Pazar Mayıs 5, 2024

Tüm Yoldaşları, dostları İbrahim’den Sefagül’ler uzanan onurlu geleneğimizin direnci ve coşkusuyla selamlıyorum .

  

Merhaba Yoldaşlar
Murathan Mungan bir şiirinde “ne yollardan ne yıllardan geçtik ” diyordu, bizlerin durumuda buna benziyor. Yabancısı olmadığımız mekanlardayız. Herkes sınıfının çıkarlarına göre davranıyor,  burjuvazide öyle bizlerde öyle.  Büyük,  abartılacak şeyler yapmıyoruz, yalnızca olması gereken gibi olmaya çalışıyor,  yapılması gerekenleri yapmak için gayret sarf ediyoruz.

Partizan geleneği kökü derinlerde ve büyük bedeler, büyük emeklerle oluşturulmuştur.  Öyle kolay yıkılmaz. Tarihimiz, öncülerimiz bunu somut yaşayan ispatıdır. Tüm saldırılara,  tüm engellemelere rağmen gelişip büyümeye,  sokülemeyecek kökler salmaya devam edecektir. Dün Türkiye’nin çeşitli hapishanelerindeydik bugün Avrupa’nın,  değişen yalnızca zaman ve mekanlar. İki sınıf,  iki ideoloji açık yada örtülü bu kavgayı amansızca devam ettiriyor olan bu. Şu anda yaşadığımız durum burjuvazinin, sömüren zülmedenlerin uluslararası düzeyde sınıf çıkarlarını koruma uğraşının bir sonucudur. Bu da gösteriyorki doğru ve olması gereke bir noktada duruyoruz. Demeki ki uzlaşan, akıntıya kendini kaptıran, kabul edilebilir düzeyde varlığını devam ettiren bir hatta yürümüyor.

Bizlerin içerisinde bulunduğu durum Avrupa hukuku açısından dahi tam bir komedidir. Türkiye’de dahi serbestce satılan gazeteyi dağıtmak, satmak dahi suçlamalar arasında. Öncesi olay hukiki olmaktan önce politik ve ideolojik bir saldırıdır. Tavrımızda  bu nu boşa  çıkartmaya yönelik olmalıdır. Hukuksal olarak iddiaların altını boşaltmakda buna parelel yürüyecektir.

Ben ve bizler yanlız olmadığımızı biliyoruz. Yoldaşlarımızın dostlarımızın bu haksızlık ve hukuksuzluğa karşı yanımızda olacaklarından, olduklarından kuşkumuz yok . Sonuçta biz kazanacağız,  çünkü tarihsel olarak haklı ve güçlü olan bizleriz.

Tüm Yoldaşları, dostları İbrahim’den Sefagül’ler uzanan onurlu geleneğimizin direnci ve coşkusuyla selamlıyorum .

” Yoldaşlar, kavga sonuna kadar
duyuyorun nal seslerini
geliyor   bizimkiler ” !

SAMİ SOLMAZ

     
48861

Misafir yazarlar

Güncele iliskin yazilariyla sitemize katki sunan yazar dostlarimiza ait bölüm

Misafir yazarlar

Bir Devrim Yapmalıyız!

Emperyalist dünya sistemi tam bir kaos içinde. Dünyaya egemenler ama dünyayı yönetemiyorlar. Soygun, sömürü ve savaş düzenleri her yönde çatırdamaya başaldı. Bir türlü azami karlarını istedikleri düzeye çıkaramıyorlar. Emperyalist sistem SOS veriyor. Ücretli kölelik üzerine kurulu aşırı kar ve aşırı üretim sistemi yürümüyor. Dünyanın toplam GSYH 105 Trilyon dolar iken, toplam borçları 310 trilyon doları geçmiş durumdadır. Bir taraftan devasa sermaye büyüklüğü, bir taraftan ise, muzzam bir yoksullaşma, yoksunlaştırma ve çürüme at başı gidiyor.

T.C.nin 100 Yıllık Tarihi ve Faşizme Karşı Sınıf Mücadelesi

 

Giriş:

Komünist Parti Manifestosu’nun giriş cümlesi “bugüne kadarki tüm toplum tarihi sınıf mücadelesi tarihidir” diye başlar. Bu belirleme o güne kadarki -ve elbette sonrası için de- tüm toplumların nasıl bir evrim izlediklerini gayet net ve anlaşılır bir şekilde özetlemektedir.

İyi Yahudiler de Var!

 

 

"1980'de başka bir operasyonda yakalanıp hapishaneye gittiğimde Yuda amcayla tanıştım. Satranç oynamayı bana o öğretti. Kültürlü bir insandı. Müthiş bir kitap okuma tutkusu vardı. Haftada mutlaka bir kitap okurdu. Şeker hastası olduğu için her yemeği yiyemezdi. Ona elimizden geldiğince yiyebileceği yemekler yapmaya çalışırdık"

Türk Devletinin Kuruluşundan Günümüze Ulus ve Azınlıklara Uyguladığı Baskı

Ülkemizde var olan ve yaşanan ulusal ve azınlıklar sorunun temelinde gerçekleşmemiş olan demokratik halk devrimi yatmaktadır. Demokratik halk devrimi gerçekleşmeden temel hak ve özgürlükler sorunun önemli parçası olan ulus ve azınlıklar sorunu asla çözüme kavuşamaz. 

Emperyalizme Boyun Eğme ve Yarı-Sömürgeliği Kabul Etme Antlaşması Lozan

Kasım 1922’de başlayan ve Temmuz 1923'te sona eren Lozan Konferansı'nda emperyalist devletlerle Türk Devleti arasında yapılan görüşme de çizilen sınırlarla Türk Devletinin kuruluşuna onay verildi. Konferans belgelerinde Sovyetler Birliği'nin de katıldığı geçse de Sovyetler Birliği Boğazlar Meselesi dışındaki görüşmelere katmamıştır. Görüşmelere 1. Emperyalist Paylaşım Savaşının galipleri İngiltere, Fransa, Yugoslavya, İtalya, Romanya ve Yunanistan katılmıştır. Görüşmede belirleyici konumda İngiltere ve Fransa olduğunun altı çizilmelidir.

TC’nin Kuruluş İdeolojisi Kemalist Faşizm ve Günümüzdeki Varyantı

Ülkemizde sorun ve çelişkiler çözülmediği gibi mevcut durum giderek daha çetrefilli bir döneme girmiş durumdadır. Bunun sonucu işçi sınıfı ve emekçi yığınların sömürüsü had safhaya varmıştır. Yoksullaşma en üst düzeye çıkmıştır. Ülkenin girdiği sarmal durumun bedeli tamamen emekçi sınıflara yüklenmiştir. Elbette ki yoksulluk ve işsizlik her zaman var olmuştur. Sınıf çelişkileri, sömürü, baskı ve diktatörlük dönemleri her zaman yaşanmıştır. Bundan sonra da sınıf çelişkileri var olduğu müddetçe baskı mekanizması varlığını devam ettirecektir. Lakin günümüzdeki mertebeye çıkmamıştır.

Türkiye Cumhuriyeti’nin Kuruluşunda İzmir İktisat Kongresi, ya da Emperyalizme Bağımlılığın Belgesi

Osmanlı iktisat tarihinde önemli bir yer tutan kapitülasyonlar ilk olarak 1352 yılında Cenevizlilerle olan ticareti artırmak maksadı ile verilmiştir. İlerleyen yıllarda ise ticaret yollarında yaşanan değişiklikler ve dünya ticaretinin yeni rotalar edinmesi sonucunda başka bazı ülkeler de kapitülasyonlar yani ticaret yaparken kimi ayrıcalıklar edinme hakkı elde etmişlerdir.

Yüzyıldır Tarihin Dışında Bir Rejim: TC!

 

Türk devletinin kuruluşunun yüzüncü yılında, Türk devletinin kuruluşu ve adına “Milli Mücadele” ya da “Kurtuluş Savaşı” denilen süreci ve bu sürece önderlik eden sınıfları kısaca ifade etmek, Türk devletinin hangi temeller üzerinden yükseldiğini ve sınıfsal niteliğini tanımlamak açısından önemlidir.

TC'nin Yüzyıllık Tarihinde İşçi Sınıfı ve Mücadelesi

Giriş:

İşçi sınıfının tarihi kapitalist sistemin gelişmesinden ve burjuvaziden ayrı ele alınamaz. Burjuvazinin ortaya çıktığı yerde işçi sınıfı da vardır. Ve bir çelişmenin iki yanı olan işçi sınıfı ve burjuvazi, birlikte var olurlar. Bu iki zıt kutup hem birbiriyle mücadele ederler ve hem de biri olmadan diğeri olmaz. Bu iki toplumsal sınıfı yaratan kapitalist sistem olmuştur.

 

Devrimci Demokratik Kamuoyuna ve Halkımıza!

KOMÜNİST ÖNDER İBRAHİM KAYPAKKAYA’YI ORTAK BÖLGESEL GECELERLE ANACAĞIZ!

Çakma komünistler! (Deniz Aras)

Her genç Kaypakkayacının biraz da alaycı bir alaycı mutlaka karşılaştığı bir cümledir “Köylü devrimcisi”! Kastedilen elbette İbrahim Kaypakkaya ve onun görüşlerini savunanlardır. Bu tanımı yapanlar için zaman mefhumu sanki bir avantaj olarak kullanılır. Zaman geçtikçe Kaypakkaya’nın görüşlerinin eskidiği sanılır ya da umulur. Kaypakkaya artık eskide kalmıştır ve şimdi “yeni şeyler” söyleme zamanıdır!

Sayfalar