımızın ihtiyacı yoktur. Ki yaşam bunu fazlasıyla kanıtlamaktadır.”

44353

Misafir yazarlar

Güncele iliskin yazilariyla sitemize katki sunan yazar dostlarimiza ait bölüm

Misafir yazarlar

Yüz yıllık çakma Türk devleti (Nubar Ozanyan)

Aradan bir asır geçmesine, tarihin yaprakları değişmesine karşın Türkiye Cumhuriyeti temelde bir değişime gitmeden dün olduğu gibi imha ve inkar zihniyetiyle yaşamaya, Orta Çağ’ın karanlığında kalmaya devam ediyor.

Fetih ve işgallerden, zulüm ve soykırımdan başka övünülecek bir tarihi, Hitler faşizmine örnek olmaktan başka bir başarısı olmayan TC, ceberut devlet olma niteliğinden hiçbir şey kaybetmeden yüzüncü yılını kutluyor.

Aşk Her Şeyi Affeder mi - Partiler Neden Diktatör / ERGÜN ASLAN

Klasik emperyalizmle modern emperyalizm arasında çeşitli proletaryaların ve (komprador) sınıfların olduğu bir memlekette modern proletaryaların partisinin birliğinin ve özgürlüğünün yegane (ve yegane) güvencesinin yerel yönetimlerin özerkliğe varabilecek kadar geniş demokratik haklara sahip olmaları olduğu bilgisini kim inkar edebilir ki.

Üüüü.... üüüü....

Ya.... ya...

Bir insan aldığı görevden başka her şeyi konuşur mu.

Hom... hom.. hom...

Bunlar... bunlar... daha çok....

 Filelerin sultanlarını karşımıza çıkarırlar.

 Daha çok...

Rojava, Filistin, Karabağ: İşgal, Yıkım ve Direniş (Yorum)

Ortadoğu tarihi boyunca yer küremizin en çatışmalı bölgelerinden biri olmuştur. Bölgenin stratejik konumu, uygarlığın gelişim düzeyi, baskıya, sömürüye dayalı dış müdahaleler için güçlü zeminler sunmuştur. Kuşkusuz bölgedeki iç çelişkiler ve çatışmalar da her zaman dış müdahaleleri kolaylaştırmıştır. Özellikle dinsel ve mezhepsel çatışmalar hem çağdaş temelde toplumsal gelişmeleri frenlemiştir hem de bölgeyi dış saldırılara açık hale getirmiştir. Bu nesnel zemin üzerinde toplumsal çürümeler, işbirlikçi ilişkiler ve itaat kültürü bir yaşam tarzına dönüştürülmüştür.

“Hamas-İsrail Çatışmasında” İtidal Çağrısı Yapmak…(Polemik)

Filistinli 14 direniş örgütünün, 7 Ekim günü “Aksa Tufanı” adıyla İsrail devletine yönelik operasyonu, başta Ortadoğu olmak üzere tüm dünyada büyük bir yankı uyandırdı. Hamas gibi İslamcı örgütlerin yanısıra ve de Filistin Halk Kurtuluş Cephesi, Filistin Demokratik Halk Kurtuluş Cephesi gibi Marksist eğilimli hareketlerin de yer aldığı hamle, Siyonist İsrail’in tarihi boyunca aldığı en büyük darbelerden biri olarak kayıtlara geçti. Sözkonusu direniş, kısa sürede dünyanın dört bir yanında devrimci, ilerici güçler nezdinde çok ciddi saflaşmaları da beraberinde getirdi.

“Çizgimiz Nubar Ozanyan’dır!” (Deniz Aras)

7 Ekim sabahı Filistin Ulusal Direnişi’nin Siyonist İsrail işgalciliğine ve zulmüne karşı “Aksa Tufanı Operasyonu” başlatması başta siyonizm olmak üzere bölge gerici devletleri ve siyonizme koşulsuz destek veren emperyalistlerde şok etkisi yarattı.

Hamas öncülüğünde başlatılan ve aralarında Filistin Ulusal Hareketi’nin tarihsel öznelerinden Filistin Halk Kurtuluş Cephesi gibi devrimci örgütlerin de yer aldığı “Operasyon Odası” tarafından yönetildiği açıklanan bu hamle, tüm dünyada olduğu gibi coğrafyamızda da tartışmalara yol açtı.

Yerini Bulan Her Vuruş Acı Verir!

Komünist partileri yaptıkları eylemleri kamuoyuna açıkladıkları gibi, yanlış yaptıkları eylemleri de kamuoyuna açıklar ve özeleştirisini yaparlar. Yanlış eylemlerin özeleştirisinin yapılması, o partinin dürüstlüğünü gösterir ve bu tür özeleştiriler kitlelere ve parti kamuoyuna güven verir.

Arif Alıç, 1978 yılında Hıdır Aykır ile Bayrampaşa  Hapishanesinden kaçtı. Parti tarafından kırsal (Dersim) alana gönderildi. 1981 yılının ortalarında, TKP/ML üyesi bir kişi tarafından öldürüldü.

Bu makaleyi, yazarken ölüm haberini aldığım, sevgili yoldaşım Turan Talay'ın anısına adıyorum.

Türk Tekelleri Afrika'yı Çok Çooook Sevdi!

TKP-ML Ortadoğu Parti Komitesi:Faşizm Ve Siyonizm Kaybedecek, Filistin ve Rojava Kazanacak!

Ortadoğu ezilen halklarının ezeli düşmanları olan Faşist T.C. ve Siyonist İsrail devletlerinin halklara yönelik saldırıları ile ezilen Rojava ve Filistin halklarının direnişine şahit oluyoruz. Bu gerici güçler, tüm teknolojik üstünlük ve emperyalist devletlerden tam destek görmelerine rağmen, Filistin ve Rojava halklarının direncini, mücadele kararlılığını kıramıyorlar. Egemenlerin tüm saldırılarına rağmen belirleyici olan yine halkın öz direnişi ve kararlılığı oluyor. Filistin ve Kürdistan halkları; İsrail Siyonizmine, T.C.

Arstahk: “Biz Beyaz Bayrak Kaldırmayız!”

Ermeni halkının soykırım ve tehcir tarihine bir yenisi daha eklendi. 1915 bitmedi. Bu kez TC destekli Azeri faşizmi eliyle utanç dolu katliam gerçekleşti. 19 Eylül günü Karabağ’ın (Arstahk) Başkenti Istepanagerd başta olmak üzere Karabağ’ın dört bir yanına saldırılar başlatan Azeri işgalcileri, saldırının birinci günü tamamlanmadan aralarında kadın ve çocukların da olduğu 35 kişiyi öldürüp yüzlerce sivil insanı yaraladı.

Vurun Abalıya - Çaresizsen Güneşe Bak... Cızz....

Proletaryalarda öğren proletaryalara öğret.

Nolurrr.... nolurrr.... bir kez de kabahati....

Fakirlik güzel şey... fakirlik güzel şey..

Hele de birde seni deniz kampına götüren, yanacam diye de çakma (yoğurt) yağlarıyla, insanın midesini bulandıracak bir şekilde,  orasını burasını yakan o... fakir...  insanları bırakıpta deniz manzaralı villalarda sabah kahvaltısı yapabilecek dostlarınız varsa... gerçekten fakirlik güzel şey.... gerçekten fakirlik güzel şey...

Kılıçdaroğlu sadece Kılıçdaroğlu değildir! -2-

Burjuva-feodal politika yapmanın bazı “incelikleri”!

Sayfalar