Cuma Mayıs 17, 2024

TKP/ML-TİKKO ROJAVA KOMUTANLIĞI:103 YILDIR UNUTULMAYAN ERMENİ SOYKIRIMINI LANETLİYORUZ.

Aradan 103 yıl geçti. 103 yıl geride kaldı. Yaşanan Ermeni soykırımı unutulmadı, acıları yok olmadı. Kapanmayan toplumsal bir yara olarak  günümüze dek yaşanmaya devam ediyor. Suçsuz günahsız kadın ve çocuk bedenleri “Der-zor, Mergede,Endivar,Şedade,Serekaniye”de Suriye’nin-Rojava’nın çöllerinde kum taneciklerine dönüştü. Soykırım anıları toz olup uçmadı. Geride kalanların hafıza ve yüreklerinde  silinmez acı olarak kaldı.  

Üç bin yıl boyunca yaşadıkları kadim topraklardan zor ve baskıyla tarihe “Büyük felaket” olarak yazılan bir soykırımla sökülüp koparılan Ermeni halkının acıları günümüze dek devam ediyor. Binlerce yılda yaratılıp biriktirilen çoğaltılıp büyütülen uygarlık, kanla zorbalıkla sürgün yollarında,dipsiz uçurumlarda, kör kuyularda susuz çöllerde yok edildi.

24 nisan mazlum Ermeni halkının acı ve yıkımlarla dolu yaşadığı büyük trajedinin yüz üçüncü yılıdır. İnsanlık tarihine Jenosid (soykırım) olarak geçen bu insanlık suçu, aynı zamanda TC. faşizminin   bir kez daha lanetlenmesi ve yargılanması gereken bir tarihdir.

20 yüzyılın bu utanç dolu soykırımı uygar dünyanın gözleri önünde yaşandı. Soykırım suçu Alman emperyalistlerinin onay ve rızasıyla işlendi. Bu utanç dolu zulüm tarihinin planlayıcısı-uygulayıcısı olan İttihat-Terakki  aynı zamanda faşist kemalist iktidarın doğup-büyüdüğü-beslendiği ilk Türkçü-tekçi-turancı partidir. Onun ilk örgütlenme çekirdeğidir. Dolayısıyla faşist TC. DEVLETİ ermeni soykırımından  muaf tutulamaz. Ermeni soykırımı Alman emperyalizminin uşağı İttihat-Terakki partisi tarafından planlı-örgütlü-sinsi bir şekilde acımasızca gerçekleştirildi. Yeni TÜRKİYE Cumhuriyetinin, ulus devlet temelleri  mazlum ermeni halkının sayısız canı ve kanı üzerinde inşa edildi. TC. faşizmi kan ve gözyaşı üzerine kurduğu ulus-devletini ermeni soykırımı ile sonlandırıp sınırlandırmadı. Aynı tarihlerde asuri-süryani-keldani-rum halkı da tıpkı ermeni halkı gibi büyük bir acıyı yaşadı. Devamında Kürt halkı Ararat (Ağrı)-Koçgiri-Dersim’de sayısız katliamlara uğratıldı. TC.  devleti tarihi boyunca katliamlarına hiç ara vermeden sayısız suç işlemeye devam etti. TC. devleti bütün katliamların planlayıcısı ve uygulayıcısı olan bir suç örgütüdür. TC. bir soykırım ve katliamlar devletidir. Türk egemenleri olan komprador burjuvazisinin ve toprak ağalarının sermayesi kanlıdır, zenginlikleri talandır. Yüzbinlerce ermeni kadın ve çocuğun kanı üzerine kuruludur. Türk parası üzerinde Kemal Atatürkün resmi kanlıdır.

Soykırım ve katliamlara aralıksız devam eden insanlık suçlarını sayısız kez işleyen faşist TC. Devleti aynı zamanda aldatma ve kandırma üzerine kurduğu sahte özgürlük ve demokrasi politikalarıyla da bilinmesi, tanınması ve yargılanması gereken iki yüzlü bir devlettir. Tarihin her sayfasında ve adımında katliam ve işkence suçu işlemekten bir an olsun geri durmayan bu zorba devlet, yalan-darbe-hile-entrika ve iğrenç komplolarıyla da işlediği suçları, gerçekleştirdiği katliam ve soykırımları gizleme, saklama inkar etmeye çalışmasıyla da ünlüdür. Uygarlığa ve insanlığa ait hiç bir değere ve mirasa sahip olmayan katliam ve insanlık suçu işlemekten başka övünülecek hiç bir şeyi olmayan TC. devleti geçmişte ve bugün yaptıklarının hesabını vermekten kurtulamayacaktır. Sivas-Çorum-Maraş-Roboski-Lice-Soma-Cizre-Rojava-Suruç-Ankara-Efrin katliamlarının hesabını vermekten kurtulamayacaktır. TC. devleti sadece ermeni halkına karşı suç işlememiştir. Süryani-Keldani-Rum-Kürt-Alevi halklarına ve inançlarına,  işçilere-devrimcilere-özgürlük savaşçılarına karşı da sayısız katliamlar ve suçlar işlemiştir. Bugün bu suçların bir devamını barışın toprağı ve adı olan Efrin’i  işgal ederek gerçekleştirdiler. Barışın topraklarını Efrin’i kanla kirlettiler.  

Suç ve ikiyüzlülük dosyası oldukça kabarık olan faşist TC. devleti ancak özgürlük ve demokrasi düşmanı ülkeler ve yönetimler tarafından örnek alınmakta onlar için model olmaktadır. Bugün dünyanın gerici-feodal-faşist devlet ve yönetimleri tarafından sahiplenilmektedir. Bugün TC. devletinin en büyük destekçisi, savunucusu ABD ve Alman emperyalistleridir. Dün Alman emperyalistlerinin onay ve desteğiyle ermeni soykırımı gerçekleştirildi bugün ise ABD-RUS ve AB ülkelerinin destek ve onayıyla Efrinde işgal ve katliam gerçekleşti. Ermeni soykırım suçunu kabul etmekten kaçınan, Kürt katliamlarının hesabını vermekten uzak duran TC. devletinin inkarcı iki yüzlü politikası  daha fazla sürdürülemez durumdadır.

Batılı ve Rus emperyalistlerin destek ve onayını alan TC. devleti Efrini işgal ederek yeni bir Kürt katliamını daha gerçekleştirdi.  “Sınır güvenliğini koruma, bölgeyi terör belasından kurtarma” yalanı üzerine inşa etmeye çalıştığı argümanlarıyla  TC. devleti  Türkiye halkını kandırmaya aldatmaya çalışmaktadır. Dün ermeni soykırım suçunu işlemediğini iddia eden TC. devleti bugün de aynı şekilde Efrini işgal etmediği yalanına başvuruyor. Soykırım ve işgal suçlarını işlemediğine dair olmadık yalan ve düzmece tarih yazmakta sahte senaryolar öne sürmektedirler. Aklı başında onur ve vicdan sahibi hiç kimseyi inandıramayan suç ve katliam örgütü olan TC. devleti mazlum ve masum halkların adalet ve vicdan arayışlarında yargılanarak hak ettiği cezayı almaktan kurtulamayaacaktır.           

Hiç bir inkar ve öne sürülmeye çalışılan sahte suçsuzluk senaryoları iki yüzlülük dolu yalanlar ne ERMENİ soykırımını ne Asuri-Rum-Keldani katliamlarını ne de bugün işlenen kürt katliamlarının gerçekliğini örtbas edemez. Toprak ve su kadar gerçek olan taşlara kayalara uçurumlara derin izler bırakarak anıları bugüne kadar silinmeyecek kadar taze olan ermeni soykırımının hesabını faşist TC. devleti er ya da geç mutlaka verecektir. TC. Devleti tarih önünde ve ezilen dünya halklarının vicdanında soykırımcı-katliamcı-suç örgütü olma suçundan yargılanmaktan kurtulamayacaktır.

ERMENİ SOYKIRIMINI UNUTMADIK, UNUTTURMAYACAĞIZ. !

EFRİN İŞGAL SUÇUNU İŞLEYEN TC. DEVLETİ HALKLARIN DEVRİMCİ ÖFKESİNDEN KURTULAMAYACAKTIR.

KAHROLSUN İŞGALCİ-SOYKIRIMCI-KATLİAMCI FAŞİST TÜRK DEVLETİ!

TKP/ML-TİKKO ROJAVA KOMUTANLIĞI

NİSAN 2018 

 
47328

Hepimiz Mazlum’a borçluyuz:Garabet Demirci

 

Devrimciliği Yaşam Tarzına Dönüştürelim

Bizim gücümüz, haklılığımız ve meşruluğumuzda; olayları, olguları diyalektik- materyalist bakış açısıyla ele almamızda yatıyor.

TKP-ML Merkez Komitesi : Newroz Piroz Be!

İmha, İnkar ve Asimilasyona; İşgal ve İlhaka; Sömürüye, Açlığa, Yoksulluğa, ve Faşizme Karşı

İsyan, Direniş, Serhildan!

Newroz, coğrafyamızda binlerce yıllık sınıflı toplumlar tarihinde sömürülen, ezilen, baskı gören halkların zalimlere, sömürücülere karşı isyanının simgesidir. Günümüzde de başta Kürt halkı olmak üzere bütün ezilen halkların, zalimin zulmüne karşı isyan ve direnişinin, Demirci Kawa’nın isyanının zalim ve katliamcı Dehaklar karşısında yükseltilmesinin, isyan ateşlerinin dört bir yanda yakılmasının adı olmuştur.

Oylar SADET'E.... Oylar DEVA'YA... Oylar İYİ PARTİ'ye....

"Bindik bir alamete gideyoz kıyamete."

Aklımızın sınırlarının zorlandığı günlerde geçiyoruz.

İlemde bir partiye oy verecekseniz....

Sanki iyi parti sizi öldürüyorda chp sizi öldürmüyorsa(?)...

Niye oy verdiğiniz millet ittifakı'nın parlamentizmden vaz geçmemiş paydaşlarından biri de olmaya.

Ve Bakırhan buyurdu: " İstanbul'da kent uzlaşısı sağladık" diye

Ve Sakık buyurdu: "CHP'ye oy yok." diye.

Ve ..

Kadınlar ve İşçiler

Kadınlar neden, niçin ve nasıl eziliyor, neden cinsiyet ayrımcılığın en temel ve en tepe noktasında yer alıyor, neden öldürülüyor neden erkek baskısı kadın üzerinde şiddetleniyor vb. soruların yanıtı ile; işçiler neden, niçin ve nasıl sömürülüyorsa verilecek yanıtlar aynı yerde arandığında, kadının kurtuluşu sorununa, daha genel anlamda ise işçi sınıfı ve emekçilerin kurtuluş sorununa daha doğru yaklaşılmış olacaktır.

Yerel Seçimler ve Proleter Tavır

 

 

Türkiye 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak yerel seçimlere kilitlenmiş bulunuyor. Baskı, yasaklamalar, açlık, yoksulluk, pahalılık ve işsizlik en can alıcı sorun olarak ülke gündemindeki yerini korurken, tüm burjuva partiler 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlerde kazanacakları belediyelerin hesaplarını yapmakla meşguller.

Misak Manuşyan ve 23’ler Ölümsüzdür!

Misak Manuşyan (1.9.1906 – 21.2.1944) ve yoldaşlarını, Nazi kurşunları ile Paris’te katledilmelerinin 80. yılında saygıyla anıyoruz İnsanlığın düşmanı faşizmi ise bir kez daha lanetliyoruz.

İnsanlığın başına kara bulut gibi çöken, yıkımlar, savaşlar ve dahası onarılması mümkün olmayan felaketlere sebep olan Hitler Faşizmi, 1933 yılında Almanya’da iktidara gelmesiyle başladı. 1929 ekonomik ve sosyal bunalımını atlatamayan ve çözüm bulmakta zorlanan, kapitalist-emperyalist ülkeler, sorunlarını savaş yolu ile çözmek, pazarların yeniden paylaşma savaşına giriştiler.

ÖNCE SERMAYE, SONRA, YİNE SERMAYE

13 Şubat 2024 tarihinde Erzincan iline bağlı İliç'de Çöpler Madencilikte meydana gelen toprak kaymasında 9 (bu rakamın daha  yüksek olduğu iddiası da var) işçi toprak altında kaldı. Bu son olayda, “maden kazası” olarak adlandırılan işçi katlimının, doğa katliamı ile birlikte olağan hale getirildiği ve bu seri katliamların, sermayenin birikimi ve büyümesi için olmazsa olamaz kuralı olduğu  gerçekliğiyle karşı karşıyayız.

Ağır tecrit, büyük direniş (Nubar Ozanyan)

Biz 5 Nolu Amed Zindanı’ndan tanırız faşizmin üniformalı generallerini ve kan yüzlü zindan bekçilerini! Özgürlük mahkumlarına intikam alırcasına en ağır işkencelerin nasıl yapıldığını çok iyi hatırlarız. Devrimin öncü ve önderlerine nasıl düşmanca yüklendiklerini iyi biliriz. Sadece memleketimizden değil, biz ağır tecrit koşullarını ve ölümcül duvar sessizliğini, Peru devriminin önderi Başkan Gonzalo yoldaşın 29 yıl süren direnişinden biliriz.

„Dijitalleşme“ Kitabım Üzerine

Kitabın konusu, işçi sınıfının nicel ve nitel varlığıyla doğrudan ilgilidir. Özellikle üretim sürecinde dijitalleşmenin artmasıyla, işçi sınıfının sınıfsal niteliğine yönelik ciddi saldırılar gelmeye başladı. İşçi sınıfının ortadan kalkacağı, burjuvazinin, ücretli iş gücü sistemi olmadan, salt makineler üzerinden artı-değer elde edeceği gibi, doğrudan kapitalist sistemi var eden temel olgular yok sayılmaya başlandı.

Yavuz Proletarya Ev Sahibini Bastırırmış

-Seçimleri Boykot-

Zavallı kılıçdaroğlu.

Kazanınca (parlamentarizme) geçmeyi başarabilince) kazanabilmek için yaptığı her şeyin anlamsızlaşacağıyla o kadar ilgilenmişti ki ...

Aman neyse biz proletaryalara ne.

Ulusalcıların - sosyal demokratların ağır bedellerle anlamsızlaştırdığı parlamentarizm komplolarla tarihin tozlu sayfaları içerisinde kaybolup giderken...

imamoğlu'nun şapkada çıkardığı tavşan özgür özer'e eşbaşkan'ım diyerek itibar kazandırma yarışına düşen dem'liler ile...

Sayfalar