Pazartesi Mayıs 20, 2024

Rıza Saygılı'ya saygıyla.... Yücel ÖZDEMİR

30 Haziran günü Paris'te gazetemiz Evrensel'le dayanışma amacıyla bir etkinlik planlanmıştı. Eğer etkinlik, gazeteye eşi ve can yoldaşı Yıldız Eren ile birlikte büyük emekler veren Rıza Saygılı'nın sağlık durumunun kötüleşmesi nedeniyle iptal edilmeseydi, yazarımız Ender İmrek ile birlikte bu gazetenin nasıl büyük bedeller, özveriler ve fedakarlıklarla 25. yılına geldiğini anlatacaktık.

Fransa'da işçi sınıfının, emekçilerin, gençliğinin mücadelesinin Evrensel aracılığıyla Türkiye'deki emekçilere aktarıldığını söyleyecek, bunu sağlayan arkadaşlarımıza teşekkür edecektik. Ve, önümüzdeki yıllarda da gazetenin gelişip güçlenmesi için destek ve dayanışmanın önemine işaret edecektik. Türkiye'de işçi sınıfının en uzun soluklu günlük gazetesinin parçası olmak, geçmişte ve günümüzde desteğini esirgemeyen herkesin gurur kaynağı.
30 Haziran sabahı, yakalandığı amansız hastalık nedeniyle yitirdiğimiz Rıza Saygılı'nın, bildiği Fransızca ve İspanyolca nedeniyle gazeteye katkısı çoğumuzdan farklıydı. Fransa'dan başlayarak dünyayı değiştirmek için önce anlamamız gerektiğine dair açtığı yol anlamlıydı.

Fransa, Avrupa Birliği ve Latin Amerika ülkelerinin durumu üzerine yazdıkları, çevirdikleri, anlattıkları hala hafızalarımızın bir yerinde duruyor.

24 Eylül 2006'da yine amansız bir hastalık sonucunda yitirdiğimiz Şeref Aydın için Almanya'da düzenlenen cenaze töreninde yaptığı konuşmada, onun yaşadığı ülkenin dilini öğrenerek, araştırmalarını nasıl derinleştirdiğini, Avrupa'nın farklı ülkelerindeki arşivleri nasıl taradığına dikkat çekmişti. Son nefesine kadar yılmadan mücadele eden Aydın'ın örnek yaşamını genç kuşaklara anlatırken sesi titriyordu. Tıka basa dolu salon pür dikkat onun kaybedilen bir yoldaş için söylediklerini dinliyordu.

Aradan tam 13 yıl geçti...
Şimdi Şeref Aydın için söylediklerinin çoğunu Rıza Saygılı için de söylememiz gerekiyor.
Şeref Aydın'ın bulduğu bilimsel sosyalizm tarihinden süzülmüş değerli araştırmaların bir kısmı Rıza Saygılı'nın, Ocak 2018'de yitirdiğimiz kardeşi Hüseyin Saygılı'nın katkılarıyla Türkçe'ye kazandırılmıştı.

Şeref Aydın, Rıza ve Hüseyin Saygılı'nın yanına bir de 3 Nisan 2016'da yitirdiğimiz Doç. Dr. Kenan Ateş'in adını eklememiz gerekiyor. İlk halkasında Deniz'in olduğu zincirin farklı halkaları olarak birbirlerini tamamlıyorlardı.

Türkiye'nin farklı kentlerinden, farklı inançsal ve kültürel kökenlerden gelen zincirin halkaları bilimsel sosyalizm mücadelesi birleşmişti. Yoldaş etmişti.
Hayat bazen uzun bazen çok kısa olabiliyor. Kimin zaman ne olacağı ya da ne kadar yaşayacağı belirsiz. Amansız bir hastalık ya da bir kaza normal sürede dolması gereken ömrü kısaltabiliyor. O zaman da yapılması gereken işler, hayaller, umutlar, özlemler yarım kalabiliyor. Artık şairin dediği gibi, “Ne kadar yaşadığın değil, nasıl yaşadığın önemli bu hayatta.”

Gambetta durağında metrodan inip Tenon Hastanesi'nin büyük avlusunda vardığımızda toplanan yoldaşları, Rıza Saygılı'nın her birinin hayatında nasıl dokunarak dönüştürücü bir rol oynadığına dair örnekler veriyor. Birisi “Bizde çok emeği vardı” diye özetliyor. Ekvador’dan İtalya’ya kadar birçok ülkenin komünistlerinden gelen başsağlığı mesajları enternasyonalizme yaptığı katkıları gözler önüne seriyor.

Çoğumuzun “Rıza hocası” artık bu dünyada değil. Aramızdan ayrıldı. Ama yaşamı, yazdıkları, hayat karşısındaki duruşu geride kalanlar için örnek olmaya devam edecek.

O'nun hep dediği gibi “Hayat devam ediyor.”

O'nu ve ideallerinin genç kuşaklara anlatılması geride kalanların görevi... Sadece bu değil, toprağa düşen her bir yoldaş için fedakarlık, sorumluluk ve yaratıcı çalışmayı arttırmak da... 

6444

Misafir yazarlar

Güncele iliskin yazilariyla sitemize katki sunan yazar dostlarimiza ait bölüm

Son Haberler

Sayfalar

Misafir yazarlar

DİSİPLİN ANLAYIŞIMIZA ELEŞTİREL BİR BAKIŞ - I

Aslında bu konuyu yıllar önce kaleme aldığım “Dersim Dağlarında” ve “Mao Zedung Değerlendirmeleri” isimli kitaplarımda, yaşanan somut örnekler üzerinden irdeleyip, kendimce, genel yaklaşımın ne olması gerektiğini, özlü bir perspektif olarak ortaya koymuştum. Ancak ne var ki bu kitaplarda ki tüm diğer konular olduğu gibi, bu konu da ‘meşru muhatapları’ olması gereken kişi ve yapılarca; ‘üç maymun’ seçeneğiyle karşılanmaya devam ediyor.

TKP-ML Merkez Komite: Pratiğimizde Bilinç, Bilincimizde Rehberdir İbrahim Kaypakkaya!

Coğrafyamız komünist önderi ve Demokratik Halk Devrimi’nin sönmez meşalesi İbrahim Kaypakkaya yoldaşın Amed Hapishanesi’nde katledilmesinin 51. yılındayız. Önder yoldaşımızın 18 Mayıs 1973’te katledilmesinden sonraki yarım asırlık zaman diliminde Türkiye ve Türkiye Kürdistanı toplumsal mücadeleleri tarihinin gelişim seyri, İbrahim Kaypakkaya’nın görüşlerini sadece doğrulamakla kalmamış aynı zamanda güncel kılmıştır.

Selahattin Demirtaş'a ve bütün tutsaklara...

"YÜREĞİN UMUT ETTİĞİ O ADRESTE" "LI DILÊ KU DIL HÊVÎ DIKE"

Düşkünlüğün, alçaklığın, düzenbazlığın, bağnazlığın, ırkçılığın, sefilliğin, çürümüşlüğün, bencilliğin, rezilliğin ve vurdumduymazlığın rağbet gördüğü bu topraklar sana göre değil dostum.

Yıllardır tanırım seni.

Hani, yüz yüze görüşmüşlüğümüz olmasa da, beraber oturup bir bardak çay içmemiş, tek kelime sohbet etmemiş olsak da, sen hep aşinaydın bana.

Bir aralar bu aşinalığa bir isim bulayım dedim ama inan hiçbir yere oturtamadım.

Akraba desem, değil.

Komşu desem, hiç değil.

TKP-ML MK Siyasi Büro Üyesiyle Röportaj: “Partimiz 53. Mücadele Yılında Faşizme Karşı Savaşını Kararlılıkla Sürdürecektir”

” Kitlelerin hakim sınıfların siyasetinden bağımsız, kendi siyasetini örgütlenmesi ve dahası bir güç olarak ortaya çıkmasını önemsiyoruz. Bu anlamıyla başta İstanbul 1 Mayıs Taksim alanı olmak üzere, işçi sınıfının, emekçilerin, kadınların ve halk gençliğinin 1 Mayıs’ta Alanlara çağrısını değerli ve anlamlı buluyoruz.”

– Öncelikle kendinizi tanıtır mısınız?

– İsmim Özgür Aren. TKP-ML MK, Siyasi Büro üyesiyim.

Tayyip'i, tayyip'e olan güvende yendi

Ah... kuzucuğum ah...

Ne oldu bize böyle.

Ne oldu.

Her şey tıkırında giderken...

Neler yaşadık böyle.

Bu seferde kediler chp'nin lehine mi trafoya girdi ne

Veyahut da.... veyahut da...

"Sizin siyasetçiler bizim sermayeden bir kaç kişiyi yemeye niyetlenirde  bizde hemide hala iktidardayken sizlerden daha fazlasını ham... ham... etmeyiz mi ha..." demenin yarattığı korku uzlaşısı dolu komplo teorileriyle mi  bundan sonraki seçimleri açıklayacağız.

Yoksa... yoksa...

Daha dün bir; bu gün iki

1 Mayıs'ı Taksim'e Mahkum Etmek!

1 Mayıs; sıradan bir gün değil, sınıfın ortaya çıkışından bu yana, ulusal ve evrensel düzeyde, burjuvaziye karşı verdiği mücadele deneyiminin toplam deneyim ve birikimlerini içeren ve onu yaşatmak için ortaya koyduğu kavganın adıdır. Bu nedenle de 1 Mayıs Uluslararası işçi sınıfının mücadele ve dayanışma günüdür.

"Legal parti sorunu" Üzerine

Legal parti sorunu, aslında hem Uluslararası Komünist Hareket ve hem de Türkiye ve K. Kürdistan Devrimci Hareketi açısından hiçte yeni ya da ‘bakir’ bir sorun sayılmazken; ama nedense devrimci hareketin ‘radikal sol’ olarak addedilebilecek kimi kesim ve yazarlarınca, böyleymiş gibi sunulmaya çalışılmakta.

Emperyalizm Üzerine Notlar -2

“Motor Üretimi Yoksa, Emperyalizm De Yoktur”

Soru: 2 -Türkiye'nin kendi tekniği (gelişmiş sanayisinin) yoktur. Örneğin bir motor bile yapamamaktadır. (Marksist Teori'nin Almanya-Frankfur'da 24 Şubat 2024"de düzenlediği "Lenin Dünyaya Bakmak" Sempozyumu tartışmalarından)

TKP-ML TİKKO Genel Komutanlığı: Partimiz Savaşımızı Aydınlatmaya Devam Ediyor: Ona Omuz Ver! Güç Kat!

Ailevi sorunlar, geçim derdi, gelecek kaygısı, hayaller, yaşanmışlıklar, günden güne ömrün tükenmesi ve sonuç olarak hiçbir şey yaşamadığını farkettiğin ve yüreğine bir acının gelip oturduğu an... bunu ikimize kendime armağan ediyorum. Dost varmı ki şu zaman da derdini alıp vuracak sırtına ..ve biz nelerden uzak kalmışız haberimiz yok...şimdi ki dostluklarda ne duman ne tüten var

TKP-ML MK: TKP-ML, 52 YAŞINDA!

“Daha Sıkı, Daha Sağlam, Daha Kararlı Bir Savaş” İçin Israr ve Sebatla!

Mao Zedung yoldaşın önderliğindeki Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin dünyayı sarsan fırtınaları içinde, coğrafyamız sınıflar mücadelesinin bir ürünü olarak doğan partimiz TKP-ML, 52 yaşında!

Emperyalizm Üzerine Notlar

Uzun bir zamandan beri emperyalizm üzerine makaleler yazıyorum, konferanslar veriyor, panellere katılıyorum. Bir de „Emperyalist Türkiye“ adlı kitabım yayınlandı. Bu kitapta'da Türk devletinin emperyalistleştiğini ve emperyalist bir devlet haline geldiğini; ekonomik, siyasi ve askeri olarak değerlendiriyorum.

Katıldığım seminer, panel, konferans ve çeşitli konuşma ortamlarında, yeni emperyalist ülkeler konusunda bana bir çok sorular soruldu, benim tezlerime karşı karşı tezler ileri sürüldü. Bir çoğu tezlerimi onaylarken, çoğunluk tezlerimi reddetti.

Sayfalar