Salı Mayıs 7, 2024

‘Şengal ve Kobanê‘de Yükselen Direniş Ruhuyla Gençlik Festivalimizi Sahiplenelim, Direnişe Ortak olalım!!

Yeni Demokratik Gençlik (YDG) Kobanê’de gelişen direnişe ve 24. Gençlik Kültür Sanat Festivaline dair bir açıklama yayınladı. Gençlik Kültür Sanat Festivalin’de elde edilecek gelirin bir kısmının Kobanê direnişine aktarılacağı belirtilen açıklamada, Festivalin daha yüksek seviyede sahiplenilmesi için çağrıda bulundu.Yapılan çağrınan tam metni ise şöyle;
 

Şengal ve Kobanê‘de Yükselen Direniş Ruhuyla Gençlik Festivalimizi Sahiplenelim, Direnişe Ortak olalım!!

DAİŞ çeteleri Kobnê’de katliam, talan ve vahşet için saldırılarını yoğunlaştırırken, Kobnê halkı da insanlık onuru için direnmeye devam ediyor. 32 Gündür direnen YPG/YPJ güçleri ile yurtsever halkın ve tüm Kürdistan halkının ortak direnişi, Dünya ezilen halklarına ve halk gençliğine direnişi öğretiyor, direnişin yolunu gösteriyor. Örgütlü mücadelenin zorunluluğunu, zorun zorla karşılık blacağınının mesajını veriyor. Emperyalizmin barbarlaştığı saldırılar boyunca, halkın silahlanarak karşı koyması bir zorunlluk olarak gerçekliğini bir kez daha göstermiştir. Rojava’da ortaya çıkan devrim süreci, bedeller üzerinden yükselmeye devam ediyor. Şengal’de soykırıma uğrayan Ezidi halkımız, iki yıldan fazla bir süredir (IŞ)İD barbarlığına karşı kahramanca gögüs gögüse dövüşürken düşen YPG/YPJ şehitleri, Kobanê şehitleri, direnişe güç katan yurtsever ve devrimci şehitleri ile Rojava devrimi bedel ödüyor, haklı ve meşru direnişini sürdürmeye devam ediyor.

(IŞ)İD, Emperyalist sistemin barbar yüzüdür. Derme çatma olarak kısa bir sürede geliştirilen bu örgütün arkasında emperyalistlerin kendisi vardır. Emperyalistlerin ve uşaklarının ulusal, etnik ve dini çelişkileri kullanarak yıllardır beslediği (IŞ)İD barbar çetesi, onların müdahalesi ile ortadan karkacak bir örgüt değildir. Barbarlığı ortadan kaldıracak olan ezilen halkların ortak direnişi, örgütlü mücadelesi olacaktır. Ezilen halkların emperyalistlerin silah yardımına ihtiyacı yoktur.

Bundan dolayıdır ki, ezilenlerin birlikte mücadelesini örgütlemek ve Kobanê direnişine sahip çıkmak için tüm gücümüzle Avrupa’da harekete geçmeliyiz. Nasıl ki Kobanê ve Şengal’de direniş birlikleri gögüs gögüse çarpışıyorsa, bizlerde yaşadığımız alanlarda bu mücadelenin birer parçası olduğumuzu bilmek zorundayız. Her alanda kaşı devrmci güçlerin saldırılarını boşa çıkarmak, bu saldırılara karşı barikat olmak gerekmektedir. DAİŞ çeteleri sadece Kürdistan, Irak ve Suriye’de değil, bir çok alanda halka korku salmak için devrimci demokrat kesime gözdağı verme uğraşındadır. Başta Strazburg, Hamburg ve İstanbul olmak üzere bir çok alanda gerçekleşen saldırıların amacı korku salmaktır. Ancak emperyalistler, uşakları ve gericiler bilmelidirler ki, ezen ezilen çelişkisi olduğu müddetçe, ezilenlerin haklı mücadelesini yürütmeye devam edeceğiz. Bizi bundan hiçbir güç vazgeçiremeyecektir.

Avrupa alanında gençliğin DAİŞ çetelerine katılmaları bizlere önemli görevlerimizi tekradan hatırlatmaktadır. Empeyalist kapitalist sistem özellikle göçmen gençliği baskılamakta, ayrımcı politikalara tabi tutmakta, ırkçılığa maruz bırakmaktadır. Aynı sistem, kendisine öfke dolan gençliği yine kendi projeleri ile sömürge ve yarı sömürge ülkelerde gericiliğin ve faşizmin elinde halka karşı bir silah olarak kllanmaktadırlar. Bu politika bize yabancı deildir. Teşhir etmemiz gereken en önemli politika bu olacaktır. Emperyalizm, yozlaştırma ile başaramadığını, DAİŞ gibi çeteler eliyle hayata geçirmektedir.

Emperyalist saldırganlığa karşı önemli bir mevzimiz olan 24. Gençlik Kültür ve Sanat Festivalimizi bu görev bilinci ile ele alıyoruz. 15 Kasım’da gerçekleştireceğimiz Festivalimizde devrimci Sanatçı Yılmaz Güney anılacak ve Kobanê direnişi gündemleştirilecektir. Ayrıca elde edilecek maddi gelirin bir kısmı Kobanê halkına gönderilecektir.

Festivalimiz, 24 yıllık geçmişimiz boyunca belkide en önemli sürecini yaşamaktadır. Festivalimizi sahiplenmek demek ezilen tüm kesimlerin direnişilerini sahiplenmek demek olacaktır. Başta YDG’liler olmak üzere tüm anti-faşist, anti-emperyalist gençliği festivalimizi sahiplenmeye çağırıyoruz.

Kobanê Direnişinden aldığımız güçle sokaklara!

Festivalimize Güç katalım, Direnişi Geliştirelim!

Yaşasın Enternasyonal Dayanışma!

Yaşasın Yeni Demokratik Gençlik Mücadelemiz!

Birlik-Mücadele-Zafer!

YENİ DEMOKRATİK GENÇLİK’


77791

Misafir yazarlar

Güncele iliskin yazilariyla sitemize katki sunan yazar dostlarimiza ait bölüm

Misafir yazarlar

Bir Devrim Yapmalıyız!

Emperyalist dünya sistemi tam bir kaos içinde. Dünyaya egemenler ama dünyayı yönetemiyorlar. Soygun, sömürü ve savaş düzenleri her yönde çatırdamaya başaldı. Bir türlü azami karlarını istedikleri düzeye çıkaramıyorlar. Emperyalist sistem SOS veriyor. Ücretli kölelik üzerine kurulu aşırı kar ve aşırı üretim sistemi yürümüyor. Dünyanın toplam GSYH 105 Trilyon dolar iken, toplam borçları 310 trilyon doları geçmiş durumdadır. Bir taraftan devasa sermaye büyüklüğü, bir taraftan ise, muzzam bir yoksullaşma, yoksunlaştırma ve çürüme at başı gidiyor.

T.C.nin 100 Yıllık Tarihi ve Faşizme Karşı Sınıf Mücadelesi

 

Giriş:

Komünist Parti Manifestosu’nun giriş cümlesi “bugüne kadarki tüm toplum tarihi sınıf mücadelesi tarihidir” diye başlar. Bu belirleme o güne kadarki -ve elbette sonrası için de- tüm toplumların nasıl bir evrim izlediklerini gayet net ve anlaşılır bir şekilde özetlemektedir.

İyi Yahudiler de Var!

 

 

"1980'de başka bir operasyonda yakalanıp hapishaneye gittiğimde Yuda amcayla tanıştım. Satranç oynamayı bana o öğretti. Kültürlü bir insandı. Müthiş bir kitap okuma tutkusu vardı. Haftada mutlaka bir kitap okurdu. Şeker hastası olduğu için her yemeği yiyemezdi. Ona elimizden geldiğince yiyebileceği yemekler yapmaya çalışırdık"

Türk Devletinin Kuruluşundan Günümüze Ulus ve Azınlıklara Uyguladığı Baskı

Ülkemizde var olan ve yaşanan ulusal ve azınlıklar sorunun temelinde gerçekleşmemiş olan demokratik halk devrimi yatmaktadır. Demokratik halk devrimi gerçekleşmeden temel hak ve özgürlükler sorunun önemli parçası olan ulus ve azınlıklar sorunu asla çözüme kavuşamaz. 

Emperyalizme Boyun Eğme ve Yarı-Sömürgeliği Kabul Etme Antlaşması Lozan

Kasım 1922’de başlayan ve Temmuz 1923'te sona eren Lozan Konferansı'nda emperyalist devletlerle Türk Devleti arasında yapılan görüşme de çizilen sınırlarla Türk Devletinin kuruluşuna onay verildi. Konferans belgelerinde Sovyetler Birliği'nin de katıldığı geçse de Sovyetler Birliği Boğazlar Meselesi dışındaki görüşmelere katmamıştır. Görüşmelere 1. Emperyalist Paylaşım Savaşının galipleri İngiltere, Fransa, Yugoslavya, İtalya, Romanya ve Yunanistan katılmıştır. Görüşmede belirleyici konumda İngiltere ve Fransa olduğunun altı çizilmelidir.

TC’nin Kuruluş İdeolojisi Kemalist Faşizm ve Günümüzdeki Varyantı

Ülkemizde sorun ve çelişkiler çözülmediği gibi mevcut durum giderek daha çetrefilli bir döneme girmiş durumdadır. Bunun sonucu işçi sınıfı ve emekçi yığınların sömürüsü had safhaya varmıştır. Yoksullaşma en üst düzeye çıkmıştır. Ülkenin girdiği sarmal durumun bedeli tamamen emekçi sınıflara yüklenmiştir. Elbette ki yoksulluk ve işsizlik her zaman var olmuştur. Sınıf çelişkileri, sömürü, baskı ve diktatörlük dönemleri her zaman yaşanmıştır. Bundan sonra da sınıf çelişkileri var olduğu müddetçe baskı mekanizması varlığını devam ettirecektir. Lakin günümüzdeki mertebeye çıkmamıştır.

Türkiye Cumhuriyeti’nin Kuruluşunda İzmir İktisat Kongresi, ya da Emperyalizme Bağımlılığın Belgesi

Osmanlı iktisat tarihinde önemli bir yer tutan kapitülasyonlar ilk olarak 1352 yılında Cenevizlilerle olan ticareti artırmak maksadı ile verilmiştir. İlerleyen yıllarda ise ticaret yollarında yaşanan değişiklikler ve dünya ticaretinin yeni rotalar edinmesi sonucunda başka bazı ülkeler de kapitülasyonlar yani ticaret yaparken kimi ayrıcalıklar edinme hakkı elde etmişlerdir.

Yüzyıldır Tarihin Dışında Bir Rejim: TC!

 

Türk devletinin kuruluşunun yüzüncü yılında, Türk devletinin kuruluşu ve adına “Milli Mücadele” ya da “Kurtuluş Savaşı” denilen süreci ve bu sürece önderlik eden sınıfları kısaca ifade etmek, Türk devletinin hangi temeller üzerinden yükseldiğini ve sınıfsal niteliğini tanımlamak açısından önemlidir.

TC'nin Yüzyıllık Tarihinde İşçi Sınıfı ve Mücadelesi

Giriş:

İşçi sınıfının tarihi kapitalist sistemin gelişmesinden ve burjuvaziden ayrı ele alınamaz. Burjuvazinin ortaya çıktığı yerde işçi sınıfı da vardır. Ve bir çelişmenin iki yanı olan işçi sınıfı ve burjuvazi, birlikte var olurlar. Bu iki zıt kutup hem birbiriyle mücadele ederler ve hem de biri olmadan diğeri olmaz. Bu iki toplumsal sınıfı yaratan kapitalist sistem olmuştur.

 

Devrimci Demokratik Kamuoyuna ve Halkımıza!

KOMÜNİST ÖNDER İBRAHİM KAYPAKKAYA’YI ORTAK BÖLGESEL GECELERLE ANACAĞIZ!

Çakma komünistler! (Deniz Aras)

Her genç Kaypakkayacının biraz da alaycı bir alaycı mutlaka karşılaştığı bir cümledir “Köylü devrimcisi”! Kastedilen elbette İbrahim Kaypakkaya ve onun görüşlerini savunanlardır. Bu tanımı yapanlar için zaman mefhumu sanki bir avantaj olarak kullanılır. Zaman geçtikçe Kaypakkaya’nın görüşlerinin eskidiği sanılır ya da umulur. Kaypakkaya artık eskide kalmıştır ve şimdi “yeni şeyler” söyleme zamanıdır!

Sayfalar