Perşembe Mayıs 9, 2024

TKP-ML Ortadoğu Parti Komitesi:Faşizm Ve Siyonizm Kaybedecek, Filistin ve Rojava Kazanacak!

Ortadoğu ezilen halklarının ezeli düşmanları olan Faşist T.C. ve Siyonist İsrail devletlerinin halklara yönelik saldırıları ile ezilen Rojava ve Filistin halklarının direnişine şahit oluyoruz. Bu gerici güçler, tüm teknolojik üstünlük ve emperyalist devletlerden tam destek görmelerine rağmen, Filistin ve Rojava halklarının direncini, mücadele kararlılığını kıramıyorlar. Egemenlerin tüm saldırılarına rağmen belirleyici olan yine halkın öz direnişi ve kararlılığı oluyor. Filistin ve Kürdistan halkları; İsrail Siyonizmine, T.C. faşizmine, yerel molla ve gerici diktatör rejimlerine karşı yarım asırdır onurlu duruşundan taviz vermeden devam ediyor.

Kürdistan’da yürütülen mücadele Rojava devrim gerçekliği ile demokratik bir kazanım aşamasına evrilmiş; IŞİD gericiliğine, faşist ve soykırımcı TC’nin Ortadoğu’daki yayılmacı hamlelerine büyük darbe vurulmuştu. Rojava Devrimi’nin bu kazanımlarına tahammül edemeyen T.C. egemenleri, belli zaman aralıkları ile askeri, siyasi, ekonomik ve deyim yerindeyse her alanda saldırılarına devam ettiler. Bu saldırılar, HPG gerillalarının Ankara eyleminden sonra askeri alanda daha kapsamlı fiili saldırıya dönüştü. Kendi kalbinden vurulmuş olmanın acizliği ile saldırganlaşan Erdoğan ve şurekası, azılı faşist Hakan Fidan’ın ağzından her türlü savaş suçunu işleyerek, Rojava halkının kazanımlarına saldıracağını dillendirdi.

5 Ekim’den bu yana Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetim alanında bulunan hastaneler, elektrik üretim santralleri, su istasyonları, sivil halkın evleri/köyleri, petrol ve benzin istasyonları, silolar ve birçok üretim alanı vuruldu. Rojava bu saldırılara karşı direnişini sürdürmeye devam ediyor. Şu ana kadar 110 bölge hava saldırılarına maruz kaldı ve saldırılar hala devam ediyor. T.C. bu saldırılarla ekonomik olarak tahribat yaratmak ve gerici unsurları kışkırtmak suretiyle Rojava devrim kazanımlarını yıpratma amacındadır.

Der Zor bölgesinde olduğu gibi gerici unsurların kışkırtılması TC’nin yıllardır denemekten bıkmadığı bir taktik olagelmiştir. AKP-MHP kliği, içinde bulunduğu krizi örtmek için de savaşı bir araç olarak kullanmaktadır. Ancak TC’nin bu hamleleri karşılık bulmadığı gibi gerillanın faşizmin merkezine vurduğu darbe ile acizliği iyiden iyiye artmıştır. Son saldırılar buna örnektir.

TC faşizmi saldırıların dozunu artırmakta, suç üstüne suç işlemektedir. TC’nin bu saldırılarına karşı, Özerk Yönetimin öz gücü Suriye Demokratik Güçleri karşı saldırılarla faşist TC ordusuna kayıplar verdirmiştir.

Rojava’nın direnişi sürerken, İsrail siyonizmine karşı mücadelesini sürdüren Filistin halkının öz güçleri, “Aksa Tufanı Operasyonu” ile işgal altındaki topraklara yönelik bir hamle başlatmış, işgalci Siyonist İsrail güçlerine ağır kayıplar verdirmiş, birçok İsrail askerini tutuklamıştır. Bu operasyon ile “anlı şanlı” ve teknolojik üstünlüğüne güvenen İsrail ordusuna büyük bir darbe vurulmuştur. Naqba’dan bu yana Siyonist İsrail devletinin zulmüne karşı direnen Filistin halkı, mücadele kararlığını bir kez daha ortaya koymuştur. Filistin ulusal mücadelesi haklı ve son derece meşrudur. Filistin ulusal direnişinde, -her ulusal harekette olduğu gibi kendi içinde kimi gerici yanları barındırmakla birlikte-, temel olan ezilen bir halkın ezen ulusa karşı mücadelesinin demokratik yanıdır. Zulme, sömürüye, katliamlara, aşağılanmaya başkaldırısıdır.

Kürt halkının içinden çıkan Barzani ihaneti gibi Arap devletlerinin ve faşist T.C. devletinin ihanetleri, Filistin halkının mücadelesini söndürememiştir. Ezilen ve sömürülen Arap halkının en büyük düşmanları, Arap devletlerinin başına çöreklenmiş olan uşak şeyhler, emirler, diktatörler ve krallardır. Onların Siyonizm ile attıkları “normalleşme” adımları, sınıfsal karakterlerini yansıtmaktadır. Ancak ezilen halkın karakteristik özelliği direnmesi ve günü geldiğinde kendi ihanet güruhlarını tarihin çöplüğüne atmasıdır.

Tarihin bu gelişim seyrinden Ortadoğu’nun ezilen halkları azade değildir. Asırlardır süren mücadele siyonizmin, faşizmin ve tüm işbirlikçi dikta ve molla rejimleri ile emperyalist-kapitalist sistemin Ortadoğu’da ezilmesine kadar sürecektir. Filistin ve Rojava halklarının direnişleri bu mücadeleye örnek olmaya devam ediyor.

Ortadoğu’nun bütün ezilen halklarına, komünistlere, devrimcilere ve yurtseverlere sesleniyoruz: Rojava ve Filistin özgülünde yükselen direnişi sahiplenelim! Bu direniş ile dayanışma geliştirelim ve olduğumuz her alanda faşizme ve siyonizme karşı mücadeleyi yükseltelim! Ezilenlerin kurtuluş mücadelesi bunu gerektirir.

Selam Olsun Rojava ve Filistin Halklarının Direnişine!

Yaşasın Rojava ve Filistin Halklarının Direnişi!

Kahrolsun TC Faşizmi ve İsrail Siyonizmi!

TC Faşizmi ve İsrail Siyonizmi Döktükleri Kanda Boğulacaklardır!

Biji Berxwedana Gelan!

Yaşasın Özgür Filistin!

TKP-ML Ortadoğu Parti Komitesi

7 Ekim 2023

1573

Proletarya Partisi

 Proleterya Partisi'nden gundeme iliskin yazilar

Son Haberler

Sayfalar

Proletarya Partisi

Çutakımız Hrant (Nubar Ozanyan)

Soykırımcıların, hafıza katillerinin tüm çabalarına karşın Ermeni halkının ve ilerici insanlığın hafızasında halen dipdiri olan Hrant Dink; özgürlüğün ve adalet arayışının simgesi olarak anılmaya devam ediyor. Yüzbinlerin hem kalbine hem de duygularına bu denli etkili ve sarsıcı dokunmayı başaran Hrant Dink, bu gücü Ermeni soykırım gerçekliği kavrayışından, özgürlüğe ve adalete olan güçlü inancından, tutarlı duruşundan alıyordu.

Bir Sol Liberal Aydının Ezilen Ulus Milliyetçiliği Temelinde Ulus Sorununa Yaklaşımının Eleştirisi

Giriş:

Uluslar kapitalizmin şafağında ortaya çıkmıştır. Ancak, kapitalizmin emperyalizme evrilmesiyle de ulusal sorunlar çözülebilmiş değildir. Hala ezilen uluslar ve bunların kendi kaderlerini özgürce tayin etme mücadeleleri sürmektedir. Özellikle emperyalizmin ortaya çıkmasıyla birlikte, ezilen ulus sorununun çözümü doğrudan proleter devrimlere bağlanmıştır.

Dağın Sara’sı (Sakine Cansız), Nubar Ozanyan

Aradan yıllar geçse de direngenliğin hikayesini yazan Sara (Sakine Cansız), unutulmadan konuşulup anılıyorsa bu onun istisna bir kişilik olduğunu gösterir. Unutulmayacak kadar değerli çalışmalar yürüten, her dönem geride okunacak notlar bırakan Sara, Kürt Özgürlük Hareketi’nin öncü soluğu olmayı başarmış bir devrimcidir.

Cüret edip özneleşelim, kurtuluş için örgütlenelim ve hep birlikte devrimle özgürleşelim!

– Merhaba, kendinizi tanıtır mısınız?

– Merhabalar, ben Rosa Avesta, TKP-ML Komünist Kadınlar Birliği (KKB) temsilcisiyim.

– TKP-ML KKB olarak 5 Mayıs 2023 tarihinde yaptığınız açıklamada 1. Kongrenizi yaptığınızı açıkladınız. Bu Kongreye gelinceye kadar geçen süreci özetleyebilir misiniz?

Sosyalizm Bayrağının Arkasına Saklanan Sosyal Şovenizm!

Yerel seçim süreci, egemen sınıflar arasındaki kapışmanın yeni adresi olarak giderek ısınan bir gündem olarak karşımıza çıkıyor.

2023 Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinde AKP-MHP faşist ittifakı ve merkezinde CHP’nin yer aldığı “Millet İttifakı” arasındaki mücadeleden ilki ezici bir üstünlükle galip çıktı. Daha doğrusu, devlet aklı, önümüzdeki dönem için yola “CHP’nin de onayıyla” Türk-İslam senteziyle, gerici ve faşist bir ittifakla devam etme kararı aldı.

Vahşet ve zulümle biten yıllar (Nubar OZANYAN)

Yeni yıl ezilen halklara yenilik adına bir şey getirmedi. Zulmün bir devamı, vahşetin bir tekrarı yeniden yaşatılıyor. Dünyanın muktedirleri, sermayenin generalleri Orta Doğu’yu yeniden paylaşmak, hegemonyalarını pekiştirmek için her gün daha fazla sayıda savaş gemisini denizlere sürüyorlar. En kıyıcı silahlarını yeni bir paylaşım savaşı ve çatışmaları için hazırlıyorlar. Filistin, Kurdistan, Ukrayna savaşın ve çatışmaların en sert ve en tahripkar geçtiği ülkeler olma gerçekliğini korumaya devam ediyor.

Roza Luxsemburg ve Karl Liebknecht Yaşıyor, Lenin Yol Göstermeye Devam Ediyor!

 

Roza Luxsemburg ve Karl Liebknecht bundan 105 yıl önce dönemin SPD hükümetinin Freikorsp (Gönüllüler Alayı) askerleri tarafından kurşuna dizilerek katledildiler.

Birinci emperyalist paylaşım savaşının ufukta görünmeye başladığı 1907 yılında toplanan İkinci Enternasyonal çıkması muhtemel savaşa karşı “hazır olunması” ve “savaş bütçelerine hayır” denmesi çağrısında bulundu.

Gerici Zorun Panzehiri, Devrimci Zordur

Görsel ve yazılı basında her gün çürümüş, kokuşmuş sistemin icraatlarına tanıklık ediyoruz. Artık uyuşturucu baronlarına, çetelere dair haberler “sıradan” vakalar haline gelmiş durumda. Tabi ki, bizim işimiz bunların çetelesini tutmak değildir.

“Mücadele, İsyan, Örgüt ve Ezilenlerin Savaşına Doğru…”

Oldukça sarsıcı bir yılı geride bıraktık. Artsakh’da, Rojava’da, Gazze’de işgal saldırıları sürerken Afganistan’da halk Taliban zulmüne katlanmak zorunda kaldı.

Yeni ticaret anlaşmaları ve pazar paylaşım savaşları nedeniyle Ortadoğu halkları Kafkaslar’dan Arap Yarımadası’na zulme uğramaya, göçe zorlanmaya, açlığa ve yoksulluğa hapsedildi. Şimdi yeni bir yıla girerken bu emperyalist ve gerici saldırıları direniş ile karşılayan Ortadoğu halkları zaferlere muktedir…

 Bölgede tırmandırılan savaş

AKP veya CHP’ye Kaybettirmek mi? 3. Yol mu?

Devrimci mücadelenin gerilediği, devrimci-komünist ve yurtsever hareketlerin kitleler üzerindeki etkisinin önemli oranda azaldığı bir sürecin içinden geçiyoruz.

“Ateş Hırsızları”nın Felsefesi, Filozofları[*]

“Diyalektik felsefe karşısında

hiçbir şey sonal,
mutlak, kutsal değildir.”[1]
 
Felsefe “Öldü” mü? Öncelikle belirtmeliyim ki, böyle düşünen insanlar olsa da, yaşam devam ettiği sürece felsefe nihayete ermez; onu “gereksiz” bir şeymiş gibi sunmaya kalkışanlar ise yanılıyor!
Felsefeye yabancılaşan bir çürüme/ çöküş labirentindeysek de; o, insan(lık)ın aptallaştırılmaması için vardır.

Sayfalar