Çarşamba Mayıs 29, 2024

TKP/ML-(YDK) Faşist Türk ordusunun Efrin işgaline karşı her alanda protestolarımızı yükseltelim! Efrine sefer olsada zafer olmaz!

İşgalci faşist Türk ordusu haftalardır iç kamuoyuna yönelik yaptığı propagandayla işgal için zemin hazırladığı Efrin'e 20 Ocak 2018 tarihinde binlerce asker, yüzlerce tank ve ağır silahlarıyla girdi. AKP'nin İşgal harekatına diğer faşist odaklar MHP ve CHP de tam destek verdi. Bu, aynı zamanda “Yenikapı ruhu”nun yeni bir versiyonu “Milliyetçi Cephe”nin savaş ayağının da oluşturulmasıdır. Faşist Türk devleti, bölgedeki  gerici bir güç olan ÖSO'yu yanına alarak başlattığı saldırıda, daha ilk saatlerde onlarca sivil yaralanırken, 7 çocuk da hayatını kaybetti.

AKP, 2016 yılından bu yana uyguladığı OHAL ve çıkardığı KHK'lerle yönettiği bu süreci 2019 yılına  kadar taşımak istiyor. Belediye, milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanmak için  milliyetçiliği ve ırkçılığı sürekli sıcak tutarak “devletin bekası” safsatasıyla Efrin'i işgal etmiştir.

Türk devleti artık sadece Türkiye Kürdistan'ı için değil, Kürdistan'ın tüm parçaları için de büyük bir tehlikedir. Osmanlı'dan cumhuriyete devredilen bu düşmanlık ve işgalci gelenek Kürtlerin yabancısı oldukları bir durum değildir. Mazlum Kürt ulusu; Irak, İran, Suriye ve Türkiye'de 100 yıldır ezilmiş ve katliama uğratılmıştır. 1923 yılında parçalanan Kürdistan, bu barbar, gerici ve faşist rejimler  tarafından toprakları ilhak edilmiştir.

Kürtlerin Suriye iç savaşında elde ettikleri statüye karşı Türk devleti başından itibaren düşmanca bir tutum aldı. Kürtlerin katledilmesi ve Rojava'nın düşmesi için IŞİD ve El-Nusra gibi faşist gerici çetelere her türlü destek verilerek saldırılar gerçekleştirildi. Tüm bu saldırları boşa çıkartan Kürtler, Rojava'da gerçekleştirdikleri devirimle yeni bir gelecek kurdular.

Suriye'de, IŞİD çetelerinin yenilgiye uğratılmasının ardından Suriye'nin yeniden yapılanması için başlayan görüşmelere PYD'nin katılması kaçınılmaz bir hal alınca, Türk devleti her türlü tehdide başvurarak, Astana, Cenevre ve Soçi görüşmelerine Kürtlerin katılmasını engellemeye girişti.

Suriye'deki pazar paylaşımında Rusya ve ABD emperyalizmi de Kürtlere oynayarak kendi paylarına düşeni almak için Kürtleri kurbanlık koyun gibi kendi pis emellerine alet etmeye çalışıyorlar. Rusya'nın işgalden birkaç gün öncesi Türk devletiyle yaptığı doğalgaz boru hattı antlaşmasının hemen ardından, faşist Türk ordusunun Efrin'e saldırması arasındaki pazarlığın iyi görülmesi gerekmektedir. Keza ABD emperyalizminin de Kürtler üzerinden Türkiye'yle yaptığı muhtemel pazarlıklar ve ABD emperyalizminin “Türkiye önceden bizi bilgilendirdi” açıklaması ve Türk devletinin de “Kimse bize engel olmuyor” demeçleri bu  işgale karşılık gelmektedir.

Türk devletinin işgal hayali kursağında kalacaktır. Daha önceki tüm işgal girişimleri nasıl direnişle püskürtüldüyse Efrin işgali de yeni bir direniş hamlesiyle boşa çıkartılacaktır. Efrin'de dalgalanan YPG bayraklarını indiremeyecek, hiçbir direnişçiyi kollarında taşıdıkları sembollerle “toprağa” gömemeyeceksiniz! Tek bir gerçek varsa, o da, Türk askerlerinin Efrin'den sağ çıkamayacağıdır. Kürtler, yıllardır kazandıkları savaş tecrübelerini Efrin'de zafere dönüştürecektir. Daha şimdiden tüm sivil yerleşim yerleri, evlerini ve mahallelerini terk etmeyeceklerini ifade ederek, büyük bir direniş göstermek için genel bir  seferberlik ilan etmiş bulunuyorlar.

Rojava'da bulunan TKP/ML TİKKO Rojava Komutanlığımız da dahil devrimci güçler faşist Türk ordusunun işgaline karşı mazlum Kürt ulusunun yanında direnişe katılarak bu işgali boşa çıkartacaktır.

Avrupa'da bulunan tüm güçlerimiz Kürt halkıyla birlikte işgal sona erene kadar sokakları asla boş bırakmamalıdır. Her yerde faşist Türk ordusunun bu işgali teşhir edilip Efrin halkının yanında olduğumuzu gösterelim. Avrupa'nın her yerini eylem alanına çevirelim. Hiçbir birey ben olmasam da olur dememelidir. Gün bu işgale karşı çıkma, mazlum Kürt ulusunun yanında olduğumuzu gösterme günüdür!

Kahrolsun Faşist Türk Ordusunun Efrin İşgali! 

Direniş  Kazanacak, İşgalciler Kaybedecek!

Yaşasın Ulusların Kendi Kaderlerini Tayin Hakkı!

Yaşasın Dayanışma, Yaşasın Direniş!

TKP/ML-(YDK)

22 Ocak 2018

48422

II. ABDÜLHAMİD MEVZUU[*]

 

“Gerçeği bilmeniz gerekiyor,

gerçeği aramanız gerekiyor.

Gerçek sizi özgür kılacak.”[1]

 

“ÖZELEŞTİRİ”NİN ELEŞTİRİSİ[*]

 

SİBEL ÖZBUDUN-TEMEL DEMİRER

 

“Sende, ben, imkânsızlığı seviyorum, 

fakat aslâ ümitsizliği değil.”[1]

 

Anlama/ ve kavramanın dünyayı değiştirmek için mücadele edenler için eleştirel bir “olmazsa olmaz” olması yanında; “Netlik [de] insanın en büyük gücüdür.”[2] Bu bir.

Kılıçdaroğlu sadece Kılıçdaroğlu değildir! (1ci bölüm)

Açıklama: Bu yazı, Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin Genel Başkanlığına getirildiği dönemde, 2010 tarihli Partizan’ın 72. Sayısında yayımlanmıştır. Yazı eski olsa da, yazılanlar eski sayılmaz. Zira Mayıs 2023 seçimlerinde “halkın umudu” olarak önümüze konan Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP’sinin burjuva-feodal sistemde oynadığı rol, özellikle de seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından açık bir şekilde ortaya çıkmıştır. Ve ortaya çıkan bu gerçeklikler, Partizan makalesinde dikkat çekilen ve tespitleri yapılan gerçekliklerle uyumludur.

Beylere ve devlete karşı olmak (Nubar Ozanyan)

Artsahk (Karabağ) sekiz aydır kuşatma ve abluka altında. Elektrik, gaz, akaryakıttan yoksun; açlığa ve dermansızlığa mahkum edilmiş bir şekilde teslim olması bekleniyor. Soykırımın günümüzde almış olduğu en utanç verici ve acımasız hali yaşatılmaktadır halka.

Ne uluslararası Adalet Divanı’nın kararı ne sekiz aydır çalınan diplomatik kapılar, Karabağ’da yaşayan Ermeni halkının yaşamsal sorunlarına çare, derdine derman oldu. Yapılan sayısız görüşme, müracaat ve iletişimden hiçbir sonuç çıkmadı.

“Bir Tek Mücadele Kaybedilir; O Da Terk Edilen Mücadeledir.” (Kadınların birliği)

Cumartesi Annelerinin eylemi, bu ülkenin en uzun soluklu mücadelesidir… Birçok kez engellendi, saldırıya uğradı, sürekli hale gelen polis saldırısı nedeniyle 1999’dan 2009’a kadar ara verildi, pandemi döneminde online olarak yapıldı ama ne olursa olsun Cumartesiler, 1995 yılından bu yana yani 28 yıldır “kaybolan” çocuklarını, eşlerini, babalarını, annelerini, arkadaşlarını, yakınlarını arayan insanların ama en çok da annelerin eylem günü oldu.

Yeni Emperyalistler Eski Emperyalistlere Karşı

Kapitalizmin; gelişmesi, genişleyerek yoğunlaşması ve üretimin her geçen gün artmasıyla ortaya çıkan tekelleşme ve uluslararası yönünün esas hale gelmesi, onu daha saldırgan bir aşama olan emperyalist bir aşamaya ulaştırdı. Bu gelişme, sınıfların netleştiği ve sınıflar arası mücadelenin keskinleştiği kapitalist ekonomik sisteminin diyalektik gelişiminin bir karakteristiğidir. Kapitalizm derinlemesine ve enlemesine geliştikçe yeni emperyalist ülkeler ortaya çıkacak ve bu da  emperyalistler arası çelişmeyi artan ölçüde derinleşecektir.

BRICS'in Johannesburg'da zirve toplantısı

Çin yeni emperyalist konumunu genişletiyor

Bugün Güney Afrika'nın Johannesburg kentinde Vladimir Putin'in yalnızca sanal olarak katıldığı yeni emperyalist BRICS ülkelerinin (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin, Güney Afrika) zirve toplantısı sona eriyor.

Altı ülke eklendi

Tartışmaların merkezinde 14 yıl önce kurulan BRICS grubunun "BRICS Plus" olarak genişletilmesi yer alıyordu.

“ECDAT” HİKÂYELERİ[*]

 

“Geçmiş içinde yaşanacak bir şey değildir.

Eyleme geçerken içinden bir şeyler çekip

çıkarttığımız bir sonuçlar kuyusudur.”[1]

 

KADINLARIN BİRLİĞİ | Halk Okulu Devrimcilik Adı Altında LGBTİ+ Düşmanlığı Yapmaya Devam Ediyor!

Bir süredir Halk Okulu’nda LGBTİ+lar ve LGBTİ+ mücadelesi üzerinden genelde ilerici, devrimci harekete özelde proletarya partisine yönelik “değerlendirme”lerde bulunulmaktadır.

Bu “değerlendirmelerin” temel anlayışına ve üslubuna, devrimci kamuoyu da bizler de aşinayız.

Martager (Nubar Ozanyan)

Yaşamı Fakir, savaşımı Martager olan komutan, sert yaşadı. Bir derviş gibi Kafkaslar’ı, Ortadoğu’yu dolaştı. Mazlumların yaşamından gürültü yapmadan kopup giderken geride derin izler ve unutulmaz anılar bıraktı. Yaşadığı her toprak parçasında eski ve köhnemiş olan her şeye meydan okudu. Yaşarken Ararat’a, düşerken Cudi’ye bakarak “Elveda” dedi.

Devrimci Bir Çıkış İçin Örgütlen-Örgütle

“…Komünist Enternasyonale bağlı tüm partiler, ‘Kitlenin daha derinlerine!’, ‘Kitlelerle daha sıkı temas!’ şiarlarını ne pahasına olursa olsun pratiğe geçirmelidirler; kitleler sözünden anlaşılması gereken emekçilerin ve sermaye tarafından sömürülenlerin, özellikle de en örgütsüz ve en bilinçsiz, en fazla ezilen ve örgütsel olarak kapsanması en zor olanların tümüdür.”(1)

Sayfalar